fransız bir makyaj markasıdır, maybelline satın aldıktan sonra gemey-maybelline adı altında üretim yapmaktadır.
jilet in gillette ten geldiği gibi rimel in de rimmel markasından geldiği söylenir..
göz kapağının hareketli üst kısmına sürülen pudra,krem,toz gibi farklı formları olan br makyaj malzemesidir göz farı.
özel saç bakım ürünleri markasıdır.hinoki dökülme karşıtı ve 911 çok kuru saçlara özel gibi serileri vardır.
türkiye de ilk güneşsiz bronzlaştırıcı krem emdirilmiş tek kullanımlık bronzlaştırıcı mendili getiren markadır .
yeni ilaç teknolojileri sayesinde üretilmesi mümkün olmuş , sade nemlendiricilerin ötesinde dermatolojik ilaç kadar özenle üretilen cilt bakım ürünlerine verilen genel addır.
ingiliz menşeli spor giyim ve ekipman markasıdır.son dönemde saat gibi aksesuarları ve parfüm - deodorant setleri de türkiye de satılmaktadır.
gucci nin çıkarttığı bayan parfümüdür ,pembe- beyaz çiçek tomurcuklarının kokularından oluşmuş hoş çiçeksi bir parfümdür.
kozmetik sektörünün son icadıdır,cımbızın ortasında yer alan bir led tüy çekme bölgesini aydınlatmakta ve kolaylık sağlamaktadır.
romen rakamları dizisinde 1000 sayısını gösteren işaret.
romen rakamlarında 50.
romen rakamlarında 40.
1 . içinde değişik türden şeyler bulunan kap veya yer.
2 . mecaz birçok konuda bilgisi olan kimse.
3 . halk ağzında çerçi.
2 . mecaz birçok konuda bilgisi olan kimse.
3 . halk ağzında çerçi.
1 . genellikle tahıl saklanan yer:
"asker ambarlarında buğday var."- h. e. adıvar.
2 . yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer.
3 . geminin yük koymaya ayrılmış yeri:
"hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu."- y. k. beyatlı.
4 . mecaz genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge:
"buğday ambarımız konya."- .
5 . mimarlık kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 cm olan küp ölçek:
"şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum."- h. f. ozansoy.
6 . ticaret eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
"asker ambarlarında buğday var."- h. e. adıvar.
2 . yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer.
3 . geminin yük koymaya ayrılmış yeri:
"hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu."- y. k. beyatlı.
4 . mecaz genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge:
"buğday ambarımız konya."- .
5 . mimarlık kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 cm olan küp ölçek:
"şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum."- h. f. ozansoy.
6 . ticaret eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.
1 . bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü:
"sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı."- ö. seyfettin.
2 . birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü.
3 . yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer.
4 . insan ve hayvanda iskeletin kuruluşu.
5 . mecaz barınılan, sığınılan yer.
6 . mecaz belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik.
7 . dil bilgisi özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi.
8 . edebiyat hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu:
"halit ziya uşaklıgilin, yakup kadri karaosmanoğlunun, reşat nuri güntekinin romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız."- h. taner.
9 . mimarlık bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı.
"sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı."- ö. seyfettin.
2 . birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü.
3 . yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer.
4 . insan ve hayvanda iskeletin kuruluşu.
5 . mecaz barınılan, sığınılan yer.
6 . mecaz belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik.
7 . dil bilgisi özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi.
8 . edebiyat hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu:
"halit ziya uşaklıgilin, yakup kadri karaosmanoğlunun, reşat nuri güntekinin romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız."- h. taner.
9 . mimarlık bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı.
1 . ayağın alt yüzü, aya.
2 . üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı.
3 . ayakkabının alt bölümü.
4 . kaide.
5 . bir şeyin en alt bölümü.
6 . değerlendirmede en alt derece.
7 . bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle:
"partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."- .
8 . temel, temel ilke, baz.
9 . coğrafya bir ırmağın en derin olan orta yeri.
10 . denizcilik dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü.
11 . matematik bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide:
"piramidin tabanı. üçgenin tabanı."- .
12 . halk ağzında tarlanın düz ve verimli kesimi.
13 . eskimiş kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir.
2 . üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı.
3 . ayakkabının alt bölümü.
4 . kaide.
5 . bir şeyin en alt bölümü.
6 . değerlendirmede en alt derece.
7 . bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle:
"partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."- .
8 . temel, temel ilke, baz.
9 . coğrafya bir ırmağın en derin olan orta yeri.
10 . denizcilik dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü.
11 . matematik bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide:
"piramidin tabanı. üçgenin tabanı."- .
12 . halk ağzında tarlanın düz ve verimli kesimi.
13 . eskimiş kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir.
1.bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı:
"başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi."- h. taner.
2 . mecaz bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat:
"yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."- .
3 . halk ağzında çatı kiremidi.
"başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi."- h. taner.
2 . mecaz bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat:
"yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."- .
3 . halk ağzında çatı kiremidi.
"sanus per aquam " kısaltması.
günümüzde formülünde bitkisel madde olan kozmetik ürünlerinin isimlerine iliştirilen bitkiselliği - doğallığı çağrıştırıcı ön ektir.ayrıca bir kozmetik markasıdır.
9 ekim 2003 tarih ve 4982 sayılı bilgi edinme hakkı kanununa uygun olarak tüm türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu haktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?