senesine göre değişir , ancak tekirdağ mürefte , elazığ ve mardin kaynaklı butik şaraplar fransız veya bulgar kırmızı şarapları kadar dolgundur .
bundan daha da kötü olan o yanlış ismin eski sevgilinin ismi olmasıdır...
bir de şunu okuyun : nihal bengisu karaca nın ayşe arman a verdiği röportajdan alıntıdır,soruları soran ayşe arman ...cevaplarda ise ayrıntılara dikkat edip kadın ruhuna dikkat etmenizi öneririm nacizane...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
"ağır makyaj, topuklu ayakkabı, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetler... bunlar tesettürle bağdaşıyor mu?
- tesettürün amacı belli: seksüel duygu uyandırmamak. bir erkeğe hazırlanma içgüdüsünü terbiye etmek. kadındaki beğenilme dürtüsünü törpülemek...
benim ise en sevdiğim şey! erkeklerin bizi beğenmesinde ne mahzur var?
- örtünme bu. terbiye ve kontrol etme mekanizması. iyi de kendimizi nereye kadar kontrol edeceğiz? işte bunun boyutu kadından kadına değişiyor. çünkü herkesin vicdanının kendisine söylediği ölçü farklı. tamam belli sınırlar var ama işi pratikleştirirken çeşitli değişkenler devreye giriyor. yani "gözüne eye liner çekmiş, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giymiş ama kendini tesettürlü sanıyor!" diye garipsediğiniz kişi, belki de tesettür ilkesine tutunarak kendini hizaya çekiyor...
daha açık ifade edebilir misiniz?
- şöyle: o insanlar, belki de içlerindeki beğenilme duygusunu ancak bu kadar kontrol edebiliyorlar. belki de o ağır makyajları yapmasalar, dindarlıklarıyla bağdaşmayacak şeyler yapacaklar, çok açık giyinecekler filan. hiç değilse bu kadarını yapıyorlar. bize "ben nefsimle mücadele ediyorum ve bu kadarını yapabiliyorum" diyorlar. ben de diyorum ki, bu nefis mücadelesinin bile allah’ın nezdinde değeri vardır. bilemeyiz. kimse yargılamasın, yadırgamasın. ama bazen bana bile tuhaf geliyor. dün mesela bir kız gördüm, başı sıkı sıkıya bağlı ama kollar çıplak. yine de onu yargılamak bana düşmez.
peki hem örtünmek hem de böyle giyinmek arasında hiç mi çelişki yok?
- belki de kendini güzel hissetmek istiyor. açık bir kadına baktığımda, "bu kadının inançları, değerleri yok" demiyorum. kapalı bir kadına baktığımda da onun da bir kadın olduğunu ıskalamıyorum. siz de öyle yapmayı deneyin.
iyi de hani örtünmede de bu tür duygularını törpülemesi gerekiyordu...
- demek ki o ancak o kadar törpüleyebiliyor...
lütfen anadolu da kasabalarda küçük köylerde öğretmen vea öğretmen tanıdığı olan bilgiçler iletsinler , bu site kesinlikle kapanmadı ancak gönüllü azlığından okullardaki ihtiyac sahibi çocuklar listelenemiyor , özellikle karadeniz ve iç anadolu bölgesinde öğretmenlerin bu listelerin yazılması ve toplanması aşamasında bireysel yardımlarına ihtiyac var , öğrencilerle ilgili hangi bilgilerin listeleneceği hakkında birebir site adminiyle görüşebilirsiniz , yüce gönüllü ve yardımsever bir insan...
tekrar yazma gereği duyuyorum , çoğumuz şehirdeyiz ancak "mutlak yokluk" içinde okumaya çalışan çok çocuk var ve ne yazıkki sadece güneydoğu anadolu da değil bu kardeşlerimiz...
*gönül sızlamazsa göz yaşarmazmış ...
tekrar yazma gereği duyuyorum , çoğumuz şehirdeyiz ancak "mutlak yokluk" içinde okumaya çalışan çok çocuk var ve ne yazıkki sadece güneydoğu anadolu da değil bu kardeşlerimiz...
*gönül sızlamazsa göz yaşarmazmış ...
fransa merkezli ,ekonomik tekstil ürünleri -ve hatta bazı şubelerinde ev eşyası ve gelinlik de gördüm- satan bir mağazadır , çoğunluğu fransa da olmak üzere ispanya ve polonya da da şubeleri vardır, türkiye de boyner grup ortaklığıyla bir mağazası -istiklalde- açıldıysa da tutmadığı için türkiye pazarından çıkmışlardır , mağazaları ürünlerin sepetlerde teşhir edilmesinden dolayı fazla tikky çekmese de özellikle penyeler ve keten pantalonlarda güzel ürünleri var.
ilk içecekler için tavsiyem tarlabaşının sonunda taksime çıkmadan hemen sağda yer alan lale lokantasında -işkembecisinde- ilk tadına bakmalarıdır , bir de sipariş ederken damar tuzlama olarak sipariş ederseniz çorbanın içinde gelen kesilmiş işkembe parçaları en kalın-etli bölge olan damar bölgesinden gelecek ve sadece çorba içmekle kalmaycak karnınızı da doyuracaktır...
latince rubefacere = rube (kırmızı) +facere (yapmak) fiilinden türemiş fransızca rubefier>>rubefiant kelimesinin türkçe seslendirilmesidir .
rubefiyan etki genellikle geçici kırmızılık yaratma etkisidir , mesela kutane-deri üstü uygulama yapılan bazı -örnek kapsaisin içeren- merhem uygulamalarında geçici bir kızarma gözlenir.
rubefiyan etki genellikle geçici kırmızılık yaratma etkisidir , mesela kutane-deri üstü uygulama yapılan bazı -örnek kapsaisin içeren- merhem uygulamalarında geçici bir kızarma gözlenir.
pek çok hemcinsim çocuk doğurmamayı bilinçli bir şekilde tercih etse de bence bir kadının kabul edemeyeceği zor durumlar hep çocukla ilgili:
-mesela çocuğunun olamaması...
-karışık ailevi meseleler dolayısıyla çocuğunu görememesi,
-çocuğunun ailesini reddedip annesiyle görüşmemesi,gibi diğer bütün konularda ben kadınları hep güçlü görüyorum ,rüzgarda eğilen ama kırılmayan saz misali...
-mesela çocuğunun olamaması...
-karışık ailevi meseleler dolayısıyla çocuğunu görememesi,
-çocuğunun ailesini reddedip annesiyle görüşmemesi,gibi diğer bütün konularda ben kadınları hep güçlü görüyorum ,rüzgarda eğilen ama kırılmayan saz misali...
japon psikiyatristlerin üzerinde çalıştığı hastalığın kelime anlamı "elini ayağını çekmek." bu gençler de hayattan el ayak çekip odalarına kapanarak zamanlarının çoğunu bilgisayar başında geçiriyorlar.yemeklerini burada yiyip uyuyor, hatta tuvalet ihtiyaçlarını bile odalarında gideriyorlar.
hikikomorinin belirtileri:
*yapılacak işleri sürekli erteleme
*gece uykularında bozukluk
*hayattaki ilgi alanlarını daraltıp (asosyalleşip) evde yapabileceği şeylere yönelme
*çevresine karşı ilgisizlik
*insan içine çıkmaktan kaçınmak
hikikomorinin belirtileri:
*yapılacak işleri sürekli erteleme
*gece uykularında bozukluk
*hayattaki ilgi alanlarını daraltıp (asosyalleşip) evde yapabileceği şeylere yönelme
*çevresine karşı ilgisizlik
*insan içine çıkmaktan kaçınmak
elbette yeni ulaşım araçları geliştirilsin ama kullanılabilir olsun yeterki bunlar , kullanılabilirlikten ise kastım mesela metro yaptılar durakları insanların en çok ihtiyacları olan otobüs -minibüs -vapur gibi aktarma yapabilecekleri yerlerde değilde alışveriş merkezlerinin içine açılıyor , veya çıkmak istedğiniz bir meydana 10 dklık bir yürüyüşten sonra ancak ulaşıyorsunuz , şimdi de e-5 için -haliç köprüsünden havaalanı kavşağına kadar olan bölgede mesela - yaklaşık 4 senedir otobüsler için yan şeritler yaptılar yan şeritlerin e- 5 in ortasında bıçak gibi kalan ayrım noktalarında onlarca insanın arabası ortadan biçilip içinde can verdi ,şimdi gene aynı yolun ortasına bir de metrobus şeridi koydular neredeyse e-5 otoban kısmı 2 şeritlik mahalle arası sokağa döndü.çok uzayacak farkındayım ancak madem sonunda insanların metro-hafif tramway gibi durakları e-5 le çok az çakışan ulaşım araçlarından yeterince faydalanamadığını anladılar neden mesela ankaradaki gibi havai bir tramway şeridi yapılmadı e-5 güzergahına bahsettiğim tramway şeridini taşıyan kolonlar pekala e-5 in ortasındaki yaklaşık 1-1,5 metrelik otluk bölümde inşa edilebilir ve var olan duraklar hizasında üst geçit kolları uzatılarak inme şansı tanınarak insanlar istediği yere gidebilirdi , oysa şimdi o metrobüslerin hem durak araları çok geniş hem de yolcuların o e-5 ortasındaki duraklara ulaşabilmesi için saçma sapan yerlere ayakları indirilen çelik karkaslı üstgeçitler yapılıyor , ve ben inanın çok merak ediyorum o metrobüsten inip de ust gecit yerine e-5 ten kaç kişi karşıya geçmeye çalışırken rahmetli olacak...
fabrika satış mağazası istanbul -topkapı -bayrampaşa da yer alan firmadır ,genelde yabancı arkadaşların levi’s kadar bildiği ancak maui adalarından isminin esinlendiğini düşündükleri de görülmüştür.
istanbul da olup da fabrika satış mağazasına gitmemiş olanlar için : topkapıdan bayrampaşa istikametine giden bir araca binilir bayrampaşa vergi dairesinin orda inilip ara sokakta kime sorsanız gösterir mavi jeans i...
veya su adresteki arama menusunden ilçeyi zeytinburnu seçip sokağı fatih şehitleri ve kapı no yu da 3 yaparsanız mavi jeans - erak tekstil i tepeden görürsünüz...
http://sehirrehberi.ibb.gov.tr
edit : 3 ay kadar önce 3 pantalonu 50 ytl ye aldığım için bu adresten yazdım bu entry yi başka da amacım ,kan bağım veya menfaatim yoktur ...
istanbul da olup da fabrika satış mağazasına gitmemiş olanlar için : topkapıdan bayrampaşa istikametine giden bir araca binilir bayrampaşa vergi dairesinin orda inilip ara sokakta kime sorsanız gösterir mavi jeans i...
veya su adresteki arama menusunden ilçeyi zeytinburnu seçip sokağı fatih şehitleri ve kapı no yu da 3 yaparsanız mavi jeans - erak tekstil i tepeden görürsünüz...
http://sehirrehberi.ibb.gov.tr
edit : 3 ay kadar önce 3 pantalonu 50 ytl ye aldığım için bu adresten yazdım bu entry yi başka da amacım ,kan bağım veya menfaatim yoktur ...
az sabredin , tematik yazanın da canı var ,şevkini kırmayın ...
tematikçiler sol frame abazan başlıklarla dolduğunda bişi demediğine göre siz de okuyuverin belki bir gün bir yerde lazım olur , kare bulmacaları geçtim tv yarışmalarında büyük ödül filan kazanırsınız...
edit : (bkz: abazan basliklar silinsin kampanyasi)
tematikçiler sol frame abazan başlıklarla dolduğunda bişi demediğine göre siz de okuyuverin belki bir gün bir yerde lazım olur , kare bulmacaları geçtim tv yarışmalarında büyük ödül filan kazanırsınız...
edit : (bkz: abazan basliklar silinsin kampanyasi)
fönlü saçınız muhteşem bir makyajınız ,duru bir cildiniz ,marka marka kıyafetiniz de olsa her zaman burnunuzun içini ve kulaklarınızı temiz tutun ...
versace nin ürettiği bir erkek parfümü , neye benzer derseniz şurdan görülebilir: http://www.kozmetikcim.com/default.aspx?pageid=18&pid=1268
(bkz: #504638)
leküm dinukum veliye din. amma fazlaca olmaya başladı bu din bazlı entry ler artık yazmadan duramayacağım :böyle düşünen tüm şahıslara -bireysel değilim şahsa yöneltmiyorum gördüğünüz gibi ,houstona dahi girmeden- pardon ama size ne?
siz mi değerlendirme kapasitesine sahipsiniz .susun kendi takvanıza bakın , öyle aklınıza gelen her konuda da fetva vermeyin.allah ın lütfüna tek bir davranışı nedeniyle mazhar olmuş insanlar varken az bilenlerin de aklını bulandırmayın.
siz mi değerlendirme kapasitesine sahipsiniz .susun kendi takvanıza bakın , öyle aklınıza gelen her konuda da fetva vermeyin.allah ın lütfüna tek bir davranışı nedeniyle mazhar olmuş insanlar varken az bilenlerin de aklını bulandırmayın.
(bkz: aspirin).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?