özenti metalcilerin, ezberlenmesi farzmış gibi triplere girip, bol yorum yaptıkları bir şarkı...harbi metalcilere hürmetler.
önce deriyi yüzmek ardından denize atmak ve göz altına kızgın demirle mil çekmek gibi yaratıcı düşüncelerin uygulama alanı.
boysal’ın kaleminden foseptik çukuru işkencesi: ’bir çınar ağacının ortası insanın oturabileceği büyüklükte oyuluyor. suçlu oraya zincirleniyor. günde üç öğün yemeği veriliyor ancak dışarı çıkamadığı için tuvaletini de aynı yere yapıyor. biriken b.klar, bir yandan yükselirken bir yandan da suçlunun bedenini yavaş yavaş çürütüyor.’
kaynak: aksam.com
kaynak: aksam.com
beter böcek olarak türkçeye çevrilen beetlejuiceadlı filmdeki unutulmaz soundtrackı yapan kişi.
day-o, day-ay-ay-o
daylight come and me wan go home
day-o, day-ay-ay-o
daylight come and me wan go home
....
day-o, day-ay-ay-o
daylight come and me wan go home
day-o, day-ay-ay-o
daylight come and me wan go home
....
bodrumun eski adıdır, ismini halikarnassos antik kentinden alır aynı zamanda her türlü pisliğin döndüğü bodrum discolarından birinin de adıdır.
çok pahalı olmadığı halde taklitleri çıkan, kaliteli ve hesaplı cool bir giyim markası. erkek şortları ve de t-shirtleri oldukça şirindir.
türkiye’de tatil yaptıkları sırada, yurdum erkeğinin ilgisinden ve “nataşa” olarak hitap edilmekten gına geçiren 4 kız, “şpilki” adlı gruplarının bir şarkısına bu ismi vermişlerdir ’sam ti nataşa’ yani ’sensin nataşa’. (bkz: nataşa)
güney denizlerinde yaşıyorlar.
çok sıcak kanlılar.
kendi kızları onlara parlak gelmiyor.
bizimkileri beğeniyorlar.
herkesi ‘nataşa’ diye çağırıyorlar.
hadi buraya gel diyorlar, ama bu sadece felaket demek.
sensin nataşa! sensin nataşa!
plajında git kendi kendine oyna, kendi kendine masaj yap
ayrıca kliplerinde kızları kovalayan ortayaşlı bıyıklı bir adam vardır.
güney denizlerinde yaşıyorlar.
çok sıcak kanlılar.
kendi kızları onlara parlak gelmiyor.
bizimkileri beğeniyorlar.
herkesi ‘nataşa’ diye çağırıyorlar.
hadi buraya gel diyorlar, ama bu sadece felaket demek.
sensin nataşa! sensin nataşa!
plajında git kendi kendine oyna, kendi kendine masaj yap
ayrıca kliplerinde kızları kovalayan ortayaşlı bıyıklı bir adam vardır.
anne tarafından mısır’lı, baba tarafından italyan olup da fransa’da doğup büyüyen çok iyi bir yorumcu olduğuna oy birliği ile karar verilen, intihar ederek yaşamına son veren ’love in portofino’ adlı şarkısı müzik eleştirmenleri tarafından tam not alan, sıkılmadan yüzlerce dek dinlenebilecek muhteşem romantik bu eseri yorumladığı gibi, binlerce şarkıyı yorumlayan süper sesli kadın...
09.11.06 tarihli genç bakış programında, ’ deniz, kım, güneş turizmi’ diyeceği yerde ’ deniz toprak &?+^’!!=(/&% diye duraksayan, salondaki yurdum liselilerini güldüren turizm bakanı aynı zamanda kitle turizmi demek yerine, ısrarla mass turizm terimini kullanmaya çalışıp, telaffuz olarak da kafasına göre takılmaktadır ’mess turizm / mas turizm, kitle göçü vs...israrla izliyoruz.evet
ingilizcede kuzu demek, biraz büyürse sheep oluyor.daha da büyür ve semizleşirse afiyetle yenir, red meat olur neticede. bir zamanlar canlı, kırlarda bayırlarda koşan bir sevimli hayvancağız iken, nereden nereye de dedirtir...
gençliğmin hayrını görmeyeyim.
suçluya eziyet olsun diye değil, ibret-i alem olsun diye gayet hümanist duygularla, uygulanan eylemler bütünü.
ör: cımbızla kılcal damar çekmek. yavaş yavaş öldürmek.
ör: cımbızla kılcal damar çekmek. yavaş yavaş öldürmek.
sadece güzel bir harf oyunu ile ilginç hale getilme çabaları göze batmamış ama nick sahibi tarafından başarısız bulunduğu aklımıza sokulup da hımm o kadar da ilginç değilmiş hakkat! diye düşündüren soru cümlesi.
07.11.06 saat 00.50 itibari ile yıllardır dans ediyorum, yere yattığımı gördünüz mü!!!diyen muhteşem ses, star, üçgen vücut.
bin bir zahmetle uzatılan tırnağın birisi kırıldığında, onları, bozulmuş yemek takımı gibi hissetmeyi, hepsini kısaltmayı ve bunu yaparken duyulan üzüntüyü...
bize geç gelen bir şey olduğu kesin...
nüfusunun yarısından fazlası genç olan bir ülkede; doğduğumuzda, bebekliğimizde, çocukluğumuzda, ilk gençliğimizde, gençliğimizde ve de yetişkin olmaya başladığımız yıllarda bizi asla kendisinden mahrum etmeyen, bu ülkede başka siyasetçi yok mu dedirten iki kişiden biri, diğeri de demirel...ama hakkında yolsuzluk soruşturması açılmayan ender siyasetçilerden biriydi, bunu da inkar edemeyiz...
eskiden pazarcılar kese kağıdı yapardı semt pazarlarında.
zekice kullanılmadığı zaman akıl akıl gel stime takıl adlı vecizeye alet olan düşünce gücü.
’aman kaşımı zor alıyorum, bir de bıyık ile uğraşamam, zaten belli olmuyor’ diyen buna rağmen güneşte bıyıkları erkeklere on basan, sanki yeni delikanlı oluyormuş izlenimi veren iğrenç bayanların aksesuarı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?