-anne dışarda bir sürü aç insan varken benim bu pırasaları yemem hiç doğru değil!
-köfteleri bitirmişin ama!
-küresel ısınmasın diye yedim onları ben anne yaa
-bitecek o pırasa çabuk!
-cesetimi çiğnemeniz lazım
daha neler var bu adamda neler diyebileceğimiz takipçisi olduğumuz penguen çizeri.
küçük velet kendine on beden büyük bornozun içinde, banyo önünde annesine doğru;
-anne ben artık bir yetişkin gibi girip banyomu kendim yapacağım.
-aman ne halin varsa gör!
daha sonra..
küvet,velet,plastik ördek
-lan yine ördeğin esiri olduk,öldürecem lan seni!!
-anne ben artık bir yetişkin gibi girip banyomu kendim yapacağım.
-aman ne halin varsa gör!
daha sonra..
küvet,velet,plastik ördek
-lan yine ördeğin esiri olduk,öldürecem lan seni!!
filmin gidişatı az biraz stresli olsada devamında hızlanma halleri tansiyonu yükseltir,taner birsel demirkubuzun itirafında olduğu gibi sessiz ve gerilimli yetişkini yine harika oynar.hele ki bir intahar sahnesi vardır ki beklenmedik anlarda olan herşey gibi sarsıcıdır.
gadjo dilo çılgın yabancı olarak çevrilmiş film,izlemelere doyulmaz sahneleri bir yana yeryüzünün en özgür ruhlu insanları çingenelere dair kusturica tadına alternatif olma özelliğiyle de takdire şayandır,izlerseniz size yarar.
kardeş türkülerin gün yüzüne çıkardığı arap kökenli bir türküdür,bendirle sessizce başlar sonradan coşar coşturur.
kabak gibi anlaşılan mideyi bulandıran entry şekli,bu kadar mı be canım bu kadar mı gelgeç oldun sen denir kullanıcısına.
geçmiş asla unutulmaz gazıyla ortalığın tozunu attıran v vendetta filmin sonunda dahi gizem adamı olmakta ısrar edince oldumu şimdi diyesimin geldiği fena gitmeyen filmler kategorisinden son donem vizyon filmi.
eskişehirde porsuk kenarında başımıza geleceklerden bi haber gittiğimiz sakin kaliteli görünüşüne aldanıp ilerleyen saatlerde kızların attığı göbeklerden kaç kaç haykırışlarıyla toparlanıp kaçtığımız mekan.
hınca hınç kalabalık vesaitlerde hayata küstüren kesif koku.
az güldürüyordu birde sinema filmi çözümlemeleri eklendi, filmi çözümlerken yan odadan bunu çekiştirdiklerini düşünüp deliren adama ne diyeyim bilemedim.taksim old city comedy club da her salı çıkmaya başladığını bildirir,gidip görmek için zaman kolladığımı da eklemek isterim.
beklenmedik bir kanalda yakalanan beklenmedik demeyelimde alakasız daha doğru olur,deli dürtmüş hallerini izlerken danscılarının kendilerini erkek hissettiren-ki erkek danscılarının tamamı gay neredeyse- tek kadının yatağında nasıl da kedi gibi döneldiklerini görmek ilginçti.
sinemadan çıkmama neden olan-ki yıllar önce izlemişidim-ve hiç pişman olmadığım başarısız bruce willis filmi.
azınlıkta yer almanın konforuyla şu yorum isabetli olur,film tam bir şiirin nesire evrilmiş hali gibi ince naif ve kırılgan,büyükada film için biçilmiş kaftan olmuşken,sinemamızdan bi haber uyuşmuş kitle için diğer bir çok yapım gibi izlenmemesi kayıp diyebilirim.
mel gibson’un hızını alamadığı bir yapım daha,az önce izlemiş bulunup, iç şişmesiyle yerimden kalktım diyecek türden.film kurgu efekt cast gibi beklentileri tamamen karşılıyor bir sonraki sahne izlediğinden daha adrenalin yüklü gidiyor film,lakin acının kurtuluşun mücadelenin kanırtılması kısmında film çekelenmişte çekelenmiş,esas oğlanı bi ben kovalamadım desem yeridir der,izlenmesini ehemmiyetle salık veririm herşeye rağmen.
ıcıar bollain’in yönettiği,laila marull ve luis tosar’ın başrolde olduğu film aile içi şiddetin psikolojik kısmını çok sarsıntılı biçimde anlatır,asıl dikkat çeken yönü bir insanın değişemeyeceğini oldukça reel biçimde anlatıp seni inandırmasıdır ki gerçekten insandan radikal değişimler beklemenin ütopik olduğu gün gibi aşikardır,korkuya verilen tepkiler babında altını ıslatan yetişkini izlediğin sahne oldukça vurucudur.
doğa insan projelerinin kısaltmasıdır.
anadolu üniversitesi iletişim bilimleri fakültesinin genç öğretim görevlisidir,derinliğini,bilgililiğini insanlığını anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kaldığı,fakülte için cevher demenin yerinde bir tasvir olacağı kıymetli akademisyendir.iletişim tarihi,felsefesi onun anlatımıyla teorik bir ders formundan çıkmaktadır.sevgiyle anılandır.
murat akkoyunlu ile gürgen özün başrolü paylaştığı,aynı kadına kadının alavere dalevere bir planlarıyla bağlanan can ciğer iki arkadaşın durumunu ve devamında yerlere seren maymunluklarını anlatır,gürgenin kadının banyosunda bir anı vardır ki bu adamın deli olduğu bu rolle iyice aklıma mıh gibi kazınmıştır.
çok nefis bir yapımdır,tuncel kurtiz,haluk bilginer,meltem cumbul gibi çok başarılı yeteneklerle emır kustarica havası kokar,birden fazla izlenilebilir özellikli pirhasan filmidir.
aynı zamanda her son bir başlangıca gebedir,bu bir hayat sirkulasyonudur dramatize etmeyin denecek klişe slogan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?