bilgiçlerin şiirleri

12 /
melankomik
hayalin bile bilmez seni özlediğimi,
nefret ettim derim.
bir gece daha boğulurken sigaramın dumanında,
ben yine sönerim..
kelebek kanatlarımı incitir duvarların.
yokluğum can çekişir yokluğunda.
ağlarım...
gözyaşlarım içime akar.
canımı yakar yine çok.
saat gecenin ikisi,
rüzgarda artık adın yok..
kime yazıyorum şiirlerimi?
hayalim, hülyam, kimsesizliğim..
kulaklarımda uğuldayan sessizliğim..
sen...
başlangıcım, sonum, bitişim..
goetica
armour: hiç bir isik aydinlatmayacak beni
redcrow: ta ki sen isildayincaya kadar kalbimde
goetica: ve sen söyleyene kadar avutmayacak kalbimi hic bir söz

armour: yankisiz çigliklarim olacak
redcrow: küçük avuntularim
goetica: sessiz gidislerim olacak hic bir yere varamadigim

armour: derinlerde kaybolacagim, birinin gelip beni bulmasini bekleyecegim
redcrow: yüzün rüyalarimda yankilanacak en uzak en acili haliyle
goetica: senin actigin yarayi hic kimse iyilestiremeyecek

redcrow: en uzun bekleyisim olacak gidisin
armour: senin açtigin karanliklari kapatip aydinliklar açacagim kendime gidisinle
goetica: (gölgelerin gücü adina)
redcrow: (güç kimde artik)
redcrow: köprüden kaçak geçecegim ve tüm kaldirim çizgilerine basacagim inatla
goetica: tutun beni kopacagim en $uursuz halim ile
karall
düsünüpte takilip cikamadigim dehlizlerim oldu
kara kara düsünüslerim oldu kuduz gecelerim
seni sevmeler ülkesinin sevgi tahayyülünde
siluetinin tek renk mücerretinde düsünüslerim.
armour
armour: sus hiçbir şey söyleme bana
tandt: söyleyecek bir şey kalmaz ayrılana
satolina: büyülenirsin ama büyüyemezsin aklın ermez aynalara
elma şekeriiii: aynada baktığın siluet sen degilsindir
max: senin şeytan ikizindir beni terk eden boşluğa
armour: boğulduğum, yok olduğum boşluklar beni çeker sana
tandt: artık son çiviyi de çakmıştım yorgun düşmüş tükenmiş sabrıma
satolina: ah kirlenmiş ütopyam, tutulmamış yeminim yoksun sen yarım kalmış ve hep yarım kalacak bir şiirsin aslında
elma şekeriiii: al ellerini çek gözlerinin rengini gözlerimden, bırak gözlerimin yaşını yanağımda...
max: ve unutma ki her insanın kafatasının içinde başını dik tutmasını sağlayan gurur adına görünmeyen bir kemik bulunur
armour: ve ben ne desem bilmiyorum ki sana
tandt: evet iste sonunda alişiyorum yalnızligima
satolina: gözlerimden süzülen kanlı cam kiriklari acitmiyordu artik yüregimi
elma şekeriiii: yüreğim ağlama, buz gibi soğuk taşlarda oturma kaldir kendini (puaa.. pardon)

max: hırpalamıştı senin rüzgarın ama daha kötüsü rüzgar esmiyor, yaprak kipirdamiyor yüreğimde artik
armour: okunan sabah ezanlari, sabahlara kadar oturup sana yazdığım siirler (aah ah)
tandt: içimden sana kopanlari dile getirirler
satolina: (birileri bu siirin içine eder öhöm) kirilmistir artik yüregimin parçalari avuçlarinda
elma şekeriiii: vurmuştu sevgin, nefretin özlemin beni, zerrelerime ayirmişti beni (sondaki beni yok fazla kaçtmış öhöm)
max: ve artık savurabilirsin kalbimin küllerini, rüzgarinla dört bir yana..
satolina: yazmayin lan siteye yaziyo...



ederleziavela
gel beri yar gel beri
gotune kodumun berberi

cabuk tiras et beni
yoksa sikerim seni

al elline taragi
sok gotune yarragi

yarrak ufak gelirse
al sana at yarragi

berber anan guzel mi
ben istesem verir mi

verdigimiz rahatsizliktan dolayi ozur dileriz.
eger anan vermezse
ben de sikerem seni
karall
miracim gibisin
ben bir elci sen de miracim.
sana ulasmak o kadar kolay olmasa gerek
kanatli buraklar yok bir adimi bir ufuga bedel
sadece elzem olan sey
uzanan samimi bir el...
trafoberk
bu gerci bizim $arki sozumuz ama olsun $iirdir

yar...
sevemem seni ben
ölürüm…
kıyamam sen içimdeyken
bilemem…
yokluğun deli gibi
geçemem
senden asla…

yar…
sensiz o günlere
dönemem…
asla istemem dönmeni
hasret…
senin gidişine

yar…
kaldım nefessiz
kalbim…
çarpar seninle
anladim…
sen gittiginde


niphredil
bilmem ki..
beni oraya götüren de neydi?
keskin bir kahve kokusu
yoksa dalgaların masum seslenişleri mi?
her neyse bu, güzeldi,içten ve dipdiri
uğruna ölmeye değerdi
çünkü..çünküsü yoktu
boşluk,koskocaman,sonsuz,dipsiz
gözlerimi kapadım, yanımda sen
dünya yeniden döndü
kalbimin sökükleri
artık izi bile kalmadı!
karşımda, hiç bilmediğim, tanımadığım sen
sen..
senden sonra doya doya ıslandım yağmurda,kurumaktan korkmadan..
güneş sevindi,ay deliler gibi dans etti önümde, martılar çığlık çığlığa bu anı yaşadılar.
anı yaşadık, soluksuzca,tavizsiz
hiç kimseyi düşünmeden
kötü bir ressamın çizdiği tuvalde öyle parlaktık ki biz
bi sarhoşun bizi denize fırlatmasından
korkmadık!
sadece birşeyler koptu içimizden..
satolina
büyük büyük laflar ediyorum çoğu zaman
kızdıkça ağzıma doladıgım küfürleride paravan yapınca
kimse görmüyor çocukluğumu
hiç birşey istemiyorum aslında kendim dışında birinden
sadece cocukluğuma el sürmesinler yeter !!!
kalbimi demirden sandıklari için
sakınmıyor kimse incitmekten
oysa ki kırılıveriyor bazen kalbimi koruyan
demirden sandıkları cam küre
onlar canımı acıttıkça ,
yapmacık olgunlugumda onların canını yakıyor
ve görevini başarmanın rahatlıgıyla çekiliveriyor köşesine
yüzünde ki boyalar silinince
tek kalıyor özüm
kimseye ihtiyacım yok biliyorum
yapmacıklığım ve büyüklüğüm oyalayadursun etrafı
büyük laflar etmeye devam etsin dilim
ben kimseye söylemeyecegim çocuklugumu
büyümeye mecbur bırakmasınlar diye ...
mad
bir deniz kadar sakin, bir ömür kadar uzundu sessizliğim.
beklemekle yıpranan kalbi taşımakta yoruyordu artık.
birde sensizliğin ve sessizliğin sarsıntıları vardı,
her gece aklımın odalarında can atan.
her odada farklı bir düşünce, her düşüncede farklı bir eylem vardı gerçekleşemeyen.
kalbin istediği ama bir türlü başaramadığı eylemlerden.
bunlarla birlikte bir de korku vardı, tüm bedeni çevreleyen.
sensizlikten bahsediyordum ya hani.. işte bu; ya gerçekten sensiz kalırsam korkusuydu.
ama bu korkuyu aşan aşk vardı.
her resmine baktıktan sonra, her sesini duyduktan sonra, her kelimeni okuduktan sonra artan bir aşk.
işte ben ve kelimeler;
her ikisi de ya bir kenarda duracak ya da bir anda silinecek cinsten.
addicted to pain
sırf siz okuyup yorulmayın diye kendi sesimden...

not:bu şiir 6 ay önce evden ayrılıp giden 12 yıllık eski kankama ((bkz: constantin))yazılmıştır.



http://rapidshare.com/files/42570190/burak_a.mp3
tandt
gece gece benimde şiirlerimi paylaşmak istediğim başlık.

kimi için hüzün kimi için mutluluk
kimi siyahlara bürünür kimi aklara
kimi hayatını yaşar kimi pişman olur
sessiz ve yalnız olan bu yolculuk sonrasında

adeta şeytanla düelloya gidilir gibi
gidilir bu yolculuğa…
yaptığın iyilikler senin silahın
işlediğin günahlar ise şeytanın

sen huzurlu gittiğin yerden memnun
ama geride bıraktığın miraslar hüzünlü
gittiğin bu yeni yer belki yeşillikler arasında bir vadidir
beklide yapayalnız zifiri karanlık bir mağara
tandt
gözlerin hep böyle mi bakar ?
gözbebeklerine bakanlar hep sonbaharı mı görür içinde ?
neden sürekli yapraklarını dökersin kalbinin?
neden kışı atlatmış, ilkbahara kavuşmuş olmana rağmen
yeni bir filiz vermesini istemezsin kalbinin,
o kadar sevgisiyle sulayan varken ?
neden ilkbaharı yaşatmazsın gözbebeklerine bakanlara?
neden sürekli kara bulutları zincirlersin başlarına,
o kadar sevgisiyle güneşi armağan eden varken ?
gözlerin hep böyle mi bakar?
gözbebeklerine bakanların umutları tükenir mi hep içinde ?

oysa ki o gözlerindir onarla o umutları aşılayan
oysaki sebebi o bakışlarındır senin hayallerinle yaşamalarının
neden öldürürsün ki hayallerini seni sevenlerin,
yine o hayallere can veren gözlerinle ?
tandt
artık en kalabalık yerlerde bile
önceden duymadığım bir duygu kaplıyordu içimi
kimsesizliğim büyüyordu sanki onca kişinin içinde
kimse bakmasın diye
kalbime sakladığım gözlerinden akan yaşlar
kayboluyordu binlerce kahkahanın içinde
artık son çiviyi de çakmıştım yorgun düşmüş,tükenmiş sabrıma
ve artık göz bebeklerimden kirpiklerime bile ulaşamadan
can veriyordu hayallerim
evet artık yalnızdım
ve yalnızlıktan tat alıyordum
alışıyordum yalnızlığıma
tandt


bitmez demistin, bitmedi
çünkü hiç anlamazdim seven terkedemezdi
nedensiz
sebepsiz
habersiz
bitti...
sen bile farketmedin....
içimde hep sen vardin öldüremedim seni
ölemedim sensiz
buruk bir hüzün var bu gece içimde
yüzlerce cümle kurabilirim
ve binlerce kelime uydurabilirim kisacik öykümüz için
neyi degistirir ?
ve simdi yazmak istemedigim binlerce kelime daha var
hatta eksik cümlelerim...
binlerce cümleyi beynimde hapsettigim hüzünlü bir gece
bir yerde....
derinlerde...
diplerde...
cümleleri hapsettim
artik sen sadece benim serbest birakmak istedigim mahkumumsun ...
kirlisakal
mahçup

bir kızın saçını düzeltmesinin karşılığıyım ben
güzel yanaklarda allığım
bakışlar hafif yere eğik,
aşktan, sevgiden, güzellikten gelen
mahçupluğum
(tutuklanmışlığım...)

sebepsiz(!) gülümsemeyim sağda solda
uçaklara sallanan çocuk elleriyim
geleceğe umutla bakan genç gözlerim
geçmişe şefkatle dönen ihtiyar
durun, vurun zamanın sancıları
hayyam’ın elinde şarap şişesiyim
şeytanlar kıs kıs gülsün
günahları sırtında diyar diyar gezen
her toprakta secde eden
ademim...
12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol