confessions

tasar

- Yazar -

  1. toplam entry 240
  2. takipçi 1
  3. puan 48887

seni sevmek

tasar
vay kurban adlı şiirinde ahmed arif seni sevmek hakkında şöyle buyurmuştur..

seni sevmek,
felsefedir, kusursuz.
imandır, korkunç sabırlı.
ipin, kurşunun rağmına,
yürür, pervasız ve güzel.
sıradağları devirir,
akan suları çevirir,
alır yetimin hakkını,
buyurur, kitabınca...

ve hangi şiirindeydi tam hatırlamıyorum ama nazımında şöyle bir dizesi vardı;
seni sevmek seni sevmekten başka bir şey değildir

oktay akbal

tasar
60 yıllık romancı, öykücü, cumhuriyet gazetesi yazarı...
garipler sokağı, suçumuz insan olmak, insan bir ormandır, düş ekmeği, akşam kuşları, yeşil ev, atatürk bir gün gelecek romanlarının yanısıra önce ekmekler bozuldu, aşksız insanlar, bizans definesi, bulutun rengi, berber aynası, yalnızlık bana yasak, tarzan öldü, istinye suları, karşı kıyılar, lunapark, ey gece kapını üstüme kapat adlı öykü kitaplarının yazarıdır.

sucumuz insan olmak

tasar
oktay akbal’ın 1957 yılında ilk baskısını yapıp günümüze kadar 10. baskısına ulaşmış, pek bilinmeyen ama zannımca türkiye edebiyatının en yerli yerinde romanlarından biridir. nuri ve nedret’in oldukça sıkıntılı, takıntılı, modern, yoksun, solgun, durgun, zamansız, mekânsız ve oldukça andante olan aşklarının nabzını tutan ve buna paralel şehirli türk kişiliğini inceden irdelenen bir oktay akbal romanı..

yaran diyaloglar

tasar
sene 2003, ankara’da hava kuvvetlerinde askeriz. o sene hava kuvvetleri mavi renkte olan klasik üniformalarını değiştirip, yerine mavi, gri ve siyah renklerinin hakim olduğu yeni bir kamuflaj dağıtmıştır ve bu kamuflajın dağıtılmasının akabinde tezkeresine sayılı günler kalan ben ve arkadaşım görev icabı sivil askeri araç ile tunalı hilmi caddesindeki bir çiçekçiden çiçek almaya gittik. cıvıl cıvıl ortamda bizim askeri kamuflajlı olmamıza, üstüne bir de her gelen geçenin bize uzun uzun süzmesinin ve tezkerenin az kalmasının yarattığı stres ile birleşince zaten gergin olan bize çevreden meraklı bir vatandaşın bize yanaşması ile başlayan diyalog şöyledir;
meraklı vatandaş: hello!
biz : merhaba dayı!
meraklı vatandaş : aaa siz türk askeri misiniz?
bu noktada dokunsan patlayacak gibi olan arkadaşım bombayı patlatır:
-hayır dayı, biz sik kafali japon askeriyiz!

henüz üç yaşında bir kardeşim var

tasar
elim bir şekilde paranoyanın pençesine düşmüş yazanımız... en az bir aydır, bilgi sözlük ile ne okuma ne de yazma yönünden hiç bir bağlantım olmadığı halde, an itibariyle online olduğumda bundan altı gün önce bana houstun aracılığı ile aşağıdaki mesajı yazmış kişi. işim yok gücüm yok, sabah akşam demeyeceğim bilgisayarın başında oturup, mükemmel ötesi entrylerini kötülemek için vakit geçireceğim...

-henüz uc yasinda bir kardesim var- sana güzel güzel cvp verdim ama anlamamakta ısrar ediyorsun ve aklına her geldiğinde bana eksi oy veriyosun ama suç seni adam yerine koyup nickinin altına entry yazanda artık umrumda değil o entry i de sildim. ne halin varsa gör kürdistan’ı kurabiliyosan bile kur banane. (29.05.2006 18:10:50)

(bkz: allah akıl fikir versin)

kimler var

tasar
ne işe yaradığını ve ne manaya geldiğini bir türlü anlamadığım başlık... bana ilginç ve anlamsız gelen ise çoğu kimsenin buraya harıl harıl entry kasıyor olmaları. amaç bu an için sözlükte kimin olduğu ise zaten üstte kimler var butonu var, orayı tıklayan görür kimin var, kimin yok olduğunu ama yok amaç filanca gün filanca saatte sözlükte falan ve filan kişiler vardı, inanmıyorsan aç kimler var başlığına bak, mantalitesiyle kimlerin olduğunu tarihi bir sifata büründürme mantığı ise onu da gereksiz ve beyhude bir uğraş olarak gördüğümü belirtir, arkeolojik olarak bu sözlük sayfalarının papirüs ve kil tablet olmadığını da öğrenmelerini dilerim...

kürt sorunu

tasar
korkmayalım efendiler, korkmayalım ve lamı cimi yapmayalım. bu sorunu alanen ortaya dökelim; bu sorun kürt sorunudur. bakın ü ile, yani alfabenin 25. harfi ile değil 26. harfi ile...
bu sorun, yıllardan beri çözümlenemeyen ve türkiye cumhuriyetinin ekonomik ve siyasi manada tökezlemesinin nedeni olan 83 yaşındaki cumhuriyetin en büyük sorunudur. bu sorun türkiye cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan kürt asıllı vatandaşlarının siyasi ve kültürel olarak yok sayılmalarının neticesinde ortaya çıkmış sorundur. önce bu hadiseyi korkmadan ve alıştıra alıştıra, bir temrin edasıyla dile getirelim ki bu şekilde kürdofobiden muzdarip kişiler de bu rahatsıslıklarını üzerlerinden atlatırlar belki;
kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu, kürt sorunu = lemniskat...
dilimizi ve zihnimizi bunun telafuzuna alıştırdıktan sonra;
(bkz: türkiye de kürt sorunu)
bir üst evresi için ise;
(bkz: ortadoğu da kürt sorunu)

iyi yazarım ama okumam yok

tasar
türkiye insanlarının çoğunluğunda vukû bulan olaydır. ispati ise türkiye’de yayımlanan ve satılan kitap, gazete ve dergi sayısının azlığı... dünya geneline baktığımızda da okumamakta liste baslarinda bulunuyoruz. fransa’da kişi başına 7, isveç’de 10, japonya’da ise 25 kitap düşerken bizde maalesef 7 kişiye bir kitap düşüyor. isveç’de mevcut 312 halk kütüphanesinde ki kitap sayisi 45 milyon olup, nüfusun tamami okumakta ve kütüphaneye gitmektedir. ülkemizde toplam 9 milyon 817 bin kitap bulunurken yukarida da belirttigim gibi isveç’de 45 milyon kitap bulunmaktadir. bu veriler doğrultusunda son bir analiz yapmak gerekirse; ülkemizin şu an bulunduğu seviyenin sebebi de her halükarda bariz bir şekilde ortaya çıkacaktır...
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol