adının dışında eğitim kavramıyla ilgili olmadığını düşündüğüm çarpık yapılaşma.
eğitim: bireyde yaşantı yoluyla kalıcı ve istendik davranış değişikliği oluşturma süreci olarak tanımlanan olgudur.
ancak türk eğitim(!) sisteminin bireylerde olumlu anlamda davranış değişikliği sağlaması bence pek mümkün değildir.
zira eğitim kavramının anlam kazanabilmesi için öncelikle bireylere ihtiyaç vardır.
ancak eğitim sistemimiz insanların birbirlerinden farklı olduğu gerçeğini temel almak yerine insanlara cemaat mantığıyla yaklaşmakta, farklılıkları kurumak yerine insanları standartlaştırmaya çalışmaktadır.
insanları farklılıklarıyla kabul edecek ve onları birey olarak algılayacak bir eğitim sistemi oluşturulmadıkça ülkemizde zihinsel bir gelişimin sağlanması hayaldir.
sorgulamayan, bilmek, araştırmak, anlamak yerine inanmayı tercih eden yığınlar oluşturmak için en ideal sekilde oluşturulmuş eğitim sistemine türk eğitim sistemi denir.
şiddetin ve şiddeti uygulayan gücün her fırsatta yüceltildiği bir toplumda görülmesi doğal(!) kabul edilmesi gereken olaylardır.
yönettiğini sandığı ülkeyi kara çarşaflı kadınların ve çübbeli sarıklı erkeklerin yaşadığı bir yer sanan ve öyle olması için elinden geleni yapan bir zihniyetin temsilcisi rtenin gösterdiği davranış.
bu davranışıyla rte türkiye cumhuriyeti devletine ve onun temsilcilerine gösterdiği saygıyı bir kez daha sergilemiştir.
bu davranışıyla rte türkiye cumhuriyeti devletine ve onun temsilcilerine gösterdiği saygıyı bir kez daha sergilemiştir.
renk değildir. ışıksızlıktır.
"klasik koşullanma" kavramını psikolojiye kazandıran rus bilim adamı.
bireyin yaşantısı yoluyla kasıltı ve istendik davranış değişikliği oluşturması sürecidir. beşikten mezara kadar olan tüm yaşam sürecini kapsar.
olmayan bir davranışı kazanma, kazanılmış olumsuz bir davranışı olumlu hale getirme ve kazanılmış olumlu bir davranışı geliştirme şeklinde görülebilir.
anadolu öğretmen liselerinde öğretilen "eğitim bilimlerine giriş" dersinin ilk konusudur.
olmayan bir davranışı kazanma, kazanılmış olumsuz bir davranışı olumlu hale getirme ve kazanılmış olumlu bir davranışı geliştirme şeklinde görülebilir.
anadolu öğretmen liselerinde öğretilen "eğitim bilimlerine giriş" dersinin ilk konusudur.
türkçeye "yüz yüze" gibi salakça bir isimle çevirilmiş filmdir. "face off" kavram olarak filmde de görülebildiği gibi "yüzün çıkarılması" anlamında kullanılmıştır.
"yer demir gök bakır" isimli bir sinema filminin yönetmenliğini de yapmıştır.
tanrının bir başka güçle savaşması gibi bir durum söz konusu olmadığına göre bir savaş aracı olarak da askerlere ihtiyacı yoktur.
bazı kişilerin sadece tanrının imajını kullanmak ve kendilerini önemli hissetmek uydurdukları kavramdır.
bence tanrının askerlere değil; tanrının insanın yapacaklarına ihtiyacı olmadığını anlatacak öğretmenlere ihtiyacı var.
bazı kişilerin sadece tanrının imajını kullanmak ve kendilerini önemli hissetmek uydurdukları kavramdır.
bence tanrının askerlere değil; tanrının insanın yapacaklarına ihtiyacı olmadığını anlatacak öğretmenlere ihtiyacı var.
devletin kadrolu isası!
yaşanan bu olayda çok derin çelişki içeren bir durum var.
silahlı saldırı eylemini gerçekleştiren kişi bir avukat yani işi hukuk olan bir kişi.
hukukta bireylerin "cezalandırma" yapmak gibi yetkileri yoktur. cezayı otorite yani devlet verir.
bir avukatın yani amacı otoritenin adaleti dağıtmasını sağlamak olan bir kişinin, adaleti(!) kendi eliyle sağlamaya çalışması çok şaşırtıcı ve üzücüdür.
silahlı saldırı eylemini gerçekleştiren kişi bir avukat yani işi hukuk olan bir kişi.
hukukta bireylerin "cezalandırma" yapmak gibi yetkileri yoktur. cezayı otorite yani devlet verir.
bir avukatın yani amacı otoritenin adaleti dağıtmasını sağlamak olan bir kişinin, adaleti(!) kendi eliyle sağlamaya çalışması çok şaşırtıcı ve üzücüdür.
futbol sadece futboldur.
insanlar futbola sporun dışında anlamlar yükledikleri için futbol, spor olma özelliğini yitirmiş, büyük çıkarların ve bu çakarları elde etmek için yaşanan çatışmaların yaşandığı bir araç haline gelmiştir.
insanlar futbola sporun dışında anlamlar yükledikleri için futbol, spor olma özelliğini yitirmiş, büyük çıkarların ve bu çakarları elde etmek için yaşanan çatışmaların yaşandığı bir araç haline gelmiştir.
ispanyolcası "dama" olan kelimedir.
bu saldırının hedefi "laik" türkiye cumhuriyetidir.
zira saldırıya uğrayan danıştay, türkiye cumhuriyeti devletinin dayandığı üç temel ayaktan bir tanesi olan "yargı" erkinin en üst temsilcisidir.
"yürütme" erkini yani başbakanlığı ve bakanlar kurulunu ele geçirdiğini düşünen aşırı dinci zihniyetin diğer erkleri ele geçirmek amacıyla gerçekleştirdiği talihsiz eylemdir.
zira saldırıya uğrayan danıştay, türkiye cumhuriyeti devletinin dayandığı üç temel ayaktan bir tanesi olan "yargı" erkinin en üst temsilcisidir.
"yürütme" erkini yani başbakanlığı ve bakanlar kurulunu ele geçirdiğini düşünen aşırı dinci zihniyetin diğer erkleri ele geçirmek amacıyla gerçekleştirdiği talihsiz eylemdir.
toplum tarafından uydurulan ve zaman içinde abartılarak "sorgulanamaz kavramlar" haline getirilen kurallara uymayan bireyleri aşağılamak ya da dışlamak için yine toplum tarafından uydurulan kavramdır.
toplumlara göre, uydurulan toplumsal kuralları ciddiye alanlar normaldir; almayanlarsa anarmaldir.
toplumlara göre, uydurulan toplumsal kuralları ciddiye alanlar normaldir; almayanlarsa anarmaldir.
bu ülkede ilkokula gidenlerin hepsi müslümanmış gibi davranan öğretmenlerdir ama genelde imam gibi davranmayı tercih ederler.
anayasasındaki lailklik ilkesinde iddia ettiğinin aksine bir davranış sergileyerek bütün inançlara eşit mesafade durmak yerine sünni müslümanları kollamayı tercih eden bir üklenin ilkokullarında görülen bir durumdur.
öğrencilere din kavramını ve bu kavramın toplumdaki önemini anlatmak yerine, öğrencilere cami cemaati muamelesi yaparak onlara sure ezberletmeyi, namaz kıldırmayı tercih eden kişilerdir.
ben şu ana kadar hiç istavroz çıkarmayı öğreten bir din hocası görmedim ama namaz kılamayı öğreten çok öğretmen tanıyorum.
bu ülke gerçekten iddia ettiği gibi tüm inançlara eşit mesafedeyse ya din derslerini kaldıracak ya da tüm dinleri öğretecek.
bugün olduğu gibi devam ederse bu ancak devlet tarafından yapılan müslüman misyonerliği anlamına gelecektir.
anayasasındaki lailklik ilkesinde iddia ettiğinin aksine bir davranış sergileyerek bütün inançlara eşit mesafade durmak yerine sünni müslümanları kollamayı tercih eden bir üklenin ilkokullarında görülen bir durumdur.
öğrencilere din kavramını ve bu kavramın toplumdaki önemini anlatmak yerine, öğrencilere cami cemaati muamelesi yaparak onlara sure ezberletmeyi, namaz kıldırmayı tercih eden kişilerdir.
ben şu ana kadar hiç istavroz çıkarmayı öğreten bir din hocası görmedim ama namaz kılamayı öğreten çok öğretmen tanıyorum.
bu ülke gerçekten iddia ettiği gibi tüm inançlara eşit mesafedeyse ya din derslerini kaldıracak ya da tüm dinleri öğretecek.
bugün olduğu gibi devam ederse bu ancak devlet tarafından yapılan müslüman misyonerliği anlamına gelecektir.
selvi boylum al yazmalım filmi cengiz aytmatovun aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
kendini iranlı bir arap ya da fars, maaş aldığı ülkeyi de iran islam cumhuriyeti sanan bir polisin yapabileceği davranış.
bu aralar kendini iranlı sanan pekçok eleman var piyasada farkedebildiniz mi?
hatta bir tanesi bu ülkenin başbakanı!
bu aralar kendini iranlı sanan pekçok eleman var piyasada farkedebildiniz mi?
hatta bir tanesi bu ülkenin başbakanı!
şuraya yazıyorum: ben emekli olamadan ölürüm. hükümetimiz sağolsun.
insanların birer birey olduğuna ve kendi kararlarını verebileceklerine inanmak ve insanları öyle görmek yerine onları imam benzeri kisilerin arkasındaki niteliksiz yığınlarınların parçası olarak görmeyi tercih edecek zihniyetin entellektüel insanların yetişmesini amaç edinen üniversitelerde varolma çabası.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?