confessions

tayfa75

- Yazar -

  1. toplam entry 2868
  2. takipçi 2
  3. puan 64070

binali ile temir

tayfa75
murathan mungan’ ın cenk hikayeleri isimli kitabında yer alan dördüncü hikaye.

hikayenin içinde geçen şu iki cümle, bütün hikayenin özeti gibi:
"şiddetle öğrenenlerin, şiddetle yaşayanların, şiddetle var olanların sınırı yoktur. cenge başladıkları noktadan daha ileri götürürler şiddeti."

"buyurmanın büyüsüne kaptırmış kendini. hükmetmenin görkemine kurulmuş saltanatını her yerde sürdürmenin alışkanlığında. başka bir davranış biçimi bilmediğinden, yaşamı boyunca ikinci kişiye hep aynı davranmış," binali. "ancak diş geçirebildiği zaman insanlarla ilişki kurabilen biri. diş geçirebildiğinde arkadaş olan, dost olan, herhangi bir şey olanlardan biri binali. avını yoklayan, avının çevresinde dönenen, ona diş geçirebildiğinde ise belki öldürmeyen ama onu elde eden biri. dişleri ve pençeleriyle bütün dünyayı ve bütün insanları ve bütün dağları elinde tutmaya alışmış." binali ve "dayakla, kötekle, hakaretle büyümüş; onun bunun ahırında yatmış; kucak yüzü görmemiş; insanların ya acıdığı ya dövdüğü; insanları tokatlarıyla, tekmeleriyle, küfürleriyle tanımış" temir’in hikayesi bu.

ama hikayeyi başlatan bir ceylan’ ın gözleri. binali’ ye göre o gözlerin laneti(!) ile başlıyor hikaye. ceylan’ ın gözleri getiriyor binali’ yi temir’ e. sonra başlıyor cenk!

hikayeden son bir alıntı:
hükmeden için de, köle için de aynı onursuzluk söz konusudur; her zaman, her yerde...

kasım ile nasır

tayfa75
murathan mungan’ ın cenk hikayeleri isimli kitabında yer alan üçüncü öyküdür.

öykünün başkahramanının "sayıklama" diye adlandırdığı, efsaneye dönüşen bir yazgıyı okuyoruz öyküde. babadan, anadan, oğula, oğullara geçen bir lanetin, geyiklerin lanetinin öyküsü.

güne geçmişten bir ayna gibi aynı zamanda...

-----------------------------spoiler----------------------------:

"insanlığın tarihi biraz da düşmanlık tarihi galiba." diye düşünüyor genç gazeteci. "hep bizler ve ötekiler var. hep bir "ile" ikilisi var. düşmanlıkların temelinde insanın bir türlü kendi olamayışının sancısı yatıyor... kendi olamayan insan her şey oluyor, olabiliyor..." (sayfa165)

-----------------------------spoiler----------------------------

döğmek

tayfa75
tdk kibarca yok öyle bir şey diyor, bu kelimeyi yazıp artattığınızda.
kimi kaynaklardaysa dövmek fiilinin ergencesi gibi sonuçlar elde edilebiliyor.
kesin bir sonuç elde edememekle birlikte kafam fena halde karışmış durumda. zira ergen kullanımı diye basite indirgersek; "serhas’ ın askerlerine gümüş zincirlerle döğdürdüğü / öbür ucuna da gittim ben bu suyun" dizelerinin sahibi cemal süreya’ nın ergenliğini tartışma konusu etmemiz gerekir gibi geliyor bana!

ökkeş ile cengaver

tayfa75
murathan mungan’ ın cenk hikayeleri isimli kitabında yer alan ikinci hikayedir.

bir dostluğun töre ile sınanmasını anlatır.
birlikte büyüyen ökkeş ve cengaver’ in erliğe adım atacakları bir töre ritüelini, ökkeş’ in gözünden ve yüreğinden okuruz hikayede.

"bileğin yoldaşı düşmanlıkla sınanır oğul" der bir yerinde anası ökkeş’e.
sınanmak ki ne sınanmak! "bir ömür ha bu iki gün gibiyse, ben yokum ana. varın beni yok sayın!" dedirtecektir ökkeş’ e yaşadıkları.

ama anasının bir sözü hikayenin ana fikri gibi gibi kazınır aklımıza:
"töreler büyü gibidir oğul. töreye akıl ermez, akıl ona uydurulur."

sınamadan güvenemeyen insanlığın hikayesidir töre diye karşımıza çıkan. karşısındakini sınarken, kendisinin güveni de sınanır insanın. yapay bir şekilde, yaratılmış bir ortamda sınanır insan; oysa hayatın her anı bin bilinmeyenli, özgün bir denklemdir.
37 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol