confessions
  1. toplam entry 3003
  2. takipçi 1
  3. puan 77951

18 haziran 1994

ya basta viva zapatista
dünya futbol şampiyonası amerika’da yapıldı. 18 haziran günü final için brezilya ve italya karşılaştı. şampiyon penaltılarla belirlendi; kupa brezilya’nın.

italya’nın yıldızının kaçırdığı penaltılar brezilya’yı dördüncü kez mutlu sona ulaştırdı.bebeto, romario gibi yıldızları izlediğimiz son dünya kupası oldu.

babalar günü

ya basta viva zapatista
tüketim çılgınlığı ile insanları uyutan modern devlet teorisi ile birleştirilmiş serbest piyasa ekonomisinin hiç bitmeyen ve en çok tüketimin yapıldığı günlerden birisi olan zamanıdir.bu klasik günlerin öncesinde mağazalar dolup taşar, zam üstüne zam koyulan mallar % şu kadar indiirime gittik yalanları ile halka sunulur.yılın sadece bir günü babanızı hatırlamanız ile sorumluluk sahibi ve her şeyi çözümleyen kişilik sahibi olduğunuzu sanırsınız, gerçek öyle değildir.babalar günü de diğer günler gibi mal stokları bitenlere/azalanlara kutlu olsun.

birarada yaşami savunalim

ya basta viva zapatista
18 haziran 2006 günlü birgün gazetesinde ödp genel başkanı hayri kozanoğlu’nun kampanya hakkındaki yazısı şu şekildedir:

birarada yaşama birlikte mücadele

ortadoğu’da kriz derinleşerek sürüyor. yeni yüzler ve yeni dinamikler ortaya çıkıyor. irak’ta mukteda el sadr’dan, lübnan’da hizbullah lideri nasrallah’a, filistin’de ha-mas’ın haniya’sına, en son da iran devlet başkanı mahmut ahmedinejad’a kadar daha düne kadar adlarını duymadığımız liderlerin arkasında yerelde örgütlenmiş şehir yoksullarının desteği var. bağdat’tan basra’ya, gazze’den jenin’e, beyrut’tan sidon’a, tahran’dan şiraz’a gecekondulardan, bakımsız mahallelerden yükselen bir isyanın sadece bilinen yüzü onlar. kapitalizmi aşmaya, düzeni değiştirmeye uzanan bir ufukları bulunmasa da, yardım ve uhrevi değil, dayanışmaya yönelik dünyevi çözümlerin ezilenlerin, dışlananların yaşamda bir ferahlama yarattığı ortada (tarık ali’nin bu konuda nefis bir analizi için bkz. new left revievv’un mart/nisan 2006 sayısı).

gelelim latin amerika’ya. venezüella’da chavez’in taban desteğinin yoksul mahalle-lerdeki halk komiteleri olduğunu herkes biliyor. nisan 2002’deki abd destekli darbenin caracas’ın gecekondularından şehir merkezine akın eden milyonlar tarafından püskürtül-düğünü kimse unutmuyor. bolivya’da ise, imf ve dünya bankası kaynaklı "şok terapi" sıradan insanın yaşamına bir kabus gibi çökmüş. örneğin, su özelleştirilerek, irak işgalini de bir kâr kapısı haline getiren bus tayfasının gözde şirketi bechtel’e verilmiş. su faturalari gariban ailelerin gelirlerinin üçte birini yutar hale gelmiş. el alto denilen tamamen yoksullardan oluşan bir kent ortaya çikmiş zamanla. işte önceki başkan lozzada’yı alaşağı eden, mesa’yı taleplerini kabule zorlayan, en son da morales’i iktidara taşiyan onlar. belki de bolivya’daki en önemli toplumsal güç el alto mahalle komiteleri federasyonu. bu arada kendisi de aymara yerlisi olan mo-rales’in halkın bölüşüm talepleri yanında, kimlik ve tanınma taleplerinin de sözcüsü olduğunu unutmayalım.

türkiye’de ise solun, gerek iktisadi, gerekse de kültürel anlamda "ötekileştirilen" geniş kesimlerin yaşadığı "öteki türkiye"ye nüfuz edemediği ortada. oralarda şeriatçılar, milliyetçiler, mezhepçiler pusulasız kalan, umutsuzluğa kapılan, kendine sığınacak bir dal arayan çaresiz insanları mühimmat deposu gibi kullanıyor. bölen, parçalayan, varlığı düşman yaratmaya dayanan zihniyetler yoksulları göğüs göğüse getirmekten kaygılanmıyor. gazi olaylarından, bazı 1 mayıs’lardan, yılbaşlarında taksim’den, en son diyarbakır’dan yoksulların gazabının potansiyel gücünü herkes biliyor. ama en tehlikelisi, yoksulların birbirinin kurdu haline gelmesi, birbirlerini kırması olur.

işte, "birarada yaşamayi savunma" çağrısı varoşların, yoksul mahallelerin patlamaya hazır bir barut fıçısına döndüğünü farketme, son anda "imdat" frenini çekme gayretidir aynı zamanda. bu çağrı belki ilk anda okumuşlardan, orta sınıflardan, belleğinde corumlar, maraşlar yer edenlerden karşılık bulacak. 25 haziran’da kadıköy meydanında öncelikle sosyalistler, barışseverler, kamu çalışanları, sendikalı işçiler, demokrat mühendisler bulunacak. eğer bu inisiyatif o günden sonra mahallelere, sokaklar, gerginliğin diyalogsuzluğun hüküm sürdüğü yaşam alanlarına ulaşamazsa iyi niyetli bir aydın çabasının ötesine gidemez. yaklaşan tehlikeyi önceden görüp, tarihe kayıt düşmenin ötesinde bir anlam taşımaz.

"birarada yaşama" tabii ki hoşgörüyü, farklılıkları sindirmeyi, hatta zenginlik sayma-yi, karşısındakini anlama, dinleme iradesini içermeli. ama bununla yetinmemeli, uzun vadede haksızlıklara, eşitsizliklere, neoliberal politikalara karşı "birlikte mücadeleye" de uzanan bir ufku bulunmalı. sadece orta sınıfın yaşam tarzını koruma kaygılarına yaslanmanın değil, aslen yoksulların yaşam standardını yükseltmeyi önüne koyan bir anlayışın sol olduğunu herkese anlatabilmen.

not: daha fazla bilgi için www.biraradayasam.net’ e bakılabilir.

pracanda

ya basta viva zapatista
nepal’de savaş veren maocu gerillaların liderinin takma adıdır.asıl adı puşpa kemal dahal olan praçanda yeni bir anaysa yapıp iktidarda olacaklarını açıklamıştır.http://www.milliyet.com.tr/2006/06/18/dunya/axdun01.html

nepal

ya basta viva zapatista
maocu gerillaların halk desteği ile yeni yönetimi ele aldığı ülkedir.2005’te meclisi feshedip kendi iktidarını istediğini gii kullanan kral en sonunda grevlere ve maocu gerillaların mücadelesine karşı koyamamış ve gerilla liderini başkente davet edip yeni yönetimi kurmasını talep etmiştir.bundan sonrası nasıl olacaktır , ülke maoist bir sosyalist sisteme geçecek midir merak konusudur.
http://www.milliyet.com.tr/2006/06/18/dunya/axdun01.html

kanal 1

ya basta viva zapatista
bundan sonra evdeyken maçları izleyemememe neden olmuş olan kanldır.bana ne senin anlaşmalarından ve sairinden dedirtmiştir.ayrıca sanki her yerden çekermiş ve büyük bir kanalmış gibi dünya kupasının yayın haklarını neden almıştır da halkı madur etmeye kendini adamıştır bilinmemektedir; madem aldın yayın haklarını mağdur etme bizleri demekteyizdir.

hugo chavez ve devrimde devrim

ya basta viva zapatista
sosyalist demokrasi için yeni yol dergisinde sık sık latin amerika üzerine yazılar kaleme alan ve yayınlayan masis kürkçügil’in son kitabının adıdır.latin amerika’daki sola troçkist bir bakış açısıyla ve doğal olarak enternasyonalist bir açıdan yorum getirmektedir kitabında.chavez milliyetçidir deyip milli demokratik devrim ile milliyetçilik konusunda kafası karışanlara da aslında iyi bir mesaj vermektedir kitap.

yavuz bingöl

ya basta viva zapatista
umuda ezgi(atmacalar) grubu ile yıldızı parlayan, özellikle ödp kuruluş aşamasında konserlerde kendisini gösteren, daha sonra ben sanatıma siyaseti bulaştırmam deyip magazin alemlerine kayan, bir kısım solcu arasında bu davranışlarından dolayı yavuz dingil olarak anılan türkücü.sesi gerçekten güzel olmasına rağmen karakter sorunu dünya halklarının aç gözlülüğü ile aynıdır.
125 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol