yedi kocalı hürmüz

ice berg
ilk versiyonu 1963 te çekilen senaryosunu sadık şendil in yazıp yılmaz atademir in yönettiği başrollerinde suna pekuysal, öztürk serengil ve müjdat gezen gibi ustaların rol aldığı ve daha sonraki yıllarda tekrar çekilen sinema klasiğidir.
redcrow
pamuk prenses ve yedi cüceler masalında kalpleri fesat yan komşularının biricik pamuk prensesimize taktığı lakap..
elma sekeriiii
$imdilerde kaçıncı versiyonudur bilmiyorum ama, ezel akay tarafından yeni versiyonu çekilen bu film 20 kasım’da vizyona girecek.
ha burada ilginç olan ne var?

bu filmde bir hamam sahnesi var, bu sahnede söylenen bir $arkı(el hubb) hatunların gece yatmadan önce etmeleri gereken bir dua olma yolunca ilerler niteliktedir.

hava bulutlandı, $im$ekler çakacak
kadınlar damlarda seyre çıkacak
derler ki bu gece yatsıdan sonra
gökten yagmur gibi herif yagacak
kızlar $ükredin allah babaya
benzerdik yalnızken kızgın sobaya
çölde kalmı$ gibi bakardık göge
hadi toplanın toplanın
bulu$alım bu gece avluda, damda
gökten sapır sapır herif yagacak
açılsın memeler, süzülsün gözler
dövülsün tavına gelince sözler
devrilin yataga zevklenin kızlar
çok $ükür bu gece yatsıdan sonra
göktan adam, gökten erkek, gökten koca
gökten herif yagacak!
a$k zinciri erir el hubb devri gelir
allah gönlümce gelir.

tandt
filmin sitesi www.7kocalihurmuz.com a girdiğinizde site yüklenirken şu ilginç bilgilerle karşılaşıyorsunuz;

%10 - filmde 160 m3 kereste kullanıldı, şimdi kullanılmaz haldeler :)

%20 - 5478 metre kumaş kullanıldı, ucu ucuna yetti

%30 - 2500 profil boy demir kullanıldı.hepsini eğip büktüğümüz için iş bitince hurdacıya verdik.

%40 - 600 galon polisan :) boya kullanıldı. iki galon arttı, onlarla da ofisi boyayacağız.

%50 - 50 ton kayrak taşı yere serdik. sererken iyiydi de toplaması zor oldu.

%60 - 150 m3 kum kullanıldı, vallahi deniz kumu değil...

%70 - 1.325.846 tane çividen 2.375 tanesi yamuk çıktı, kullanamadık...

%80 - 400 adet su kontrastı, 500 adet osb, 370 adet mdf, 467 adet sunta kullanıldı.

%90 - sağlamları topladık, diğer film için saklıyoruz.

%100
site yüklendi.alın teriyle...
ncan
ne izleyeceğimin bilinciyle gittiğim bir ezel akay filmi sanıyordum. zira yönetmenin önceki işlerini çok beğenmiştim. çok eğlenecek; muhtemelen bol bol gülecek, görmek istediğim gibi gerçek bir görsel şölen izleyecektim. bu düşüncelerle, filme gitmeden yorumlara bakmayı bile düşünmedim ve hatta önceden hazırlanmış bir tebessümle utanmadan sinemadaki yerimi aldım.

tüm beklentilerimin boşa çıkması bir yana, filmi seyrettiğime öyle pişman oldum ki ne yapacağımı bilemedim. paramı geri istemeyi bile düşündüm...

eğer uzun uzadıya yapılan "kekeme" esprilerinden, öylesine konmuş ünlüler geçidinden, argo konuşmuş olmak için konuşan oyunculardan ve yersiz küfürlerden hoşlanıyorsanız gidin/izleyin derim.

ayrıca eğer görsellik istiyorsanız -ki yönetmen bu konuda başarılı, başarısı da tescilli-, müzikal seviyorsanız da izleyin/gidin derim.

bunun dışında nurgül yeşilçay’ı sevdiğimi sanıyordum bu filmde hakkında düşündüğüm olumlu şeyleri aklımdan biraz biraz silmeyi başardı.(şaka şaka o kadar değil.) öylesine oynamış oyuncular kadrosundan bahsetmeyeceğim. çünkü neden her şeyin bu kadar abuk bir biçimde abartıldığını ve bu abartının da göze battığını anlayamadım. oyuncu seçimi bile abartılıydı bana kalırsa... ben de abartılarla dolu ama güzel bir şey bekliyordum, neyle karşılacağımı bildiğimi düşünüyordum. maaselef izlediğim en kötü ezel akay filmi ve benim gibi düşünen insan sayısının azlığına bakarsanız ben haksız gibiyim.
bu da bir "haksızın savunması" olsun... elle tutulur bir şey bile söyleyemedim baksanıza. sevenler hep haklı olsun.
sipsi
şimdi şöyle ki: izledim lakin beğendim de diyemiyorum beğenmedim de. insanı ileri sardırmaya zorlayan o kadar çok sahne vardı ki anlatamam. gülse birsel iyi oynamış ama bak o ayrı. filmin bende bıraktığı tek iz bütün gece ’gökten sapıırr sapıırr herif yağaacaakk herif yağacaakk yağsıınnn’ diye şarkı söylememdi. bu arada aldığım duyumlara göre nurgülcüğümle gülseciğim kütük gibi dans ettikleri için el hubb’un dans sahnesinden çıkartılmışlar. bu ikili de azmedip günlerce beraber çalışmışlar, sahne çekileceği zaman da ’bir deneyelim ne olur’ demişler. olmuş bitmiş, öyle yani, evet.
(bkz: bağlayamamak)
(bkz: entrye bak ne biçim)
independence
izledim begendim. hani cok $a$ali cok a$mi$ bir film olmasindan sebeple begenmedim hayir, cok renkli olmasi sebebi ile begendim. her ev ayri bir renk, kapilar yamuk pencereler ic bukeysi. yani normal bir mahalle degil, hayallerdeki bir mahalle misali. renk kombinasyonlarini cidden begendim, pencerelerin ve kapilarin ic bukeysinden hallice olmasini da begendim ama kekeme esprisinin tum film icerisinde hatri sayilir bir zaman dilimi kaplamasini begenmedim. espri bir kere yapilinca guzeldir, ikincide ucuncude tadi kacar, asidi kacar, saf $eker olur icilmez yenmez. nurgul ye$ilcay’in ba$ta gogusleri olmak uzere vucudunun tum kivrimlarini yeniden begendim, kaldi ki kendisi de ben yeniden begeneyim diye acmi$ sacmi$ sanirim.

eglencelik bir filmdi, muzikleri cok keyifliydi, gorselligi cok keyifliydi. fazla beklentim yoktu, hatta izlesem mi izlemesem mi du$uncesi ile izledim, harcadigim zamana acimadim ama bu zaman diliminde daha keyif verici neler yapabilirdim acaba diye du$unmedim de degil.

ha bitirmeden bir de, gulse birsel’in burnu cok goze batiyordu. ya o kadar paran var arkada$im, gorsel sanatlarda bulunan bir insansin artik, yaptir $u burnunu.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol