dünya üzerinde kıçtan anlaşılan şeylerin başında gelen şey.tüm dinler evet bütün dinler insanlar tarafından yanlış anlaşılmış,yozlaştırılmış çıkarlar için kullanılmıştır.tabii ki herkes bunu böyle anlamasa da bazı insanlar bunu kullanmıştır.halbuki insanlar için din özgürlüğü gerçekten uygulansa insanlara dinler hakkında gerçek ve net bilgiler verilse...
(bkz: nerdeeeeee)
din
cok az insanin kendi gelmis oldugu kültürün disindakilerden birisine bilincli olarak degistirebildigi, inanmayanlarin özellikle az gelismis toplumlarda ezildigi yaratim.
insanlığın ensest ilişkilerle çoğaldığını ve yayıldığını iddia eden öğreti, maymundan gelmeyi tercih ederim.
insanların kendilerine bulduğu bir dayanak.
insanın yarattığı tek popülariteliğini yitirmeyen kavram.
insanın yarattığı tek popülariteliğini yitirmeyen kavram.
insanın akıl yoluyla açıklayamadığı aklın bittiği yerde başlayan şeydir.kelime anlamı yoldur.her insan bir şeylere inanma ihtiyacını duyar.böyle durumlarda sığınılan ilk liman dindir.
din; entryde de görüldüğü ve aslında olmaması gerektiği gibi çok farklı yorumlanmaktadır.mesele şu ki aslında dini vaz’eden, koyan varlık olayı bu kadar karmaşık halde bizlere sunmamıştır.inanışı ve o inanış çerçevesinde olayları yorumlamayı biz insanlar karmaşıklaştırmaktayız ki buna göre de dinin bir ilahi kelam olduğu ve asla insan icadı olmadığını anlayabiliriz.çünkü insan icadı olan sistemlerin insan ömrü kadar sürdüğüne hepimiz şahidiz.
din ayrıca şeriat demektir ki kelime anlamı olarak şartlar, kurallar demektir.yani hususiyle "şeriat" kelimesi öcü, soykırım, el kol doğramak, 7den 70e tesettüre girmeyeni kırbaçlamak vs gibi ürkütücü bir anlama gelmemekle beraber zamanla çarpıtılmış bir kavramdır.ben dindarım, ya da ben müslümanım, (henüz tahrif edilmemişken)hıristiyanım diyen kişi zaten şeriatı bir yaşam biçimi olarak benimsemiş kişidir. uyulması halinde insan hayatının huzurlu ve sakin geçmesini, gece yatağına uzanan kişinin o gün yaptıklarından rahatsızlık duymamasını sağlayan ilahi bir sistemdir ki asla afyon değildir.
din; özetle insanın kendi kendisi ve diğer insanlarla, doğayla olan ilişkilerini, onlara karşı takınması gereken tutumları bildirmektedir insanlara.ve her sistemde olduğu gibi bunlara uyulmamasının bazı yaptırımları bulunmaktadır.örneğin anayasaya göre tc bir bütündür ve bölünemezken, bunu yapmaya çalışan kişi anayasal bir suç işlemiştir ve bir cezası vardır.aynı bunun gibi ilahi sistem de insan nezdindeki devamlılığını cezaları ve mükafatlarıyla idame ettirir ve bu gayet doğaldır.çünkü insan doğası itibariyle buna elverişlidir.zaman zaman mükafat gazıyla çalışıp zaman zamanda tırsma, üçbuçuk atma kıskacıyla kendini bazı şeylerden çekebilmektedir.yine bu noktadan hareketle inanış da insanın doğası gereği bir ihtiyaçtır.öyle ki insan yaradanını şaşırdığı ya da bulamadığı bilmediği yerde ya ağaştan ya güneşten ya ateşten tırsmış, ondan medet ummuştur.ona inanmıştır.ve haliyle bu varlıklar -güneş,ateş- onlara bir sistem öneremediğinden o inançlar da bitmiştir.
tahrif olmamış dinlerin ki hali hazırda sadece islamiyet kalmıştır; tüm kuralları incelendiğinde insanı uyuşturan,sınırlayan, ezikleştiren, mankurtlaştıran vs yönleri olmadığını, olamayacağını görebiliriz.ancak burda özellikle sınırlandırma noktasının öznel değil nesnel olarak ele alınması lazım.çünkü sınırlama deyince akla insanın özgürlükleri gelir.oysa burda kastedilen; kişinin kendi özgürlüklerine yönelik değil, başka insanların en doğal haklarına yönelik davranışlara ait sınırın ihlali halinde aktif olan sınırlamadır.dolayısıyla din denilen sistemin aslında ne muhteşem bir ilahi sistem olduğunu anlayabiliriz.sebep insan yapımı olan anlaşmalar, bildiriler organize oldukları, çeşitli yaptırımlar önerdikleri halde, hatta kendi ağızlarıyla bunu ikrar ettikleri halde yine kendileri kendi kanunlarını delebilmektedir.bm insna hakları bildirgesi, bildirgenin önerdikleri ve bunun altına imzasını koyan ülkeleerin tavırları buna örnektir.
dinin insan hayatını güzelleştirmeye yönelik emirlerinden diğer bir örnek."kardeşim ben alkol almak istiyorum, ama din bu özgürlüğümü sınırlandırıyor" şikayetidir.içkinin, alkolün insan bilincini, sosyal hayatı nekadar olumsuz etkilediği hepimizin malumudur.bireysel olarak içki tüketimi siroz kanser vs gibi hastalıklarla insan ömrünü törpülediği gibi, sosyal olarak da huzurun bozulmasına ne kadar yardımcıdır hepimizce malum.bu örnekte insanın genelde savunması şu olabilmektedir"beni bi bira bozmaz aabi".bu noktada dinin sosyal yönü yine devreye girmektedir.evet sadece seni sadece bir bira bozmayabilir.hatta bir bira hiç kimseyi bile bozmayabilir.fakat bunun devamlılığının sağlanmasının ölçüsü, bozulana kadar değil tamamen kullanılmayana kadar şeklinde tutturulmuştur.
aynı örnekten hareketle din konusundaki yanlış anlaşılmalara sebep olan başka bir noktaya geçelim.ceza... :
din konusunda insanları yanlış düşünmeye sevkeden başka bir unsurdur ceza.insanoğlunun zihninde cezanın katılığı kalmış ancak yaratanın affedebilirliği zamanla silinmiştir.örnekse okulu kıran çocuğa anne babası ceza verebildiği gibi bazen ufak bir tavsiyeyle de geçiştirebilmektedir.yaratılmıştaki bu merhamete karşın yaratandaki sınırsız merhameti anlamaktan aciz insan aklı doğal olarak direkmen tırsma eğilimine girmiştir.ve tek kelime şeriat ile de bunu özetlemiştir.ancak din denilen ilahi sistemin iyi yönleri hep es geçilmiş, göz ardı edilmiş,habire aba altından sopa gösterilmiş, göstertilmiş veya göstertttirilmiştir vs.
özetle din: bilgisayarı 50 yıl önce keşfeden insanın elidir gözüdür kulağıdır ağzıdır burnudur ayağıdır midesidir.din insanın nefesidir ateşidir suyudur toprağıdır cüzdanıdır aşıdır eşidir.
din; insaniyettir.
din ayrıca şeriat demektir ki kelime anlamı olarak şartlar, kurallar demektir.yani hususiyle "şeriat" kelimesi öcü, soykırım, el kol doğramak, 7den 70e tesettüre girmeyeni kırbaçlamak vs gibi ürkütücü bir anlama gelmemekle beraber zamanla çarpıtılmış bir kavramdır.ben dindarım, ya da ben müslümanım, (henüz tahrif edilmemişken)hıristiyanım diyen kişi zaten şeriatı bir yaşam biçimi olarak benimsemiş kişidir. uyulması halinde insan hayatının huzurlu ve sakin geçmesini, gece yatağına uzanan kişinin o gün yaptıklarından rahatsızlık duymamasını sağlayan ilahi bir sistemdir ki asla afyon değildir.
din; özetle insanın kendi kendisi ve diğer insanlarla, doğayla olan ilişkilerini, onlara karşı takınması gereken tutumları bildirmektedir insanlara.ve her sistemde olduğu gibi bunlara uyulmamasının bazı yaptırımları bulunmaktadır.örneğin anayasaya göre tc bir bütündür ve bölünemezken, bunu yapmaya çalışan kişi anayasal bir suç işlemiştir ve bir cezası vardır.aynı bunun gibi ilahi sistem de insan nezdindeki devamlılığını cezaları ve mükafatlarıyla idame ettirir ve bu gayet doğaldır.çünkü insan doğası itibariyle buna elverişlidir.zaman zaman mükafat gazıyla çalışıp zaman zamanda tırsma, üçbuçuk atma kıskacıyla kendini bazı şeylerden çekebilmektedir.yine bu noktadan hareketle inanış da insanın doğası gereği bir ihtiyaçtır.öyle ki insan yaradanını şaşırdığı ya da bulamadığı bilmediği yerde ya ağaştan ya güneşten ya ateşten tırsmış, ondan medet ummuştur.ona inanmıştır.ve haliyle bu varlıklar -güneş,ateş- onlara bir sistem öneremediğinden o inançlar da bitmiştir.
tahrif olmamış dinlerin ki hali hazırda sadece islamiyet kalmıştır; tüm kuralları incelendiğinde insanı uyuşturan,sınırlayan, ezikleştiren, mankurtlaştıran vs yönleri olmadığını, olamayacağını görebiliriz.ancak burda özellikle sınırlandırma noktasının öznel değil nesnel olarak ele alınması lazım.çünkü sınırlama deyince akla insanın özgürlükleri gelir.oysa burda kastedilen; kişinin kendi özgürlüklerine yönelik değil, başka insanların en doğal haklarına yönelik davranışlara ait sınırın ihlali halinde aktif olan sınırlamadır.dolayısıyla din denilen sistemin aslında ne muhteşem bir ilahi sistem olduğunu anlayabiliriz.sebep insan yapımı olan anlaşmalar, bildiriler organize oldukları, çeşitli yaptırımlar önerdikleri halde, hatta kendi ağızlarıyla bunu ikrar ettikleri halde yine kendileri kendi kanunlarını delebilmektedir.bm insna hakları bildirgesi, bildirgenin önerdikleri ve bunun altına imzasını koyan ülkeleerin tavırları buna örnektir.
dinin insan hayatını güzelleştirmeye yönelik emirlerinden diğer bir örnek."kardeşim ben alkol almak istiyorum, ama din bu özgürlüğümü sınırlandırıyor" şikayetidir.içkinin, alkolün insan bilincini, sosyal hayatı nekadar olumsuz etkilediği hepimizin malumudur.bireysel olarak içki tüketimi siroz kanser vs gibi hastalıklarla insan ömrünü törpülediği gibi, sosyal olarak da huzurun bozulmasına ne kadar yardımcıdır hepimizce malum.bu örnekte insanın genelde savunması şu olabilmektedir"beni bi bira bozmaz aabi".bu noktada dinin sosyal yönü yine devreye girmektedir.evet sadece seni sadece bir bira bozmayabilir.hatta bir bira hiç kimseyi bile bozmayabilir.fakat bunun devamlılığının sağlanmasının ölçüsü, bozulana kadar değil tamamen kullanılmayana kadar şeklinde tutturulmuştur.
aynı örnekten hareketle din konusundaki yanlış anlaşılmalara sebep olan başka bir noktaya geçelim.ceza... :
din konusunda insanları yanlış düşünmeye sevkeden başka bir unsurdur ceza.insanoğlunun zihninde cezanın katılığı kalmış ancak yaratanın affedebilirliği zamanla silinmiştir.örnekse okulu kıran çocuğa anne babası ceza verebildiği gibi bazen ufak bir tavsiyeyle de geçiştirebilmektedir.yaratılmıştaki bu merhamete karşın yaratandaki sınırsız merhameti anlamaktan aciz insan aklı doğal olarak direkmen tırsma eğilimine girmiştir.ve tek kelime şeriat ile de bunu özetlemiştir.ancak din denilen ilahi sistemin iyi yönleri hep es geçilmiş, göz ardı edilmiş,habire aba altından sopa gösterilmiş, göstertilmiş veya göstertttirilmiştir vs.
özetle din: bilgisayarı 50 yıl önce keşfeden insanın elidir gözüdür kulağıdır ağzıdır burnudur ayağıdır midesidir.din insanın nefesidir ateşidir suyudur toprağıdır cüzdanıdır aşıdır eşidir.
din; insaniyettir.
alman standartlarına göre filmlerinin ı$ığa karşı duyarlıklarını belirleyen değer.
bazi insanlar icinse ozensiz cizilmiş sinirlardan ibaret olandir.
once the sin against god was the greatest sin; but god died, and these sinners died with him.... demis nietzsche, ben degil o demis, eksileri ona verin
peter pan aşkıd.
amerikada, farklı mezheplerdeki kiliselerden insanlar evleri kapı kapı dolaşır, ilan, kitap, cart curt dağıtırlar. bundaki ama kendi kiliselerine daha çok insan gönderebilmektir, o mezhebin popülasyonunu arttırmaktır.
kapıdan satış gibi geldi bana bu durum biraz. kapı kapı dolaşıp din dağıtıyorlar. demin 2. grup geldi. bunlar mormon denilen amerikada doğduğuna inandıkları dini tanıtıyorlar 8 saat konuşuyor bir de. gönüllü yaptıkları için sus kardeşim git be! falan da diyemiyorsunuz, yazık diyip dinliyorsunuz. gittiklerinde de oh çok şükür diyorsunuz sonra bir bakıyorsunuz karşı komşunuzu rehin almışlar...
kapıdan satış gibi geldi bana bu durum biraz. kapı kapı dolaşıp din dağıtıyorlar. demin 2. grup geldi. bunlar mormon denilen amerikada doğduğuna inandıkları dini tanıtıyorlar 8 saat konuşuyor bir de. gönüllü yaptıkları için sus kardeşim git be! falan da diyemiyorsunuz, yazık diyip dinliyorsunuz. gittiklerinde de oh çok şükür diyorsunuz sonra bir bakıyorsunuz karşı komşunuzu rehin almışlar...
tartışılma olasılığı saklı dursa da balzaca göre kadın için dindarlık en büyük erdemdir, din de ancak kadın kanalı ile aktarılabilir.
(bkz: hz meryem)
(bkz: hz meryem)
gerçek olamayacak olması gerçeklikten eski olmak zorunda olmasıyla anlaşılabilir ki kullanılmak için ve belki de her şeyin şartı olduğu için insandan eski ya da yeni olduğu bilgisine kesinlikle ulaşılamaz.din yaratıcınındır, yaratıcının dine ihtiyacı olmaması, ancak insanların konumuna göndermesiyle görülebilir ki bir dinin sonsuzdan sonra var olması, insan ya da benzer bir oluşumun ileride gerçek olacağını gösterir.insan dini kullanmak zorundaysa bu din gerçek olmalıdır ve aynı noktayı aynı noktaya ulaştıran sonsuz yöntemin, bu düzlemde oluşmasının imkansızlığı, varlık sağlayıcısının yani yaratıcının tek olmak zorunda olmasıyla anlaşılacaktır.buna göre islam inancında islamiyetin bir din olmaması gerekir.din somut olacak ve her somutluk gibi kullanıcılar yani insanlar tarafından bulunacaksa bunun gönderici kaynaklı olması şart değildir.öyleyse bir gönderim işleminin somutlaştırdığı bir gerçeklik olması gerekir.insanların bulduğu fakat buluşun da sağlandığı bir gerçeklik iddiası ancak doğru gerçekliği gösterecektir.inanılan dinin din olmaması, ona inananların o dinin kendilerinden eski olduğunu kabul etmeleri gerektiği için diğerleri için gördükleri, insanlar tarafından bulunma niteliğinden ayrı olarak bir din değil bir gerçekliktir.
Din, ilk dolandırıcının ilk ahmak ile karşılaştığı gün icat edildi. Mark Twain
Dünya'nın toz tanesi kadar önemi olmadığı bu evrende,insanlara gönderilmiş, şöyle abdestl al, böyle örtün gibi komutlar olan, ay'ı ikiye böldüm, dünyadan at arabasıyla göğe yükseldim,asam ejderhaya dönüştü,balık yunus'u yuttu sonra tükürdü,mağarada 309 yıl uyuyan insanlar, yeni doğan bebeğin doğar doğmaz konuşması, avlanma yasağını deldiği için maymuna dönüşenler, hz. muhammed evlatlğının karıyısla evlenebilir,hz muhammed karılarını terk ederse Allah onlara yeni ve bakire eşler verir gibi ifadeler yer alan 'din' diye bir şey olduğuna inanmıyorum. Çok net.
Evrendeki yerimiz (sakince izle ve iyice düşün) ;
Dİkkat Çekici Ayetler ;
Enfal surei 1. ayet
(ey muhammed!) sana ganimetler hakkında soruyorlar. de ki: “ganimetler, allah'a ve resûlüne aittir. o hâlde, eğer mü'minler iseniz allah'a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, allah ve rasûlüne itaat edin.”
kaynak :http://www.kuranmeali.org/8/enfal_suresi/1.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
Ahzab suresi 50. Ayet
ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helâl kıldık.) mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/33/ahzab_suresi/50.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
nebe suresi 33. Ayet
şüphesiz allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar (ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.) ve dolu dolu kadehler vardır.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/78/nebe_suresi/33.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
şu lafın kuran'da yazdığını söylemeden sokak röportajında bir kaç kişiye söylesen millet seni döve döve linç etmez mi?
tahkim suresi 5. Ayet
eğer o sizi boşarsa, rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
kaynak :http://www.kuranmeali.org/66/tahrim_suresi/5.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
yani şair diyor ki hanımlarına, bana artistlik yapmayın sizi boşar daha tomurcuk memelilerini alırım sizin yerinize
bakara 65. Ayet
ve andolsun ki siz, içinizden cumartesi günündeki (avlanma yasağını) çiğneyenleri biliyordunuz. o zaman onlara: “hakir (aşağılık) maymunlar olun.” dedik.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/2/bakara_suresi/65.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
saffat 142. Ve 145. Ayetler
onu (yunus a.s'ı) hemen bir balık yuttu. o, levmedilen biriydi (kendi kendini kınıyordu).
ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de o'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık (balık tükürdü)
kaynakhttp://www.kuranmeali.org/37/saffat_suresi/145.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
kehf suresi 25. Ayet
onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. buna dokuz daha eklediler.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/18/kehf_suresi/25.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
meryem suresi 30. Ayet
yeni doğmuş bebek dile geldi ve konuşmaya başladı: ben, allah'ın bir kuluyum. o, takdir buyurdu ki, bana kitap verecek ve beni bir peygamber yapacaktır.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/19/meryem_suresi/30.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
Evrendeki yerimiz (sakince izle ve iyice düşün) ;
Dİkkat Çekici Ayetler ;
Enfal surei 1. ayet
(ey muhammed!) sana ganimetler hakkında soruyorlar. de ki: “ganimetler, allah'a ve resûlüne aittir. o hâlde, eğer mü'minler iseniz allah'a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, allah ve rasûlüne itaat edin.”
kaynak :http://www.kuranmeali.org/8/enfal_suresi/1.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
Ahzab suresi 50. Ayet
ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helâl kıldık.) mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/33/ahzab_suresi/50.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
nebe suresi 33. Ayet
şüphesiz allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar (ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.) ve dolu dolu kadehler vardır.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/78/nebe_suresi/33.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
şu lafın kuran'da yazdığını söylemeden sokak röportajında bir kaç kişiye söylesen millet seni döve döve linç etmez mi?
tahkim suresi 5. Ayet
eğer o sizi boşarsa, rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
kaynak :http://www.kuranmeali.org/66/tahrim_suresi/5.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
yani şair diyor ki hanımlarına, bana artistlik yapmayın sizi boşar daha tomurcuk memelilerini alırım sizin yerinize
bakara 65. Ayet
ve andolsun ki siz, içinizden cumartesi günündeki (avlanma yasağını) çiğneyenleri biliyordunuz. o zaman onlara: “hakir (aşağılık) maymunlar olun.” dedik.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/2/bakara_suresi/65.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
saffat 142. Ve 145. Ayetler
onu (yunus a.s'ı) hemen bir balık yuttu. o, levmedilen biriydi (kendi kendini kınıyordu).
ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de o'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık (balık tükürdü)
kaynakhttp://www.kuranmeali.org/37/saffat_suresi/145.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
kehf suresi 25. Ayet
onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. buna dokuz daha eklediler.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/18/kehf_suresi/25.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
meryem suresi 30. Ayet
yeni doğmuş bebek dile geldi ve konuşmaya başladı: ben, allah'ın bir kuluyum. o, takdir buyurdu ki, bana kitap verecek ve beni bir peygamber yapacaktır.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/19/meryem_suresi/30.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
insanları kontrol etmek için kurulmuş mekanizmalar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?