ilk once bu olasılıgı tamamen gotumden salladım onu bi defa acıklıyım, zira soy kutgunu bilmiyorum mitilinin, fekat koplom geldigi icindirki evde sigara icip sozluk gezerken gordugum yuz bin milyoncuk sayısı kadar pasa muhteviyatlı mitili menseyli baslıktan sonra bu olasılık uzerinde dusunmeye basladım.
yaptıgım arastırmalardan sonra, ki bu kısmı son derece yalan sadece baslıkları okudum, ve yaptıgım kamu oyu yoklamasından sonra, ki bu kısmıda yalan sadece kendime sordum, bunlarla yetinmeyip yaptıgım olasılık hesaplarından sonra, ki kulliyen yalandır zira sadece gozume takıldı cok falza pasa baslıgı hepi topu odur yaptıgım hesap, bu olasılıgın gerceklik duzleminde yer edinebielcegi kanısına kapıldım. sunu da soylemeden gecemeyecegim kanıya kapıldım mı fena olur, o kanıyı allah gelse degistiremez; iste tum bu karısık ruh halimin dısa vurumu olarak dogdu bu olasılık meslesi, veya ben toptan sacmalıyorum ve tek niyetim spekulatif olmak tam bilemiyorum acıckası ama it niyetli oluyor birey yeri geliyor, allah beterinden korusun bi yerde.
son asamada sunu demek dusuyor bana; sanırım mitili pasa torunu ve en cok bildigi konuyu aynen bilgi sozluge geciriyor, tematik falan filan ama bi yerde demokratlar rahatsız olabilir bu durumdan, her an genc moderatorler durumdan rahatsız diye bir muhtıra yiyebilriz. bilemiyorum cok karıstı simdi her sey...
sarhosluktan #568426 nolu entryi girdigimi dusunen yazardır kendileri, bilmezki gerceklerdir yazdıklarım...
etom’un ricası uzerine gelen komple edit:
sadece sunu demek istiyorum kendisi guzel yazar dolu yazar sozluk icin olması gereken kisilerdendir. benim gibi bazılarımız gibi bos yazmaz okunur yazdıkları.
teskkurler yazıların icin...
sadece sunu demek istiyorum kendisi guzel yazar dolu yazar sozluk icin olması gereken kisilerdendir. benim gibi bazılarımız gibi bos yazmaz okunur yazdıkları.
teskkurler yazıların icin...
oyle bir seytan ıcgenidirki bu wish you were hereı syd barreta degilde sevgilinize, one last goodbyeı vincentın annesine degilde giden sevgilinize yazılmıs gibi dinlemenize neden olur...
dertli bunyeleri icine ceken ucgendir bu. dert tasa sonucu icilen ilk dubleden sonra kendini hissettirir. ilk onceleri bir duble iceyim kafamı agıtıyım diye baslanır sonra sise buzdolabındaki buzlar misali yavas yavas tukenmeye baslar.
jack danielsın o sek mese kokusu ice cekildikce, komurden gecen filtreli tadı bogazı tatlı tatlı yakarken fonda calan anathema, guns n roses, pink floyd ve ilhan irem esliginde arka arakya icilen sigarlar sonrası ise bu ucgenin etkisi hissedildikce hissedilir. yalnızlıgın paylasıldıgı anlardır bu anlar zira buz sesleri en yakın dostunuzun sesinden bile hos gelemye baslar. ice cekilen sigara sevgilinin sıcaklıgından bile samimi gelir size o an. sonrası ise karanlık.
o yok, o yitik.
hep husran tadında dusunceler, anlamsızlıga anlam katma cabaları,sonrası yine karanlık...
jack danielsın o sek mese kokusu ice cekildikce, komurden gecen filtreli tadı bogazı tatlı tatlı yakarken fonda calan anathema, guns n roses, pink floyd ve ilhan irem esliginde arka arakya icilen sigarlar sonrası ise bu ucgenin etkisi hissedildikce hissedilir. yalnızlıgın paylasıldıgı anlardır bu anlar zira buz sesleri en yakın dostunuzun sesinden bile hos gelemye baslar. ice cekilen sigara sevgilinin sıcaklıgından bile samimi gelir size o an. sonrası ise karanlık.
o yok, o yitik.
hep husran tadında dusunceler, anlamsızlıga anlam katma cabaları,sonrası yine karanlık...
oykusude sarkısı kadar acıklıdır, ilhan irem askere gider, sevgilisi yolunu bekleyecektir, geldiginde sevgilisinin bir baska erkekle evlendigini gorur ve olanlar olmus der. bize aglamak duser dinlerken, sesine en cok yakısan sarkılardandır, sozleri yarar melodisi intihar sebebidir yada 1 litre jack daniels ictikten sonra entryler biraz duygusallasıyor, bilemiyorum ayılınca farkına varıcam bu ayrımın...
#568314
nolu entryiminde kotulemesi ile yazdıklrımın gercekligine bir kez daha inanmıs durumdayım.
muhalifte olsa bir iki satır yazılan hersey kotuleniyor, sonuc olarak insan bunyesidir bu da bi yerde sevmek sevilmek sitiyor; begenmek begenilmek istiyor.
ha bi yerdede tabi sokarım ole ise bu tayfa beni begenmese ne olur begense ne olur tadında da bir yakalsım gosterilebilir ama bu derece etik sahibi bir insan evladı bulmak zor.
hal boyle olunca er birey ne kotulencem diyip giriyor bakıızlı cinbaz entryleri ve bol bol oy alıyor. alan mutlu veren mutlu gerisi de zaten size falza gelir demek dusuyor.
not: kotuleyenden allah razı olsun savlarımı kantıladıgı icin, bunuda kotule olsun bitsin. 500 puana arkapol yemek takımı veriyorlarda benim mi haberim yok...
nolu entryiminde kotulemesi ile yazdıklrımın gercekligine bir kez daha inanmıs durumdayım.
muhalifte olsa bir iki satır yazılan hersey kotuleniyor, sonuc olarak insan bunyesidir bu da bi yerde sevmek sevilmek sitiyor; begenmek begenilmek istiyor.
ha bi yerdede tabi sokarım ole ise bu tayfa beni begenmese ne olur begense ne olur tadında da bir yakalsım gosterilebilir ama bu derece etik sahibi bir insan evladı bulmak zor.
hal boyle olunca er birey ne kotulencem diyip giriyor bakıızlı cinbaz entryleri ve bol bol oy alıyor. alan mutlu veren mutlu gerisi de zaten size falza gelir demek dusuyor.
not: kotuleyenden allah razı olsun savlarımı kantıladıgı icin, bunuda kotule olsun bitsin. 500 puana arkapol yemek takımı veriyorlarda benim mi haberim yok...
bence kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz, kendi sonumuzu hazırlıyoruz. nedendir bilinmez sozlukte bir komik olma farklı olma havası var. yo hayır niyetim turk dili kurumu tadında bir sozluk yaratma hevesinde bir manifesto yayınlamak degil, niyetim sadece daha okunur bir sozluk yaratma. kabul ediyorum komik olanda okunur yada begenilebilir fakat komik entry yazmak ile komik entry yazmayı amac edinmek arasında bir fark var.
sozluge genel olarak bakıyorum ve gorudugum sey, genel olarak, sadece konu ile alakalı, ki bu alaka cesitleniyor; kelime benzerliginden tutunda mana benzerligine kadar, bakınızlardan olusmus entryler yumagı. ornegin bu baslık altıda su ana kadar 13 entry girilmis ve bunların yuzde yetmisi bakınız iceren cumlecikler.
sonuc olarak elimizde binlerce serbest cagırısım urunu kelime oyunlu cinbaz espiri kaynagı komikimsi entryler var, hal boyle olunca okuması da zevkli olmuyor ve bir gercekki bir sozlugu asıl guzel kılan sey okumak...
sozluge genel olarak bakıyorum ve gorudugum sey, genel olarak, sadece konu ile alakalı, ki bu alaka cesitleniyor; kelime benzerliginden tutunda mana benzerligine kadar, bakınızlardan olusmus entryler yumagı. ornegin bu baslık altıda su ana kadar 13 entry girilmis ve bunların yuzde yetmisi bakınız iceren cumlecikler.
sonuc olarak elimizde binlerce serbest cagırısım urunu kelime oyunlu cinbaz espiri kaynagı komikimsi entryler var, hal boyle olunca okuması da zevkli olmuyor ve bir gercekki bir sozlugu asıl guzel kılan sey okumak...
film hakkındaki tum spekulatif yorumlamalara zamanında stanley kubrick oldukca mutevazi cevaplar vermistir. entellektuel heyezanlar icerisinde olan belli bir kesim her ne kadar bu cevapalra kulaklarını kapsada film senaryo olarak degil yonetmenlik olarak cıgır acmıstır. zaten stanlet kubrickte tam olarak bunu istemistir ve bunu her fırsatta dile getirmistir.
yanlıs bildigimiz dogrulara bakarsak;
-abi hal diye bilgisayar var o aslında ibme gonderme, neden? cunku stanley kubrick kapitalist gelismlere sıcak bakmıyor ve analdı sonumuzun bu yapay zekadan gelicegini o yuzden direk ibm demeden bize felketi gosteriyor.
gercek: stanley kubrick oldukca net acıklamıstır bu konuyu; film produksuyon asamsındayken sponsor aranmaktadır yonetmen bilgisyrın adını ibm koymak sitemistir boylece gizli reklamdan para alıcaktır. fakat ibm yetkilileri saldırgan bir bilgisyar ile reklam yapmka istemezler boylece olducka sıradan bir sekilde yapay zekanın adı bir harf geriye giderek bulunur.
-abi siyah duvarlar varya o aslında metafor bisi, o siyah duvarlar aslında filmin ozu vs...
gercek: yine stanley kubrick kendi agızyla bu komik heyezanları savusturmustur.
"o siyah tabletlere neden takılındı anlamıyorum. ben onları sadece estetik oldukları ve guzel durdukları icin koydum, hic bir anlam ifade etmiyorlar."
zaten filmin senaryodan ziyade yoentmelik ve estetik bas yaptı oldugunu filmin genel yapsına bir goz atarakta cozbiliriz. zira maymunun fırlattıgı kemikten uzay mekgine gecisten tutunda; klasik muzik esliginde uzayda vals yaprcasına suzulen uzay mekikleri bunun en buyuk kanıtıdır...
yanlıs bildigimiz dogrulara bakarsak;
-abi hal diye bilgisayar var o aslında ibme gonderme, neden? cunku stanley kubrick kapitalist gelismlere sıcak bakmıyor ve analdı sonumuzun bu yapay zekadan gelicegini o yuzden direk ibm demeden bize felketi gosteriyor.
gercek: stanley kubrick oldukca net acıklamıstır bu konuyu; film produksuyon asamsındayken sponsor aranmaktadır yonetmen bilgisyrın adını ibm koymak sitemistir boylece gizli reklamdan para alıcaktır. fakat ibm yetkilileri saldırgan bir bilgisyar ile reklam yapmka istemezler boylece olducka sıradan bir sekilde yapay zekanın adı bir harf geriye giderek bulunur.
-abi siyah duvarlar varya o aslında metafor bisi, o siyah duvarlar aslında filmin ozu vs...
gercek: yine stanley kubrick kendi agızyla bu komik heyezanları savusturmustur.
"o siyah tabletlere neden takılındı anlamıyorum. ben onları sadece estetik oldukları ve guzel durdukları icin koydum, hic bir anlam ifade etmiyorlar."
zaten filmin senaryodan ziyade yoentmelik ve estetik bas yaptı oldugunu filmin genel yapsına bir goz atarakta cozbiliriz. zira maymunun fırlattıgı kemikten uzay mekgine gecisten tutunda; klasik muzik esliginde uzayda vals yaprcasına suzulen uzay mekikleri bunun en buyuk kanıtıdır...
yonetmen: darren aronofsky
senaryo: darren aronofsky
oyuncular: hugh jackman ve rachel weisz
efenim oncelikle sunu net belirtmek lazım ne populist bir yaklasımla filme kotu demek lazım ne de entellektuel heyezanlara kapılıp filmi ikinci 2001 a space odyssey yapmak lazım. zira her ikisi de degil.
film birbirine gecmis uc hikayeyi anlatıyor. gunumuz, hanım kızımızın yazdıgı kitapta gecen gecmis zaman (16. yuzyıla falan denk geliyor) ve hugh jackmanın bitirmeye calsıtıgı gelecek zaman. cok karsık oldu diyenlere spoiled tarzı bir acıklama verirsek;
bir doktor ve onun karısının hayatından ufak bir kesit anlatılıyor filmde. buna paralel olarak kadının yazmıs oldugu romandan da kesitler sunuluyor. yani aslında film bir kadının kendi yasamından ve kocasından etkilenerek yazdıgı kitabı analtıyor gecmis zaman olurki tadında. gelin gorunki hanım kızımız kitabı bitirme gorevini er kisiye bırakınca adamda gelecekte biten bir son hazırlıyor kitaba ve o kısımlarıd goruyoruz.
boyle olunca aslında uc farklı hikayede aynı oluyor konular degisince. zaten filmin kotu denilen noktasıda burda baslıyor. atilla dorsay sinema dergisindeki kosesinde fountaini festivalin en berbat 10 filmi arasına da sanırım bu yuzden soktu. zira film 2 saate yakın veya o civarda suruyor ve devamlı kor goze parmak seklinde olan yinelemelerle bu sure tamamlanıyor. dogru olan bir elestiri gibi gozukuyor bu acıdan; zira gercektende aronofsky yaklasık 45 dakikada anlatabielcegi seyi 2 saatte analtmaya calsımıs gibi oluyor.
bunun yanında film senaryo kurbanı olmus gibi duruyor; zira konusu gayet sahirane bir mutevazılıkta bir sahaserken senaryo tam bir rezalet. gecislerden tutunda konusmalara kadar gondermelerden aforizmalara kadar hersey son derece vasat duruyor.
sonuc olarak pi ve requiem for a dreamden sonra beklentisi artan seyirci filme yuz vermiyor, birde tabi isin entel hezeyanları var onlara hic bulasmak istemiyorum zira filmde ne gordulerde bu kadar yucelittiler anlayamıyorum.
sonuc olarak farklı zaman dilimlerinde askı icin umutsuzca cırpınan bir erkegin filmi bu.ne kadar yavanlassada arada senaryo yonetmenlik acısından guzel denebielcek unsurları tasıyor. muhakkak izlenmesi gereken filmlerden zira; bu denli tartısma donen bir film hakkında bir kac kelime bile etmek icin izlenebilir ama gercekten izleyenler gorucekki film gayet net vsat; ne kotulemeye ne de sahaserlesmeye yer bırakmayacak kadar vasat...
senaryo: darren aronofsky
oyuncular: hugh jackman ve rachel weisz
efenim oncelikle sunu net belirtmek lazım ne populist bir yaklasımla filme kotu demek lazım ne de entellektuel heyezanlara kapılıp filmi ikinci 2001 a space odyssey yapmak lazım. zira her ikisi de degil.
film birbirine gecmis uc hikayeyi anlatıyor. gunumuz, hanım kızımızın yazdıgı kitapta gecen gecmis zaman (16. yuzyıla falan denk geliyor) ve hugh jackmanın bitirmeye calsıtıgı gelecek zaman. cok karsık oldu diyenlere spoiled tarzı bir acıklama verirsek;
bir doktor ve onun karısının hayatından ufak bir kesit anlatılıyor filmde. buna paralel olarak kadının yazmıs oldugu romandan da kesitler sunuluyor. yani aslında film bir kadının kendi yasamından ve kocasından etkilenerek yazdıgı kitabı analtıyor gecmis zaman olurki tadında. gelin gorunki hanım kızımız kitabı bitirme gorevini er kisiye bırakınca adamda gelecekte biten bir son hazırlıyor kitaba ve o kısımlarıd goruyoruz.
boyle olunca aslında uc farklı hikayede aynı oluyor konular degisince. zaten filmin kotu denilen noktasıda burda baslıyor. atilla dorsay sinema dergisindeki kosesinde fountaini festivalin en berbat 10 filmi arasına da sanırım bu yuzden soktu. zira film 2 saate yakın veya o civarda suruyor ve devamlı kor goze parmak seklinde olan yinelemelerle bu sure tamamlanıyor. dogru olan bir elestiri gibi gozukuyor bu acıdan; zira gercektende aronofsky yaklasık 45 dakikada anlatabielcegi seyi 2 saatte analtmaya calsımıs gibi oluyor.
bunun yanında film senaryo kurbanı olmus gibi duruyor; zira konusu gayet sahirane bir mutevazılıkta bir sahaserken senaryo tam bir rezalet. gecislerden tutunda konusmalara kadar gondermelerden aforizmalara kadar hersey son derece vasat duruyor.
sonuc olarak pi ve requiem for a dreamden sonra beklentisi artan seyirci filme yuz vermiyor, birde tabi isin entel hezeyanları var onlara hic bulasmak istemiyorum zira filmde ne gordulerde bu kadar yucelittiler anlayamıyorum.
sonuc olarak farklı zaman dilimlerinde askı icin umutsuzca cırpınan bir erkegin filmi bu.ne kadar yavanlassada arada senaryo yonetmenlik acısından guzel denebielcek unsurları tasıyor. muhakkak izlenmesi gereken filmlerden zira; bu denli tartısma donen bir film hakkında bir kac kelime bile etmek icin izlenebilir ama gercekten izleyenler gorucekki film gayet net vsat; ne kotulemeye ne de sahaserlesmeye yer bırakmayacak kadar vasat...
istemeden bilmeden kırdıgım kisi olmustur kendileri. sitemim sisteme iken gorev bilinci ile olsa gerek kendi uzerine alınmıstır, belkide benim okuzden bozma turkcemin hatası da olabilir tam bilemiyorum. ama bir daha demem odurki, sahane moderatordur kendileri, fevkalade diceydir, birde heyecanla takip ettigim yazardır...
beni bu aksam itibari ile yanıltmıs eylemdir.
olay basittir belki ama enteresandır.
aynı konu ile alakadar iki baslık vardır, bu iki baslık altında aynı olay iki farklı sekilde anlatılmıstır ve bu anlatımlardan biri dogrudur biri yanlıstır.
ilk once dogru olan entry yazılır sozluge, dogru olanı bilgic yazmıstır.
sonra gammaz yanlıs olanı yazar.
sonra gammaz derki bilgice yanlıs yazdın dogrusu budur der. bir hata vardır ortada der.
ama bilgic kanıtlar ile derki; benim dedigim dogrudur. cunku gercekten bilgicin verdigi bilgi dogru olandır.
ama gammaz arastırmaz bunu. arastırmadıgı gibi gammazlarda dogru olan bilgiyi yanlıs diye.
sonra moderator konuyu arastırmadan direk siler blgicin dogru yazdıgı bilgiyi, cope bakar bilgic ve gorurki hatalı veya yanlıs entry girmekten silinmistir entrysi.
hos degildir bunlar...
edit: sonra bir anda tum bu hatalar duzeltilerek moderasyon tarafından tekrar beni moderasyona inandırmıslardır, artık bes vakit namaz kılıyorum moderasyona yakın olmak icin...
olay basittir belki ama enteresandır.
aynı konu ile alakadar iki baslık vardır, bu iki baslık altında aynı olay iki farklı sekilde anlatılmıstır ve bu anlatımlardan biri dogrudur biri yanlıstır.
ilk once dogru olan entry yazılır sozluge, dogru olanı bilgic yazmıstır.
sonra gammaz yanlıs olanı yazar.
sonra gammaz derki bilgice yanlıs yazdın dogrusu budur der. bir hata vardır ortada der.
ama bilgic kanıtlar ile derki; benim dedigim dogrudur. cunku gercekten bilgicin verdigi bilgi dogru olandır.
ama gammaz arastırmaz bunu. arastırmadıgı gibi gammazlarda dogru olan bilgiyi yanlıs diye.
sonra moderator konuyu arastırmadan direk siler blgicin dogru yazdıgı bilgiyi, cope bakar bilgic ve gorurki hatalı veya yanlıs entry girmekten silinmistir entrysi.
hos degildir bunlar...
edit: sonra bir anda tum bu hatalar duzeltilerek moderasyon tarafından tekrar beni moderasyona inandırmıslardır, artık bes vakit namaz kılıyorum moderasyona yakın olmak icin...
al pacinonun aidsli gay bir avukat nasıl oynanır dersi verdigi dizidir...
kopya dvd cilerde complete season tarzı dvdleri cıkarsa su sekilde bir turkce baslık umuyorum;
(bkz: ibneler amerika yı bastı)...
(bkz: ibneler amerika yı bastı)...
efenim her ne kadar kabul gormese de, her ne kadar otelensede af buyurun masturbasyon tarzı bir rahatlatması vardır tematik entry girmenin.
bu rahatlama insan olan hayvan dogamızdan da geliyor olabilir, iyi olan ruhumuzdan da. o anlık hissiyatımız ne olura olsun bu tur bir rahatlama hissedildigi asikardır, cunku tematik entry girdigimizde bilirizki bir tuglada biz ormusuzdur, yada obsesyon halinde girmisizdir o entryi su cumleler kafamızda salınırken; ohayh layn ammada cok biliyorum ve bu bilgimi ne guzelde paylasıyorum, tum kızlar bana hasta.
yani ne olursa olsun kesin olan bir sey vardır, o entry bize rahatlama vermsitir ve yeri gelir bunye bir sigara ile bile taclandırılabilir bu rahatlama sonrasında, ama su bir gercektirki bu dayanılmaz hafiflemeyi her bilgic en az bir kere yasamıstır omru hayatında...
bu rahatlama insan olan hayvan dogamızdan da geliyor olabilir, iyi olan ruhumuzdan da. o anlık hissiyatımız ne olura olsun bu tur bir rahatlama hissedildigi asikardır, cunku tematik entry girdigimizde bilirizki bir tuglada biz ormusuzdur, yada obsesyon halinde girmisizdir o entryi su cumleler kafamızda salınırken; ohayh layn ammada cok biliyorum ve bu bilgimi ne guzelde paylasıyorum, tum kızlar bana hasta.
yani ne olursa olsun kesin olan bir sey vardır, o entry bize rahatlama vermsitir ve yeri gelir bunye bir sigara ile bile taclandırılabilir bu rahatlama sonrasında, ama su bir gercektirki bu dayanılmaz hafiflemeyi her bilgic en az bir kere yasamıstır omru hayatında...
oluyu defnederken imam tarafından atılan ilk topraga verilen isim...
dogmamıs cocuklara aglmaktır bi yerde, mezarkabulu sifon da olsa, yattıkları yer lagım da olsa gidenin arkasından aglamaktır diger yandan...
olası bir gaza geliste akla gelebilecek olası bir temiz bir bilgi sozluk icin el ele kampanyasının pis tarafırıdır.
temizlik once bastan olmalıdır da denebilir, tabanı halletik tavana geliyoruzda denebilir. yontem farklı olasada saglam bir temizlik icin el mecbur tepedekilerde temiz olmalıdır.
iste bu yuzdendir ki sadece nesil nesil yazarı ve onların yazdıklarını gammazlamak yetmez, goruldugu anda gammazmıs moderatormus dinlemeden ispiyonlamak gerekir hata yapan bir yonetici varsa.
nesil nesil yazar hata yaparda gammaz yapamaz mı?
elbet yapar gun gelir onlarda yapar. iste bu anlarda gorev askı lie yanıp tutusan korpeciklerin yapması gereken statu, sıfat vs. dinlemeden gammazı yapıstırmaktır.
ya ben cok fazla bilim kurgu filmi izliyorum, yada durum bu efem...
temizlik once bastan olmalıdır da denebilir, tabanı halletik tavana geliyoruzda denebilir. yontem farklı olasada saglam bir temizlik icin el mecbur tepedekilerde temiz olmalıdır.
iste bu yuzdendir ki sadece nesil nesil yazarı ve onların yazdıklarını gammazlamak yetmez, goruldugu anda gammazmıs moderatormus dinlemeden ispiyonlamak gerekir hata yapan bir yonetici varsa.
nesil nesil yazar hata yaparda gammaz yapamaz mı?
elbet yapar gun gelir onlarda yapar. iste bu anlarda gorev askı lie yanıp tutusan korpeciklerin yapması gereken statu, sıfat vs. dinlemeden gammazı yapıstırmaktır.
ya ben cok fazla bilim kurgu filmi izliyorum, yada durum bu efem...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?