salacakta tahta iskelede;
tan ağarırken,
ilk derin nefes,
ilk çay,
ilk poğaça.
ortaköyde;
sandalda rakı,
tavada boklu tekir.
aşiyan parkında;
müzeyyenin,
serkidoryan açıklarında ajdanın sesi.
vişnezade parkında
ceketli,gravatlı, ceymsbond çantalı,
sütlü şarap,
kulak kiri,
biranın bomontisi........
burada doğanlar maşuk,
gelenler aşık,
kalanlar?
ne sen sooor , gardaş , ne de ben diyim.
not:gelmeyin yeter artık , bok var , muktedirlerin yeni projesi , istanbulu kendi bokunda boğmak.
yeni başlayanlar için istanbul
yenemezsiniz, yenen çıkmadı
bol bol gezin görün. bir süre sonra monotona bağlıyorsunuz hayatı sonra deniz bile göremiyorsunuz. ben en son şehirlerarası otobüste köprüden geçerken gördüm. mevsim daha yazdı.
yalnızım, arkadaşım yok diye üzülmeyin. siz doğru zamanda doğru yerde olmayı başardığınızda, yalnızken de yapılabilecek çok güzel şeyler olduğunu göreceksiniz. hatta bunların bazılarının yalnızken daha güzel olduğunu da düşünebilirsiniz :
- survivoristanbul(adrenalin++)'la tanışın
- bu şehirde ücretsiz imza günleri, şiir dinletileri bol olur, öğrenin
- bir dil kursuna gidin, sonra sultanahmet meydanı'nda oturup yabancılarla o dilde birebir diyalog kurun
- beyoğlu'nun her biri hayranlık yaratan ara sokaklarında gezin, sahaflarla ve antikacılarla kanka olun
- istiklaldeki pasajlarda(atlas, halep vs.) başka hiçbir yerde bulamayacağınız ürünleri görün
- viaport'taki, go kart ve atv ile orman turu eğlenceli aktiviteler olabilir, deneyin(gerçi onlar safari diyorlar)...
(bunlar da mr.,mrs. right ile -haliyle zaten oldukça güzeller- daha güzel olabilecek aktiviteler)
- tarihi yarımada turu yapın ve bunu gülhane parkında bir bardak sıcak çayla taçlandırın)
- galata köprüsünde balık yiyin, galata kulesinden istanbul'u seyredin
- karaköy vapur iskelesinden dolmabahçeye kadar yürün,stadın altındaki çay bahçesinde çay için(biraz tuzludur)
- uzun boğaz turu yapın(2. köprü kuzeyinden- sarıyer ve kanlıcayı da görmesi sebebiyle)
- modanın ara sokaklarını gezin ve moda sahilinde günbatımını izleyin
- oyun atölyesi diye güzel bir tiyatro var, nedir ne değildir öğrenin(incesaz konseri, macbeth, 7 şekspir müzikali vs.)
- halep pasajı içindeki ortaoyuncular-ses tiyatrosu programı takip edilesi yerlerden biridir, unutmayın (ferhangi şeyler, işsizler cennete gider, komedi dükkanı- gişede bilet satışı yoktur ve de reklamı yapılmaz )..
- üsküdar'da kız kulesi'ne karşı balık ekmek yiyin, tekneyle kız kulesine geçin
- pierre loti'de kahve için
- ortaköy çarşısı, sahili ve - bir istanbul klasiği olan- ortaköy camii'ni görün(siz-ortaköy camii-boğaziçi köprüsü üçlemesini kadraja sığdırın)
- survivoristanbul(adrenalin++)'la tanışın
- bu şehirde ücretsiz imza günleri, şiir dinletileri bol olur, öğrenin
- bir dil kursuna gidin, sonra sultanahmet meydanı'nda oturup yabancılarla o dilde birebir diyalog kurun
- beyoğlu'nun her biri hayranlık yaratan ara sokaklarında gezin, sahaflarla ve antikacılarla kanka olun
- istiklaldeki pasajlarda(atlas, halep vs.) başka hiçbir yerde bulamayacağınız ürünleri görün
- viaport'taki, go kart ve atv ile orman turu eğlenceli aktiviteler olabilir, deneyin(gerçi onlar safari diyorlar)...
(bunlar da mr.,mrs. right ile -haliyle zaten oldukça güzeller- daha güzel olabilecek aktiviteler)
- tarihi yarımada turu yapın ve bunu gülhane parkında bir bardak sıcak çayla taçlandırın)
- galata köprüsünde balık yiyin, galata kulesinden istanbul'u seyredin
- karaköy vapur iskelesinden dolmabahçeye kadar yürün,stadın altındaki çay bahçesinde çay için(biraz tuzludur)
- uzun boğaz turu yapın(2. köprü kuzeyinden- sarıyer ve kanlıcayı da görmesi sebebiyle)
- modanın ara sokaklarını gezin ve moda sahilinde günbatımını izleyin
- oyun atölyesi diye güzel bir tiyatro var, nedir ne değildir öğrenin(incesaz konseri, macbeth, 7 şekspir müzikali vs.)
- halep pasajı içindeki ortaoyuncular-ses tiyatrosu programı takip edilesi yerlerden biridir, unutmayın (ferhangi şeyler, işsizler cennete gider, komedi dükkanı- gişede bilet satışı yoktur ve de reklamı yapılmaz )..
- üsküdar'da kız kulesi'ne karşı balık ekmek yiyin, tekneyle kız kulesine geçin
- pierre loti'de kahve için
- ortaköy çarşısı, sahili ve - bir istanbul klasiği olan- ortaköy camii'ni görün(siz-ortaköy camii-boğaziçi köprüsü üçlemesini kadraja sığdırın)
geldiğiniz yere geri gidin derim zaten çok kalabalık birde sizi çekmeyelim.
başlamayın.
boy veriyorum.. glup..
boy veriyorum.. glup..
teknolojiye yonelik bir kural: icip icip sarho$ olup saga sola i$eme arkada$im, artik dort bir yanda mobese var, hic olmadi dukkanlarin binalarin kendi ozel kamera sistemleri var. vallahi sabaha anana soverler. degmez.
kural bilmemkaç: istanbullu değilsen ve burada olmak nasıl bişey merak ediyorsan işte sana rehber:
http://www.izlemeler.com/suavi-simdi-istanbulda-olmak-var-no-1752.html
http://www.izlemeler.com/suavi-simdi-istanbulda-olmak-var-no-1752.html
anadolu yakasında üsküdar diye bir semt var geç onu biraz daha, beylerbeyine göreceksin, solda sıra sıra dükkanların arkasında bir iskele var yaklaş ona biraz daha orada bir meyhane göreceksin, gir ona, mezelerini seç, kavun al peyaz peynir de, taze balığını ve rakını söyle garsona, hele şimdiki gibi güneşli bir öğlen vaktiyse aralık ayında, çıkar keyfini bu muhteşem şehrin. bu biraz olsun alışmanı sağlar bu şehre. beylerbeyinden biraz daha ilerle beykoz levhalarını takip et, kanlicayi ve meydanını göreceksin, geç hemen meydana bir simit al otur o heybetli çınarın altina yak bi sigara, kediler göreceksin ayağına dolanan, güneşi, görünce gerim gerim gerilen ve köpekler göreceksin miskin miskin uyuklayan, bu kediler ne ankara kedisi ne van kedisi bunlar bildiğin istanbul kedisi benzemez başkasına. bitince sigaran bir çay bahçesi var hemen yanında ona git evet o iskelenin yanındaki , dalgaların bir kulaç mesafede olduğu bir masaya otur, hemen çay söyleme önce bir kanlıca yoğurdu söyle, o gördüğün iskeleye yanaşan vapur işte boğaz hattı, üsküdardan anadolu fenerine hatta anadolu kavağına kadar gider. dur hemen binme daha yenisin bu şehirde acele etme. o vapurun arkasından bakarak bir çay iç yak bi sigara daha ve hayal et manitayla bineceğin günleri o vapura. ee havada hafif hafif kararıyor akşam üzeri midye ve bira iyi gider, devam yola beykoz istikametine, paşabahçeyi geç, beykoza girişte o solda gördüğün artık çalışmayan fabrika tekelin rakı fabrikasıydı, mis gibi anason kokardı, boğaz ve anason kokusu sen düşün artık ne hisseder insan. beykozdan devam et, beykoz çayırını geç, kavak yazan tabelaları izle, işte anadolu kavağındasın, güneş batmadan yetiştin bak, hemen geç o sahildeki masalardan birine, ama üzerine kalın birşeyler al hava kararınca soğruk olur, hemen midye ve biranın siparişini ver, güneş batmadan ilk yudumu çek biradan.
bütün bunlar sadece anadolu yakasının 4/1 inde gün batmadan yapabileceklerin. yok ben bunları yapmayacaksan neden geldin ki istanbula
bütün bunlar sadece anadolu yakasının 4/1 inde gün batmadan yapabileceklerin. yok ben bunları yapmayacaksan neden geldin ki istanbula
çoğu vapur iskelesinin içinde, elektronik bir ekranda gelecek vapurun kalkış saati ile o andaki saat yazar. daha vapurun kalkmasına on dakika varken deli gibi koşup yorulmayın boşuna. okuyun saati!
üzerinde mutlaka 1tanbul,istavrit veya benzeri bir şey yazan bir t-shirt alın ki yabancı olduğunuz hemen belli olsun.kalabalık bir yerde karşıdan karşıya geçerken çantanızı açık bırakın.pazar günü öğle trafiğinde ortaköye gitmek için arabanıza binin.cuma akşamı iş çıkışı köprüye de uğrayabilirsiniz.o zaman pek zor olmaz istanbulu öğrenmeniz.
istanbuldayken nefret edersin, 3 gun ayrı kalınca ozlersin bu sehri
nefesini agir agir cekmelisin istanbulun,dalgalarin sesini duymalisin sessiz gecede elinde birayla,ve her sabahin sonunda mutlaka kufur etmelisin bir kez daha istanbula.
sevmeyeceğinizi düşünüyorsanız hiç gelmeyin. memleketim diye sızlanmayın.istanbulu sevmeye ve benimsemeye bakın.
bu güzel şehri bu soğuk ekrandan okuma tanıma ve kesinlikle ihmal etme,çık çiğne yollarını şu sarı sıcak havayı peşkeş çekme dört duvar yanlızlığına,bin vapura kuşların önderlere çekilmiş nefis estetik duruşlarına bakarken aklına gelince mutlu olduğun kim varsa onu düşün ufka dalarak göreceksin ki için bir hoş..istanbula başlamakla kalma istanbulda yaşlanacak kadar göze al her zorluğunu, birgün doğa seni başka bir sahil kasabasına şiddetle çağırana kadar.
sen ve senin gibiler..
yani o kaldırımlarda ayak izi olan herşey hatta ağaçlar bile.. bak şimdi inanmayacaksın, martılar bile!
nefes almayı bıraktığında, hala nefes almaya devam edecek bir şehirdir, istanbul..
bu seni korkutmasın,
kaç milyon ruhun uğradığını düşünme bile.
şiirlerdeki gibi simit, peynir ve çayın tadını alabileceğin yerdir istanbul..
aşkı bulabileceğin yerdir..ki bu zevksiz kısmıdır..
sonra onu kaybedip bütün ömrünü, onu tekrar bulmak için harcayabileceğin yerdir, istanbul.
yani o kaldırımlarda ayak izi olan herşey hatta ağaçlar bile.. bak şimdi inanmayacaksın, martılar bile!
nefes almayı bıraktığında, hala nefes almaya devam edecek bir şehirdir, istanbul..
bu seni korkutmasın,
kaç milyon ruhun uğradığını düşünme bile.
şiirlerdeki gibi simit, peynir ve çayın tadını alabileceğin yerdir istanbul..
aşkı bulabileceğin yerdir..ki bu zevksiz kısmıdır..
sonra onu kaybedip bütün ömrünü, onu tekrar bulmak için harcayabileceğin yerdir, istanbul.
deniz otobüsüne bindiğiniz vakit -özellikle de akşamları- dışardıda tenha yerlerde oturmayın. çakmak, selpak vb. şeyler satan çocuklar sülük gibi yakanıza yapışıp, bir şey almak istemediğiniz zaman size kafa bile tutabilir. bu entry de küçük bir not olarak kurallar içindeki yerini alsın bari.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?