askerlik yan gelip yatma yeri değil

atacamadesert
bu ve bunun gibi cümleleri kuranlar,memleketin tüm sektörlerini

elden geçirip puf yastıklar gibi kabartıp çok uluslu

şirketlerin ve kapalı kapılar ardında ortaklık imzaladıkları

türk para babalarının koca koca götlerinin altına serdikten

sonra; şimdi de memleketin zaten ağır aksak yörük semai işleyen

sağlık sektörüne el atarak vatandaşın eğitim / yaşam kalitesi /

sağlık seviyesinde hiçbir düzeltilme sağlanmadığı için her sene

kabaran faturalar halinde görünen sağlık harcamalarını "rant"

kabul ederek yine birilerine peşkeş çekmeye hazırlanırlarken,

allahın bile olmadığı bir dağın bir başında elinde silah her

gün "acaba ilk hangimiz şehitlik mertebesine erişeceğiz" diye

akıllara zarar bir bekleyişle bekleyen askerin değil filmini

seyretmek bizzat orda, o dağda, o karakolda aylarca kalmadıktan

sonra hiçbir şey değişmez bu memlekette.


alasara
azıcık sempati duyanların bile ’ yok bu böyle olmaz’ diye düşünmelerine yol açan rte klasiğidir.iyi ki demiştir. daha da demelidir.ne tesdüftür böyle düşünen rte partisi askerimizin lübnan’a gidip egzersiz yapmasına karar vermiştir. allah’ın sopası yoktur. demokrasinin sandığı vardır.
deathless
penguen dergisinin ilham kaynagı yegane kapak konusu tayyip erdoğan’ın nerden cıktığı belli olmayan anlamsız sözleri.
ya basta viva zapatista
rte’nin söylediğği ender doğru cümleciklerden biridir.ordular öldürmek ya da ölmek için vardırlar ve bunun dışında bir görevleri yoktur.ordu profesyonel katilliktir bir kısım düşüncelere göre de.bu nedenlerle askerlik işe gidip oturup akşam eve gelmek, halkın vergileriyle en kral yaşamı sürmek değildir.yat kalkların fazlaca olduğu bir ortamda yan gelip yatılamaz zaten.
broken
reklamdaki o çocuğun dediği gibi bir cümle geçmiş olmalı başbakan recep tayyip erdoğan’ın aklından:
"işte bu benim bittiğim andır!"
dağlarda ölen çocukların cenazeleri üçer beşer gelirken, tabutların ardından yürüyen kadınların "daha kaç can gidecek?" sorularının üstü resmi nutuklarla örtülürken, bu "gayri nizami savaşın" verdiği güçle milliyetçi dalga yükselirken, cenazelerde "ya bu ölümleri durdurun ya da millet durduracak" pankartları ürkütücü linçlerden haber verirken ve uysal insanlar bile artık doğrudan başbakan’a "artık tabut görmek istemiyoruz" diye bağırırken başbakan ağzından kaçırdı:
"askerlik yan gelip yatma yeri değildir."
peki askerlik ne yeridir?
kendilerini bir hiç olarak gören iktidar sahipleri için hesapsız ve isimsiz ölme yeri midir?
mersin’deki gibi daha hayatlarında tek bir fotoğraf çektirmeden ölüp giden çocukların yok sayıldığı bir yer midir?
"kürt sorunu bir asayiş sorunudur" diyen milli savunma bakanı gibi yöneticilerin emirleriyle körlemesine bir gidiş midir ölüme doğru?
bu kadar can alarak doymayan kürt sorununa çocukları kurban etmeye devam etmek, ölenlerin cennete gittiğiyle avunmak mıdır askerlik?

gerçekler anlatılmıyor
"anne! anne!" diye bağıra bağıra, isimsiz tepelerde parçalanarak ölen genç çocukların "yan gelip yattığını" düşünen "yetkililer" için şimdi de lübnan’a gitmek midir askerlik?
şimdi de lübnan’dan tabut beklemek midir?
bizim çocuklar bu kadar mı kıymetsiz?
bu anneler bu kadar mı kolay doğuruyor bu çocukları?
bu halk bu kadar mı kafasız ki hiçbir yönetici onlara lübnan’daki gerçeğin ne olduğunu anlatma zahmetine katlanmıyor?
bu ülkenin iktidar sahipleri insanları değil de koyunları mı yönettiğini düşünüyor ki çocukları ölmüş annelerin, babaların karşısına geçip "tabii ki sizin çocuklarınız ölecek ve siz buna katlanacaksınız" deyip, orada da durmayıp, "o çocuklarınızı şimdi lübnan’a göndereceğiz" diyebiliyor?
ve ekliyor:
"sizin orada bir çatışma çıkabileceğine dair ciddi olasılığı bilmenize gerek yok. sizin sadece çocuklarınızı doğurmaya ve bizim emrimizden çıkmamak üzere eğitmeye devam etmeniz gerekiyor."

kafalar karışık değil
bu yazı yazılırken henüz ankara’daki lübnan’a asker göndermeye karşı yapılan miting başlamadı. yazı biter bitmez ben de kurtuluş parkı’na, oradan da mitinge gideceğim. görmek için. bu ülke, bu kadınlar, bu adamlar, bu gençler bu sorulara ne cevap verecekler, görmek için. bakalım bu ülke çocuklarına ne kadar kıymet veriyor. o çocukları kendileri için "şehit olması gereken askerler" olarak gören yöneticilere dair ne düşündüklerini görmek için.
televizyonlar hâlâ "halk kararsız" diyor, "kafalar karışık." üstelik yüzde seksenleri aşan oranda "lübnan’a asker göndermeye hayır" derken memleket, hâlâ aynı yıvışık gülümsemeyle tekrar ediyor televizyonlar:
"kafalar karışık!"
kafalar karışık filan değil.
kafalar çok net.
lübnan’a gönderilecek barış gücüne katılacak bizim çocuklar için ölüm riski var. barış gücünün barışla ne kadar ilgili olduğu hâlâ kesin değil. çocuklarımızın başına ne geleceği belli değil. ve herkes, en bilmeyen bile bunu çok iyi biliyor. bizim bilmediğimiz bir şey yok. sadece çocuklarımızın bizim için ne kadar kıymetli olduğuna karar vermemiz gerekiyor. eğer oylama sonucu yöneticilerin istediği gibi çıkarsa o çocukları geri getirtene kadar bunu iyice düşünmemiz gerekiyor.
ece temelkuran
sirinsem gunahim ne
bu sözün akabinde bilal yatacak mı yatmayacak mı çok merak ettim nedense.

not:siyasilerin ailelerini karıştırmak etik dışı olabilir ama vatandaşa "ananı da al git" diyene müstehaktır.

edit:bilal değil ama burak yattı.
darth sidious
rte’nin son bombasi. anani da al git buradan kadar populer olacagini saniyorum. soyleki; sehit yakini cenazede rte’ye "artik sehit vermek istemiyoruz" gibi son derece insani ve yerinde bir serzeniste bulunmustur. bu sozun anlami tam olarak "bu belanin kokunu bir an once kaziyin, artik daha fazla uzamasin" dir zannimca.olsa olsa lubnana asker gondermeyin demekten, linc edilmemek icin bu sekilde sakinmis olabilir.ya da ben oyle anliyorum. bunun karsiliginda rte ise basliktaki veciz sozle yanit vermistir. o an aciklama yapmamis, butun gun dusunmus ve aksam danismanlarinin yardimiyla bir aciklama yapmistir. ben ,kna olmadigim gibi kamuoyu da ikna olmamistir. ama eminim ki tezkere muahhbeti yuzunden bu soz hak ettigi tepkiyi gormeyecektir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol