confessions

schenardi

- Yazar -

  1. toplam entry 948
  2. takipçi 1
  3. puan 56825

reddy

schenardi
kedisinin hastalığı gerekçesiyle aramıza geç katılmış yazardır. ama sanki asıl niyeti kalabalık bir dağılsın da az kişiyle öz sohbet durumuna girelim durumudur. yakın gelecekte aynı mesleki sektörde iştigal edeceğimizi öğrendiğim insandır kendisi ayrıca ve bizim camiada pek de böyle rahat ve hoş sohbetlere girebilecek yapıda insan bulmak pek kolay değildir. o yüzden kendisiyle tanıştığıma pek bir memnun olmuşumdur. daha kendisiyle beyin fırtınası na girişilip memleket de bu esnada bilahare kurtarılacaktır...

feridun bitir

schenardi
tavla turnuvası için malumunuz üzere u turn adındaki mekanı ayarlamıştım. ben her ne kadar mekan adresini de belirtmeme rağmen öncelikle galatasaray lisesi önünde toplanma kararı almıştım, şimdi mekanı bilen yoktur aramasınlar diye. neyse saat 14:00 sularında toplanabildiğimiz kadar kişi mekana doğru yol aldık. bir baktık içerde birisi kafasında bir şapka köşeye bir yere sinmiş oturmakta boş mekanda. ben ilk önce herhangi bir müşteri diye yanındna geçtim gittim. o arada mekanın işletmecisine bir selam vermeye gittim geldim bir baktım o adam bizim ekibe katılmış. meğer benim oraya oturmaya gelen kişi sandığım feridun bitir miş. sonra öğrendim ki bu feridun birader zaten u-turn un benim gibi önceden müşterisiymiş. bu bahaneyle tanışmış olduk artık sözlükte buluşma olmasa da ben bu biraderle u-turn de bir şekilde karşılaşır konuşur koşlaşırım diye ümit ediyorum. hem daha kendisindne bir tavla maçı alacağım var.

şeyhmerat

schenardi
yaptığımız organizasyona öyle bir bağlılıkla gelmiştir ki gece 3 e kadar organizasyon devam edecek olsa devam edenleri seyhmerat asla terketmeyecektir. buluşma günü öncesi yaşadığı aksilikler dahi onu yıldıramamıştır. kendisine burdan cengaver diye seslenmek istiyorum sayın seyirciler..

31şubat

schenardi
dünkü kendine özgü organizasyonun benim gözümde ağır abisiydi. artık bu durumun oluşmasında katılımcılarla olan genel yaş farkı ne kadar etkin bir rol oynadı bilemem. kendisi gittikten sonra geriye kalan kişilerin "eğer 31şubat ın daha uzun kalmasını sağlayacaksak bir dahaki sefere izmit te buluşalım gayri" demesine neden olacak kadar pozitif bir etki bırakmıştır kendisi. arkamda öyle bir intiba bırakabileceğimi bilsem ben de erken bir saatte kalkıp giderdim belki ama açıkcası benim arkamdan kimsenin iyi konusacağına güvenmediğimden tüm topluluk dağılana kadar beklemek zorunda kaldım ben ne de olsa herkes 31 şubat olamıyor

muque

schenardi
hakkında insnalar olumlu düşünceler sahibiyken ve bunları ifade ettiği sürece herkesle son derece samimi olur iken kendisine yönelik tek bir eleştiri geldiğinde "alıyorum topumu gidiyorum" diyerek kendisi hakkında pozitif düşünceye sahip kişileri de dumura uğratan ve kendisinin rahatsızlık duyduğu bir entry nin açık gerekçesi gösterilmeksizin (anladığım kadarıyla sırf üzülmesin, alınmasın, küsüp gitmesin diye) bu sözlükte silinmesine neden olacak kadar gücü kısa sürede edinmiş, bu gücünden ötürü takdir edilesi yazar.

peach

schenardi
ben lisenin önüne gelincesiye kadar lise önünde bir grup toplanmış haldeydi...ve ben etrafıma bakınarak oradaki 100 kişiden hangilerinin bilgi sözlük le ilgili olduğunu çözmeye çalışmaktaydım... en sonunda çaresizce telefona sarıldım ve karşı taraftan gelen sesi telefonun ahizesini dayadığım sağ kulağımla değil de boştaki sol kulağımla alıgıladığımı farkettim... böylelikle buluşma gerçekleşmişti... ben herkese kim olduğunu sormaktaydım en son bir arkadaş kalmıştı geriye ben dedim bu kim? faten dedi ki şeftali... ben de dedim ki kim bu dışardan mı getirdiniz hoşgeldin arkadaşım.... sonra bu peach lafa karıştı ve dedi ki "ne diosun ya dışardna olur mu peach im ben" ve ben de ona buyurdum ki pic sen misin? hayır dedi ben piç değilim peach im... ve böylelikle tanışmış olduk... tanıştıktan sonra ben bu peach in ne peach bir adma olduğunu bizzat görmüş oldum ve de iyi ki görmüşüm dedim kendisiyle buluştuktan 9 saat sonra ayrılırken...

independence

schenardi
sözlük için dışa yatırım ve tanıtım yapmak adına sözlük bünyesindeki yazarların bir kısmını ihmal eden jedi. bir önceki geceden kalma uykusuzluğunu gerekçe göstererek ayda yılda bir biraraya gelmiş sözlük yazarlarının yanına uğramaktan imtina etmiş kişidir. bu sebepten ötürü bu birarada bulunan yazarlar, sukut-u hayale uğramış ve kendi aralarında "bizim acaba ne eksiğimiz var da jedi bizim yanımıza gelmiyor" diye sorgulamalara girişmiştir ancak kesin bir sonuca ulaşılamamıştır.

my son is father

schenardi
hayatında bir türlü iddiaya girmemesi gerektiğini öğrenememiş, girdiği her iddianın sonucunda hüsrana uğramış, buna rağmen zamanında las vegas a gidip halen akıllanmamış kişidir. en son olarak girdiği tavla turnuvasını kaybetmiş durumdadır. (bkz: faten vs my son is father) bu iddiasından ötürü üstlendiği borcu ödeyip ödemeyeceği şüpheli olan kişidir; ne de olsa kendisi kaybettiği iddialardan kaynaklanan borçları ödememesi konusunda sabıkalıdır.

ben yerine bizli konuşmak

schenardi
eğer akademik bir çalışma ortaya koyuyorsanız orada üslup bakımından tercih etmek zorunda olduğunuz konuşma biçimidir. tek yazar da olsanız "düşünce-miz" diye yazmanız gerekir. keza akademik olarak görüş beyan ederken de "bizim görüşümüze göre" demeniz gerekir.

bilgi sözlük tavla turnuvası

schenardi
yeri ayarlayan kişi olarak istesem de ekemeyeceğim, böyle bir sorumluluğum olmasaydı benim de pekala ekmeyi düşünebileceğim turnuvadır. son güne gelinceye kadar benim de hiç işim gözükmezken patronumun bir anda cumartesi seni çağırabilirim diye saçmalaması üzerine geleceğim fakat olası bir çağrı halinde mekanı terkemtek zorunda kalacağım organizasyondur. öyle bir şey yaparsa ben o patronun ta amına koyayım o ayrı mesele...

bilgi sözlük tavla turnuvası

schenardi
gelecek kişilerin çetelesinden sorumlu müdürümüz faten in çıkarttığı listeye göre 20 civarında katılımcımız sözkonusu. umarım ben lise nin önünde beklerken 20 kişi yerine 2 kişiyi bulamaz hale gelmem yalnız bu kadar kişi gelirken getirebilen her kim varsa tavlasını koltuğunun altına alsın getirsin lütfen ne kadar çok tavla o kadar az bekleme demek ne de olsa... turnuvanın yapılacağı mekanın işletmecisiyle de bu akşam yeniden konuştum turnuva yeri ayarlamaktan sorumlu turnuva müdürü olarak gelecek herkese selamını söyledi ismi yazılı 19 kişiyi ve diğer buraya katılmak isteyen ismi yazılı olmayan herkesi u-turn de beklediğini hatırlatmamı rica etti. eğer mekandan rahatsız olursanız beni değil onu döveceksiniz yeterince hoş bir ağırlama gerçekleştiremezse evsahibi olarak gönül rahatlığıyla kendisini dövebileceğinizi ima eder sözlerde bulundu bendne söylemesi

ofisboy

schenardi
sözkonusu ofis eğer bir avukatlık ofisiyse buranın ofisboy u da dört sene (belki daha da fazla) süre uğraşıp didinip bir hukuk diploması almış ve bu diplomaya dayalı olarak avukatlık yapmaya yeltenmiş biçare avukat adayları yani stajyer avukatlar olmaktadır. bir yıllık zorunlu staj sırasında mecburi olarak yapılan ofisboyluk, sözkonusu avukatın stajının bitmesinin ardından da eğer bu avukat kendi işini kurmak için yeterli maddi-manevi birikime sahip değilse ya da avukatlarına hukukdışı işler yüklemeyecek kadar geniş ölçekli bir yere girmek için gerekli referansları bulamıyorsa avukat olduğu süre içinde de devam eder ve ne zaman bu avukatın ofisboyluktan sıyrılıp avukatlık yapacağına dair kendisinin bile en ufak bir fikri yoktur.

aşk

schenardi
aşk kafeinli içecekler gibidir: insanı önce uyarır, uyanık tutar. tadı da pek bir güzeldir; ancak o tada aldanıp da aşk denen şarabı çokca içer ve onun müptelası olursanız sonrasında sizi çarpıntıdan süründürür.

sufi

schenardi
zamanında eurovision a katılan parçalardan biridir. bütün etkileyiciliği sözlerinde olduğundan ve sözler de türkçe olduğundna adı geçen yarışmadan hüsran sayılacak bir neticeyle dönmüş bir parçadır. ama bu durum ne şarkının kalitesine halel getirir ne de mfö konserine gidildiğinde asağıda yazılı sözlerin bağıra çağıra keyifle hep bir ağızdan söylenmesine...

bir denize acilmis sufi
ne sonu var ne sahili
aska asik olmus o besbelli
deli mi divane mi

dance dance oh sufi sufi ah
aska asik olmus sufi
dance dance oh sufi sufi ah

sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya
sufi sufi sufi sufi sufi
heyya heyya

bu sesler bu sozler bizim degil
bunu asiklar bilir
gul de bir bize
diken de bir
bunu asiklar bilir

dance dance oh sufi sufi ah
aska asik olmus sufi
dance dance oh sufi sufi ah
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi

gulen bir dunya olmaz mi dersin
insan insani sevmez mi sufi

gul de bir bize
diken de bir
bunu asiklar bilir
bu sesler bu sozler bizim degil
bunu asiklar bilir

dance dance oh sufi sufi ah
sufi sufi sufi sufi sufi
sufi sufi sufi sufi sufi

heyya heyya heyya
heyya heyya heyya

peter schmeichel

schenardi
gerek 1992’de danimarka yı avrupa şampiyonluğuna taşımasıyla gerekse manchester united a lig ve avrupa da kupalar kazandırmasıyla tanınan, gelmiş gemiş en büyük kaleciler arasında hemen herkesce üst sıralarda anılan sarışın agresif dev. schmeichel in başarısındaki kanımca en büyük sır rakip forvetlerin üzerinde saldığı korkudur. bu adamın en formda olduğu dönemde karşısında schmeichel ı gören forvetin telaşla topu dışarı şutladığı çok kez gerçekleşmiş bir durumdur. bu efsanenin futbolunun duraklama dönemini başlatan futbolcularsa 3 sene arayla old trafford da ceza sahası dışından schmeichel a gol atmak suretiyle arif erdem ve elvir boliç olmuştur. bir başka değişle efsaneyi zedeleyen takımlar türk takımları olmuştur. ama bir kişi efsaneleşti mi kendisi topu tutup içeri atsa bile saygı görür; schmeichel da manchester united dönemi sonrasında oradan oraya takım takım gezerken artık tüm yeteneklerini kaybetmiş bir kaleci eskisine dönmüş olmasına rağmen yaşayan efsane muamelesi gördüğünden saygınlığını hiç yitirmemiştir. oğlu kasper schmeichel ise manchester city altyapısında kaleci olarak yer almaktadır ve menejerlik oyunlarına bu konuda az da olsa güvenilecek olursa genetik olarak babasından kendisine bir şeyler geçtiğini gelecekte bizlere gösterecektir.

peter kjaer

schenardi
daum un türkiyeye getirip kısa süre sonra geri gönderdiği yabancı kalecilerden yalnızca biridir. danimarka milli takımının 3. kalecisi olarak uzun yıllar boyunca danimarka ile uluslararası turnuvalara katılmış bir kalecidir ancak sözkonusu milli takımın kalecisi bu dönemde peter schmeichel olduğundan ötürü yalnızca 2 ya da 3 kez milli olabilmiştir.
37 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol