confessions

mouscronoise

- Yazar -

  1. toplam entry 459
  2. takipçi 1
  3. puan 14817

kula evleri

mouscronoise
kula evleri 18. yy osmanlı imparatorluğu’nun altındaki hemen her bölgede karşımıza çıkan ve türk evi olarak tabir edilen ahşap evlerdir.
kapılardaki ince ahşap oymalar, sofa ve baş oda tavanlarında renkli boyanmış, çıta ve göbeklerle bezenmiş süslemeler, camlarda vitraylar kula evlerinin karakteristik özellikleridir.
bunlardan en çok göze çarpanlar ise zabunlar,palanduz, beyler, göldeliler ve tamburacılar konağı.

basar başarır

mouscronoise
bilgi üniversitesi bünyesinde siyasal iletişim adıyla verdiği dersle merakları üzerine çekmeyi başarmış,matematik zekası kuvvetli olduğu kadar kalemi de kuvvetli zat.
istanbul erkek lisesi’nin ardından kapağı boğaziçi makina’ya atan başarır,bu derece sosyal bir okuldan çıkan her birey gibi pozitif bilimlerden sıyrılarak sosyalliğe uzanmıştır.
el attığı her işin hakkını verme konusunda ziyadesiyle kararlıdır.

daha önce yayımlanmış üç öykü kitabı var: "kent kitabı" (1992), "eski şehrin ayazı" (1996), "nedir hayat" (2000).

başarır, 2003 sait faik hikâye armağanı ödülünü "getirin o günleri yakalım bu öyküleri" adlı eseriyle almıştır.

yılmaz özdil

mouscronoise
bugünkü yazısıyla ,ülkenin içinde bulunduğu sakatlığı özetleyen,
"belediye başkanı muhallebici,istanbul sütlaç" diyerek ilginç alegoriler kullanan zat-ı muhterem.

işte yazısı;

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10434702.asp?yazarid=249

taraf

mouscronoise
taraf ekeonomik krizle başetmeye çalışırken, taraf okuru da gazetesine destek vermeye uğraşıyor...
istanbul’da bir grup taraf okuru gazeteye destek olmak amacıyla taraf okurları derneği’ni kurdu. “taraf okumak konforu bozup sorumluluk almayı gerektiriyor” sloganıyla kurulan dernek taraf ’a destek etkinlikleri düzenleyecek.

http://www.gazeteciler.com/news_detail.php?id=148113

türkiye

mouscronoise
vergi borcunu zamanında ödeyenin dezavantajlı duruma düştüğü kara parçası.ödemediğiniz taktirde aylık %10’luk bir gecikme faizi uygulanırken,aftan yararlanırsanız bu oran yıllık %3 ’e düşüyor,süper değil mi ?

ıssız adam

mouscronoise
alper’in ada’dan ayrılmak istediğini söylediğinde ada kapıyı çarpmak yerine ,açık bırakıp gider.bu umut verici niteliği olan açık bir kapı mıdır yoksa senden o derece nefret ettim ki kalkta kendi kapını kendin kapa mıdır?

bir insanın kokusu hep mi aynı kalır

mouscronoise
bana okumayı öğreten ve sevdiren büyük üstad can yücel’in konuyla ilgili yorumu :
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

cemal hünal

mouscronoise
uçuk kaçık bir ailenin bir o kadar uçuk kaçık çocuğu.hiperaktif teşhisi koyulan birçok çocuğa bu adama verilen şans verilseymiş ne cevherler çıkarmış dedirten ,st.benoit’yı lise 2’de yarım bırakıp ,biraz adam olsun diye prens charles’ın okulu olan gordonstoun’a yollanan ,sınıfın 1800’lerden kalma kara tahtasını yağlı boyayla beyaza boyayan ,at binmeyi sevişmeye tercih ettiğini belirten zat-ı cool muhterem .

ıssız adam

mouscronoise
giderken sağdan soldan doldurma bilgilerle kendinizi ağlamaya programlamayın.sizin hikayeniz,filminkinden çok daha acıklı olabilir.o noktada,göz yaşları sel olmak yerine gözlük, göz bebeği ve burun arasındaki stratejik üçgenin ağırlık merkezinde sıkışabilir.
radikal kararlar alma eşiğinde olanlar için ise sakat bir film bilgilerinize sunulur.

fais semblant

mouscronoise
teri moise’ye ait mükemmel bir şarkıdır efendim,sözleriyse beni benden alıp götürür...

aimé ou aveuglé
parfois on vit les sentiments a l’envers
quand tout dit que c’est fini
ce coeur s’acharne a vouloir croire le contraire
l’effort qui ne se fait plus
même a ça on s’habitue
l’amour ambigu

refrain:
on fait semblant comme au bon vieux temps
désespérément je veux que tu prétendes
qu’on joue cette scène sans réticence sans gêne
quand les maux s’enchaînent
ca n’vaut plus la peine

actrice complice
cette comédie celle de la vie on l’assume
toutes ces fleurs, de nos leurres
ont fait passe, enjolivaient l’amertume
vu que la façade est belle,
gardons ce superficiel
rien de réel

refrain :
on fais semblant comme au bon vieux temps
désespérément je veux que tu prétendes
qu’on joue cette scène sans réticence sans gêne
quand les maux s’enchaînent
ca n’vaut plus la peine

l’idéal paradoxal
ça se manie se réécrit le bonheur
paresse ou sagesse
une discipline l’art de faire mine peut faire peur
notre mensonge fonctionnait
on s’y est habitue
pourquoi changer

refrain:
on fais semblant comme au bon vieux temps
désespérément je veux que tu prétendes
qu’on joue cette scène sans réticence sans gêne
quand les maux s’enchaînent
20 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol