confessions

zekirbelli

- Yazar -

  1. toplam entry 977
  2. takipçi 1
  3. puan 56297

irmik helvası

zekirbelli
sultanahmette,meşhur sultanahmet köftesi yenir, arkasından bir irmik helvası gelir helva gelir sen gidersin zevk deryalarına doğru.şekeri fıstığı sıcaklığı imtina isteyen bir tatlıdır,öyle her elden çıkmaz.

the secret

zekirbelli
sen ne istersen olur ne istediğinin önemi yok iste gerisine karışma,istediğini belirtmen için evrene ayar ver ve bekle bak göreceksin nasılda armut piş ağzıma düş oluyor,gibi birçok noktasında destursuz atan,lakin kendini sevme merkezli bakmanın hayatın kangren anlarına iyi geldiğini anlatması bakımından faydalı, hayatı sev otu sev kuşu sev olmadı beni sev yaklaşımındaki popülist kitaplardan daha kalifiye bir dille insan psikolojisini anlatan eser. vizyona girmesi beklenmeyen lakin ev sinemasında izleyebileceğiniz filmi de mevcut.izledik ferahladık lokal olarak.bir film izledim hayatım değişti kıvamlı hassas bünyeleri coşturabilir aman dikkat.

ensest

zekirbelli
tıka basa cerahat dolu bir mevzudur, örtbas edildikçe büyür büyüdükçe kanlanır. hayat içerisinde tezahürüne izin verilmemesi çekince duyulması,konunun vahamiyetini "sinema" yoluyla anlatmaya çalışan yönetmenler doğurmuştur.

seyit ali aral

zekirbelli
ara sıra mix yemek tarifleri esnasında kendini kaybettiğini düşünsem de-bir dilim ekmeğe pilav sürün,üstüne şıra dökün,krem karamele bulayın yiyin bakın ımmmmf nefis dercesine tozuttuğu tariflerden bahsediyorum-inanılmaz donanımlı ve geniş yürekli bir insan olduğunu her hafta her cümlesinde bir kez daha teyid ettiğim müthiş kalem.

bind

zekirbelli
çikolatayla akla gelen herşeyi yapmaya and içmiş çikolata markasıdır,kapı kolundan tutunda kroşeye kadar çikolatadan icraatlar yapmıştır neredeyse(biraz mübalağanın kimseye zararı olmaz)tadı tahmin edersin ki harikadır.özellikle alışveriş mağazalarında konuşlanan bayileri mevcuttur.

bolulu sefer usta

zekirbelli
özellikle sütlü tatlılarda tadının hemen hemen hiçbir tatlıcıyla kıyaslanamadığı,işin sırrının başka ustalarda olduğu gibi usta sırrı olduğu babadan oğula devir halinde varlığını sürdüren sütlaca kazandibine kafa göz daldığın tatlıcı.

özsüt

zekirbelli
birçok bayiliği olan,türkiye’de tatlı-pasta klasmanında açık ara önde bulunan,binbir çeşit pasta seçeneğiyle müdavimlik yaratan,özsütün aynası adlı pastasıyla yurt dışında birincilik ödülü alan, gidilmesinde ve pastaların yenilmesinde hayır olan pastahane.

sürü psikolojisi

zekirbelli
sürüyü bir arada tutan koyunların meşum yakınlıklarıdır,bu yakınlık sürücek arkasından koştukları kişi fikir meta yada soyutun anlamını bilmelerini gerektirmez,bilen bilmeyene anlatsından ziyade bilen olsada beraberiz olmasa da zemininde solur giderler.

paris je t aime

zekirbelli
filmden umduğunu bulamamakla birlikte -ki insan filmden ne umabilir dersen sadık bir sinemaseversen beklentilerin olmaya başlar azardan çoğara-üç beş kare yakaladı derken özellikle gus van sant’ın bu az icraatla çok mana vermeye çalışması kasıntısından tam tabiriyle tiksindiğimi ekler öyle uzaktan değil kendi fikrin olsun izle derim.

jean renoir

zekirbelli
15 eylül 1894’te, paris’te doğdu. empresyonist ressam auguste renoir’in ikinci oğludur. 1913 yılında, d’aix-en-provence üniversitesi’nde felsefe ve matematik eğitimini tamamladı. önce süvari, sonra da hava kuvvetleri üyesi olarak orduya katıldı. birinci dünya savaşı’ndan sonra terhis olunca seramikçi olarak çalışmaya başladı. 1924’de sinema için seramikçiliği terk etti. 1930’lu yıllarda çoğu toplumsal ve siyasal konular üzerine olan, aralarında bir kaç başyapıt da bulunan filmler çekti. 1939 yazında visconti’nin asistanlığı ile la tosca’yı filme aktarmak amacıyla roma’ya gitti. ama haziran 1940’da italya, fransa’ya karşı hitler saflarında savaşa girince, zaten solcu eğilimleri olan renoir abd’ye iltica etmek zorunda kaldı. orada birbiri ardına filmler çekti. 1951’de hindistan’da, ilk renkli filmi, "the river"ı gerçekleştirdi. son filmlerinden le caporal épingle’de büyük yanılsama’nın temalarını kara bir mizahla işledi. renoir’in aktif sinemacılık yaşamı, 1969 yılında fransız televizyonu için yaptığı bir dizi kısa filmle sona erdi. bunun ardından güney kaliforniya’ya çekildi. 1975’de meslek yaşamındaki başarısı için onur oscar’ına layık görüldü. 1977’de legion d’honneur nişanı aldı. uzun bir hastalığın ardından 12 şubat 1979’da beverly hills, kaliforniya’daki evinde öldü.

bilginin tamamını avrupa filmleri sitesinden kopyala yapıştır yaptım,biyografisini bende yeni okumuş bulundum.

toni

zekirbelli
1934 yapımı nasıl anlatacağımı bilemediğim jean renoir’in başrolde oynadığı enfes yapım,fransanın o tarihteki yaşamı, insanı okadar bize benziyor ki izlerken heran eskilerden tanıdık bir yüz göreceğinizi düşünüyorsunuz.kadın üzerine savaşlar dünyanın kuruluşundan beri var demenize yol açacak ben kefilim.
28 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol