yesil

rabbin kelamı kur’an-ı kerim de de yazdığı gibi dinimizin temelidir.temelsiz hiçbir şeyin ayakta kalmayacağı gibi yaşamını bu temele bağlamayanın da imanı sağlam ve devamlı olamaz,haram ve harama giden yollara yönelmesi an meselesidir.
namaz ve ibadet sadece cennet için yapılırsa sonuçları hiç farkında olmadan şirke varabilir ki bu rabbin affetmeyeceği diğeri kul hakkı olmak üzere iki günahtan biridir.
namaza rabbin ihityacı yoktur bizim ihtiyacımız vardır.nasıl ki biriyle konuşmak için ya telefon ederiz yada karşımızda olması gerekir, namaz da rabbin huzuruna geçmek secdeye varıp ona en yakın anı en azdından günde 5 kere yaşayabilme şansıdır. zaten o herşeyi gören herşeyi bilendir.ve en önemliside bize lutfettiği bu kadar nimetten sonra şükürünü eda etmek için insana gösterdiği tek yoldur.
sadece tek bir gözümüz bile bize verilen yegane bir nimetken yarattığı onca evren,saymakla bitmeyecek onca nimet için,onun sonsuz merhameti için, sonsuz affı için, sonsuz lutufları için namaz kılmamızı istemesi o nun ne kadar azim olduğunu gösterir.
namazı sadece bir spor olarak görmek; sevginin gerçek anlamını kavrayamayan kişinin formalite icabı sevgi gösterisi yapmasından öteye gidemez.ama bize şah damarımızdan bile yakın olan allah dan hiç birşey gizli kalmaz.

kişinin,yaşlılık belirtisi olan çizgileridir.artık buna kozmetik çareler vardır.doğal yöntemlerde vardır.ama bence orjinal hali bambaşka güzeldir.her çizgi yaşanana kanıttır ve bunu gizlememek yada kurtulmaya çalışmamakta bir nevi yıllara meydan okumaktır bence...

kimi ne ilgilendirir hiç anlayamadığım başlıktır.kesin biri birine laf sokuyor ve eğer amaç buysa sözlüğe yansıtmak ne alçaltıcı bir durum olsa gerek.
(bkz: arz talep meselesi)

yakışıklı tasfirime uymayan hatta hiç ama hiç hoşlanmadığım erkek tipidir.
(bkz: megaloman)

ne kadar kalp kırıcı olsa da aslında biraz hak verilmesi gereken durumlardır.
böyle bir duruma maruz kalan biri olarak, eğer gerçekten iyi bir arkadaşsak anlayışlı olmalı ve aşkın büyüsünün göz kör edici etkisine kapılmış arkadaşımıza karşı anlayışlı olmalıyız diye düşünüyorum ben.

gördüğüm an kalbimin,beynimin,ruhumun kısacası varlığımın her hücresinde şiddetle hissettiğim hüzünle;"rabbim eğer tanrı derken seni kastediyorlarsa,bu başlığın altına yazan herkesi ben dahil affet nolur" dediğim dua ya sebep başlıktır...

(bkz: ister fakir ol ister fukara her yemekten sonra yak bir cigara)

(bkz: belki üstümüzden bir kış geçer)

işte bu sadece filmlerde olur dediğim bir aşk hikayesini anlatan güzel insanların rol aldığı güzel filmdir.

ön yargılarımın tamamını alt üst eden ama yine yeni yeniden son 1 saati boyunca beni salya sümük ağlatan çocukluğumdan beri çok sevdiğim peter jackson’ın eli değmiş versiyonuyla daha da çok sevdiğim filmdir.
(bkz: canavarı güzellik öldürdü)

(bkz: helesur un ustune gidilmesin kampanyasi) desteğiyle beni derinimden etkilemiş yazar arkadaşım.tanışmadık.tanıma şansına erişemedim ama unutmayacağım,unutamam...benim için çok incedendi...

gururuna yenik düşmüş sevgilinin derinlerinde yaşadığı çığlığı betimleyen cümle...

aşk konusunda yaşanması halinde insanı çeşitli psikolojik rahatsızlıklara sevkedecek durumdur.

(bkz: turk beyniyle uretilmis super cumleler)

(bkz: beni bana bırak)

sol framede istisnasız hergün bolca gördüğüm başlık türüdür.keşke bunun bir ölçüsü olabileceği düşünülsedir...

yok öyle bir şey diyesimi getiren cümle...ancak bir erkek kurabilirdi zaten böyle yada buna benzer bir cümleyi...

ya sıçarken ya kaçarken gelen akıla örnek bir insan olarak sık sık yaşadığım ve yaşattığım bir durumdur.ama bu bazı kültürlerde çok normaldir.tam tersi anormaldir.
(bkz: çocuklar duymasın)
(bkz: avrupa yakası)
vs.

üstüne kusmak istemek eğer nefret etmekse, bu eylemi gerçekleştirecek insanlardır.

gerçeğe ulaşmak için takip edilen tavşan...
(bkz: matrix)