yarın tosura tosura uyuyacağına inanır içkinin tesiriyle oysa geçen her salise dahi yarına virane kalkacağının teminatıdır, göze alır hallederim der ertesi günü düşünmeden çakır keyfin tadına varır saatlerce.
hazır sevmeyene tavsiye hali: mantarı kübük kübük doğra, kendi suyuyla kavur, bir yandan iki su bardağı süte toz krema dök hafif yoğunlaşana kadar karıştır kaynat.mantarı bu karışıma dök,öte yandan yumurtanın beyazını ayır,sarısını çırp bir iki damla sirke damlat çırpmaya devam et sonra iki su bardağı kaynamış su ekle,tamamını fokurdayana kadar karıştırmaya devam et kaynayınca parmakları yiyecek konuklara servis et.
yerinde zamanında kullanmak beceri ister, karşındaki beşer bitap haldeyken haleti ruhiyesinin neden kaynaklı olduğuna dikkat edilmezse boşboğaz bir teselliye dönüşür.örnek dersen: yakınını kaybetmiş,"siktiret hepimiz ölecez"dersen bi kalemde silinecek adam olmana sebep fütursuz laf olur.
her halükarda dört ayak üstüne düşen insanlara denir. bu adamlara özenmelimidir, gülüp geçilmelimidir buda bir muammadır.
zaman zaman içe,zaman zaman dışa akan göz sıvısıdır,kah elemden kah keyiften aktığı söylenir,bir insanın ortalama hayatı düşünüldüğünde sadece bir-iki kereye mahsus sevinçten aktığından adilane değildir duygulara denk geldiği zamanlar.
şener şenle uğur yücelin efsane filmi "muhsin bey"de mühsin beyin pencere önünde bolca gördüğümüz iç açıcı çiçek.
uzun zaman sonra bakkalda görüp hıçkırarak altı tane alıp önce ötesini berisini inceleyip, sonra homini gırtlak yaptığım nefis nostaljik pasta.
arpacık çıkan göze patates,soğan gibi zerzevatları oturtmak.
yine cayır cayır yanmış fukaraya 1 kilo yoğurtla saldırmak.hararetini alır diyor birde.
birinci derecede cayır cayır yanmış yere elde signal saldırmak.yanığa diş macunu nedir yahu.
iki hafta önce "ilk defa" yazısında hüzün zerk olmuş canım ciğerim yazar çizer. otanın hikayesi.
pazar kahvaltılarında nefis giden grup.
şimdiki şurdaki burdaki halini bilmiyorum lakin ilk bakındığımda bu kadar aklı başında bu kadar diline beline aklına hakim insanı bir arada gördüğümde bu sözlüğü meşum internet alemlerinden cımbızla çekip bambaşka bir yere koymuşidim dediğim sözlük.
bir şekerleme için korkutucu bir isme sahip olduğunu düşündüğüm ürün.
son dönem toplu taşıma aracıdır.biniş ve inişlerin yönü itibariyle süper rahatlıktır,metrodaki gibi önündeki adama sarılıp dışarı çıkarıp binmek zorunda kalmazsın.
bugünün birçok gerçek aydınının yetişmiş olduğu, emek etmenin,paylaşmanın,üretmenin riyasız yapıldığı en aydınlık oluşum,kapatılmasındaki niyetler kabak gibi belli.
2000 yılında çekilmiş bir diğer tv filmi,fikret kuşkan ve yasemin alkayanın başrolde olduğu cemal şan yönetmenliğinde çekilmiş sıcak,hüzünlü bir yapım.fkret kuşkanın canlandırdığı ürkek korku içinde ve içine kapanık genç figürü, despot baba baskısı ve kendi tercihi olmayan dayatmalar sonucu vuku bulmuş hayatı anlatırken,rol benzerliği açısından "c-blok" da ki haliyle çok benzerlik taşır.
sallanan sandelyede çitin gerisinde bir ihtiyar:
-buraya 19bilmemne den beri kimseler gelmedi gençler.
korku filmi şebelekleri:
-hey çocuklar yapmayın ne olabilir ki heyy, haydin gidip böğrümüze atılacak baltaları,topuzları karşılayalım.
-buraya 19bilmemne den beri kimseler gelmedi gençler.
korku filmi şebelekleri:
-hey çocuklar yapmayın ne olabilir ki heyy, haydin gidip böğrümüze atılacak baltaları,topuzları karşılayalım.
çekilmiş en güzel tv filmlerinden biridir, iki gencin duru aşkı radyodan yapılan serenatlar hepsi oldukça orjinaldi. o dönem radyolar hayatımızda o kadar önemliydi ki radyo yoluyla bir çok yenilikten en önce haberdar oluyor, keyifli bir çok programı dinliyorduk, bu filmi yakın zamanda yine izleyebilmek güzel bir nostalji olacaktır.
kocaman cüssesine rağmen insana bu kadar yakın bu kadar yaren başka bir hayvan olamaz dediğim cins.hakkında yaşanmış olduğu söylenen bir hikaye bunun en iyi kanıtıdır.
sivasta zengin bir adam,ava merak salmış her ava çıktığında yanında can dostu kangalı da götürür, avadan kimi zaman eli dolu kimi zaman boş dönermiş çitfliğine.bir gün havanın buz kestiği bir gün yine kangalını alarak av için karları çiğneye çiğneye yola koyulmuş,lakin hava okadar dondurucuymuş ki adamın gözleri kapanmaya uyku mahmurluğu çökmeye başlamış.uyursa donacak ve ölecek, yürürken yığılmış ve gözleri kapanmış,kangal sahibini boylu boyunca yatar görünce gelip o devasa cüssesiyle sahibinin üstüne çökerek mahmuzlarıyla da iyice sarmalamış,ağzını ağzına koyup nefesini adamın yüzüne solumuş,sıcağı hissedince adam,gözleri birden açılmış üstünde devasa kangalı görünce bilinç bulanıklığıyla anlayamayıp korkmuş ve avda kullandığı kamayı çıkarıp hayvana ardarda saplamaya başlamış,kendine gelmeye çalışsada ayakları çözülmemişken kangalın gözlerini seçebilmiş,gözyaşlarına boğulmuş ama ne çare,kangal kan revan içinde sahibini sürümeye başlamış çifliğinin avlusuna kadar getirip orda ölmüş.adam bu olayın akabinde çiftliğini satıp oralardan giderek sırra kadem basmış.
edit:yıllarca kangal besleyen bir erbabtan dinlediğim bir hikaye(belki bir rivayet)dir.
sivasta zengin bir adam,ava merak salmış her ava çıktığında yanında can dostu kangalı da götürür, avadan kimi zaman eli dolu kimi zaman boş dönermiş çitfliğine.bir gün havanın buz kestiği bir gün yine kangalını alarak av için karları çiğneye çiğneye yola koyulmuş,lakin hava okadar dondurucuymuş ki adamın gözleri kapanmaya uyku mahmurluğu çökmeye başlamış.uyursa donacak ve ölecek, yürürken yığılmış ve gözleri kapanmış,kangal sahibini boylu boyunca yatar görünce gelip o devasa cüssesiyle sahibinin üstüne çökerek mahmuzlarıyla da iyice sarmalamış,ağzını ağzına koyup nefesini adamın yüzüne solumuş,sıcağı hissedince adam,gözleri birden açılmış üstünde devasa kangalı görünce bilinç bulanıklığıyla anlayamayıp korkmuş ve avda kullandığı kamayı çıkarıp hayvana ardarda saplamaya başlamış,kendine gelmeye çalışsada ayakları çözülmemişken kangalın gözlerini seçebilmiş,gözyaşlarına boğulmuş ama ne çare,kangal kan revan içinde sahibini sürümeye başlamış çifliğinin avlusuna kadar getirip orda ölmüş.adam bu olayın akabinde çiftliğini satıp oralardan giderek sırra kadem basmış.
edit:yıllarca kangal besleyen bir erbabtan dinlediğim bir hikaye(belki bir rivayet)dir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?