günümüzde, hayatımızın her anında kullandığımız birçok gerecin ama altında, ama üstünde, ama bir yerlerinde konuşlandırılmış, insanın içini bunaltan yazı.
yakın zamanda, evleneceğimiz hatunların bile, made in china yazısıyla çinden ithal edileceğini düşünüp de korkuyor insan...
bundan 10-15 sene önce made in china olduğu zamanlarda ülkemize ilk girdiğinde, adidas - nike - puma ayarında ayakkabılar üretirken, son 2-3 senedir çarşı - pazar markası olmaktan kurtulamamış, görünüş itibariyle güzel görünümlü ayakkabılar üretse de, bu üretimlerini sağlamlığa yayamayan ayakkabı firması.
yürümemi gerektiren bir gün boyunca kulağımda kulaklarımdan bana eşlik eden şarkı. o kadar etkiler, ki kişiyi, kendisinden bir parça olarak kabul eder dinleyen kişi; onunla yatar, onunla kalkar, bir zaman sonra evlenir çocukları olur, böyle devam eder. soğuk kış akşamında botların, karların üzerinde gacır gucur öttüğü bir zamanda alınması halinde, etkisi çok daha etkili olup, denenmemelidir.
geçen hafta yenikapı’dan mudanya’ya gitmek üzere bindiğim, ido’nun 14.30 seferinde iki kişilik yer bulup, bir kişiye 25 ytl bayılıp, business class mevkisinde mudanya’ya doğru yol alırken, iki sıra yanımda olduğunu, uyku mahmurluğundan mütevellit ancak yaklaşık 1,5 saat sonra anlayabildiğim, iyicene de yaşlandığını ve de şişmanladığını gözlemlediğim, bir zamanlar anılar ile milleti yıkan harap eyleyen, şarkıcı sanatçı, çok sağlam galatasaraylı olan büyük udi.
ilginç bir anektod olarak eklemek isterim, ki amcamın bir kolunun büyüklüğü iki kişinin kol büyüklüğü ile eşit derecede. onlarla bir tuttu mu adamı, seriverir; acımaz valla. bir de, konuşurken de sanki ekranda konuşuyormuşçasına mimikleri ile konuşmasına devam eden adam. demek bir o kadar miktar doğallıkta tv’lerden selamlıyormuş bizi...
bu arada coskunsabah.com.tr’de kendisinden başka her türlü bilgi var lan. ben belki biyografisini okumak, süryani olduğunu bir de kendi ağzından öğrenmek istiyor, diskografisinde hangi şarkıları bulundurduğuna bakmak istiyorum. banane lan, coşkun sabah saç ekim merkezi’nden. kel kalmama bir beş sene daha var...
ilginç bir anektod olarak eklemek isterim, ki amcamın bir kolunun büyüklüğü iki kişinin kol büyüklüğü ile eşit derecede. onlarla bir tuttu mu adamı, seriverir; acımaz valla. bir de, konuşurken de sanki ekranda konuşuyormuşçasına mimikleri ile konuşmasına devam eden adam. demek bir o kadar miktar doğallıkta tv’lerden selamlıyormuş bizi...
bu arada coskunsabah.com.tr’de kendisinden başka her türlü bilgi var lan. ben belki biyografisini okumak, süryani olduğunu bir de kendi ağzından öğrenmek istiyor, diskografisinde hangi şarkıları bulundurduğuna bakmak istiyorum. banane lan, coşkun sabah saç ekim merkezi’nden. kel kalmama bir beş sene daha var...
emre altuğ versiyonunun da vokal açısından olmasa da, düzenlemesi bakımından doyurucu olduğu, nazan öncel in sokak kızı albümünden, en ses getiren şarkılardan birisi.
5 ağustos 1975 doğumlu, la fate ignoranti adlı ferzan özpetek filminde bir türkü canlandırmış, zımba gibi italyanca da bilen, karizma şahıs, kargonun solisti. yıldız teknik üniversitesi endüstri mühendisliği bölümü mezunudur.
1 ağustos 1973 ispanya doğumlu, özellikle tesis filmi ile bilinen, en son 2006 senesinde che rolüyle sinemalarda boy göstermiş, karizma modelli, yakışıklı ispanyola - ole oyuncu abimiz.
(bkz: aslan burcu erkeği)
(bkz: aslan burcu erkeği)
1958 bursa doğumlu, ailesi mudanyada ikamet eden, bursa erkek lisesinde eğitim gördüken sonra, spor akademisinden mezun olan, 80lerin aranan simalarından, istisnai bir iki film dışında, maalesef ki sabun köpüğü dahi olamayacak filmlere imza atmış, oyuncu, eski manken; akraba... en son kendisi, 190 cm.yi aşan boyu ve de danamsı profile girmiş kalas vücuduyla, elinde maden suyu, sırtında kamerası, ve yaşının getirisi olan beyazlarıyla mudanya sularında görülmüştür.
şimdilerde anne ya da anneannelerimiz olarak görevini yerine getiren güzide bayanlarımızın zamanında çantalarını, fotoğrafları ile pek meşgul etmiş, iri yarı; harbi yakışıklı 1949 doğumlu, gerçek ismi tarık üregül olan, 80lere kadar bol bol, yeşilçamın hoş bayanlarına aşık adaylık yaparken, 80lerle birlikte bırakmış olduğu bıyığı ile bambaşka bir hissiyata bürünen şahsiyet. yine de, böyle büyük oyunculara sahip olmak bile gururlandırır insanı.
özellikle madonna nın gazından sonra, milletin pek bir i$tahlı gözlerle bakmaya başladığı, öğreti(ymiş)... neyi öğreteceklerse artık...!??!
şarkı söylemek lazım yarışmasının gazından sonra, çöplüğüne geri dönen, iyi tespitleri olsa da, yapmacık hareketleri ve gözümüze gözümüze soktuğu, ben yurtdışında okudum, sizden daha iyisini bilirim vari itici davranışlarıyla, iticiliğine doymamış, gazeteciyim diye geçinen, boş işler uzmanı.
the evil dead serisindeki ash rolleriyle ünlenmiş, birçok kişinin gözünde ilah olmuş, sonradan kaliteli yapımlarda yer alamasa da, sevenlerin gönlünde, hollywoodun en kral aktörlerinden birisi olan, özellikle oynadığı seride çıkardığı oyunculuğu, kendisiyle dalga geçmesi, mimikleri, kol hareketlerinden duruşuna kadar olan bölümde süper işler çıkarmış, sonradan da, yakın dostu olan sam raimi ile dostluğunu bozmamış, efsanevi aktör. 1958 doğumlu olup, 1.85 boyundadır, a yrıca bilenler bilirler, ama spider-manın ilk filminde, ringdeki dövüşleri yöneten, mikrofonlu eleman, ikinci filmde de, mary janenin oyununa gelen, ve de içeriye peter parkerı sokmayan, güvenlik görevlisi rolündedir.
filmi çekmek için 1978 senesinde sam raiminin within the woods adında bu filme para aktarmak için bir film çekmesinin ardından, 1982 senesinde, efsanenin ötesinde olacak, zamanında para etmemiş olsa da, daha sonradan, vhs satışlarından bile filmin maliyetini çıkaracak derecede para kotarmış, başrolünü, seri ile ünlenmiş ve de yönetmenin en iyi arkadaşlarından birisi olarak bilinen, bruce campbellin oynadığı, gidişatı belli olan, içerisine izleyiciyi almayan senaryosuna rağmen, özellikle absürdlüğü içine almış ağaçların tecavüz sahnesinden sonra, coşan akışı, makyaj ustalığını belli eden süper makyajları ve de, kopan kellelerin, vücutların havada uçuştuğu manyak ötesi atmosferi ile bünyemde, iki tonluk yer eylemiş, devam filmlerinde de, absürd bir biçimde kendisiyle dalga geçen, bruce campbell in zannımca süper ötesi bir oyunculuk sergilediği, 1982 senesine ait olarak geçmiş olmasına rağmen, türkiyede hala yapım yılı yılında muallakta olanların bulunduğu, her korku-sever bünyenin bir kez dahi izlemesinin de caiz bulunduğu, yarı komedi, yarı yusuf yusuf filmi..
10 serilik bir film furyası sonucunda, yine çekelim yine öldürürüz, yeter ki para kazanalım kafalı yapımcıların bir tane de uzaylı abuk bir filmle devam ettiği, 80lerin en ünlü teen slasher serilerinden birisi.
30lı yıllarda yaşamış bir boksör olup, amerikanın o dönemlerde içinde bulunduğu sefalet dönemini bir boksörün gözünden anlatan cinderella man filmine de konu olmuş boksör.
siyah beyaz klibi içinde, yolun ortasındaki koltukta ümit sayın ı görebileceğiniz, en romantiklerinden bir adet ümit sayın parçası.
az mı kasardık, bu parça radyoda çıksın da, kasede saralım, çalan djde çaldıktan sonra hemen sussun da, şarkıyı piç etmesin diye.
az mı kasardık, bu parça radyoda çıksın da, kasede saralım, çalan djde çaldıktan sonra hemen sussun da, şarkıyı piç etmesin diye.
kendine has giyiminden tutun da, bakımsız tırnaklarına kadar korku severler için büyük birfenomen olmuş, korku karakterleri arasında muhtemelen en acımasızı, ve en psikopatı olan, a nightmare on elm street filminin kült karakteri.
yine de insanın şöyle uykuya dalmadan önce denk geleceği bir zaman diliminde, 50 metre uzaklıktan muhabbet etmek istediği karakterdir de aynı zamanda. ulen madem milleti kesip biçiyorsun o tırnaklarınla, bari bir manikürünü yaptırsan da, canlarını acıtmasan insancıkların; ya mikropluysa bir de onlar, tetanos olmaz mı lan batırdığın insanlar diyesim vardır kendisine.
yine de insanın şöyle uykuya dalmadan önce denk geleceği bir zaman diliminde, 50 metre uzaklıktan muhabbet etmek istediği karakterdir de aynı zamanda. ulen madem milleti kesip biçiyorsun o tırnaklarınla, bari bir manikürünü yaptırsan da, canlarını acıtmasan insancıkların; ya mikropluysa bir de onlar, tetanos olmaz mı lan batırdığın insanlar diyesim vardır kendisine.
13. cuma filmlerinde ölmek nedir bilmeyen, son filminde uzaya giden elemanlara bile musallat olmuş, palyaço kılıklı pezemenk görünümlü, katil efendisi. her ne kadar psikopat olsa da, freddy krueger gibi deli değildir, acıta acıta, çektire çektire değil, anında hayvani marazalarla görür işini. kim iyidir derseniz, arasındaki en karizma olanı yine de, michael myersdır.
kafası her filmde parça pinçik olsa da, yeni filmde yeni doğmuş gibi, yeni keseceği insanların peşine düşecek şekilde ortaya çıkan, insan azmanı; kült film karakteri, freddy krueger kadar zeki olmasa da, jason voorhees kadar gerizekalı olmasa da, almış olduğu allah’ın kadar olan kasap bıçağı ile, kurbanlarının derisini biçen manyak karakter. evlerden uzak olsundur, sadece filmlerde kalsındır böyle karakterler, zira her filmde yeniden doğması gibi ticari kaygılı abuk bir düşünce dışında, sonuçta bu karakter ne uzaylıdır, ne yaratıktır. palyaço kılıklı katilin tekidir, tarihte çok denk gelinmiştir, bu vatandaşa özenen, maskelerinden takan zıpçıktılar.
rob zombienin çekeceği re - make filminin, 31 ağustos 2007de sinemaları şenlendirmesi beklenen, trailerı itibariyle, bir parmak balı ağıza çalmış, korku sever olarak meraklarda bırakan devam filmi. umarız ki, michael myers , palyaçoya benzememiş, ayaklara düşmemiştir yine.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?