pınar, en son olarak sürülebilir ezine peyniri ni piyasaya sürmüş ve bu sürdüğü ürünün reklamını da son dönemdeki meşhur organik animasyonları aracılığıyla yapmaya başlamış durumdadır.
tofaş kuş serisinin 4 vitesli serçe modelinin atası olan araçtır. (diğer tofaş kuşlarının atası için (bkz: murat 131))
the devil s advocate filminin finalinin dayandırıldığı, #196486 da bahsedilen mefhumun al pacino nun ağzından duyulduğu o anın hemen akabinde ekranda filmde emeği geçen kişilerin isimleri sıralı halde geçerken filmi izleyenin zihninden de "acaba benim de şeytan la bir akrabalığım var mı?" sorusunun geçmesine neden olan kavram. ne de olsa dünyadaki en doğal şey insnaın kendisini az ya da çok beğenmesidir, fakat işte bu beğeninin kibirle karıştırılmaması da yine insani değerlerın korunması adına şarttır. işte bütün mesele bunu ne ölçüde başarabildiğimizdir -ki bahsi geçen filmin sonunda şahsen ben bu konuda pek de başarılı olamadığımı hissetmişimdir ve umarım yanılıyorumdur; daha da önemlisi umarım çevremdeki kişiler her kim olurlarsa olsunlar benim hakkımda böylesi bir hisse kapılmamışlardır...
insana akademik kariyer yaptıran hede. lise mezunu olup öyle kalmakla yetinenleri açıköğretimin çeşitli bölümlerine sokup sokup çıkarttırır; üniversiteyi bitirenleri ise kendi branşıyla alakasız bir bölüme bile olsa yüksek lisansa kayıt yaptırmaya iter. ancak tüm bunlar geçici çözüm olup bunlardan kazanç sağlayan, yalnızca sözkonusu kurumlara yatırılan harçlar sebebiyle vermediği eğitimin parasını alan eğitim kurumlarıdır. ha bu korkunun yersiz olduğunu iddia edebilecek kimse de olmadığından insanların askerlik denen olgudan olabildiğince kendini uzak tutması doğal karşılanmalıdır.
insanın içinde taşıdığı yoğun duygulara karşılık alamadığında, o duyguları besleyenin duygularının nasıl ızdıraba döndüğünü gösterme konusunda en üst seviyede olan şarkı. karmaşık bir cümle oldu farkındayım ama zaten burada sözkonusu durumu ortaya çıkaran duygunun kendisi karmaşanın ta kendisi değil midir? sözkonusu şarkının tek başına melodisi dahi bir bünyeyi ağlatmaya yeter kalitededir. bu şarkının dinleyicide hissettirdiklerini dinleyiciye aksettiren türkçe parça örneği içinse (bkz: ıslak ıslak).
zamanında bandıra bandıra ye beni adlı şarkısının klibini dört gözle beklediğim, fakat bu hevesimin sebebinin yalnızca klibin fonunda kullanılan karpuz, üzüm, ananas gibi bilumum meyve olduğu; sözkonusu meyveleri her ısırışında benim iştahımı kabartan kadın.
yazarken yanlış tuşa basmak veya harflerin yazım sırasında hata yapmak sonucunda entry de oluşmuş abuk durumun ancak sözkonusu entry sisteme girildikten sonra farkedilmesi üzerine bir bilgiç sorumluluğuyla bu karmaşayı ortadan kaldırmak adına yapılması gereken eylem.
1990 dünya kupasında uzatma dakikalarında tüm arkadaşlarını rakip yarısahaya gönderip sonra topu önüne atıp ortasahaya doğru yürümeye başlamıştır. bu hareketinin sonucunu ise önüne gelen ilk kişi olan roger milla ya çaılm atmaya çalışırken topu kaptırması üzerine kalesinde gol olarak görmüştür. kokain bağımlılığı sebebiyle bir yıl kadar futboldan men cezası almışlığı vardır. bu cezasının ertesinde futbola geri döndüğünde oynadığı klübün bir kupa maçında acaip bir penaltı serisinin kahramanı olmuştur. berabere bitmiş maç, penaltı serisine taşınmış; rakip takımın ilk penaltısını higuita kurtarmış, higuita nın takımı ilk penaltısını ise kaçırmıştır. fakat bu ilk penaltıdaki durum, bir deja-vu misali diğer penaltılara da yansımıştır; yani higuita nın takımı kaçırmaya, higuita ise kurtarmaya 5. prnaltılara kadar devam etmiştir. rakibin kullandığı 5. penaltıyı da kurtaran higuita kendi takımının son penaltısını kullanmak için topun başına geçmiş ve vuruşu gole çevirmiştir! işte böylesine kendine özgü, acaip bir adamdır higuita. futbol tarihinde yerini başarısıyla olmasa da renkliliğyle çok sağlam bir şekilde edinmiştir. kimbilir daha icraatleri vardır da türkiye den biz sadece burada yazdıkları kadarını ögrenebilmişizdir...
(bkz: higuita)
(bkz: kerkuk zindanı)
#195215 bunu en azından schmeichel unutmayacaktır. bu gol peter schmeichel efsanesini duraklama dönemine; akabinde yine bir şampiyonlar ligi maçında yine old trafford da bu sefer elvir boliç’in peter schmeichel a attığı gol ise adı geçen efsaneyi gerileme dönemine sokmuştur. boliç in golü de benzer nitelikleri sebebiyle unutulmaz gollerdendir. fakat benim için tarihin en unutulmaz golü, kolombiya kalecisi rene higuita nın 1990 dünya kupasında uzatma dakikalarının sonunda işi şaklabanlığa vurması sebebiyle ortaya sahaya kadar çıkıp ortayuvarlağın az gerisinde topu kamerunlu ihtiyar delikanlı roger milla ya kaptırıp kolombiya nın elenmesine neden olduğu goldür. (e tabii bir de hayrettin demirbaş (nam-ı diğer hayrettin hayrettin amı götü kaybettin)ın psg maçında üstten auta giden topu içeri çelmesini unutmak hiçbir türk futbolsever açısından olası değildir...)
tabu oyununda takoz kelimesini anlatırken kullanılması yaska beş kelimeden birinin takoz olmaması kanımca fahiş bir hatadır. bu hata zamanında tarafımca defalarca değerlendirilmiş, 5 saniyede tahmin yapan kişilerin takoz kelimesine ulaşması sağlanmıştır. takoz ile recep işte böylesine bütünleşmiş iki kelimedir. elbette nice takozlar, futbol camiasındna geçmiştir, geçmektedir ve de geçecektir fakat recep çetin tüm bunları kapsayacak bir sembol haline gelmeyi başarmış bir insandır. tüm sembol kişilikler gibi de kendisini sevmeyen kişilerin dahi saygısını hakeder...
ülker in en köklü ürünlerinden biri olan dido nun ülker yetkililerince "bu ürün satılmasın diye ne yapsak acaba?" diye eskiden beri varolan düşüncemi perçinleyen reklam cıngılı. hemen her ürüne bir reklam uyduran ülker firması, dido ya nedense bir reklam çekmemişti bu vakte kadar. zaten dido denen ürünü yakın zamana kadar birçok yerde bulmakta zorlanılırdı, ta ki nestle kitkat ı piyasaya sürünceye kadar. dido sırf bu ülker politikası yüzünden kitkat ın basit bir taklidi gibi durmuştur; halbuki dido çikolata-bisküvi piyasasında neredeyse ben doğduğumdan beri varolan çokoprens (sonradan çokosandviç adını almıştır), 9 kat gofret, çokonat ve çikolatalı gofretle birlikte mevcuttur. (albeni ve metro bile nispeten yeni çikolata çeşitleridir varın dido nun eskiliğini siz hesaplayın) gelgelelim yıllardır yapılmayan dido reklamı şimdi yapılmış onda da reklam sloganı diye saçma bir korna efekti kullanılmıştır. kendilerini tebrik eder, çalıştıkları reklam ajansıyla olan muhabbetlerinin "devamını" dilerim...
ben ilkokuldan beridir final dergisi kavramını duyardım ve hafızam beni yanıltmıyorsa o zaman bile reklam anonslarını halit kıvanç yapardı. fakat dersanecilik işinde final grubunun popülerliği yakalaması çok eski zamana dayanmamakta. ya piyasada çok fazla dersane ortaya çıkması ve bu sebeple bireysel üniversite sınavı hazırlığı olgusu ortadan kalktığından giriştiler bu işe ya da biraz da dersane piyasasındna parsayı toplayalım mantığıyla orasını bilemem. fakat bir gerçek var ki final dergisi dersaneleri dersane piyayasında bir popülariteye ve buna bağlı olarak yoğun bir öğrenci katılımına sahipse bunu zamanında dergicilikten yaptığı isme borçludur bu yüzden de dersanenin isminin final dersanesi yerine final dergisi dersaneleri gayet makul bir seçim olmuştur. dersaneiçi eğitimlerini bilmem fakat zamanında öss yaklaşırken bu dersanenin yayını olan bir deneme kitabını çözüp bitirmiş biri olarak söyleyebilirim ki soru hazırlama konusunda belki de öss ye en yaklaşmış; bu sebeple de denemerlinin öğrenci açısındna en verimli olduğu kurumdur. ha dersanecilik başka bir şeydir, dersane bünyesindeki eğitimcilerin öncelikle ders anlatım yeteneğini yeterince taşımaları gerekir; bunların olup olmadığını ben bilemem, bu hususta sözkonusu dersaneye uğramış/uğramakta olan bilgiçlere danışmak ve onların bu konudaki sözlerine güvenmek gerekir.
tadının pek de anlaşılmadığı, ama aynı nedenden ötürü diğer ucuz biralar gibi (örnek için (bkz: skol), (bkz: venüs)) insanın midesini bulandırmayan; yine tadı anlaşılmadığı için gizliden gizliye insanın kafasını bulmasını sağlayabilecek ve eğer bira tat için değil de sarhoş olayım rahatlayayım mantığıyla içiliyorsa pekala tercih edilebilecek marka. bunun gold versiyonu fiyat olarak azbiraz daha pahalı olmasına karşın iyi kötü bir tadı olması sebebiyle tercih sebebidir. marmara34 ün bir özelliği de şişelerinin 75 cl.lik olmasının yanında bu şişelerin gayet ağır olmasıdır. boş bir marmara34 şişesini size saldıran birisinin kafasına geçirdiğinizde etkili sonuç almanız kuvvetle muhtemeldir; bu sebeple parkta bira keyfini yaşamak isteyenlerin en azından bir şişe marmara34 ü yanlarına alıp kişisel güvenlikleri konusunda kendilerine bir güvence sağlamaları tavsiye edilir...
tofaş kuş serisinin ardından fiat amblemi taşıyan ilk taksi modelidir. arabalarını bir zahmet yenilemeye tenezzül etmiş taksici esnafının bu yenileme çalışması esnasında hyundai accent ten sonra tercih ettikleri ikinci araba fiat albea olmaktadır.
"station vagon" anadolu da jeep muamelesi görür; özellikle şantiyelerin vazgeçilmez aracıdır. düz modellerini özellikle beyaz renkte görürseniz gördüğünüz araç,çok büyük ihtimalle bir sivil polis aracıdır ve siz bu aracın önünde durmaktaysanız arkanızdan "çekil arabanın önünden" (ben olabilecek en kibar şekliyle yazdım bunu polis jargonuna uygun bir şekilde siz kendi kafanızda canlandırın..) şeklinde bir megafon sesiyle muhatap olmak durumunda kalabilirsiniz.
(bkz: renault 12 toros)
ilk çıktığı günden beri market raflarında gördüğüm, her seferinde nasıl bir şeydir acaba diye merak ettiğim, fakat rafta kutunun hemen altında yer alan fiyat etiketinde yazan rakamla alacağım şeyin boyutunu karşılaştırmam neticesinde henüz merakıma yenik düşüp de staın almadığım, dolayısıyla da tadı hakkında fikir sahibi olamadığım içecek. elbet bir ara cebimdeki fazla paranın bana batması neticesinde hevesime yeni düşeceğim ve alıp içeceğim kendisini ve bu işlemlerin ardından büyük olasılıkla insanın başına ya meraktan... şeklinde başlayan sözü sarfedeceğim... (aynı şekilde merak edip yukarda belirttiğim nedenden ötürü kaçındığım bir dğier içecek için (bkz: efes premium))
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?