confessions

serco

- Yazar -

  1. toplam entry 2898
  2. takipçi 1
  3. puan 79811

elmalı lı muhammed hamdi yazır

serco
elmalili m. hamdi yazir, hicri 1294 miladi 1877 yilinda antalya’nin elmalili kazasinda dogdu. babasi numan efendi, aslen burdur’un golhisar kazasi yazir koyu halkindandir. numan efendi, kucuk ya$ta yazir koyunden cikip elmali’ya gelmi$, orada okumu$ ve "$er’iye mahkemesi" ba$kâtibi olmu$tur. hamdi efendi’nin annesi, elmali âlimlerinden mehmet efendi’nin kizi fatma hanim’dir.

ilkokulu ve bugunku ortaokula denk sayilan ru$diye’yi elmali’da bitiren hamdi efendi, 1892 yilinda, dayisi hoca mustafa sarilar ile birlikte istanbul’a gelmi$ ve devrinin âlimlerinden kayserili mahmud hamdi efendi’den ders almi$tir. istanbul’daki diger taninmi$ hocalarin da derslerine devam ettikten sonra, 1906 yilinda "bayezit dersiâmi" olarak icâzet almi$tir. ayni yil yapilan secimlerde antalya mebusu olmu$ ve ii. me$rutiyet’in bu ilk meclisinde, ozellikle 1876 "kanun-i esâsi"sinin degi$tirilmesinde onemli rol oynami$tir.

1909 yilinda mulkiye mektebi’nde ahkâm-i evkâf ve arâzî dersleri okutmu$ ve yine ayni yillarda mekteb-i kuzâtta "fikih" dersleri vermi$tir. daha sonra daru’l-hikmeti’l-islâmiye ($eyhu’l-islâmliga bagli yuksek mu$avere heyeti) uyeligine ve bir muddet sonra da ba$kanligina tayin edilmi$tir. i. dunya sava$i’ndan sonra evkaf nazirligi’nda bulunmu$ ve bu sirada âyan meclisi uyesi olmu$tur.

cumhuriyetin ilâni sirasinda mutehassisîn medresesinde mantik muderrisi idi. medreseler kaldirilinca evinde inzivaya cekilmi$, ilmî tetkik ve ara$tirmalarina devam etmi$tir. yirmi yil kadar devam eden bu uzlet (yalnizlik) devresi, "hak dini kur’an dili" adindaki turkce tefsiri hazirlamasina imkân vermi$tir. tefsire ba$lamadan once misirli prens abbas halim pa$a’nin te$viki ile "buyuk islâm hukuku kâmusu" ile me$gul bulunuyordu. bu eserle birkac yil me$gul olduktan sonra yarim birakmi$ ve tefsiri yazmaya ba$lami$tir.

âyan uyeliginin son yillarinda fransizca’dan tercumeye ba$ladigi bir felsefe tarihi kitabini tamamlayarak ilave ettigi onemli bir dibace (onsoz) ve diger ha$iyelerle birlikte "metalib ve mezahib" adiyla bastirmi$tir.

hamdi efendi, ayrica devrinin guzel sanatlarindan olan hat ve mûsikî ile de ilgilenmi$tir. ozellikle "nesih" ve "sulus" yazilarda iyi bir hattat idi. ayni zamanda hâfiz oldugu icin alaturka mûsikînin ce$itli makamlariyla ciddi bir $ekilde me$gul olmu$tur.

hamdi efendi, 27 mayis 1942’de istanbul erenkoy’de vefat etmi$tir.

eserleri:
basilmi$ olanlar:
hak dini kur’an dili, metalib ve mezahib, ir$adu’l ahlâf fî ahkâmi’l-evkâf.
basilmami$ olanlar:
usûl-i fikih’a ait bir eseri, sûrîmantiga ait bir eseri, yarim vaziyette bir hukuk kâmusu, eksik dir divani.

elmalili m. hamdi yazir’in bunlardan ba$ka; sirat-i mûstakîm, sebîlu’r-re$ad ve beyanu’l-hak mecmualarinda devamli yazilari cikmi$, ayni zamanda devrinin gunluk gazetelerinde de ilmî makaleler yazmi$tir.

kullu nefsin zaikatul mevt

serco
kur’an-i kerim’de gecen bir ayet. meali: her nefis olumu tadicidir.

bir diger aciklama ise

elmalili hamdi yazir mealinde:

her canli olumu tadacaktir. ve ancak kiyamet gunu yaptiklarinizin karsiligi size tastamam verilecektir. kim cehennemden uzaklastirilip cennete konursa o, gercekten kurtulusa ermistir. bu dunya hayati ise aldatma metâindan baska bir sey degildir. ( ali imran suresi, 185 )

bağışla beni şiir

serco
bulent ozcan’in $iiri.

bagi$la beni $iir,
bu yil da yeni yilin umut veren ilk $iirini yazamadim...
bu ayazda, sokakta evsiz barksiz insanlari du$undum...
daha dun gune$e aldanip da surgun veren filizi,
kursagi bo$ siginagina varamayan ku$u,
bir $iirde okyanusu uc yilda gecen serceyi du$undum...
dunyanin dort bir yaninda olum gibi buyuyen acligi,
bitmek bilmeyen sava$lari,
acili analarin daha da artacagini,
i$kenceyi, kaybedilmeleri, katledilmeleri;
olum oruclarini, aciyi, zulmu ve kan emicileri;
i$birlikcileri, itirafcilari,
yagli urganlariyla iftiracilari du$undum...
yeni hiro$imalara gebe dunyayi,
zevki sefa icinde tepinen
kapitalizmin insan kanlariyla besili hayvanlarini du$undum...
uzuldum, agladim, tiksindim...
ve siktim yumrugumu dag gibi bir ofkeyle
kavgayi guzel eyleyen emegin onunde saygiyla egildim...
bagi$la beni $iir,
bu yil da yeni yilin umut veren ilk $iirini yazamadim...

sevgiliyle sabahlamak

serco
damakta eritilerek yenen ve bitmesi hic istenmeyen cikolata kivamindadir. sevgilinin bedenine her dokunu$, ona ait her bir koku zerresi, teninin tadi, yava$ yava$, hafizaya kazinmak ister gibi ya$anir. her guzel $ey gibi bunun da bir gun bitecegi bilinir cunku beynin arka taraflarinda bir yerde... duvarlar, yastik, ten isinir.. hareketler hizlanir.. sonra durulur.. kollarinin arasinda yatan guzeller guzeli minik yaratigi sevmeye, dokunmaya kiyamaz olunur, sanki biraz fazla siksan olecek biraz serbest biraksan kacacak bir yavru ku$u avuclarinin icinde tutar gibi... sabaha dogru balkonda yeni dogan gune$le, sercelerle, arabalarin uzerine cikan kedilerle birlikte bir fincan corba icilir birlikte.
yazarken aglanir belki ama ya$arken cennet sarho$lugudur sevgiliyle sabahlamak.

sevgiliyle ders çalışmak

serco
kanimca yapilabilitesi oldukca zor eylemdir. fikir ortaya atildiginda her ikli tarafda ders cali$acak olmanin ve birlikte olmanin verdigi heyecanla universitede ise taraflardan birinin evinde lisede ise hernahgi bir cafede bulu$urlar. ilk birkac sayfa gayet normaldir. daha sonra laf lafi acar acar acar..... sizin anlayacaginiz sevgili ile ders cali$ilmaz.

bir damla gözyaşı

serco
teoman’in dinlenilmesi caiz olan sarkisi.

tum kaybolanlar, kaybolmu$lara
rastlarsa zamanin birinde
tek bir damla gozya$im
gole du$erse
ellerimden kayip gidince
bir uyansam uykumdan
bir damla gozya$i var ellerimde
sonunda goruruz belki
sen de, ben de
ucsuz bucaksiziz
bu yalniz $ehirde
ya$am sevincin duruyor mu
hala icinde?
sustun, konu$madin
sozcukler bitince
bir uyansam uykumdan...

gözyaşı

serco
durumunuzu anlatmak icin hic bir sozcuk kalmaz geriye bas bas bagirsaniz bile kimse sizi anlamaz ve siz bunun farkina vardiginizda goz ya$lariniz insanlara karsi olan tepkinizi gosterir...

ayrılık günü

serco
umit ya$ar oguzcan $iiri.

ben nice ayriliklar gordum omrumce
ku$lar gordum; kirilmi$ kolu, kanadi
ayri du$mu$ sevdiginden ku$lar gordum
hic bir ayrilik bana bu kadar komadi

ayriligin bir agridir vurur $akaklarimda
ve buyur gozlerimde bir okyanus kadar
derinden ses verir icimde bir tel
sonra, birdenbire kirilir, kopar

yeryuzu cekilir altindan ayaklarimin
gecer ba$ima coken bir tavan gibi gokyuzu
durmadan calinir kulaklarimda
$arkilarin en huzunlusu

seni alip uzaklara giden otobus
benim uzerimden gecer hi$imla
devrilir, bakakalirim ardindan
bir sel gibi akan gozya$imda...

artik ne yapsam bo$, teselliler faydasiz
karanlik gitgide en derinlere ceker beni
caresiz, butun sokaklarinda bu $ehrin
boyle peri$an beklerim donmeni

dola$ir birbirine yorgun ayaklarim
ellerimi koyacak bir yer bulamam
nereye gitsem, en koyusu acilarin
ne yana baksam, cildirtan bir ak$am

istemem ben bu omru, bu talihi istemem
boyle durup durup senden ayrilmak varsa
orada bir mezar kazilir benim icin
ayriligin nerede ba$larsa.

sana bakmak

serco
yilmaz erdogan siiri.

hersey yapilabilir
bir beyaz kagitla
ucak ornegin, ucurtma mesela.
altina konulabilir
bir ayagi otekinden kisa oldugu icin
sallanan bir masanin.
veya siir yazilabilir
suresi otekilerden kisa
bir omur uzerine..

bir beyaz kagida
hersey yazilabilir,
senin disinda..
guzelligine benzetme bulmak zor,
sen iyisimi sana benzemeye calisan
herseyden:
bir gulden bir ilk bir sonbahardan sor.
belki tabiattadir caresi
senin bir cicege bu kadar benzemenin..
ve benim
bilinci nasirli bir bahcivan caresizligim..
anlarim bitkiden filan
ama anlatamam
topragin gunesle konusmasini
sana cok benzeyen bir cicek yoluyla

sen bana isik ver yeter
bende filiz cok..
koklerim icimde gizlidir
gelen giden, acan soran, bere budak yok
bir siir istersin
"icinde benzetmeler" olan
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
guzel birsey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz, katiksiz bir yolcuyum
yarali yarasiz sevdalardan gectim
koynumda bir beyaz kagit boslugu
herseyi anlattim..
olan olmayan, acitan sancitan..
bilsem ki sana varmak icindi
butun mola sancilari
butun stabilize arkadasliklar
daha hizli kosardim
severadim gelirdim
gozlerinin mercan maviligine..

sana bakmak
suya bakmaktir..
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktir..

saga sola bakmadan yurudugum yollar taniktir
ask sorgusunda sahanem
yalniz kelepceler saniktir
ne yazsam olmuyor
cunku bilenler hatirlar..
hem yapilmis hem yapma cicek satanlar
bahcivan degil tuccarlardir
sen oyle goz,
sen oyle toprak ve gunes ortakligi
sen teninde cennet kayganligi iken,
sana siir yazmak ahmakliktir..

bir tek soz kalir
dislerimin arasindan
ben sana gulum derim
gulun omru uzamaya baslar

verdigim butun sozler
sende kalsin isterim
ben sana gulum derim
gul sana benzedigi icin olumsuz..
yazdigim butun siirler
sana baslayan bir kitap icin onsoz

sana bakmak
bir beyaz kagida bakmaktir.
her sey olmaya hazir
sana bakmak
suya bakmaktir..
gordugun suretten utanmak..
sana bakmak
butun rastlantilari reddedip
bir mucizeyi anlamaktir..
sana bakmak
allah’a inanmaktir.
49 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol