confessions

urban f

- Yazar -

  1. toplam entry 2436
  2. takipçi 1
  3. puan 67146

ambar

urban f
1 . genellikle tahıl saklanan yer:
"asker ambarlarında buğday var."- h. e. adıvar.
2 . yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer.
3 . geminin yük koymaya ayrılmış yeri:
"hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu."- y. k. beyatlı.
4 . mecaz genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge:
"buğday ambarımız konya."- .
5 . mimarlık kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 cm olan küp ölçek:
"şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum."- h. f. ozansoy.
6 . ticaret eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.

çatı

urban f
1 . bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü:
"sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı."- ö. seyfettin.
2 . birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü.
3 . yapının tavanı ile damı arasındaki kullanılan yer.
4 . insan ve hayvanda iskeletin kuruluşu.
5 . mecaz barınılan, sığınılan yer.
6 . mecaz belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu birlik.
7 . dil bilgisi özne, nesne durumlarına göre, belirli çatı eklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi.
8 . edebiyat hikâye, roman, piyes vb. edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu:
"halit ziya uşaklıgil’in, yakup kadri karaosmanoğlu’nun, reşat nuri güntekin’in romanlarındaki sağlam çatıyı onunkilerde bulamazdınız."- h. taner.
9 . mimarlık bir yapıyı örten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı.

taban

urban f
1 . ayağın alt yüzü, aya.
2 . üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı.
3 . ayakkabının alt bölümü.
4 . kaide.
5 . bir şeyin en alt bölümü.
6 . değerlendirmede en alt derece.
7 . bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle:
"partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."- .
8 . temel, temel ilke, baz.
9 . coğrafya bir ırmağın en derin olan orta yeri.
10 . denizcilik dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü.
11 . matematik bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide:
"piramidin tabanı. üçgenin tabanı."- .
12 . halk ağzında tarlanın düz ve verimli kesimi.
13 . eskimiş kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir.

tavan

urban f
1.bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı:
"başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi."- h. taner.
2 . mecaz bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat:
"yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."- .
3 . halk ağzında çatı kiremidi.

phyto

urban f
günümüzde formülünde bitkisel madde olan kozmetik ürünlerinin isimlerine iliştirilen bitkiselliği - doğallığı çağrıştırıcı ön ektir.ayrıca bir kozmetik markasıdır.
85 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol