topal penguen

nadir uğrayan yazarlarına "uğrayın bak, uğramazsanız yazarlığınızı uçururuz, girileriniz giri kirliliğine neden oluyor sanki, vs." şeklinde e-posta atan sözlük. iştah kabartıcı olsaydı keşke sözlüğümüzün mesajı. uzun süredir uğramayan yazarın girileri neden değersiz sözlük için anlam veremedim.

(bkz: kendimden biliyorum)

(bkz: sepultura)
(bkz: obituary)

(bkz: elma dilimi patates)

mecburen kazanılması gereken maç.

(bkz: ss)

hak edilirse koymaz bile insana ama kim hak ettiğini kendine kondurabilir ki?
elbette vardır bir sebebi terk edenin doğru ya da yanlış! yargılamazsın nedenin doğru ya da yanlış olduğunu. beyninden vurulmuşa dönersin. ellerin titrer, gözlerin dolar.
tükürüğün ağzına dolar, yutamazsın. bademciklerinin şişmiş olduğu zannedersin birden.
gözlerine bakarsın, gözlerini kaçırır, yere bakar. aslında onda da hala vardır ufak da olsa birşeyler sana karşı ama karar vermiştir "güçlü görünmeliyim" diye. göz yaşını içine akıtır sana karşı vakur biçimde durmak için..
yüreğin parçalanır, dokunamazsın kalbine. kıyamazsın ona! eğer mutlu olacaksa kabul edersin ayrılığı.
ama sen içine akıtamazsın gözyaşlarını, boşalır bir anda! "lütfen bunu yapma" der içi cız ederek.
son bir koklamak için o aşina olduğun kokuyu sarılmak istersin! belki gururunu ayaklar altına almışsındır ama engel olamazsın! çünkü o candır..
o da dayanamaz, boşaltır göz yaşlarını yanaklarına. son bir öpücük kondurursun yaşlı dudaklarla dudaklarına, son kez elini tutarsın sıkıca.
"bu bant kendini 5 sn içinde imha edecektir!" uyarısına uymuşcasına kalkarsın ayağa ve kapıya doğru yönelirsin. ceketini giyerken gözyaşlarını ve burnunu silersin ceket koluna. ayakkabılarını bağlarsın hızlıca ve eşikte durursun, son bir "hoşçakal" dersin yüreğin paramparça olarak.
tiyatro perdesinin inmesi misali ağır ağır kapı kapanırken suratına, son kez bakarsın canın yüzüne yaş dolan gözlerle.
atarsın kendini sokağa amaçsızca. son kez dönüp bakarsın 2.katın perdesinden sokağa sızan ışığa, biraz sonra o da söner yüreğindeki ışık gibi.

başın öne eğik, yaşlı gözlerle kaybolursun karanlıkta...

muhtemelen tek kelime bilen insandır.

film halinde laboratuvarlarda çok kullanılan maddelerden biri. hasta serumlarının hava ile temasını engellemede kullanılır.

yazılan 999 uncu entry’den sonra yazılacak olan entry.

türkiye’nin en çok entry’e sahip 2.sözlüğü. ayrıca refleks dergisi`nden bir yazı var elimde sözlüklerle ilgili;

--alıntı--

internet kulanımı türkiye`de 1995 yılında sınırlı sayıda kullanıcıyla başlamıştır.
yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde ise 3-5 dakika arasında açılan sayfalar hızlı kabul edilmekteydi.
atari`nin hayatımıza girdiği 80`lerin ardından 90`lar da interneti hediye etmiştir...
mektuplar,tebrik kartları yerlerini yavaş yavaş e-maillere ve e-kartlara bıraktığı dönemde sanal alemde sanal ilişkiler yaşanmaya başlandı.
mirc ve icq bir dönemin olmazsa olmazı haline gelmişti.

işte tam bu dönemlerde,daha adsl yokken,dial-up dan bağlanıp yüksek miktarda telefon faturası ödenildiği günlerde ekşisözlük adlı bir internet sitesi peyda oldu.
neredeyse ortak bir uslupla çeşitli başlıklar altına bilgilendirici,eğlendirici,eleştirel nitelikte entryler yazılıyordu.kısa sürede netteki bilgi yarışmalarında bilemediğimiz soruların cevabını öğrenmek için,kim kimdir merakımızı gidermek için çok sık uğrar olduk ekşi sözlüğe...
yöneticilerinin reklam/tanıtım konusundaki başarılarından olsa gerek sözlük öyle popüler bir hal alıp,öyle bir çekim//cazibe merkezi halini aldı ki yazar alımları kapandığında sözlük kapısında bekleyen binlerce okur oluştu.1999 ve 2000 yıllarında sıradan olan ekşi sözlük üyeliği artık istenen ama ulaşılamayan bir şey haline gelmişti,ekşi sözlük yazarı olarak bilinmek sosyal çevrede takdir ve kıskançlık etkisi yaratmaya başlamıştı.
derken zibidi sözlük ve ardından private sözlük ortaya çıkınca ekşi sözlük kapılarındaki yığılma bir nebze olsun azaldı! ardından nedir.net birebirsözlük gibi siteler açıldı...
suserler tarafından "klon sözlük" olarak nitelenen bu sözlükler kimilerine göre "training" yapılacak yer,kimlerine göre ise "yeni vatan" olmuştu.
ekşi sözlük fikrinini takipcilerine suserler tarafından "taklitler aslını yüceltir" gözüyle bakılmakla beraber popülarite açısından geçilme kaygısı da yok değildi...
tv programlarında, laf arasında "ekşi sözlükte söyle yazıyodu" şeklinde kullanılan ibareler,ardından ekşi sözlüğün celebrity yazarı otisabi`nin boxer dergisinde yazılar yazması,ekşi dergisinin "dakika 1;sayı 1" diyerek merhaba demesi ekşi sözlüğün bugünkü popülaritesinin özetidir.
-ece erken olayını da atlamamak gerekir tabiki- derken, sözlük fikri ekşi sözlüğün kendi popülerliğinden daha da popüler hale geldi ve envayi çeşit sözlük türedi.
gel gelelim "sözlük piyasasında" sağlam bir yer edinebilmek her sözlüğün harcı olamadı.
klasikleşen başlıklarıyla,yazar ve entry sayısıyla,medya ve basında birçok kez adından bahsedilmesiyle private sözlük bu ligde 2. sırada sağlam bir yer edinmiş durumdadır. yani "ilk 2 belli 3. kim?" hali vardır.
genel itibariyle her sözlükte olmazsa olmaz başlıklar mevcuttur:
tikky,şahin k,emrah,hanım koş,... ali sami,80lerde ve 90 larda çocuk olmak,allahsız...
sözlük jargonuna gelince:
suser,puser,entry,başlık,solframe,fasiliteler,zirve,uçmak/uçurulmak,yaran, dumur,aşmış,anket, ayar, ispit, bkz, admin, mod, çağrışım...
iki tane de yaran entry koyalım tam olsun

başlık:berke
bir erkek ismidir,hem de öyle bir erkek ismidir ki dostlar....

"adı berke`dir,zaten hayata 1-0 önde başlamıştır.küçüklüğünde sevimli bir bebektir,böyle sarışın böyle renkli gözlü şeker mi şeker bir şeydir.tüm mahalle eve doluşur bir yanak almak, sevip sarmalamak için..bizim kara kaşlı kara gözlü bünyamin`i abdullah`ı kim neden sevsin.buyrun size 2-0...

yaş ilerler bu berke dalyan gibi,sırım gibi ,dik saçlı yakışıklı bi genç oluverir,ortama girilir adam ismini söylediği anda kızlarda bir batlamyus etkisi yapar,berke malı götürür,ahmet`i mahmut`u bön bön bakar da ağzını bile açamaz,,,buyrun size 3-4 hatta 5-0....

adam adını msn de nick olarak bile kullansa mıknatıs etkisi yapar hatunlara,benim hasan`ım mehmet`im vurur kendini ingilizce nicklere biçare..buyrun size 6-0..evlenir ceren diye bir hatunla;berke güzel ,ceren bundan güzel,,,bunlardan çıkan ayça ve kaan birbirinden güzel...7-0....bu böyle tarihi farka gider de gider...
kısacası sinirliyim sana berke.bana darılma,gücenme de...istemiyorum seni berke,,,çık ulan hayatımdan "

başlık:tikky dili ve edebiyatı
kişi zamirleri:

ban
san
o

bis
sis
ortam

mevcut sözlüklerden birkaçı şunlardır:
http://www.eksisozluk.com
http://www.privatesozluk.com
http://www.birebir.net
http://www.nedir.net
http://www.uludagsozluk.com
http://www.itusozluk.com
http://www.bilgisozluk.com
http://www.supersozluk.net [kapalı şu an]
http://www.otomatikportakal.com
http://www.netsozluk.net
http://www.elmasozluk.com
--alıntı--

zamanın 1. lige yükselme grubunda oynarken 3 sene içinde arka arkaya liglerin dibine vurup amatör kümeye düşmeyi becerebilen bir takımdır. taraftar derneği balıkpazarı caddesindedir.

ahh edirne ahh. bu öyle bir şehirdir ki oraya gitme sebebiniz en olmadık anda en olmadık şekilde karşınıza çıkar. edirne. var böyle bir kent ama ne gittim ne işim düştü. kafanızda binbir soru işareti ile trakya`nın girilmedik hiçbir ilçesini bırakmayan otobüs firması sizi türkiyemin en ucuna götürür. işte selimiye. hep duymuştum. ne heybetlisin. işte o unutulmuş ama iyi ki unutulmuş şehir. bir osmanlı başkenti. bir roma bir trakya metropolü. toprak bile farklı kokar bu şehirde. kan kokar buram buram. serhad şehridir sudan çok kan akarmış meriç`inde tarihin farklı dönemlerinde. bu şehir ne ankara`dır ne istanbul`dur ne diyarbakır ne mersin. türkiye`de benzeri olmayan, dünyada benzeri olmayan ayrı bir özerk ülkedir sanki. kendi kuralları vardır. alışana kadar şaşırma ünlemleri ile karşılayacağınız çok ama çok durum gelişir. vadeden ama vermeyen bir şehirdir edirne. teoriktir, pratiği hiç tanıyamazsın. vardır ama tutamazsın. görürsün ama alamazsın. duyarsın ama hissedemezsin. soyut kavramı, gri rengi bu kadar kabul eden bir mecra daha yoktur lakin içinde sıcacık kan akar bu şehrin alt mahallelerinde. rio de janeiro gibi yerleri vardır sanki. memurların oturduğu binevler tarafı, garibanların kaleiçi, romanların menziliahir mahallesi ve meşhur karaağaç. yazı başkadır kışı tabir kabul etmez. gözlerinizin içindeki sıvı donar, gözünüzü çeviremezsiniz ama devlet daireleri kapanmaz. meriç taşar, ne evler ne tarlalar gider devlet yardım elini uzatmaz. edirne herşeyi gizli gizli içine atan ama hiçbir zaman hıyanet etmeyen büyük evlat gibidir. varlığı anlaşılmaz. bu şehrin insanları da türkiye`nin genel kültür anlayışı dışındadır. dedik ya burası özerk bir prenslik gibi. ciğerine, badem ezmesine, deva i miskine, köftesine vurulmuştur nice zat ki gidememiştir buralardan. edirne`ye gelen ya öğrencidir ya askerdir ya da göçmen. yerlisini bulmak için uğraşmak abesle iştigal olur. meriç`in kıyısında bir çupra ile biranızı mideye yollarken hayatın anlamını sorgulamak için buraya gelinmesi gerektiğini anlarsınız. avrupaya fiziki yakınlık bu kenti çoktan etkilemiş insanlarını avrupalı yapmıştır lakin belediyecilik anlayışında kendine türkiye`de bile yer bulamaz. bizans altınlarını arayan belediye yollarda içine araba düşen çukurları görmemezlikten gelir. saraçlar caddesinde 10 defa aşağı yukar yürürsünüz görmedik adam kalmaz. yine de yalnızlık şehiridir edirne. kalabalıklar içinde sesler susar. selimiye camii`nde bir namaz kılar çıkarsın akşam olmuştur. kuşlar bir alev paresi gibi uçarlar minare tepelerinde. bir şehre aşık olunabilir mi bilmiyorum ama oldu. isterdim ki hiç anlatmayayım bunları isterdim ki kimse bilmesin edirne`nin büyüsünü. ama tutamadım kendimi. o lokomotif karaağaçtaki. gidin çıkın üstüne. belki de selamlar sizi. lozan anıtını görün. yunanistan`a nispet yaparcasına karaağaç`ı yiyin bitirin. kaçak içkilerden yudumlayın. serhat birlik’te muavinle tartışın. roman vatandaşlardan oynamayı öğrenin.

fc barcelona ve ispanya milli takımı kaptanlığı yapmış efsane defans oyuncusu. 2-3 sene önce real mallorca’daydı bıraktı sanırım futbolu. ünlü tenisçi rafael nadal bunun yeğenidir.

miquel angel nadal’ın yeğeni.

kariyeri şöyledir;
1995-1996 hassleholm
1996-1998 elfsborg
1999-2001 stabaek
2002-2004 everton
2004-2007 kobenhavn
2007-20... galatasaray

http://www.fck.dk/index.php?pageid=754&newsid=6879
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/6691173.asp?gid=180

anlatan:


dişçi: bağırma tamam çekiyom şimdi!!
ufaklık: acıyoooo!!!
dişçi: tamam çekicem, biticek şimdi!!
ufaklık: acıyo yaaa!!
dişçi: tamam tamam!!!
ufaklık: acıyo be göt!!

eidur gudjohnsen ile beraber fenerin almak için kastığı iddia edilen forvet.

brezilyalı efsane sol açık. 1970 yılına kadar botafogo`da garrincha`nın gölgesinde kalmış. 70 dünya kupasında tüm dünyaya kendini hayran bırakmış. sağ ayağı 2 kez kırılmasına ve düzgün kaynamamasına rağmen müthiş hızlı bir oyuncuymuş.

efsane brezilyalı orta saha oyuncusu. sağ bacağı sol bacağından 6 cm kısa olmasına ve yürüyemezsin denmesine rağmen futbol oynamış ve büyük bir yıldız olmuştur. isminin anlamı "küçük kuş" tur. ayni zamanda alkole fazla düşkündür. zaten daha 49 yaşında alkol komasına girip zehirlenerek 1983`te ölmüştür.

brezilyalı efsane golcü. 58 ve 62 dünya kupasının finalinde gol atmış ve 2 tane dünya kupası finalinde gol atan 4 futbolcudan biridir. diğerleri pele, paul breitner ve zinedine zidane`dır. garrincha, zagallo, jairzinho, rivelino ve pele`li efsane brezilya kadrosunun elemanıdır.