ister istemez her kız çocuğunun annesi gibi olacağı ve evrimin bu konuda yetersiz kalacağı düşünülürse evet benziyoruz annemize.
anne
az önce kuzenimle bir ingilizce metni tercüme ederken özgürlük dediğimizi duyup " benim bildiğim özgürlük anlamındaki tek ingilizce kelime feridun " diyerek bizi yarmış olan hayatımın kadını.
karşılıksız seven tek yürek.
yaşama sebebim.
bize canından kanından hayat vermiş bir insan, sonuna kadar karşılık beklemeden seven bir insan için düşünmeye bile gerek duymadan uğruna ölünebilecek dünyadaki en değerli varlığımız.
(bkz: anne kokusu)
eger yuregim sizlamaz, eger gozya$larima hakimim ben ve eger ozlemler yuregimi delemez benim diyorsaniz bir de a$agidaki linkten $iiri okuyun ve mumkunse de $iiri indirip dinleyin.
emin olun anne kavraminin ne demek oldugunu cok daha iyi ozumseyeceksiniz.
(bkz: sol yanim)
emin olun anne kavraminin ne demek oldugunu cok daha iyi ozumseyeceksiniz.
(bkz: sol yanim)
sizi yani çocuğunu daima kendinden fazla düşünen, kanatları ve haresi görünmeyen meleklerdir anneler.
(bkz: senin annen bir melekti yavrum)
(bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)
(bkz: 17 aylik bebege tecavuz)
(bkz: senin annen bir melekti yavrum)
(bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)
(bkz: 17 aylik bebege tecavuz)
hic ölmeyendir..
sebnem kisaparmak’in okudukca insanin icini dügüm dügüm eden siiri...
yagmur yagıyor. mutfak camındayım. nasıl üşüdügümü
bılemezsın. menekşelerım çıçek vermıyor artık anne.
söyledıgın gıbı hep dıbınden su verdım ama…
sımdı telefon açsam sana, sesını duymak da yetmıyor kı.
hep aynı cümleler; “babamlar nasıl, ılacını aldın mı?”
nedenını bılmedıgım bır aglamak var ıçımde.
bır yerlere sıgdıramıyorum yüregımı. bazen mutfakta
dalıp gıderdın yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenın başında öylece ne düşünürdün acaba?
özlemek çok fena anne. anlamak senı; daha da fena…
omuzlarım agrıyarak uyanıyorum sabahları.
benım kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
gıttıkçe sana mı benzıyorum ben, ya da
“annenın kaderı kıza” dedıklerı dogru mu?
“baban eskıtır her şeyı kızım” demıştın bır kez,
anlamamışım meger, eskıyormuş annecıgım.
omzunu ovacak kalmıyormuş meger aynı evın ıçınde.
sımdı duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım dıye,
çoktan kendınden vazgeçmış bır sesle. mutsuz degılım de anne,
yagmura ve mutfagımdakı kedere çare bulamıyorum.
evımı topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televızyon seyredıyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtıgımı gören olmuyor.
pışırdıgım yenıyor da, güzel olmuş denmıyor.
çay demlenıyor, demlenıyor, demlenıyor…
kederım mutfagımın her yerıne yerleşıyor.
ah nasıl eskıyor her şey anne, nasıl eskıyor.
eskılerımı de atmaya kıyamıyorum. senı çok özlüyorum.
bana yasakladıgın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
gıdemeyışıne agladın mı sende? ne zaman eskıyor sevgıler?
ödenen bedellerın acısı geçınce mı? ä°şte böyle,
kalbımde bır acı. sarkılar senı söyler.
yagmur yagıyor. mutfak camındayım. nasıl üşüdügümü
bılemezsın. menekşelerım çıçek vermıyor artık anne.
söyledıgın gıbı hep dıbınden su verdım ama…
yagmur yagıyor. mutfak camındayım. nasıl üşüdügümü
bılemezsın. menekşelerım çıçek vermıyor artık anne.
söyledıgın gıbı hep dıbınden su verdım ama…
sımdı telefon açsam sana, sesını duymak da yetmıyor kı.
hep aynı cümleler; “babamlar nasıl, ılacını aldın mı?”
nedenını bılmedıgım bır aglamak var ıçımde.
bır yerlere sıgdıramıyorum yüregımı. bazen mutfakta
dalıp gıderdın yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenın başında öylece ne düşünürdün acaba?
özlemek çok fena anne. anlamak senı; daha da fena…
omuzlarım agrıyarak uyanıyorum sabahları.
benım kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
gıttıkçe sana mı benzıyorum ben, ya da
“annenın kaderı kıza” dedıklerı dogru mu?
“baban eskıtır her şeyı kızım” demıştın bır kez,
anlamamışım meger, eskıyormuş annecıgım.
omzunu ovacak kalmıyormuş meger aynı evın ıçınde.
sımdı duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım dıye,
çoktan kendınden vazgeçmış bır sesle. mutsuz degılım de anne,
yagmura ve mutfagımdakı kedere çare bulamıyorum.
evımı topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televızyon seyredıyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtıgımı gören olmuyor.
pışırdıgım yenıyor da, güzel olmuş denmıyor.
çay demlenıyor, demlenıyor, demlenıyor…
kederım mutfagımın her yerıne yerleşıyor.
ah nasıl eskıyor her şey anne, nasıl eskıyor.
eskılerımı de atmaya kıyamıyorum. senı çok özlüyorum.
bana yasakladıgın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
gıdemeyışıne agladın mı sende? ne zaman eskıyor sevgıler?
ödenen bedellerın acısı geçınce mı? ä°şte böyle,
kalbımde bır acı. sarkılar senı söyler.
yagmur yagıyor. mutfak camındayım. nasıl üşüdügümü
bılemezsın. menekşelerım çıçek vermıyor artık anne.
söyledıgın gıbı hep dıbınden su verdım ama…
babanın sevgilisi,cocugun melegi olan kadın.soyle derim her zaman bir insanın ofkesi ile neler yapacagını merak eden, annenin elinden çocuğunu almaya kalksın.o gözlerin nasıl acıldıgı kelime ile cizgi ile anlatamam.angela s ashes
hiç bir sebeb yokken sadece siz istediniz diye zeytinyağlı dolma tek yapan melek tir.
eski bir yonca evcimik şarkisi...
yine başım dertte yine kavga ettim anne
bana yetti güçleri yenildim yaralandım
belki diner bu sızı bir dokun yüreğime
sen beni bu acılar için mi büyüttün
mümkün değil geri vermen kağıttan gemilerimi
bana masal bana ninni hem mavi düşlerimi
çocuk gibi çaresizim hala çocuğum belki
hiçbir şey değişmedi yine ağladım işte
eyvah dayandı yine kapıya yalnızlık
geri gönder sakın sakın açma anne
eyvah bilirim yüzü nasıl kör karanlık
sen koynuna al beni sakın verme anne
söz & müzik: sibel alaş
yine başım dertte yine kavga ettim anne
bana yetti güçleri yenildim yaralandım
belki diner bu sızı bir dokun yüreğime
sen beni bu acılar için mi büyüttün
mümkün değil geri vermen kağıttan gemilerimi
bana masal bana ninni hem mavi düşlerimi
çocuk gibi çaresizim hala çocuğum belki
hiçbir şey değişmedi yine ağladım işte
eyvah dayandı yine kapıya yalnızlık
geri gönder sakın sakın açma anne
eyvah bilirim yüzü nasıl kör karanlık
sen koynuna al beni sakın verme anne
söz & müzik: sibel alaş
çoğu zaman üzüleceği düşünülerek intihardan vazgeçilen....
uzakta olduğu zaman özlenen, yanındayken sürekli kavga edilebilen yüce varlık.
kokusu dünyanın en güzel kokusu olan varlık..varlığı güven veren, yokluğu düşünülemeyen ,parçası olduğun yüce insan...
yaş: sıfır nokta 5,
başlık: anne
entry: beslenme kaynağım,
yaş: 1
başlık: anne
entry: her an yanımda gördüğüm canlı, sürekli bana bişeyler söylüyo, sanırım anladığımı düşünüyor, deli mi ne...
yaş: 2
başlık: anne
entry: önceki 9 ay 10 günü saymazsak, 2 yıldır kahrımı çekiyor, kim bu kadın...
yaş: 3
başlık: anne
entry: ağlarken ismini kullandığım kişi, heralde beni seviyor...
yaş: 4
başlık: anne
entry: eşşek kadar olduğum halde hala bana bebeğim diyen kadın.
yaş: 5
başlık: anne
entry: beni doğurmuş meğer, bende diyorum nedir bu yakınlık... merak kardeşim alla alla...
yaş: 6
başlık: anne
entry: bugün dedem öldüğünde, hemen gidip
" anne ölüm nedir "
diye sorduğumda, nemli gözleriyle
" uyku gibi bişeydir oğlum "
" yani dedem uyanacak mı tekrar "
" evet, hadi sen git parkta oyna "
şeklinde bir cevapla beni kıllandıran insan. bir şeyler sakladığını düşünüyorum.
yaş: 7
başlık: anne
entry: okul denilen, daha sonra 17 senemin geçeceği yere beni götüren kişi, beslenme çantama sponsor oluyo her sabah.
yaş: 8
başlık: anne
entry: artık kafamı bozmaya başlayan kadın, neymiş top oynamayacakmışım, akşam ezanında eve gelecekmişim, terli terli su içmeyecekmişim, it gibi sabahtan akşama kadar gezmeyecekmişim...
yaş: 9
başlık : anne
entry: hastalandı annem , hastaneye götürmüşler, ağladım... yanına gittiğimde
"ağlama" dedi "erkek adam ağlar mı"
ben ağlamaya devam ettim yine...
yaş: 10
başlık : anne
entry: meğer kötü bir hastalıkmış onunkisi, doktorlar diyor muş ki, allahtan ümit kesilmez, meğer bu doktor kısmısı bu lafı ölecek kişilere söyler miş, inanmadım tabi ... benim annem ölmez
yaş: 11
başlık : anne
enty: bugün annemin mezarını ziyaret ettim, ağladım yine... erkek adam gibi,
yaş: 12
başlık : anne
entry: babam eve bir kadınla geldi, öp oğlum dedi annenin elini...
öpmedim kaçtım...sevmedim o kadını ben daha ilk görüşte,
yaş : 13
başlık : anne
entry: yeni annemle hiç anlaşamıyoruz, artık tokat atmakla tehdit etmeye başladı beni, sanırım bu evden gitmeliyim artık...
yaş : 14
başlık : anne
entry : özlediğim ...
yaş: 15
başlık: anne
entry: beni şu kıravatlı halimle görseydi keşke, "büyümüşte adam olmuş" derdi benim oğlum... artık özlemiyorum onu, özlediğimde içim acımasın diye... benim içim acıyınca onunkide acıyor biliyorum.
yaş: 16
başlık: anne
entry: artık üvey annem çekilmez oldu, taşındım... bir abi ile aynı evde kalıyoruz, tuhaf biri ama üvey annemden daha iyi...
yaş: ...
yaş: ...
yaş: ...
yaş: 26
başlık : anne
entry: uzaklardan çalan telefonumun diğer ucunda,
"oğlum nasılsın" diye soran kadın,
şaşırmadım...
"iyiyim anne, sen nasılsın" dedim
"şükür" dedi "tavaf ediyorum şuan" ... "kabedeyim"...
"ne güzel" dedim "bana da dua et oralardan"
"tamam" dedi... "fazla yazmasın kapatalım" dedim,
"çiçekleri sulamayı unutma" dedi
"unutmam" dedim...
evet, ölmedi annem ...
kıymetini anlamam için ölmesini beklemem gerekmiyor çünkü, ve yukardakine benzer satırlar yazmam...
başlık: anne
entry: beslenme kaynağım,
yaş: 1
başlık: anne
entry: her an yanımda gördüğüm canlı, sürekli bana bişeyler söylüyo, sanırım anladığımı düşünüyor, deli mi ne...
yaş: 2
başlık: anne
entry: önceki 9 ay 10 günü saymazsak, 2 yıldır kahrımı çekiyor, kim bu kadın...
yaş: 3
başlık: anne
entry: ağlarken ismini kullandığım kişi, heralde beni seviyor...
yaş: 4
başlık: anne
entry: eşşek kadar olduğum halde hala bana bebeğim diyen kadın.
yaş: 5
başlık: anne
entry: beni doğurmuş meğer, bende diyorum nedir bu yakınlık... merak kardeşim alla alla...
yaş: 6
başlık: anne
entry: bugün dedem öldüğünde, hemen gidip
" anne ölüm nedir "
diye sorduğumda, nemli gözleriyle
" uyku gibi bişeydir oğlum "
" yani dedem uyanacak mı tekrar "
" evet, hadi sen git parkta oyna "
şeklinde bir cevapla beni kıllandıran insan. bir şeyler sakladığını düşünüyorum.
yaş: 7
başlık: anne
entry: okul denilen, daha sonra 17 senemin geçeceği yere beni götüren kişi, beslenme çantama sponsor oluyo her sabah.
yaş: 8
başlık: anne
entry: artık kafamı bozmaya başlayan kadın, neymiş top oynamayacakmışım, akşam ezanında eve gelecekmişim, terli terli su içmeyecekmişim, it gibi sabahtan akşama kadar gezmeyecekmişim...
yaş: 9
başlık : anne
entry: hastalandı annem , hastaneye götürmüşler, ağladım... yanına gittiğimde
"ağlama" dedi "erkek adam ağlar mı"
ben ağlamaya devam ettim yine...
yaş: 10
başlık : anne
entry: meğer kötü bir hastalıkmış onunkisi, doktorlar diyor muş ki, allahtan ümit kesilmez, meğer bu doktor kısmısı bu lafı ölecek kişilere söyler miş, inanmadım tabi ... benim annem ölmez
yaş: 11
başlık : anne
enty: bugün annemin mezarını ziyaret ettim, ağladım yine... erkek adam gibi,
yaş: 12
başlık : anne
entry: babam eve bir kadınla geldi, öp oğlum dedi annenin elini...
öpmedim kaçtım...sevmedim o kadını ben daha ilk görüşte,
yaş : 13
başlık : anne
entry: yeni annemle hiç anlaşamıyoruz, artık tokat atmakla tehdit etmeye başladı beni, sanırım bu evden gitmeliyim artık...
yaş : 14
başlık : anne
entry : özlediğim ...
yaş: 15
başlık: anne
entry: beni şu kıravatlı halimle görseydi keşke, "büyümüşte adam olmuş" derdi benim oğlum... artık özlemiyorum onu, özlediğimde içim acımasın diye... benim içim acıyınca onunkide acıyor biliyorum.
yaş: 16
başlık: anne
entry: artık üvey annem çekilmez oldu, taşındım... bir abi ile aynı evde kalıyoruz, tuhaf biri ama üvey annemden daha iyi...
yaş: ...
yaş: ...
yaş: ...
yaş: 26
başlık : anne
entry: uzaklardan çalan telefonumun diğer ucunda,
"oğlum nasılsın" diye soran kadın,
şaşırmadım...
"iyiyim anne, sen nasılsın" dedim
"şükür" dedi "tavaf ediyorum şuan" ... "kabedeyim"...
"ne güzel" dedim "bana da dua et oralardan"
"tamam" dedi... "fazla yazmasın kapatalım" dedim,
"çiçekleri sulamayı unutma" dedi
"unutmam" dedim...
evet, ölmedi annem ...
kıymetini anlamam için ölmesini beklemem gerekmiyor çünkü, ve yukardakine benzer satırlar yazmam...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?