malı bütünüyle devretmeden arada elde edilen kazanç.
bir davanın bakılmasını kolaylaştırmak için yargıdan önce önlem niteliğinde verilen karar.
iki yapı veya oda arasında geçişi kolaylaştırmak için açılan kapı.
meslek liselerinin, meslek yüksekokullarının veya halk eğitim merkezlerinin yetiştirdiği alt düzeydeki işçi.
okyanuslardan dar ve az derin boğazlarla ayrılan, karaların arasına sokulmuş deniz.
birleşik veya yalın cümlelerde anlamı biraz daha açıklamak için araya giren iki virgül veya iki kısa çizgi içinde verilen cümle.
iki kişinin arasındaki dostluğu veya geçimi bozan ara bozucu, fesatçı, fitçi, münafık, müfsit, müzevir, ordubozan.
arada ödenen olağan dışı bono.
esas bölümün alt başlıkları.
"vakit geçmeden, sıcağı sıcağına" anlamına gelen sözcük öbeği.
birbirleriyle anlaşamayan iki kişiyi uzlaştırmak, barıştırmak.
iki kişi arasındaki dostluğu, ilişkiyi bozmak.
"birbirleriyle çok yakın, sıkı fıkı arkadaşlık kurmak" anlamına gelen deyim.
"birbirinden soğumak, aralarına soğukluk girmek"anlamına gelen deyim.
"aralarında her yönden büyük ayrılıkların bulunmsı ya da benzer niteliklerden çok az olması" anlamına gelen deyim.
"iki dostun birbirine gücenmesi, iki dostun arasına soğukluk girmesi" anlamına gelen deyim.
"aralarında hafif bir kırgınlık olmak" anlamına gelen deyim.
iş yapma imkanını yok etmek.
birçok işten birini yapıp bitirivermek.
ilişiğini kesmek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?