(bkz: gozume)
haa dizi o, ben dizi, "annem"den bahsetmek istiyorum. masallahi var pek egitici-ogretici bir dizi kendisi, alttan alttan degil, gayet aleni mesajlar gonderilmekte dizi araciligi ile. efendim bir kere dizide, ne bu adam bakan rolundeki? kim ise iste, onun evlilik disi bir iliskisi var ve kadin hamile, peki ne olsa begenirsiniz? cocukta down sendromu tespit ediliyor.ne kadar sasirtici degil mi? evlilik disi iliskinin "meyve"si, ya guzel kokar ve lezzetli olursa? olmaz, sonra topluma kotu ornek teskil eder, o sebeple tu-kaka eylemin cezasi olmali, ve buradaki yaptirim "arac"i ise "bebek" olarak dusunulmus! sonra polis emeklisi bir adamcagiz var, ilhan sesen kendisi, onun oglu, eve bir tane bira icerek geliyor, baba tabii eski polis yer mi! hemen aliyor kokuyu, ve basliyor ogretici uyarilarda bulunmaya "alkol kotudur tuketme sakin evladim, hele ki sigara, hah icmiyo musun? afferin benim ogluma en onemlisi o" oglan da "bana guven" diyerek konuyu kapatiyor ki; cocugu at bi eve, "cibil" kadinlarin arasina pipisi bile kalkmaz birak gitsin kadinlari "gotursun", o derece efendi yani. simdi basrol kahrami kiza gelelim ;16-17 yaslarinda dogrucu davut bir kiz, bir de sevgilisi var bunun onlarca naz sonrasi iliskiye basladigi, aha tencere-kapak misali, zaten simdi "oyun"a gidiyolar, oyun ne peki? tabii ki "hamlet" baska ne olabilir ki? tiyatro tarihinin gelmis gecmis en complex, en komplike oyunu belki de... siradan 2 lise talebesi hamleti izleyecekleri icin heyecandan evlere sigamiyorlar. ve de annesi var ki kizin; "annem" burdan geliyor. aaaa, kadin kizini tek basina buyutmus ve hayatina hic bir erkek sokmamis, hala 20 yil once terkettigi eski kocasina asik! ve bu kadinin cinsel ihtiyaclari yok!, kadinligini hissetmeyi "ozlemiyor". cocuk dogurdu, dul kaldi ya, ustune frijit oldu. zaten o bi defa yaptiydi, onda da hamile kaldi iste son! sonra basliyor "frijitizm" donemi. yahu nedir bu toplumsal kaygilar, nedir bu didaktik conseptler, nasil bu kadar steryotip karakterler yaratiyorlar? ne yani kadinin rol modeli "ophelia" mi olmak zorunda, "salome" olamaz mi mesela? ben yerim bu dizileri ayol, vallahi yerim.
"eh idare eder iste" denilebilecek bir yazar. sanki biraz biraz umberto eco yu andiriyor!
unlu amerikali sair ve yazar (1893-1967). sivri dili, satasmalari ve ironik ifadeleri ile unludur.
dorothy parkera ait:
oh, when i flung my heart away,
the year was at its fall.
i saw my dear, the other day,
beside a flowering wall;
and this was all i had to say:
"i thought that he was tall!"
guzel...
oh, when i flung my heart away,
the year was at its fall.
i saw my dear, the other day,
beside a flowering wall;
and this was all i had to say:
"i thought that he was tall!"
guzel...
her turlu oge semboliktir bu romanda; bozkirlar, evler, dekorasyon, catherine ile heathcliff arasindaki ask, ruzgar, hatta cathy i isiran kopek bile. "kasvet" sevenlerin kesinlikle es gecmemesi gereken bir romandir.
sorun ellerde degil mikte ayol bunda anlamayacak ne var. "olu kus". "aaa bak, olu kus ucuyor". olu kus hic ucar mi?
aylardir seks yapmadigi icin libidosu tavan yapmis bir kadinin, cilginca sevismek istemesi ve cazip gelen bir erkekle bu istegi eyleme gecirmesi ile o kadinin yurdum erkegi tabiri ile "kasar" olmasi arasinda hic bir baglanti olmamasi. bir erkegin-bizim memleket sinirlari icinde tabii ki- bunu anlamasi asla mumkun degildir iste.
"yeni baslayanlar, yeni baslayacaklar", mesir macunu "stick"leri uzerinde cok eglenceli denemeler yapabilirler.
biz kadinlar muthis dertliyiz erkekler konusunda; ah kasi, ah gozu, ah sozu, "huyu iyi degil", "fazla alkol iciyor", yok "bunun poposu buyuk", hayir efendim "maco erkekle evlenilmez", "sigarasi olmasin be", "sarisin mi? erkek dedigin esmer olur", "bakislarini sevmedim, pek firildak"," oooo anasi tam kaynana burnundan getirir", "ayaklari sence de fazla buyuk degil mi", "kizim ayaklari buyuk olanin ...", yahu "yasi gecmis, onunki boynunu bukmustur", ya "biraz da pic olsun bee", "gay midir nedir? agda yaptiriyormus"... diye diye evde kaldik biz, mutsuz olduk biz. nedir bu, "erkek"te bir turlu begenilemeyen, hep daha iyisi hep daha guzeli arayisina bizi iten? keske bir carsisi, pazari olsa da secsek, begensek, alsak. "’ikinci el’ler su tarafta, ’sifir’lar bu tarafta ablaa".bunula da kalmasa, bir de modifiye edebilsek; dusunsenize aldiginizda cok hosunuza giden "kiskanclik" huyu yillar gectikce batmaya basladi; hiiic oyle sikayet etmeler, arkadaslara dert yanmalar olmadan, hoop! cikartiver "kiskanclik cancel" tusuna basip, ya da "decrease" diyerek seviyesinde oynama yap. baska bir sey; ayol adaminki kucuk mu gelmeye basladi? cikart yenisini tak, daha kalini-daha buyugu, istersen seysi "zencii" olsun sana kalmis, yillar gectikce eskidikce adam, ekle-cikart. sen memnun, ben memnun, butun kadinlar memnun. hayat ne kadar da guzel. ah "erkek" bir "kadin"in "dil"ine boyle de mi dusecektin? tuh kalibina!
mutfak tezgahinda, denizde, havuzda, yemek masasinda, camasir makinesinin tepesinde, ucak tuvaletinde, soyunma kabininde sevismek kadar rahatsizlik verici ve gereksiz bir seydir. sadece fantezi olduklari icin cok zevkliymis gibi algilanmak istenir, yoksa iskenceden baska bir bok degildir. (dusta sevisirken orgazm olabilen kadinin alnini karislarim)
yasi kimselerle dalga gecmek icin kullanilir; "sabunluk olmus hala pipisinin derdinde" misal.
bol bol tuketin de sisin, ustune yag da gezdirin bol bol iyice sisin. "yasasin" sismanlik, "yasasin" karbondihrat!
(bkz: sabunluk)
turkceye cevrilince bir boka benzemeyen slogan. olsun yine de cevirelim "agza almak hicbir is yapmamaktan daha iyidir"."job" is anlamina geldiginden ingilizcesi esprili oluyor turkcesi ise avam.
surulen tirnaklari yok etmek icin parmaklari kesme istegi uyandiran oje -aseton hak getire yani-, bunu kullanan "kadin" olamaz.
belki feyz alir da bir seyleri degistirirler(iz)diye yuzyillar once baslatilan moda. vazgecemediklerimden tipki gardiropta mutlaka bulunmasi gereken siyah elbise gibi. fakat kime neyi duyuracaksin "nato kafa nato mermer", ah biz turkler!
"keske butun cukler disposable olsa".
telefon arsivinde saklanan 2004 yilina ait bir mesajdir eski sevgili. not defterinin arasinda sayfalarca yazilmis, yer yer ustu karalanmis mektuptur, sabahin 7’sinde radyoda calan bir sarki yuzunden siki siki hissedilen baba ozlemidir, sarapsiz yenen italyan yemegidir vicik vicik nemli bir sahilde, kus kalinan 15 gunun icinden geciveren yilbasini yorganin altinda aglayarak gecirmektir, kocaman pelus bir ayinin boynuna baglanmis havasi sonmus- yitik bir balondur, nevresime yazili dogumgunu mesajidir, sucluluk duygusu yuzunden yerin en dibine seyehat etme istegidir sonra hincla karisip gidip gidip gelmektir, son olacagini bile bile "git" demeyi bilmektir, kapiyi ses cikartmadan kapatmayi, kalabalikta insanlara yol vermeyi, biraz daha duyarli olmayi ogrenmektir, silinemeyen bir arsiv dolusu fotograftir, kalbin plakalarinda kayma yaratan "noel mesaji"dir, soylenemeyen "seni ozledim"dir, bambaska bir yerde yalniz kalmadan gecirilen senelerdir, bir adim ileri gitmektir, degismektir...eski sevgili.
vucut sampuaninin markasina gore tepki alacak inisiyatiftir; market markalarindan biri ise, hakikaten bulasik deterjani bitti diye bulasik yikamamaktansa (makine yok farzederek)degerlendirilebilecek harika bir alternatiftir, yok ama evde bulunan vucut sampuani veya -anlari cok degerli kozmetik markalarindan birinin etiketini tasiyor ise kiyamet kopmalidir, bulasik yikayana o bulasiklar yalatilmalidir "parlatici da yokmus aha senin dil var, inisiyatif kullaniyoruz, alternatiflere kullanim sahasi aciyoruz ya!".
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?