papağana silah çekme kitabında bulunan küçük iskender şiiri.
" "beni sevmene asla izin vermeyeceğim"
diye yazmıştın kapımdaki not defterime
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile
gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işte
uzun, büyük, parlak
siyah ve vahşi!
parçalayacak kadar siyah
ve onarabilecek kadar vahşi!
sanki
aşka hayattan daha fazla özen gösteren, çocuksu
ama hep parçalanmış, hırpalandıkça palazlanmış bir ziyaretçi!
gövdenin tarihinde yan yana dururdu yalnızlıklarımız
plastik ve acımasız, zehirli ve karmaşık
kısaca, birbirlerine sevgiyi öğretmeye çalışırken
birbirlerine kan içirdiklerini anlayan iki serseri aşık!
ellerini saklamaya çabaladığı o şehir gecesi
başın omzumda, gözlerin kapalı, saçların açık
giderken citroen: dudaklarını döven neon gazı
dudaklarındaki kazı tozu, "ölelim mi?" demiştin
bak şimdi tam sırası!
dağlarda bir çin lokantasıydık senle ben
müşterisiz
mütemadiyen ağlamaklı
için için eğlenceli
temiz...
çevresinde çizgifilm hayvanlarının oynaştığı
bir çin lokantasıydık dağlarda senle ben
bir tahta masa, iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz!
mesela
yeni pişmiş pirinç pilavı dilinin üstünde yürürdü kokarca
ve sağ kulağındaki yabanıl bitki örtüsü
biz birbirimizin çatalı, bıçağı
biz birbirimizin incecik hırsızı, gönül süsü
ayrılık, bir yutulmaz lokma gibi kaldı boğazımızda!
sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe
sarayın çıkışlarını tutarken uyuşturucu ve kaftan
merdivenlere yığılıp ölen son şehzade
son fırsat, kaçınılmaz son düet, son soytarının son yemini
son sonsuzluğa dokunan küstah kızıl kanaviçe!
dağlar, dersini verir acının kuşkusuz
aslolan, savruk ruhlara yakışan sahici ölümler bulmakta
yoksa kimin kimin tabutunu çakacağı mühim değil!
gecenin koynuna ihanet, bir orospu gibi sokulmakta!
işıktan ışığa geçen o tenha yolda
o karanlık nefes alışta ve o darmadağın boğulmada
seni sevmeme asla izin vermediğin o kör noktada
o hırçın, o fazla erkek, fazla kadın noktada
tanımadığım
tanımaya kalkışmadığım
izahı zor, kavranması imkansız bir hastalık gibi
ilerledim gövdenin gövdemi bulandırdığı
şaha kaldırdığı boşluklarda!
iz sürmedim
ad sormadım
dönüp bakmadım ardıma!
hatırla sevgilim, mutlaka sen de hatırla
o kadar çok kovaladık ki hayat içersinde
kendi kendimizi
mecali kalmadı hayatların başka hayatları yakalamaya!
"beni sevmene asla izin vermeyeceğim"
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
ben de eklemiştim altına:
"aşkı dövmek lazım
kalbe terbiyesizlik ettiğinde!" "
"aslolan, savruk ruhlara yakışan sahici ölümler bulmakta
yoksa kimin kimin tabutunu çakacağı mühim değil!
gecenin koynuna ihanet, bir orospu gibi sokulmakta!"
(bkz: çin lokantası)
yoksa kimin kimin tabutunu çakacağı mühim değil!
gecenin koynuna ihanet, bir orospu gibi sokulmakta!"
(bkz: çin lokantası)
#1040657
rembrandt ve çağdaşları sergisi 10 hazirana kadar bu müzede görülebilir.
"o aşk ki, sevgiliden iyilik gördüğünde,
artmayacak kadar doygun,
kötülük gördüğünde de
eksilmeyecek kadar sağlamdır.."
artmayacak kadar doygun,
kötülük gördüğünde de
eksilmeyecek kadar sağlamdır.."
(ara: hocali)
hocalı, karadağ ve srebrenitsa katliamlarının unutulmaması ve ölenleri kaybolanları anmak için 26 şubat saat 14.00da yürüyüş yapılacak.
http://www.hepimizhocalili.com
http://www.hepimizhocalili.com
şuradan dinlenebilir:
http://tinyurl.com/77pvrk7
edit: zaten diğer entrylerden birinde nereden dinlenebileceği verilmiş. o halde entryi geliştirip hoplatıp zıplatan şarkıdır diyorum. girişi çok güzel.
http://tinyurl.com/77pvrk7
edit: zaten diğer entrylerden birinde nereden dinlenebileceği verilmiş. o halde entryi geliştirip hoplatıp zıplatan şarkıdır diyorum. girişi çok güzel.
beğendiğim şarkı. bahisleri ilk 5ten açıyorum hayırlısıyla..
açığa alınmıştır.
http://www.haberturk.com/yasam/haber/717796-okul-muduru-sozleriyle-sok-etti
http://www.haberturk.com/yasam/haber/717796-okul-muduru-sozleriyle-sok-etti
" "elleriniz ne kadar soğuk" dedim.
tereddütsüz cevap verdi:
"ısıtın"
ve her ikisini birden uzattı..."
tereddütsüz cevap verdi:
"ısıtın"
ve her ikisini birden uzattı..."
"senden uzaktayım şimdi. seni uzakta da olsa hissetmek inanılmaz mutlu ediyor beni. sen gidince aklım da peşinden yitip gidiyor.. biriyle mi konuşuyorsun ona bir şey mi söylüyorsun onunla mı gülüyorsun içim yanıyor. ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. senin baktığın her yer güzel artık, senin konuştuğun her insan, özel oluyor.
akşam ne yaparsın? yemeğe oturduğun zaman yanında kimler var? hangi yemeği seversin, neyi sevmezsin? hangi kitapları seversin? ne tür filmlerden hoşlanırsın? televizyon izler misin? gece dışarı çıkar mısın? arkadaşlarınla en çok neye gülersin? en çok kim kızdırır seni.. hangi futbol takımını tutarsın? bilmeliyim. senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. çünkü ben de senin yaptıklarını yapacağım, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. bilmeliyim. baştan kuruyorum dünyamı. seninle yaşamaya başlıyorum. sen istemesen de hatta bilmesen de." diyen kadın.
akşam ne yaparsın? yemeğe oturduğun zaman yanında kimler var? hangi yemeği seversin, neyi sevmezsin? hangi kitapları seversin? ne tür filmlerden hoşlanırsın? televizyon izler misin? gece dışarı çıkar mısın? arkadaşlarınla en çok neye gülersin? en çok kim kızdırır seni.. hangi futbol takımını tutarsın? bilmeliyim. senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. çünkü ben de senin yaptıklarını yapacağım, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. bilmeliyim. baştan kuruyorum dünyamı. seninle yaşamaya başlıyorum. sen istemesen de hatta bilmesen de." diyen kadın.
pati şeklindeki ayakkabısına bittiğim.
http://tinyurl.com/6qu2hsf
http://tinyurl.com/6qu2hsf
(bkz: elma)
bir murathan mungan şiiri.
"kırık oyuncaklarıyla uyuyan çocuk
dayar kulağına sessizliğini
elişi sözcüklerden uçurtmalı yalnızlık
kendi ninnisini unutmak için
yok pahasına kaybeder belleğini
çık elma dediğin yerden
kendine yeni giysiler al
anahtarı kimde kaldıysa unut
kimsenin olmasın diye
kendi ellerinle kırdığın yüreğini
çık elma dediğin yerden
bakma toplu çekilmiş hatıra fotoğraflarına
her oyunda ebe olan bir sen değilsin
kimsenin kimsesi yok ki
herkesin elmasında kendi diş izleri..."
"kırık oyuncaklarıyla uyuyan çocuk
dayar kulağına sessizliğini
elişi sözcüklerden uçurtmalı yalnızlık
kendi ninnisini unutmak için
yok pahasına kaybeder belleğini
çık elma dediğin yerden
kendine yeni giysiler al
anahtarı kimde kaldıysa unut
kimsenin olmasın diye
kendi ellerinle kırdığın yüreğini
çık elma dediğin yerden
bakma toplu çekilmiş hatıra fotoğraflarına
her oyunda ebe olan bir sen değilsin
kimsenin kimsesi yok ki
herkesin elmasında kendi diş izleri..."
"aynı soruyu sormaktan, minör
ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan
içimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık
yoruldum yoruldum yoruldum
gereklilik kipinde yaşamaktan.."
(bkz: asmin)
ağrılardan yoruldum, gitmeliyim buralardan
içimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık
yoruldum yoruldum yoruldum
gereklilik kipinde yaşamaktan.."
(bkz: asmin)
"bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni;
hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi."
(bkz: mad girl s love song)
hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi."
(bkz: mad girl s love song)
izlemesi inanılmaz zevkli bilardo çeşidi. hiçbir şey anlamasanız da izliyorsunuz. 6 kişi mal gibi bakılıyor o ekrana, gözleri ayırmadan.
- şimdi önce kırmızıları sokması lazım galiba.
+ e siyah soktu yandaki adam çıkardı delikten.
- evet ya adam o kadar soktu niye çıkarıyorsun yani?!!
+ şu noktada susalım.. izleyelim sadece..
- çok zevkli lan, sen sok adam çıkarsın.
+..
- şimdi önce kırmızıları sokması lazım galiba.
+ e siyah soktu yandaki adam çıkardı delikten.
- evet ya adam o kadar soktu niye çıkarıyorsun yani?!!
+ şu noktada susalım.. izleyelim sadece..
- çok zevkli lan, sen sok adam çıkarsın.
+..
-----------------------------spoiler----------------------------:
emir: halil sezai için çok yanlış bir akşam.. sen de kanırtma arkadaşım ya!
-----------------------------spoiler----------------------------
emir: halil sezai için çok yanlış bir akşam.. sen de kanırtma arkadaşım ya!
-----------------------------spoiler----------------------------
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?