schenardi

bir dönem kayserispor da oynayan nijeryalı kaleci. tam ismi alloysius agu dur. türkiyeye gelmiş ilk zenci kalecidir

(bkz: fener rum patrikhanesi)

(bkz: kıbrıs rum kesimi)

ferhat göçer ile funda arar ın da beraber seslendirdikleri olağanüstü parça. "her nedense" sözlerini kendim mırıldandığımda şarkının sözleriyle pek bir özdeşleşebildiğim şarkılardan biridir kendileri.

(bkz: fener rum patrikhanesi)

haliç kıyısında rum patrikhanesinin bulunduğu semtin adı.

bilgi sözlükten kişi olarak maddi bir menfaati olmayan, menfaatinin olmamasının verdiği rahatlıkla da gerek sözlük içerisinde gerekse sözlük sebebiyle gerek isteyerek gerekse istemdışı muhatap olduğu insanlara karşı lafını sakınmayacak olan; bu ilişkilerinde olabildiğince polemikten kaçınan, fakat ne kadar kaçsa da başı beladan kurtulamayan; kişilerle birebir sorunlarını da sevgi paylaşımlarını da sözlüğe yansıtmayan yazardır. bu sebepten ötürü perde arkasında en iyi anlaştığı kişileri de sözlük platformunda eleştiriden çekinmez; keza kişi olarak hiç kanının uyuşmadığı kişilerle de hemfikir olduğunu beyan eder. dolayısıyla en samimi olduğu kişilerin bile yalakalığını yapamamaktadır. kendisiyle anlaşabilen insanlar, onun bu yapısını sindirebilenlerdir. bu yazarın ricası, sindirim problemleri olanların mümkünse kendisinden uzakta hazım sancısı çekmeleridir; çünkü o kişilerin sindirme adına çıkarttıkları gazın sesinden ve kokusundan rahatsız olmaktadır. eleştiride bulunduğu gibi eleştiriye karşı müsamahalı olan bu yazarın tahammül edemediği yegane şey, laubaliliktir. kendisiyle muhatap olmak isteyen kişilerin de bir zahmet laubalilikten uzak bir tavır sergilemesi gerekecektir. çünkü laubali kişiler, istedikleri sonuca ulaşamadığında tepkilerini ya çirkeflikle gösterir ya da bok at izi kalsın felsefesinini özümser. ve de bu sözleri kendi nickinin altına yazan bu kişinin ne mahalle kavgasına girecek enerjisi ne de atılan bokları temizlemeyi göze alacak midesi bulunmaktadır. son olarak kendisini sevene de sevmeyene de saygısını sunar. sevgisini ya da antipatisini ise birebir olarak paylaşmayı tercih eder; yeter ki karşısında o diyalogu kurabilecek olgunlukta birileri olsun.

demir demirkan ın fuat güner le düet yaptığı etkileyici şarkı.

seni ilk günü gördüğüm varya
içimi içimden duyan varya
gel gibi kal gibi gün gibi bugün gibi

gözümü gözümden bilen varya
elimi elimden tutan varya
gel gibi kal gibi gün gibi bugün gibi

geçen yılların ardından değişen bir şey olmadan
içimizdeki aşk solmadan neden bu korku neden bu gözyaşı
daha bizbize doymadan yelkovan zamanı durdurmadan
aşk dediğin büyük yalan
yalan var ya

seni ilk günü gördüğüm varya
içimi içimden duyan varya
gel gibi kal gibi gün gibi bugün gibi

geçen yılların ardından değişen bir şey olmadan
içimizdeki aşk solmadan neden bu korku neden bu gözyaşı
daha bizbize doymadan yelkovan zamanı durdurmadan
aşk dediğin büyük yalan
yalan var ya

(bkz: aşk var ya)

(bkz: okullar olmasaydı milli eğitim i ne güzel yönetirdim)

sozluk nicklerine entry yazma cilginligi diye bir olgunun ortaya çıkmasındaki nedenlerden bir tanesidir. kişinin nickleri altına olumlu yazı girmek ne kaar olağansa aslında bu da o kadar olağandır. ne de olsa entry demek, kişinin kendisinin bildiğini düşündüğü bir şeyi umumla paylaşma amacıdır. ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, umumla paylaşılacak nitelikte bir şey olup olmadığıdır. unutulmaması gereken şudur ki, o yazı "yazan"ın görüşüdür; entry başlığı olarak kullanılan nickin sahibini hiçbir şekilde bağlamaz. o yazıyı okuyan herkesin unutmaması gereken bana göre budur. ha ben ne yazar ne de lawyer kimliğimle kulak çekmek gibi vasıflara sahip değilimdir; yönetimdeki kişilerin neye kızıp niçin kulak çektiğini neye müsamaha gösterdiğini de bilmem. kendi imzamı taşıyan her entry de "yalnızca" kendi bidiğimi/düşündüğümü yazarım. bir başkasının da nick altına entry girerken dahi yine böyle yaptığını düşünürüm, düşünmek isterim...

üçgende bir köşeden o köşenin karşısındaki kenarın ortasına kadarki mesafe arasına çizilen çizgi. bu kavramın ekürisi için (bkz: açıortay)

haliç kıyısında yer alan bir semtin adı.

akşam gazetesi genel yayın yönetmeni, kendine has üslup sahibi yazar.

bir kanun yapılırken örnek olarak seçilen, başka bir coğrafyada yürürlükte bulunan kanun. örneğin borçlar kanununun mehazı isviçre borçlar kanunudur.

(bkz: kanuni sultan süleyman)

(bkz: hükümet gibi kadın)

(bkz: bakanlar kurulu)

hükümetin meclisten belli konular hakkında kanuni düzenlemede bulunma yetkisi alarak çıkarttığı, şeklen hükümet kararı gibi gözükse de yasal etkisi ve niteliği bakımından yasalar ile eşdeğer düzenleme. özellikle koalisyon hükümetleri dönemlerinde sıkça rastlanan bir olgudur; çünkü bu tip dönemlerde asli yasama organı olan meclis ağır çalışmakta; çok sefer bir araya bile gelememkte; gelse de kanun tartışmalarında milletvekilleri arasında uzlaşma sağlanması zor olduğundan tartışma aşamasından yasmaa aşamasına pek geçilememektedir. kanun hükmünde kararnamede ise meclisin yaptığı sadece bu kararnamenin yürürlüğe girişini oylamaktan ibaret olmaktadır. pratik fayda sağlasa da ne olursa olsun halkın iradesinin üstünlüğü prensibi uyarınca kanun çıkartmak esas, kanun hükmünde kararname çıkartmak ise istisna olmalıdır.