gidenin arkasından bakakalırsın,kabul edemezsin yenilgiyi.
aslında bir kazanan da yoktur tabi.
herkes bir şeyler kaybeder bitirirken bir ilişkiyi.
ama sen yine de bir şey değişmemiş hayatında gibi davranırsın.en yakın arkadaşlarına bile yapmacık gülümsemelerle bakarsın.sanki hayatına hiç girmemiş,yokluğunu hiç hissetmiyorsun gibi.dağılınca kalabalık beyninde bir şimşek çakar.her şey daha gerçektir artık ve bir şey ne kadar gerçekse o kadar acıdır biten bi ilşkinin ardından.saçmalarsın.en olunmayacak yerlerde zil zurna sarhoş olup sabah yatağında açarsın gözünü.yüzün gözün şişmiş...ölsem daha iyiydidersin.yaşadığın için pişman olursun çünkü adın gibi eminsindir yarın sabah da aynı duyguları yaşayacağına,ondan sonraki sabah da...
evet acı ndan ölemezsin belki ama yaşayamazsın da.arada kalırsın.ve en kötüsü de arada kalmaktır aslında...
aslında bir kazanan da yoktur tabi.
herkes bir şeyler kaybeder bitirirken bir ilişkiyi.
ama sen yine de bir şey değişmemiş hayatında gibi davranırsın.en yakın arkadaşlarına bile yapmacık gülümsemelerle bakarsın.sanki hayatına hiç girmemiş,yokluğunu hiç hissetmiyorsun gibi.dağılınca kalabalık beyninde bir şimşek çakar.her şey daha gerçektir artık ve bir şey ne kadar gerçekse o kadar acıdır biten bi ilşkinin ardından.saçmalarsın.en olunmayacak yerlerde zil zurna sarhoş olup sabah yatağında açarsın gözünü.yüzün gözün şişmiş...ölsem daha iyiydidersin.yaşadığın için pişman olursun çünkü adın gibi eminsindir yarın sabah da aynı duyguları yaşayacağına,ondan sonraki sabah da...
evet acı ndan ölemezsin belki ama yaşayamazsın da.arada kalırsın.ve en kötüsü de arada kalmaktır aslında...
ilk defa bir şarkı sözü&şiir yazıyorum sözlüğe.muhtemelen de son olacak.ama daha önce kimsenin aklına gelmemesini yadırgadım doğrusu.
masanın örtüsü mavi basma
üstünde yalansız, güleryüzlü,
cesur kitaplarımız durur.
esirlikten dönmüşüm anacığım,
kendi memleketimde düşman kalesinden.
gecenin saat biri,
lambayı söndürmedik.
yanımda karım yatar,
karım beş aylık gebeliğinde.
etim etine değende,
elimi karnına koyanda
bebek kıpır kıpır kıpırdar.
dalda yaprak, suda balık,
rahimde insan yavrusu,
yavrum...
yavrumun pembe yünden zıbını,
anası ördü.
bedeni benim karışımla bir karış,
kolları şu kadarcık.
yavrum...
kız olursa
tepeden tırnağa anasına benzesin istiyorum,
oğlan olursa boyu posu bana.
kız olursa ela ela baksın,
oğlan olursa maviş maviş.
yavrum...
yavrum öldürülmesin istiyorum yirmi yaşında.
oğlan olursa cephelerde,
kız olursa sığınaklarda geceyarıları.
yavrum...
kız olsun, oğlan olsun,
kaç yaşında olursa olsun,
yavrum düşmesin istiyorum hapislere,
güzelden, haklıdan,
barıştan yana diye...
fakat malum, kızım yahut oğlum,
gecikirse suların ışıması dövüşeceksin.
ve hatta...
yani haylice müşkül zanaatmış bizde bugün
babalıktan zaanatı da.
gecenin saat biri,
lambayı söndürmedik.
belki yarım saat sonra,
belki sabaha karşı.
yine basılabilir evim,
beni alıp götürürler,
kitaplarımızla beraber.
yanımda birinci şubeninkiler
dönüp bakarım,
durur kapıda karım
eşiğin üzerinde.
uçar entarisi sabah rüzgarında.
yükü ağır karnında,
bebek kıpır kıpır kıpırdar.
(bkz: nazım hikmet)
beğenenlere bir de kendi sesinden dinlemelerini öneririm.
masanın örtüsü mavi basma
üstünde yalansız, güleryüzlü,
cesur kitaplarımız durur.
esirlikten dönmüşüm anacığım,
kendi memleketimde düşman kalesinden.
gecenin saat biri,
lambayı söndürmedik.
yanımda karım yatar,
karım beş aylık gebeliğinde.
etim etine değende,
elimi karnına koyanda
bebek kıpır kıpır kıpırdar.
dalda yaprak, suda balık,
rahimde insan yavrusu,
yavrum...
yavrumun pembe yünden zıbını,
anası ördü.
bedeni benim karışımla bir karış,
kolları şu kadarcık.
yavrum...
kız olursa
tepeden tırnağa anasına benzesin istiyorum,
oğlan olursa boyu posu bana.
kız olursa ela ela baksın,
oğlan olursa maviş maviş.
yavrum...
yavrum öldürülmesin istiyorum yirmi yaşında.
oğlan olursa cephelerde,
kız olursa sığınaklarda geceyarıları.
yavrum...
kız olsun, oğlan olsun,
kaç yaşında olursa olsun,
yavrum düşmesin istiyorum hapislere,
güzelden, haklıdan,
barıştan yana diye...
fakat malum, kızım yahut oğlum,
gecikirse suların ışıması dövüşeceksin.
ve hatta...
yani haylice müşkül zanaatmış bizde bugün
babalıktan zaanatı da.
gecenin saat biri,
lambayı söndürmedik.
belki yarım saat sonra,
belki sabaha karşı.
yine basılabilir evim,
beni alıp götürürler,
kitaplarımızla beraber.
yanımda birinci şubeninkiler
dönüp bakarım,
durur kapıda karım
eşiğin üzerinde.
uçar entarisi sabah rüzgarında.
yükü ağır karnında,
bebek kıpır kıpır kıpırdar.
(bkz: nazım hikmet)
beğenenlere bir de kendi sesinden dinlemelerini öneririm.
kimseye söylenmemesi gereken söz.durum ne olursa olsun,giderse geride kalanı ne kadar zor günler beklerse beklesin söylenmemeli.zaten gitmeyi kafasına koymuşsa sen ne dersen de gider.
ama bi de pişmanlık tarafı var tabi.eğer kal demezsen,beni bırakma demezsen ömür boyu o ana geri dönmek de isteyebilirsin.bununla yaşamak gururu kırık yaşamaktan daha kötüdür belki.
ayrıca birine kal demek,gitme demek neden gurur kırıcı olsun ki.seviyorsun işte kardeşim,tabiki beni bırakma,gitme diyeceksin.
ama bi de pişmanlık tarafı var tabi.eğer kal demezsen,beni bırakma demezsen ömür boyu o ana geri dönmek de isteyebilirsin.bununla yaşamak gururu kırık yaşamaktan daha kötüdür belki.
ayrıca birine kal demek,gitme demek neden gurur kırıcı olsun ki.seviyorsun işte kardeşim,tabiki beni bırakma,gitme diyeceksin.
ruhsatsızlık nedeniyle polonezköydeki kliniğine kapatma kararı çıkarılmıştır.
çok kalın geldi gözüme.yani ne bileyim yazanın nicki,tarih,saat,oy verme butonları,kim,msg derken dikkat iyice sağ tarafa kayıyor gibi.
(bkz: fc germania forchheim 08)
almanyanın yukarı frankonya bölgesindeki a liginde mücadele eden takım.sezonun ilk 7 maçında 166 gol yemişler.
aldıkları sonuçlar şöyle:
15-0
34-0
20-0
27-0
23-0
22-0
25-0
bana bir şey hatırlattı:
(bkz: 107 gol yiyen takimin teknik direktoru)
aldıkları sonuçlar şöyle:
15-0
34-0
20-0
27-0
23-0
22-0
25-0
bana bir şey hatırlattı:
(bkz: 107 gol yiyen takimin teknik direktoru)
efendim olayımız şöyle başlıyor....
ertuğrul özkök bir yazısında türkiye deki inanç esaslı ayrılıkları bitirmek için başbakana şöyle bir tavsiyede bulunuyor: ne olur sanki otursan bir masaya,tamam vişne suyu içme şarap zannederler,ayran da içme rakı sanmasınlar ama portakal suyu iç ve bir kadeh kaldır yan masadakilere bak o zaman nasıl daha güzel olacak her şey..
bunun üzerine hazır cevap,süper kahraman başbakanımız şunları söylüyor:
"aynı masada oturalım. sen iç, bırak ben içmeyeyim. yok diyor "sen de bir kadeh tokuştur" diyor. kafaya bak. ben mecbur muyum sen tokuşturuyorsun diye tokuşturmaya.beyefendi köşesinden bana akıl veriyor."
veee o cümle -asıl içki içmeyene mahalle baskısı uygulanıyor-
görüldüğü üzere başbakanımız yine -ben nasıl şuna lafı koyarım da oturturum- telaşına kapılıp doğru düzgün okumamış yazıyı.alıştık artık bunlara.
yeni bir söz grubunu daha kelime dağarcığımıza katmış oldu.
ertuğrul özkök bir yazısında türkiye deki inanç esaslı ayrılıkları bitirmek için başbakana şöyle bir tavsiyede bulunuyor: ne olur sanki otursan bir masaya,tamam vişne suyu içme şarap zannederler,ayran da içme rakı sanmasınlar ama portakal suyu iç ve bir kadeh kaldır yan masadakilere bak o zaman nasıl daha güzel olacak her şey..
bunun üzerine hazır cevap,süper kahraman başbakanımız şunları söylüyor:
"aynı masada oturalım. sen iç, bırak ben içmeyeyim. yok diyor "sen de bir kadeh tokuştur" diyor. kafaya bak. ben mecbur muyum sen tokuşturuyorsun diye tokuşturmaya.beyefendi köşesinden bana akıl veriyor."
veee o cümle -asıl içki içmeyene mahalle baskısı uygulanıyor-
görüldüğü üzere başbakanımız yine -ben nasıl şuna lafı koyarım da oturturum- telaşına kapılıp doğru düzgün okumamış yazıyı.alıştık artık bunlara.
yeni bir söz grubunu daha kelime dağarcığımıza katmış oldu.
melih gökçek in odtü yü yıkmasından çok daha hayırlı olacak iştir.evet odtülüler yapın bunu.melih gökçeki yıkıp yerine çeşme yapın.çeşmeden de arsenikli su akıtın toprağına..
10 eylul 2008 turkiye belcika maci sonrası belçika teknik direktörü tarafından fıfa ya şikayet edilmiş.ifadesi alınacakmış.
ayak yolu oldu zaten fifa.her sene bir kaç kez gidip geliyoruz.fatih tarim in savunmasında neler söyleyeceğini ve nasıl bir üslupla söyleyeceğini şimdiden merak ediyorum.
ayak yolu oldu zaten fifa.her sene bir kaç kez gidip geliyoruz.fatih tarim in savunmasında neler söyleyeceğini ve nasıl bir üslupla söyleyeceğini şimdiden merak ediyorum.
kürt halkından kürtçe yayın yapmayan kanalları izlememelerini ve dillerine sahip çıkmalarını istemiş.
"dilimiz gururumuzdur. halk dilsiz olmaz. halk tarihsiz olmaz. yeter artık kürt dili üzerindeki baskı ve halkın üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır"demiş.
"dilimiz gururumuzdur. halk dilsiz olmaz. halk tarihsiz olmaz. yeter artık kürt dili üzerindeki baskı ve halkın üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır"demiş.
#818210
aldığı 5 yayın okuma cezasından sonra mümin sekman kendisine şu kitapları önermiş:
larry king-kiminle, nerede, nasıl konuşmalı
vera peiffer-olumlu düşünme
dale carneige-dost kazanma ve insanları etkileme sanatı
dianne doubtfire-insanlarla iyi geçinmenin yöntemleri
son kitap da benden olsun
salih memecan-limon ile zeytin istanbulda
aldığı 5 yayın okuma cezasından sonra mümin sekman kendisine şu kitapları önermiş:
larry king-kiminle, nerede, nasıl konuşmalı
vera peiffer-olumlu düşünme
dale carneige-dost kazanma ve insanları etkileme sanatı
dianne doubtfire-insanlarla iyi geçinmenin yöntemleri
son kitap da benden olsun
salih memecan-limon ile zeytin istanbulda
radyo programında 22 yaşında bir kızın bekaretini satılığa çıkartacakmış kendileri.söz konusu kız üniversite eğitimini sürdürmek için paraya ihtiyacı olduğunu ve bunu yapmak zorunda kaldığını söylemiş.howard stern de yardım etmiş kıza -madem böyle bir durum var gel benim programda satalım seni- demiş.
kültürel farklılık bu olsa gerek bizde olsa böyle bir durum ilgili kişi bir kampanyayla falan para toplamaya çalışır,koyar kızın cebine.ama orası özgürlüğün ülkesi tabi.bir şey diyemeyiz.
kültürel farklılık bu olsa gerek bizde olsa böyle bir durum ilgili kişi bir kampanyayla falan para toplamaya çalışır,koyar kızın cebine.ama orası özgürlüğün ülkesi tabi.bir şey diyemeyiz.
boyu 2 mm yi geçmeyen 8 bacaklı bu tuhaf omurgasız hayvan uzayda yaşayabilen tek hayvanmış.eksi 27-artı 151 derece aralığında değişen sıcaklıklara uyum sağlamış ve doğal olarak üremesini sürdürebilmiş.ayrıca atmosferin 300 katı basınç da bunlara etki edemiyormuş.
genç yaşlarda dezavantajdır.bazıları kompleksli olur bunların ne yapsam da boyum uzasa telaşına düşerler.hatta tıfıl,küçük,bodur,yerelması,yerden bitme gibi çirkin lakaplar da takılır bu bireylere.ama şöyle bir 40 lı yaşları geçince intikamlarını alırlar.kendileriyle dalga geçen iri yarı adamlar/kadınlar çökmüş,gençliklerinden eser kalmamışken onlar hala dinç bir şekilde eskiden oldukları gibi kalırlar.
teomanın en güzel hikayem şarkısındaki -kulaklarım patlıyor sessizliğinden- lafını hatırlatır.bir şeyi söylemeyi delicesine istememize rağmen susmak zorunda olduğumuz anlardır.
2009 dan itibaren türkiye ye elektrik satmaya başlayacak ülke.
(bkz: loran veyc vayloyan)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?