paulina

(bkz: türkiye sigorta ve reasürans şirketleri birliği).

pulp fiction’daki garson

- öyle davullu zurnalı , şatafatlı değil. aile arasında sade bi gazoz istiyorum..
- ahh yazık evde kalmış!

- evet sayın seyirciler ismail pasını veriyooor...düşüncesi güzel ama topu kaptırıyor.
- bi kıza tecavüz etmek istiyorum!!!
- vay şerefsiz, düşüncesi de güzel değilmiş... iyi ki kaptırmış topu pis...

- iyi günler fiskos masası var mı?
- bağır lan biraz duymuyorum.

iki salak cami’de namaz kılmaktadır:

- yav çok utanıyorum ama ben bazı sureleri bilmiyorum. onlar okunduğunda ağzımı oynatıyorum.
- ben hiçbir şey bilmiyorum. sürekli gözlerimi oynatıyorum. bakk iviilll iivilll...
- aa aklını kaçırmış bu.
- şşişşt allah duyucak.

klozet kapak örtüsü markası.

(bkz: her şey sağlımız için)

(bkz: tavuğun kendini buğday ambarında sanması).

insanı çoşturan soulfly ile corey taylor düeti olan parça. sözleri için;

muthafucka you don’t understand
all my hate!
muthafucka you don’t understand
all my rage!
muthafucka you don’t understand
all my pain!
muthafucka you don’t understand...

you seem to sever all my frequencies
i’m tethered to your energies
and everything turns inside out
i can’t be killed but i’m not too proud

maybe you would like to peek through the curtain
at the same mistake you know you always make
but...all i really want to know is
are you gonna lay the fuck back down
or jump da fuck up?

walking in da streets and looking at all this shit
i’m full of hate, don’t fuck with me
walking in da streets and looking at all this shit
open up your eyes and fucking see
we got the tribe against society
we got to fight the real enemy
get da fuck up, stand da fuck up
back da fuck up

all this is making things a bit insane
and i don’t care who stares or stays
the only thing that matters is
will you reach out if you can’t resist?

maybe you don’t give a shit for the rest of us
but if you do, the time is now, if it ever was
if you’re gonna fight, whatcha gonna do?
jump da fuck up!

how dare you single out my honesty
compare me to your travesties
i only want to see you fight
the darkness you wanna live your life by

and if you’re gonna quit
i don’t give a shit
what the fuck, i’m a mack truck
are you gonna give up like a bitch
or jump da fuck up?

walking in da streets and looking at all this shit
i’m full of hate, don’t fuck with me
walking in da streets and looking at all this shit
open up your eyes and fucking see
we got the tribe against society
we got to fight the real enemy
get da fuck up, stand da fuck up
mutha fuckaaaaaaaarr

i’m a self-destructive piece of shit
smear me in
i don’t owe you a goddamn thing
this life has never had the swing
i don’t wanna be immortal or legend or anything
cuz the longer i’m alive, the better off you’ll be
get ready for epitome, come on and pity me...
will you kill me if i say please?

i’m the same old reasons not to try
what the hell
beat to death with a shovel and a new smell
come and get me, mom would never let me do it
i’m ruined, i don’t want anything from you
cuz i’ve got nothing left to prove, c’mon
my time, everything feels fine, goodbye
killing from the inside

içimdeki deniz
ve dipteki hafiflik
rüyaların gerçek olduğu
iki kişinin bir dileği gerçekleştirmek üzere, birleştiği
senin bakışın ve benim bakışım
sözden gayrı tekrarlanan bir yankı gibi
daha derine...
daha derine...
kan ve kemiğin içinden, herşeyin ötesine..
ama hep uyanıyorum,
ve hep ölmüş olmayı diliyorum,
saçların, ağzıma dolanmışken,
sonsuza dek öyle kalayım diye...

sözleri için;

i can’t tolerate your sadness
cause it’s me you’re drowning
i won’t allow any hapiness
cause everytime you laugh, i feel so guilty

i blame the needs that you feed
cause selfish eyes would not see

am i forced to have any regret?
i’ve become the lie, beutiful and free
in my righteous own mind
i adore and preach the insanity you gave

sell me the infection, it’s only for the weak
no need for sympathy, the misery that is me
no need for sympathy, it’s only for the weak
on bleeding knees i accept my fate

i’ve lost the ability to paint the clouds
cause it’s me you’re draining
i’m stuck in this slow-motion dark day
cause everytime you run, i fall behind

far away is a place where i hide
the truth that have to be locked away

and so i hear my voice again
the tale of the bitter man, here i am
shake the silence and hear what it says
the tranquil pride that become the lie

(bkz: fatih ürek)

türkçe’ye karanlıktan önce ya da şafaktan önce diye çevirilebilir. filmin içinde de javier bardem’in onur ödülünü aldığı, şafaktan önce kitabının ismini göz önüne alırsak.

duyu organlarından en az ikisini kaybetmiş insan modeli.

(bkz: yeri geldiğinde aslan kesilen kadın)

(bkz: saf ayağına yatan kadın).

tüketicilerin ya da üyelerin alışveriş yaptıkları yerlerin çağrı merkezlerini herhangi bir sorun olduğunda aradıkları zaman muhatap oldukları kişiye verilen isim.

müşteri temsilcisine verilen ad.

annenin ilkokul zamanlarında çocuğuna ballı süt içirmeye çalışarak açılmasını istediği şey.