confessions

wereyda

- Yazar -

  1. toplam entry 347
  2. takipçi 1
  3. puan 50432

ahmet telli

wereyda
"gülü$ü süt mavisi insanlar vardı, nerdeler $imdi?"

lâfı için bile kendisinin yorgun dizlerine eğilip öpebilirim..
asmin, bu kent öldürüldü diyorlar, hatıralarımı yazma, imlasız, karda izler, su çürüdü, ömrüm diyorum, gidersen yıkılır bu kent, özletiyor seni bu yağmurlar, anlatıp durdun, çocuksun sen, sormuyorum artık, ku$ ölümleri ve daha niceleri..

ne güzel adamsın sen ey ahmet abi! bak, benim de kanıyor mendilim..
eğer olmasaydın böyle, hiç der miydi ada$ın bir diğer $air senin için, "ben aynı masada rakı içtiğime adama mektup yazamam!" diye.. hilmi yavuz’un giderek sağ kulvara kaydığı, ilhan berk’in logos’larda eridiği bir çağda; hele ki nâzım’ın bedeni getirilmemi$ken hâlâ $u siktiğimin ülkesine, edip cansever ve turgut uyar hâlen ölüyken,

sen ne güzel bir adamsın ahmet abi.. benim de kanıyor mendilim; kendine iyi bakmayı unutma e mi?

adalet ve kalkınma partisi

wereyda
aziz nesin oranıyla iktidara geldi bunlar..

daha evvel;
"nepotizmin en hasını uygularken bülent ersoy $a$kınlığı göstermesinden mütevellit bünyesine,

tiksinmek fiilini bulan adamın gözlerinden öperim’

diye selam etmek isterim. selamımı almazlarsa da, mendilimden a$$a kasımpa$a." demi$ bulunmu$tum.

kendimi düzeltiyorum:
bu kadar koyun’a, bir de siz koyun ey atalet ve salkınma partisi. bir de siz koyun!

22 temmuz 2007 türkiye genel seçimleri

wereyda
gayet "efendi" tanım: sokaktaki her iki insandan birinden nefret etmek için sebepler sunmu$tur.. (%48? vd.)

birilerine "fevri" gelecek olan tanım tanımı: yahu anlamıyorum arkada$ım; küfretmek, ülke satmak, beyni koku$mu$ cumhuriyet dü$manlarından olduğunu belirtmek nasıl da prim yapıyor..

götüme bir gemi çapası girmi$ gibi hissediyorum. ve türk vatanda$ı olmaktan utanıyorum.

meğer atatürk’ü hiç sevmemi$sin sen türkiye!

the kırmızı başlıklı istasyon sefi

wereyda
küçük iskender’in, alevilik olgusuna (yahut kültürüne..) ciddi anlamda göndermelerde bulunan ve bunu kitap kapak tasarımından, hikayelerindeki epiloglara değin belli eden, kalitesiz bir kağıda basıldığından parmakları tükürükleyerek okunması kolaylık sağlayacak kitabı.. kapaktaki en göze çarpan figür, alevilerin kızılba$ olduklarına yönelik bir gönderme iken, zülfikar da bariz biçimde görülüyor.. (bkz: parmak ıslatarak kitap okumak)

inkilap yayinevi çıkı$lı bu kitap önceleri beni bayağı huzursuz etti. iskender’in bir yazısında, "dinle ilgim yok!" demesi ile bu kitabında bahsettikleri bende onun kendiyle çeli$tiği fikrini uyandırdı. iskender’den bunu beklemezdim, dedim kendime.

herneyse;

ilk öykü, enjeksiyon naturel adındaydı ve bir nedeni yok yalnizca optum’dekine benzeyen samimi bir duygusallıkla yazılmı$tı. okyanustan gelen ve okyanusu unutamayan hiçbir sey, sevgili olamaz insana!.. diyordu sonunda yazar. etkilenmemek, duyarsızlık olurdu.
iskender bunu hep yapıyor, dedim. hikayelerinin isimleri dahi oldukça enteresandı ve konudan bağımsız görünüyordu.

mesela;

[ - filtreyi ıslatmı$sın seni bir daha görmek istemiyorum
- yeter ki siz pimi çekin ben çok güzel el bombası taklidi yaparım
- bono’nun sesi benimkinden güzel
- istiyorumistiyorumistiyorum
- aday listesini açıklıyorum.. ne diyordum..
- veterinerlik fakültesinin öğrencileri beni çok seviyorlarmı$, okuyup yazan ilk hayvan olduğum içindir
- geçerken uğrayanlar, geçirirken uğra$anlar ve endoplazmik redikulum
- aziz mahmûd hüdayi vakfı’nın nerede olduğunu bilmiyorum... üstelemeyin
- profesör doktor stres kıyamet
- bir organsın sen ömür boyu sürecek
- conan iç çama$ırı giymiyor
- el mecmuası tefrika edaları 2
- çayların $irketten olmadığı maceralar
- imgenin güncel hayata transplantasyonu hususunda mecazi kuruntular
- mürekkep balığı ile lazımlık’ın arasındaki mikro evren
- ufuk & muhittin ( bir halk masalı )
- bir büyük rakı al, hüzünlü bir kaset koy, yanıma gel ve çapaklarımı temizle
- anar$izm futbol takımı değildir
- en büyük pop o
- -666 iskender?!
- burdayım ortadoğu!
- be$ dakika delikanlı olmanın dayanılmaz sıkıcılığı
- amman avcı ( don’t shoot me, i’m only the piano player ) starring: elton john ] gibi...

sonraları iyice alı$tım bu kitaba. beyoglu’ndan uzun uzun bahsetmi$ti iskender. "güzel kitapmı$ lan bu salak" dedim kendime. okuyun. güzel kitap.

meraklısına acayip önemli not: the kırmızı ba$lıklı istasyon $efi = the end! iskender, bahsettiğinin bu olduğunu ve asla anla$ılamadığını söylüyor. "500 yıl daha okunurum" beyanının altında yatan nedenlerden biri de bu agnostisizmi olsa gerek. saygılar.
(bkz: entrye reklam almak)

mektup

wereyda
sadece "insan"lara yazılır..

dün oturdum sana bi` mektup yazdım.

tüketilmi$ bir sevda var avuçlarımda depozitosuz. ben: kalbini satılığa çıkarmı$ bir yorgun ke$i$ gibi dola$ıyorum kalp seviyelerinde ara ara. orospu bi` yalınlık, orospu bi` yalın`ayaklık hissi; bu hisse kapılan tende uyanan uyurgezer büyü, beton hayatıma katılan bahar! dün oturup sana bi` mektup yazdım. bir encik yanıba$ımda süt dökmemi$ henüz, dedem ölü ama hala, sen yoksun, arabesk: hobidir devre aralarında. soyunma odasında temize çekilen intihar mektupları, soyunma odasında temize çekilen kalp, o kalbin göğüskafesine asılı bi` bro$ gibi gülümsemesi.. hayır! bunlar için yaz`madım sana. yaz yakla$ıyor diye yazdım. yaz: yaz, yaz bitmiyor diye yaz`dım. beni biraz olsun anla diye, bana biraz yağ diye, gökten dü$`diye yaz`dım. yalnız yaz`ın kokar ak$amsefaları.. (sevmi$tim seni !)

dün oturdum sana bi` mektup yazdım.

belirtisiz bir nesne gibi duruyordum hayatında. bir hastalık belirtisi $imdi bağı$ıklığım ! -bcg`den korkuyor ilkokul çocukları- cevapsız bir arama gibi, cevapsız bir "arama !" gibi, gözlerindeki çentik gibi, yalnız geceleri ağlayan ku$lar gibi.. (vurmu$tum seni!) dün oturdum sana bi` mektup yazdım. sen de belirt diye ağır çekim eklerini, sen de bir cümlede bana yer ver diye! bağlaçsız olalım diye yazdım. öylesine i$te sebepsiz.. çıkarsız, çıkarımsız.. yaz`dım. en çok sardunyalardan bahsettim. yaralarımın kabuklarını kaldırır gibi, son sardunya`nın dibine aseton döker gibi, biraz çamlıca`dan bakar gibi mavi mavi.. (gömmü$tüm seni!)

dün oturdum sana bi` mektup yazdım.

kelimeler kanamaya ba$ladı. kelimelerde bir iç kanama ba$ladı. pırlanta bir taçyaprak gibi duruyordun, son tayfunla yokoldun i$te sen de. gökyüzüne açılan ate$ -cehennemin kalbi- yeryüzüne bo$ kovanlar dü$ürdü. yeryüzü, yâr yüzüne dönerdi sen gelince. bekledim de gelmedin diye yazdım. "virgül versen ben sana destanlar yazacaktım!" artık yazamayacağım diye yazdım. morali bozuk bir ünlem i$areti gibi, elifsiz kuran gibi, asasız musa, haçsız isa gibi, bölük pörçük kaldım diye, dün oturdum sana bi` mektup yazdım. ses`i kıskanan hece gibi, ses`in kıskacındaki hece gibi, gibi`li cümlelere olan takıntım gibi.. (gitmi$sin gibi sevmi$tim seni!)

dün oturdum sana bi` mektup yazdım.
"acılara yeten gücüm, mektuplara yetmedi. demirlere yeten gücüm, mektuplara yetmedi"
beni unutma diye, beni hatırla diye, hatırım olsun diye, günün biri okursun diye yazdım.

getiren postacının ziyaretinden geldim diye yazdım.. tekrar..

bir erkeğin en masum ani

wereyda
kadının en salak olduğu ândır..
masumiyeti derecelendirmek ne derece doğru diyeceğim, sonra da biri kalkacak ve "peki sen de salaklığı derecelendirme o zaman!" diyecek.. ona bira ısmarlamak isteyeceğim. kuzu gibi olacağım. seveceğiz birbirimizi. o bana sigara uzatacak, ben ayaklarımı uzatacağım. öyle.

the purple rose of cairo

wereyda
woody allen’ın sinema dünyasına armağanı olan 1985 yapımı enfes filmi..

komünizme, zorlu dönem ko$ullarına, insanların hayâl dünyalarına ve küçücük ya$amlarına değinen hüzünlü ama ele$tirel bir yapıt olduğu için yazayım dedim. tek-tip amaç doğrultusunda, izleyiciye ve sinema dünyasına negatif dahi olsa bir eklentide bulunmayan filmlerden ho$lamıyorum çünkü.

def edin birkaç saatinizi.. i$i gücü bırakın ve izleyin bu enfes yapımı. cecilia olun yer yer, yer yer duvara en yakın bozuk parayı atan insan olun. pleasantville’i bile etkiledi bu eser-i harika, sevin.

sözlüğe ters bu

wereyda
bir sözlük kullanıcısının nickaltına yazdığım bir entrynin silinme sebebi..
ne tür bir entry kollektif bir bilinç ekseninde varlığını idame ettiren sözlük olu$umuna -olgu değil- ters olur diye sormak gerek.. "sözlüğe iki ters bir düz entry yazılamaz" diye bir kaideye rastlamadım kullanım kılavuzunda ve ayriyeten, yazılan bir $eyin tersliğini kim belgeliyor, ka$eliyor? devletin canı istediklerine "devlet sanatçısı" etiketini uygun görmesi kadar saçma, kadar dadaist, kadar tan tolga demirci..
zaman bulduğumda ve/veya zaman yarattığımda en cansiperane, en ne mutlu türküm diyene minvalinde takıldığım bir yer olan sözlüğe "senin ananı sikerim" dememi$sem bunu daha neyi terstir? yazılanlar bu kadar mı parça tesirli, ki değilse ba$ka akilane açıklaması olan varmola?

ahahahahauahauaha diyorum. fonksiyon grafiğini bulmanızı rica ediyorum bu duçe tandansında moderasyonun.
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol