confessions

laughter

- Yazar -

  1. toplam entry 1621
  2. takipçi 1
  3. puan 30963

milli olmak

laughter
bir zamanlar şöyle bir diyalog hatta monolog yaşanmıştı.
üniversite tanıtımı için x üniversitesinden öğrenci ve hocalar konuşma yapmak amacıyla y lisesine gelmişlerdi.
başta üniversiteden takım elbiseli hocalar, yetkin kişiler konuştular, ardından sıra öğrencilere geldi. kız öğrenci gayet sevimli konuştuktan sonra, erkek öğrenci de anlattı bi şeyler. tam öğrencinin dilinden öğrenci anlar modunda, samimi bir şekilde. ama bomba sonunda geldi. yamulmuyorsam bursluluktan falan bahsediyodu;

-... evet bunlar gibi çeşitli burslar var üniversitemizde. üniversitemizde çok geniş olanaklar var. haa arkadaşlar aranızda milli olan var mı?

tüm okulda bir an sessizlik...nası yani ifadesi... ardından pişkin öğrenciler oturdukları yerden kahkahaları basarlar. öyle ki üniversite hocaları falan da tutamaz gülerler ama saklarlar tabi.
çocuk durumu farkedip;
-yani bir sporla ilgilenen, milli sporcu diyorum arkadaşlar...
ortamı kurtaracak olan liseli sporcu öğrenciler el kaldırır da olay atlatılır.
tabi öğrenciler dağılırken herkesin aklında koskoca tanıtımdan sadece bu mevzu kalmıştır.

çiğköfte

laughter
yaşama sevinci. öyle bir şey düşünün ki; tüm benliğinizi acısıyla sarıyor, uzun süre ağzı açık şekilde dolaşmaya maruz bırakıyor; buna rağmen yine de deli gibi isteniyor, bağımlılık yapıyor. yani aşk gibi... acı çektirse de vazgeçemiyorsunuz.

ha bi de marula sardıktan sonra bol nar ekşisi döküp bir de lavaşa sararak yiyin. yanında da ayran olmazsa olmaz.

kuzum

laughter
eski türk filmlerinde favori hitap kelimesi, şimdi yerini arkadaşım, kardeşim almıştır. ki daha somut ve reel bir hal almıştır. yani adamın hayatında kaç tane kuzusu olabilir ki sonuçta.

endoplazmik retikulum

laughter
bilimsel, biyolojik muhabbetlerin döndüğü bir ortamda daha bi bilgili ve havalı durmak için sık sık söyleyin bu ismi. kimse de çakmaz bişey bimediğinizi. siz bol bol endoplazmik retikulum diyin, valla çok bilimsel duruyo. yani anca bilimsel duruyo, zira bir allahın kulunun gündelik hayatta kullanmak için böyle abidik kubidik bi laf üreteceğini sanmıyorum.

bitterend in bokunun çilek kokması

laughter
-evet sayın seyircier, memleketten insan manzaralarının bu akşamki konusu, tuvaletçilik yapan murtaza amcanın başına gelenler. murtaza amca umuma açık bir tuvaletin tuvaletlerini temizleyen ve geçimini bununla sağlayan bir amca.

ancak onun son yaşadıkları, hayatında bir travmaya dönüşü. yine birgün, rutin tuvalet temizleme işini yaparken, tuvaletlerin birinde pembe, çilek kokulu bir şey gördü. eğilip baktığında ilkin onun bok olduğunu anlayamadı, o yüzden konuyla alakalı yetkilileri çağırdı. yetkililer, cisimden aldıkları örnekleri laboratuar ortamında incelediler ve bunun bir bok olduğuna karar verdiler. ancak böyle bir bokun kimden çıktığı tamamen meçhul. dahası bununla gelecekte nelere yol açabileceğini düşünmek bile çok acı. örneğin murtaza amca, her göreceği boku böyle pembe ve çilek kokulu sanmaya başladı, sırf bu yüzden her boku görmek ve koklamak istiyor. bir fetişist oldu çıktı. ailesi feyatlar içinde. karısı sıçmaya korktuğunu söylüyor. ve yetkililer benim aracığımla bu bokun sahibine sesleniyor, lütfen olur olmaz yere yapmayınız, toplumun ruh sağlığı açısından en azından... sonuçta boktur, kokar...-
45 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol