türkiye egemen sınıflarının, anti-komünizm propagandasını yapan; dediklerinin hiç bir tutarlılığı bulunmayan yazar, gazeteci , derin ilişkileri bulunana kişilik.
chp milletvekillerinin telefonlarına ulaşılabilecek linkhttp://www.antenna-tr.org/makale_devam.asp?feox=80&lgg=tr
akp milletvekillerinin telefonlarına ulaşabileceğiniz linkhttp://www.antenna-tr.org/makale_devam.asp?feox=81&lgg=tr
ne kadar başarılı olup olamayacağı soru işaretleriyle dolu olan kampanyamsı.haber aynen aşağıdadır.
"düşünce suçuna (!) karşı girişim" inisyatifi tarafından yapılan açıklamada, 24 temmuz 2006 pazartesi günü saat 12:30dan itibaren, 15 dakika süre ile, "millet, vekillerini uyarıyor" adlı kampanyanın çeşitli kentlerde uygulamasının yapılacağı açıklandı.
inisiyatif tarafından yapılan açıklamada kampanyanın içeriği şöyle tanımlandı:
» "neden 24 temmuz?" çünkü 24 temmuz 1908’de “sansür” resmen kaldırılmıştı. bu tarih türkiye’de her yıl “basın bayramı” olarak buruk törenlerle kutlanıyor. buruktu, bu yıl “daha da buruk” olacak.
» nerede? (23 temmuz saat 13:00 itibariyle, alfabetik)
adana: inönü parkı
adapazarı: akm önü
ankara: kızılay -güven anıtı önü
antalya: cumhuriyet meydanı
batman: sanat sokağı
bursa: atatürk heykeli önü
çanakkale: cumhuriyet meydanı
diyarbakır: diyarbakır barosu
elazığ: cumhuriyet meydanı
eskişehir: migros önü
gaziantep: yeşilsu
istanbul: taksim -heykel önü,
beyazıt -üniversite kapısı önü,
kadıköy -rıhtım, heykel önü
izmir: cumhuriyet alanı -heykel önü
izmit: sabri yalım parkı
kayseri: cumhuriyet meydanı
konya: atatürk kız lisesi önü
kütahya: zafer meydanı, vazo önü
malatya: kermek önü
mersin: cumhuriyet meydanı
ordu: şadırvan önü
samsun: cumhuriyet meydanı
şanlıurfa: karakoyun iş merkezi önü
trabzon: taksim meydanı
van: ahmede hanı parkı
berlin-alm.: kotbusser tor - kreuzberg merkezi
» destekleyen kurumlar? (23 temmuz 2006 saat 13:00 itibarı ile ve alfabetik sırada)
çhd (çağdaş hukukçular derneği)
dtp (demokratik toplum partisi)
düşünce suçu(!?)na karşı girişim
dsip (devrimci sosyalist işçi partisi)
emep (emeğin partisi)
hyd (helsinki yurttaşlar derneği)
ihd (insan hakları derneği),
ihg (insan hakları gündemi derneği),
kesk (kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu)
kürd der
mazlumder
özgür üniversite- ankara
sdp (sosyalist demokrasi partisi)
tihv (türkiye insan hakları vakfı)
» nasil? silahsız, saldırısız, afişsiz, pankartsız, mikrofonsuz, nutuksuz, ama basının gözü önünde.
» ne yapiyoruz? cep telefonlarımızı açıp kendi şehrimizin milletvekillerini, ceplerinden arıyoruz.
ve,.. bulduklarımızla konuşuyor, bulamadıklarımıza sms (kısa mesaj) atıyoruz.
» ne diyoruz? ‘en az ortak paydamız, barış girişiminin imza metni:
"agos gazetesi genel yayın yönetmeni hrant dink’in, yeni ceza yasası’nın 301. maddesine dayandırılarak suç sayılan yazısını fikir özgürlüğü adına savunduğumuzu ve bu „suç“a iştirak ettiğimizi açıklıyoruz.düşünce ve ifade özgürlüğüne engel olduğu, bu uygulamayla bir kez daha kanıtlanmış olan 301. maddenin acilen kaldırılmasını talep ediyoruz..."
» yeterli mi? “barış girişimi“ tarafından düzenlenen ve bizim de destek verdiğimiz imza metni bu kadar. ama bu kadarı, katılımcıların “asgari müşterek“ çizgisi. siz buna tcknın başka maddelerini veya tmkyı da de katmak isterseniz buyrun, telefon sizde. sadece bu eylemin üst sınırı, en genel anlamında "ifade özgürlüğü"dür, onu aşmamalıyız.
» dikkatliyiz... konuşurken saygı ölçüleri dışına hiç çıkmayacağız. milletvekili sinirlenip saygısızlık etse bile biz ona uymayacağız. kendisinin "vekil", bizim ise "asıl" olduğumuzu hatırlatmak yeter.
» sadece bir kez mi yapilacak? bu eylem sadece „aynı gün, aynı saat ve aynı yerde“ yapılan bir uyarı eylemi. ama yerel komiteler oluşturup kendi milletvekillerinizi ve parti merkezlerini ziyaret edip onları uyarmayı sürdürmenize de açık, ucu açık denebilir. 24 temmuz günü başarıya ulaşırsak insanlar kendi minik güçlerinin bir araya gelince ne kadar etkili olabileceğinin keyfine varırlar.
sesonline net
"düşünce suçuna (!) karşı girişim" inisyatifi tarafından yapılan açıklamada, 24 temmuz 2006 pazartesi günü saat 12:30dan itibaren, 15 dakika süre ile, "millet, vekillerini uyarıyor" adlı kampanyanın çeşitli kentlerde uygulamasının yapılacağı açıklandı.
inisiyatif tarafından yapılan açıklamada kampanyanın içeriği şöyle tanımlandı:
» "neden 24 temmuz?" çünkü 24 temmuz 1908’de “sansür” resmen kaldırılmıştı. bu tarih türkiye’de her yıl “basın bayramı” olarak buruk törenlerle kutlanıyor. buruktu, bu yıl “daha da buruk” olacak.
» nerede? (23 temmuz saat 13:00 itibariyle, alfabetik)
adana: inönü parkı
adapazarı: akm önü
ankara: kızılay -güven anıtı önü
antalya: cumhuriyet meydanı
batman: sanat sokağı
bursa: atatürk heykeli önü
çanakkale: cumhuriyet meydanı
diyarbakır: diyarbakır barosu
elazığ: cumhuriyet meydanı
eskişehir: migros önü
gaziantep: yeşilsu
istanbul: taksim -heykel önü,
beyazıt -üniversite kapısı önü,
kadıköy -rıhtım, heykel önü
izmir: cumhuriyet alanı -heykel önü
izmit: sabri yalım parkı
kayseri: cumhuriyet meydanı
konya: atatürk kız lisesi önü
kütahya: zafer meydanı, vazo önü
malatya: kermek önü
mersin: cumhuriyet meydanı
ordu: şadırvan önü
samsun: cumhuriyet meydanı
şanlıurfa: karakoyun iş merkezi önü
trabzon: taksim meydanı
van: ahmede hanı parkı
berlin-alm.: kotbusser tor - kreuzberg merkezi
» destekleyen kurumlar? (23 temmuz 2006 saat 13:00 itibarı ile ve alfabetik sırada)
çhd (çağdaş hukukçular derneği)
dtp (demokratik toplum partisi)
düşünce suçu(!?)na karşı girişim
dsip (devrimci sosyalist işçi partisi)
emep (emeğin partisi)
hyd (helsinki yurttaşlar derneği)
ihd (insan hakları derneği),
ihg (insan hakları gündemi derneği),
kesk (kamu emekçileri sendikaları konfederasyonu)
kürd der
mazlumder
özgür üniversite- ankara
sdp (sosyalist demokrasi partisi)
tihv (türkiye insan hakları vakfı)
» nasil? silahsız, saldırısız, afişsiz, pankartsız, mikrofonsuz, nutuksuz, ama basının gözü önünde.
» ne yapiyoruz? cep telefonlarımızı açıp kendi şehrimizin milletvekillerini, ceplerinden arıyoruz.
ve,.. bulduklarımızla konuşuyor, bulamadıklarımıza sms (kısa mesaj) atıyoruz.
» ne diyoruz? ‘en az ortak paydamız, barış girişiminin imza metni:
"agos gazetesi genel yayın yönetmeni hrant dink’in, yeni ceza yasası’nın 301. maddesine dayandırılarak suç sayılan yazısını fikir özgürlüğü adına savunduğumuzu ve bu „suç“a iştirak ettiğimizi açıklıyoruz.düşünce ve ifade özgürlüğüne engel olduğu, bu uygulamayla bir kez daha kanıtlanmış olan 301. maddenin acilen kaldırılmasını talep ediyoruz..."
» yeterli mi? “barış girişimi“ tarafından düzenlenen ve bizim de destek verdiğimiz imza metni bu kadar. ama bu kadarı, katılımcıların “asgari müşterek“ çizgisi. siz buna tcknın başka maddelerini veya tmkyı da de katmak isterseniz buyrun, telefon sizde. sadece bu eylemin üst sınırı, en genel anlamında "ifade özgürlüğü"dür, onu aşmamalıyız.
» dikkatliyiz... konuşurken saygı ölçüleri dışına hiç çıkmayacağız. milletvekili sinirlenip saygısızlık etse bile biz ona uymayacağız. kendisinin "vekil", bizim ise "asıl" olduğumuzu hatırlatmak yeter.
» sadece bir kez mi yapilacak? bu eylem sadece „aynı gün, aynı saat ve aynı yerde“ yapılan bir uyarı eylemi. ama yerel komiteler oluşturup kendi milletvekillerinizi ve parti merkezlerini ziyaret edip onları uyarmayı sürdürmenize de açık, ucu açık denebilir. 24 temmuz günü başarıya ulaşırsak insanlar kendi minik güçlerinin bir araya gelince ne kadar etkili olabileceğinin keyfine varırlar.
sesonline net
2005 sonunda istanbulda bir grup ödpli tarafından kurulan yayıncı kitabevi.adını kadıköyün orjinal isminden alan kitabevi, monthly reviewin çevirisini bizlere kazandırması ve sunduğu güzel kitaplarla gerçekten büyük bir iş başarmıştır kısa zamanda.
bulgar devrimci şair nikola vaptsarov’un 23 temmuz 1942’de faşist rejim tarafından kurşuna dizilmeden önce karısına yazdığı son şiirin adıdır.yıllardan beri her okuduğumda içimi parçalayan ve beni farklı diyarlara götüren bir şiir oluşu, vaptsarovun kitaplarına ulaşamamakla birleşince içimde ukde olmaktadır.
veda
rüyalarında geleceğim bazen
beklenmedik bir konuk gibi uzaktan.
sokakta bırakma beni
kapıyı sürgüleme üstümden.
usulca gireceğim.oturacağım ses çıkarmadan,
gözlerimi dikeceğim seni görmek için karanlıkta.
sana bakmaya doyunca
bir öpücük konduracak ve çıkıp gideceğim.
veda
rüyalarında geleceğim bazen
beklenmedik bir konuk gibi uzaktan.
sokakta bırakma beni
kapıyı sürgüleme üstümden.
usulca gireceğim.oturacağım ses çıkarmadan,
gözlerimi dikeceğim seni görmek için karanlıkta.
sana bakmaya doyunca
bir öpücük konduracak ve çıkıp gideceğim.
http://kitap.antoloji.com/kitap.asp?kitap=17747 linkinden de kısa bilgi alınabilecek kitap.
leo hubermanın çok kısa, ama pratik ve anlaşılır bilgiler verdiği, nerdeyse dünyadaki bütün dillere çevrilmiş, ülkemizde sol yayınlarından çıkmış kitabının adıdır.bugün için eksik kalan bir çok unsuruna ve yenilenmesi ihtiyacına rağmen ana kitaplardan biri olma özelliğini korumaktadır.
monthly review dergisinin kurucu editörlerinden ve ülkemizde de defalarca çevrilerek baskısı yapılan sosyalizmin alfabesi kitabının yazarıdır.
monthly review dergisine kısaca verilen ad.
ilk sayısı 1949 yılında yayınlanan ve o tarihten bu yana her ay yayınlanarak benzerine çok az rastlanan bir yayıncılık başarısını yakalayan bağımsız sosyalist dergidir.sadece yayınlandığı abdde değil tüm dünyada yarattığı benzersiz etkilerle marksist yayıncılığın göznurudur.20. yy.ın ikinci yarısında yaşanan devasa altüst oluşlarda, başta çin, vietnam , küba, orta amerika devrimleri olmak üzere besleyen ve beslenen bir fikir kaynağı olmuştur.tüm bu süre içerisinde monthly review gerek teorik yaklaşımlarıyla gerekse de etkilediği devrimci hareketler bağlamında abd emperyalizminin bağrından çıkan baş düşmanı haline gelmiştir.özellikle üçüncü dünyadaki devrimci hareketler bu süre zarfında mrden derinden etkilenmişlerdir.derginin kurucuları olan paul sweezy, leo huberman derginin kuruluşunu izleyen yıllarda mccarthy döneminin yaygın adıyla cadı kazanı uygulamalarının sıkıntısını çekmiştir.
bugün bir ekol, bir okul olarak görülen mr dendimi akla ilk gelen terim tekelci kapitalizmdir.
dergi 2006nın başından itibaren bir ay gecikmeli olarak kalkedon yayınları tarafından türkçeye çevrilmektedir.derginin fiyatı 7 ytldir.
bugün bir ekol, bir okul olarak görülen mr dendimi akla ilk gelen terim tekelci kapitalizmdir.
dergi 2006nın başından itibaren bir ay gecikmeli olarak kalkedon yayınları tarafından türkçeye çevrilmektedir.derginin fiyatı 7 ytldir.
akap yayınlarından 2004 yılında çıkan, aslen birleşik krallık vatandaşı olup sonradan türkiye vatandaşlığına geçip cem uzun ismini alan sosyalist bir yazarın kitabının adıdır.kitap kemalizmin sol bir ideoloji olmadığını kendisine has türkiye içi kapitalistleşme sürecinin ideolojisi olduğunu genel olarak anlatmaktadır.ayrıca kemalizmi sol bir bakış açısıyla anlatıp eleştirirken, ilk kez yunanistan menşeili kaynaklardan da yararlanılması kitaba ayrı bir önem kazandırmıştır.cem uzun gibi düşünmeyenlerin dahi okuyup, yorumlaması gereken bir kaynaktır.
hükmdarın yetkileri karşısında parlamentonun yer aldığı monarşi yönetimi.
hükümetin, meclisler veya tek meclis karşısında belli bir bağımsızlığa sahip olduğu ve fakat hükümetin meclislere karşı sorumluğu olduğu ve meclislerle hükümetin eşit durumda bulunduğu temsili hükümet biçimi.
modern marksizmin babası olarak tanınan kişilerdendir.1913 yılında doğmuş geçtiğimiz günlerde 2006da hayata veda etmiştir.
ulus ırkadın sesonline nette grant adına yazdığı bir yazı aşağıdadır.
yaklaşık birkaç ay önce yazarı olduğum sesonline.net sitemizde bir diziyle ted’in eserleri ve mücadelesi hakkında iki makale yazmıştım ve son zamanlarda ondan haber alamamıştım. esasında bana gelen bu makalede son zamanlarında büyük sağlık sorunlarının olduğunu da okudum. bugün (21 temmuz 2006) yakın yoldaşı alan wood’un 20 temmuz 2006 tarihli marxist.com’a yazdığı bir makale geçti elime. esasında makale şöyleydi: ted grant: 1913-2006. 93 yıllık bir yaşamın nazım’ın deyişiyle iki yıl arasına sığdırılmasıydı bu. onun gibi dünya ve ingiliz sol mücadelesine binlerce makale ve kitap-broşür kazandıran alan wood, arkadaşı için yaklaşık beş sayfa tutan makalesinde onu şöyle anlatmaktadır: “bu sabah aldığımız, birkaç gün önce 93. doğum gününü kutladığımız ted’in ölüm haberi bizi şoke etti. ama o sanki de ölmeyecekmiş gibi son nefesine kadar tüm dinamizmi ve bilinci ile değişime ve yeniliğe açık, sürekli değişimin ortasında yaşamakta ve deneyimlerinden genç nesli faydalandırmaktaydı. her zaman için aramızda olacakmış gibi konuşmaktaydı.”
ben de ted’i 1991 yılında irak’a karşı emperyalizmin ilk saldırısı başladığında, karlarla kaplı londra günlerinde bir tesadüf eseri tanımış ama ondan aldığım bilinçle birçok konuda bugünkü dünya görüşümü de geliştirmiştim. kendisini tanıdığım zaman ingiliz işçi partisi içerisinde faaliyet gösteren “militant” grubunun liderlerindendi ve “militant” adlı bir gazeteyi çıkarmaktaydı. ted, aslen güney afrikalıydı. ama küçük yaşından itibaren güney afrika komünist partisi’nde çalışmaya başlamış daha sonra da bir grup arkadaşı ile oradan ayrılarak ingiltere’ye gelmiş ve hem işçi sendikaları içerisinde hem de önce ingiliz komünist partisi içerisinde daha sonra da sadece işçi partisi içerisinde çalışmaya başlamıştı. kendisinin deyişiyle ondört yaşında marks’ın kapitallerini okumuştu. ona göre işçi partisi ile ne şartta isterse olsun kalıp çalışmak lazımdı çünkü işçi sınıfı pek parti değiştirmeyi sevmezdi. dolayısıyla yoğunluk olarak işçi sınıfı madem ki işçi partisi içerisindeydi, devrimcilerin de bu partide kalmaları gerektiğine inanıyordu. buna rağmen işçi partisi bürokrasisi onu 1980’li yıllarda partiden atmasına rağmen o grubuyla bu parti içerisinde kaldı ve mecliste de birkaç milletvekili ile etkinliğini devam ettirdi. 1990’lı yıllara gelindiğinde, sovyetler birliği’ndeki dalgalanma ve dağılma militant grubunu da sarsmış ve büyük bir çoğunluk “sosyalist işçi partisi"ni kurmak için harekete geçince ted ve alan wood bu grupla da bağlarını kesip “socialist appeal” adlı dergiyi çıkarırken, internet’te de marxist.com adlı web sitesi ile enternasyonal seksiyonlarına internet aracılığıyla makale ve dergi yazılarını son günlere kadar göndermeye devam etti. 1990’lı yıllardan sonra ted sırasıyle ”the unbroken thread” (kopmayan tel), “reason in revolt”(başkaldırıdaki sebep-bu kitabı alan wood ile yazdı), “revolution and counter revolution in russia”(rusya’daki devrim ve karşı devrim) adlı kitaplarını yazdı. ted, "kopmayan tel" adlı eserinde ikinci dünya savaşı sonrasındaki soğuk savaş ve o yıllardaki küba devrimi, vietnam ve çin’deki olayları yazarken geniş bir şekilde doğu bloku’nun bir tahlilini yaparak bu ülkelerdeki sistemin katiyetle sosyalizm olarak tanımlanmayacağını ileri sürmekteydi. tabi ki stalinizmi de eleştirmekteydi. “başkaldırıdaki sebep” adlı ,alan wood’la beraber yazdığı eserinde diyalektiği yepyeni modern marksist tezleri ile açıklamaktaydı. yine kendisinin yazdığı “rusya’daki devrim ve karşı devrim”de ise ted, 1917 işçi sınıfı devrimi ve daha sonra karşılaşılan sorunları ve stalin’in hataları ile bürokrasinin nasıl sovyetleri ortadan kaldırdığını yazmakta ve tüm olayları kronolojik bir sıra ile elindeki belgelerle açıklamaktadır.
sürekli devrim perspektifiyle hareket etti
ted, genç yaşından itibaren troçki’ye inanmış ve 1940 yılından sonra troçki’nin suikaste uğraması ile marsizmin troçki sonrası tahlilinin devam edilmesine inanarak sürekli devrim perspektifi çerçevesinde, marsizmin modern terorilerini ve tezlerini savunmaya başladı. kendisini her zaman için marksist ve leninist olarak tanımladı. kıbrıs’ın kuzeyi ve güney’i ile de bağlarını koparmayıp kıbrıs sorunu ile de yakından ilgilenen ted, bu konuda da makaleler yazdı ve tezler hazırladı.
dünya işçi sınıfı bir neferini daha kaybetti. onun bana 1997 yılında hediye ettiği “rusya’da devrim ve karşı devrim” adlı kitabının imzaladığı ilk sayfasında şu yazıları benim için bir tarihsel değerdir:
ulus’a en iyi dileklerimle... / ted grant
yeşil hat üzerinde 29 kasım 1997.
* * *
dünya işçi sınıfı seni unutmayacaktır ted.
hoşçakal…
ulus ırkadın sesonline nette grant adına yazdığı bir yazı aşağıdadır.
yaklaşık birkaç ay önce yazarı olduğum sesonline.net sitemizde bir diziyle ted’in eserleri ve mücadelesi hakkında iki makale yazmıştım ve son zamanlarda ondan haber alamamıştım. esasında bana gelen bu makalede son zamanlarında büyük sağlık sorunlarının olduğunu da okudum. bugün (21 temmuz 2006) yakın yoldaşı alan wood’un 20 temmuz 2006 tarihli marxist.com’a yazdığı bir makale geçti elime. esasında makale şöyleydi: ted grant: 1913-2006. 93 yıllık bir yaşamın nazım’ın deyişiyle iki yıl arasına sığdırılmasıydı bu. onun gibi dünya ve ingiliz sol mücadelesine binlerce makale ve kitap-broşür kazandıran alan wood, arkadaşı için yaklaşık beş sayfa tutan makalesinde onu şöyle anlatmaktadır: “bu sabah aldığımız, birkaç gün önce 93. doğum gününü kutladığımız ted’in ölüm haberi bizi şoke etti. ama o sanki de ölmeyecekmiş gibi son nefesine kadar tüm dinamizmi ve bilinci ile değişime ve yeniliğe açık, sürekli değişimin ortasında yaşamakta ve deneyimlerinden genç nesli faydalandırmaktaydı. her zaman için aramızda olacakmış gibi konuşmaktaydı.”
ben de ted’i 1991 yılında irak’a karşı emperyalizmin ilk saldırısı başladığında, karlarla kaplı londra günlerinde bir tesadüf eseri tanımış ama ondan aldığım bilinçle birçok konuda bugünkü dünya görüşümü de geliştirmiştim. kendisini tanıdığım zaman ingiliz işçi partisi içerisinde faaliyet gösteren “militant” grubunun liderlerindendi ve “militant” adlı bir gazeteyi çıkarmaktaydı. ted, aslen güney afrikalıydı. ama küçük yaşından itibaren güney afrika komünist partisi’nde çalışmaya başlamış daha sonra da bir grup arkadaşı ile oradan ayrılarak ingiltere’ye gelmiş ve hem işçi sendikaları içerisinde hem de önce ingiliz komünist partisi içerisinde daha sonra da sadece işçi partisi içerisinde çalışmaya başlamıştı. kendisinin deyişiyle ondört yaşında marks’ın kapitallerini okumuştu. ona göre işçi partisi ile ne şartta isterse olsun kalıp çalışmak lazımdı çünkü işçi sınıfı pek parti değiştirmeyi sevmezdi. dolayısıyla yoğunluk olarak işçi sınıfı madem ki işçi partisi içerisindeydi, devrimcilerin de bu partide kalmaları gerektiğine inanıyordu. buna rağmen işçi partisi bürokrasisi onu 1980’li yıllarda partiden atmasına rağmen o grubuyla bu parti içerisinde kaldı ve mecliste de birkaç milletvekili ile etkinliğini devam ettirdi. 1990’lı yıllara gelindiğinde, sovyetler birliği’ndeki dalgalanma ve dağılma militant grubunu da sarsmış ve büyük bir çoğunluk “sosyalist işçi partisi"ni kurmak için harekete geçince ted ve alan wood bu grupla da bağlarını kesip “socialist appeal” adlı dergiyi çıkarırken, internet’te de marxist.com adlı web sitesi ile enternasyonal seksiyonlarına internet aracılığıyla makale ve dergi yazılarını son günlere kadar göndermeye devam etti. 1990’lı yıllardan sonra ted sırasıyle ”the unbroken thread” (kopmayan tel), “reason in revolt”(başkaldırıdaki sebep-bu kitabı alan wood ile yazdı), “revolution and counter revolution in russia”(rusya’daki devrim ve karşı devrim) adlı kitaplarını yazdı. ted, "kopmayan tel" adlı eserinde ikinci dünya savaşı sonrasındaki soğuk savaş ve o yıllardaki küba devrimi, vietnam ve çin’deki olayları yazarken geniş bir şekilde doğu bloku’nun bir tahlilini yaparak bu ülkelerdeki sistemin katiyetle sosyalizm olarak tanımlanmayacağını ileri sürmekteydi. tabi ki stalinizmi de eleştirmekteydi. “başkaldırıdaki sebep” adlı ,alan wood’la beraber yazdığı eserinde diyalektiği yepyeni modern marksist tezleri ile açıklamaktaydı. yine kendisinin yazdığı “rusya’daki devrim ve karşı devrim”de ise ted, 1917 işçi sınıfı devrimi ve daha sonra karşılaşılan sorunları ve stalin’in hataları ile bürokrasinin nasıl sovyetleri ortadan kaldırdığını yazmakta ve tüm olayları kronolojik bir sıra ile elindeki belgelerle açıklamaktadır.
sürekli devrim perspektifiyle hareket etti
ted, genç yaşından itibaren troçki’ye inanmış ve 1940 yılından sonra troçki’nin suikaste uğraması ile marsizmin troçki sonrası tahlilinin devam edilmesine inanarak sürekli devrim perspektifi çerçevesinde, marsizmin modern terorilerini ve tezlerini savunmaya başladı. kendisini her zaman için marksist ve leninist olarak tanımladı. kıbrıs’ın kuzeyi ve güney’i ile de bağlarını koparmayıp kıbrıs sorunu ile de yakından ilgilenen ted, bu konuda da makaleler yazdı ve tezler hazırladı.
dünya işçi sınıfı bir neferini daha kaybetti. onun bana 1997 yılında hediye ettiği “rusya’da devrim ve karşı devrim” adlı kitabının imzaladığı ilk sayfasında şu yazıları benim için bir tarihsel değerdir:
ulus’a en iyi dileklerimle... / ted grant
yeşil hat üzerinde 29 kasım 1997.
* * *
dünya işçi sınıfı seni unutmayacaktır ted.
hoşçakal…
mazlum der genel başkanıdır.en son gündeme kendisine yapılan tehditlere yönelik haberler ile gündeme gelmiştir.ilgili haber aşağıdadır.
mazlumder genel başkanı ayhan bilgen, ülkede özgür gündem gazetesinde köşe yazısı yazdığı ve “kürt sorununun çözümüne ilişkin çeşitli faaliyetlerde bulunduğu” için tehdit edildiğini söyledi.
ayhan bilgen, yaptığı açıklamada, tehditlerin daha çok imzasız elektronik posta şeklinde geldiğini belirtirken, bazı mektupların da abdullah çatlı ve türk intikam tugayı(tit) imzasını taşıdığını kaydetti. mektuplardaki ifadelerin milliyetçi eğilimler gösterdiğini aktaran bilgen, tehditler karşısında hukuki süreç başlattığını bildirdi.
pkk ve abdullah öcalanı savunduğu iddiasıyla tehditlere maruz kaldığını söyleyen bilgen, "pkk ve öcalanı savunmuyorum, bir silahlı örgütü savunmam mümkün değil, ben kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümünü savunyorum" diye konuştu.
ülkede özgür gündem gazetesinin yasal bir gazete olduğunu dile getiren bilgen, köşesinde kişisel görüşlerini paylaştığını, şiddete karşı barış, özgürlük mesajları verdiğini belirtti.
bilgen, önümüzdeki günlerde koruma talebinde bulunacak. (anka)
bağımsız sesonline net
mazlumder genel başkanı ayhan bilgen, ülkede özgür gündem gazetesinde köşe yazısı yazdığı ve “kürt sorununun çözümüne ilişkin çeşitli faaliyetlerde bulunduğu” için tehdit edildiğini söyledi.
ayhan bilgen, yaptığı açıklamada, tehditlerin daha çok imzasız elektronik posta şeklinde geldiğini belirtirken, bazı mektupların da abdullah çatlı ve türk intikam tugayı(tit) imzasını taşıdığını kaydetti. mektuplardaki ifadelerin milliyetçi eğilimler gösterdiğini aktaran bilgen, tehditler karşısında hukuki süreç başlattığını bildirdi.
pkk ve abdullah öcalanı savunduğu iddiasıyla tehditlere maruz kaldığını söyleyen bilgen, "pkk ve öcalanı savunmuyorum, bir silahlı örgütü savunmam mümkün değil, ben kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümünü savunyorum" diye konuştu.
ülkede özgür gündem gazetesinin yasal bir gazete olduğunu dile getiren bilgen, köşesinde kişisel görüşlerini paylaştığını, şiddete karşı barış, özgürlük mesajları verdiğini belirtti.
bilgen, önümüzdeki günlerde koruma talebinde bulunacak. (anka)
bağımsız sesonline net
ankarada karanfil 2 sokağın başında bulunan, hristiyan vatandaşlarımıza ait, genelde dini yayınlar yapan kitabevi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?