kitap okumayan, kitabı vitrin süsü olarak kullanan bireylerin her zaman karşılaşacağı sorundur. bir de bilgi eksikliğiyle alakası olmayan bir durum vardır ki burda araya aşk girmiştir.
filmi izleyenler arasında bir efsane haline gelen söz öbeği olmuştur bir dönem.
ama bazen ters teper. şöyle ki:
bir arkadaş:(eğilmiş damacanadan su dolduran babasının poposuna doğru)this is spartaaaa.
baba: (yavaşça doğrulur ve)this is ottoman! (diyerek tokadı yapıştırır)
ama bazen ters teper. şöyle ki:
bir arkadaş:(eğilmiş damacanadan su dolduran babasının poposuna doğru)this is spartaaaa.
baba: (yavaşça doğrulur ve)this is ottoman! (diyerek tokadı yapıştırır)
afyonun denizli agzında söyleniş biçimi. evet alakası yok biliyorum ama yurdum insanı yapıyor.
edit:burdaki afyon bitki olan afyondur. afyonkarahisar ile ilgisi yoktur.
edit:burdaki afyon bitki olan afyondur. afyonkarahisar ile ilgisi yoktur.
(bkz: ayfan )
diare
etom kişisiyle bir uçurulan ve uçurulma sebebi muamma olan bilgiçtir.
(bkz: hobbit)
pathfinder, doom, medusa darbesi, riddick günlükleri, kralın dönüşü, hayalet gemi, iki kule filmlerinde oynamış olan yetenekli bir aktör.
karl urban ın hayat verdiği yüzüklerin efendisi karakteri.
hayatına girince bırakamadığın en güzel alışkanlıklardan birisidir.
narsizmin esirlerinden biri. belki de haksız sayılmaz ama sevilecek bi sürü insan dururken kendinle yetinmek akıl karı sayılmaz.
deniz’in babası cemil gezmiş:
“deniz çok fazla yurtseverliğinin
kurbanı oldu”
“yiğit bir kere ölür, korkak bin kere”
türk atasözü
deniz’in babası cemil gezmiş’le 1980 sonrası sodep kadıköy ilçe örgütünde tanışmıştım.
her ikimiz de bu partinin çalışanıydık.
“yarın” dergisinin temsilcisiydim.
gençlik hareketleri üzerine yaptığım çalışmalardan bir kısmı bu dergide yayımlanıyordu.
1980 öncesinde itibaren biriktirdiğim ve yaptığım çalışmalardan elde ettiğim bilgilerle bir kitap ortaya çıktı.
bu kitap:
“deniz-bir isyancının izleri”, adıyla yayımlandı.
deniz’le ilgili çok şey söylendi, söylenecekte.
2006 yılının kasım ayında bir haber yayımlandı.
18 kasım 2006 tarihli radikal gazetesinde yayımlanan haberin başlığı şöyle:
“arınç’ın deniz gezmiş yorumu yemeği böldü.”
tbmm başkanı akp’li bülent arınç, 16 kasım 2006 perşembe günü, yaptığı konuşmada özetle, “deniz gezmiş ve arkadaşlarının hayatını incelediğimizde çoğu 68’in ideolojik kavga, lider olma hevesi, para ve kadınla elde edildiklerini görüyoruz.” demiş.
haberi okuduktan sonra aynen deniz gezmiş’in dediği gibi:
“21 yılın hesabını 21 gençten sormak maksadıyla ve suçluların telaşı içerisinde” yapılmış bir açıklama dedim.
1968 kuşağı olarak adlandırılan dönemde neler olmuştu?
gençler, meydanlarda yaptıkları eylemlerde şöyle haykırıyordu:
“tam bağımsız türkiye”, “milli petrol”, “50 yıl önce türkiye’yi bölüşenler şimdi dünyayı bölüşüyor”, “yeni sömürme planları karalaştırılıyor”, “işçi gençlik el ele”, “işçiye kurşun, patrona vurgun”, “memlekette patronlar mı hakim, kanunlar mı?”, “kahrolsun abd emperyalizmi”, “bizi dolarlarınızla satın alamazsınız”, “yankee go home”, “artık yurtta sulh cihanda sulh değil, mustafa kemal cengaverliği şahlansın”, “her türk genci bir cengiz topel’dir.”
gençler meydanlarda şu marşı söylüyordu:
“tanklarıyla, toplarıyla gelseler dahi,
bağımsız olacak türk’ün ülkesi,
yıldırım, bora sükun bulacak,
bize abd, bize abd,
selam duracak”
deniz’in kurucusu olduğu “devrimci hukuklular örgütü”nün amaç maddesi şöyledir:
“türkiye’nin ulusal tam bağımsızlığı ve türk halkının her türlü sömürüden uzak olarak en ileri uygarlık düzeyine ulaşması için, atatürk devrimi doğrultusunda elinden gelen katkılarda bulunmaktır.”
deniz, 17 temmuz 1971’de şunları söylüyordu:
“türkiyenin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedim ve bu sebeple amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar canının telaşına düşsün. ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.”
türk’e ve türkiye’ye düşmanlık yapanlar, ab-abd’ye uşaklık, maşalık yapanlar korkacaktır.
ab’ye abd’ye parayla satılanlar, mideleriyle bağlı olanlar korksunlar.
korkuyorlar da.
cemil gezmiş, oğlu deniz ve arkadaşları için şunu söylemişti:
“benim çocuklarım çok dürüst, haddinden fazla yurtsever olarak yetişti. aşirı derecedeki bu yurtseverlik kendilerine bu kadar zarar getirdi. deniz çok fazla yurtseverliğinin kurbanı oldu, gitti.”
deniz, 1968 yılında yayımlanan “gençlik ve anti-emperyalist kavgası” başlıklı yazısında şunları söylemişti:
“devrimci gençlik amerikan emperyalizmine ve oportünizme karşı duran gençliktir. onların görevi, sayısının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir. o, en iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. o, boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir.”
deniz, 6 mayıs 1972’de de şunları yazmıştı:
“insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın. oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz değildir. o, bu yola bilerek girdi ve sonunun bu olduğunu biliyordu.”
deniz, “bağımsız türkiye” ideali için 25 yaşında öldü.
deniz’in adı tarihte her zaman onurla anılacak ama diğerleri tarihin çöplüğüne süpürülecek.
bağımsız türkiye için savaşanları unutmayacağız.
alıntıdır(türk solu)
“deniz çok fazla yurtseverliğinin
kurbanı oldu”
“yiğit bir kere ölür, korkak bin kere”
türk atasözü
deniz’in babası cemil gezmiş’le 1980 sonrası sodep kadıköy ilçe örgütünde tanışmıştım.
her ikimiz de bu partinin çalışanıydık.
“yarın” dergisinin temsilcisiydim.
gençlik hareketleri üzerine yaptığım çalışmalardan bir kısmı bu dergide yayımlanıyordu.
1980 öncesinde itibaren biriktirdiğim ve yaptığım çalışmalardan elde ettiğim bilgilerle bir kitap ortaya çıktı.
bu kitap:
“deniz-bir isyancının izleri”, adıyla yayımlandı.
deniz’le ilgili çok şey söylendi, söylenecekte.
2006 yılının kasım ayında bir haber yayımlandı.
18 kasım 2006 tarihli radikal gazetesinde yayımlanan haberin başlığı şöyle:
“arınç’ın deniz gezmiş yorumu yemeği böldü.”
tbmm başkanı akp’li bülent arınç, 16 kasım 2006 perşembe günü, yaptığı konuşmada özetle, “deniz gezmiş ve arkadaşlarının hayatını incelediğimizde çoğu 68’in ideolojik kavga, lider olma hevesi, para ve kadınla elde edildiklerini görüyoruz.” demiş.
haberi okuduktan sonra aynen deniz gezmiş’in dediği gibi:
“21 yılın hesabını 21 gençten sormak maksadıyla ve suçluların telaşı içerisinde” yapılmış bir açıklama dedim.
1968 kuşağı olarak adlandırılan dönemde neler olmuştu?
gençler, meydanlarda yaptıkları eylemlerde şöyle haykırıyordu:
“tam bağımsız türkiye”, “milli petrol”, “50 yıl önce türkiye’yi bölüşenler şimdi dünyayı bölüşüyor”, “yeni sömürme planları karalaştırılıyor”, “işçi gençlik el ele”, “işçiye kurşun, patrona vurgun”, “memlekette patronlar mı hakim, kanunlar mı?”, “kahrolsun abd emperyalizmi”, “bizi dolarlarınızla satın alamazsınız”, “yankee go home”, “artık yurtta sulh cihanda sulh değil, mustafa kemal cengaverliği şahlansın”, “her türk genci bir cengiz topel’dir.”
gençler meydanlarda şu marşı söylüyordu:
“tanklarıyla, toplarıyla gelseler dahi,
bağımsız olacak türk’ün ülkesi,
yıldırım, bora sükun bulacak,
bize abd, bize abd,
selam duracak”
deniz’in kurucusu olduğu “devrimci hukuklular örgütü”nün amaç maddesi şöyledir:
“türkiye’nin ulusal tam bağımsızlığı ve türk halkının her türlü sömürüden uzak olarak en ileri uygarlık düzeyine ulaşması için, atatürk devrimi doğrultusunda elinden gelen katkılarda bulunmaktır.”
deniz, 17 temmuz 1971’de şunları söylüyordu:
“türkiyenin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedim ve bu sebeple amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar canının telaşına düşsün. ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz.”
türk’e ve türkiye’ye düşmanlık yapanlar, ab-abd’ye uşaklık, maşalık yapanlar korkacaktır.
ab’ye abd’ye parayla satılanlar, mideleriyle bağlı olanlar korksunlar.
korkuyorlar da.
cemil gezmiş, oğlu deniz ve arkadaşları için şunu söylemişti:
“benim çocuklarım çok dürüst, haddinden fazla yurtsever olarak yetişti. aşirı derecedeki bu yurtseverlik kendilerine bu kadar zarar getirdi. deniz çok fazla yurtseverliğinin kurbanı oldu, gitti.”
deniz, 1968 yılında yayımlanan “gençlik ve anti-emperyalist kavgası” başlıklı yazısında şunları söylemişti:
“devrimci gençlik amerikan emperyalizmine ve oportünizme karşı duran gençliktir. onların görevi, sayısının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir. o, en iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. o, boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir.”
deniz, 6 mayıs 1972’de de şunları yazmıştı:
“insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın. oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz değildir. o, bu yola bilerek girdi ve sonunun bu olduğunu biliyordu.”
deniz, “bağımsız türkiye” ideali için 25 yaşında öldü.
deniz’in adı tarihte her zaman onurla anılacak ama diğerleri tarihin çöplüğüne süpürülecek.
bağımsız türkiye için savaşanları unutmayacağız.
alıntıdır(türk solu)
turhan feyizoğlu nun yazdığı ve deniz gezmiş i anlatan kitaptır. yazar neredeyse hiç yorum katmadan tanıdıklarının ağzından deniz i anlatmıştır.
(bkz: bizim deniz)
atatürk ün devrimleri bir taraflarına dokunan insanımsıların hissettikleridir. gerçek atatürkçüler hiç birşeyi tabulaştırmazlar. atatürkçü düşünce tabulaşmayı tapınmayı içermez zaten. kemalin askerlerinin birilerine huzursuzluk vermesi doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. atatürk ile ilgili şeylerden huzursuz olanlara etraflarına bir bakmalarını tavsiye ederim zira üstünde yaşadıkları topraklar nasıl kazanılmış, duydukları ezan nasıl hala camilerimizde okunabiliyor bir düşünsünler. ama düşünceden önce birazcık okusunlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?