instrument

şeytan görsün yüzünü.

nickini her gördüğümde okuduğum, yine de anlamadığım yazardır. nicki sanki harflerden oluşmuyor hissi yaratıyor ilk bakışta.

istanbul müziklerini çok güzel bir şekilde duyuran gruptur. bir benzeri ise (bkz: incesaz)dır. tarz olarak aynı müziği yaparlar.

bizim ünlülerden de anca sirk olurdu zaten.
(bkz: aferin çok iyi düşünmüşsün)

bir kız ismi. daha doğrusu kadın ismidir. kızlarda hiç rastlayamadım. yaşlıların zamanında kalmıştır.

(bkz: şukufe)
(bkz: şaziye)
favorimdir.

(bkz: sezai)

mükemmel bir uygulama. şöyleki;
diyelim bir soru var, ve o soru nasıl oluyorsa gelmiş bilgisözlükte başlık olmuş. bizim sevgili yazarlarımızda iyi niyetlerinden dolayı bu soruyu cevaplamak isteyeceklerinden, soru başlığına cevap entrysi patlaması yaşanacaktır. soruyu tanımlayan ilk entryden sonra başlık entry girişine kapatılır. daha önceleri başlık uçuyordu. hiç değilse anlam kazanmış olur.

elinize sağlık.

mahalledeki sisko arkadas · (1)
arto · (1)

mahellenin en yazık tipli çocuğudur. hiçbir oyuna alınmaz, şişko şişko diye dalga geçilir, maçlarda kaleye sokulur. herkes kadar hızlı koşamaz, her seferinde en çok o terler. ama yine de en sempatik olan o dur.

edit: #501896

satın almayı bilemem de, parklardan evin bahçesine ve balkonuna bank çalmak meşhurdur.

yine topla ve kaleyle oynanan bir oyundur. birisi kaleye geçer. birisi orta açar. kale önündekiler de kafa ile gol atmaya çalışır. kafa kafaya çarpışıp çok patlamış arkadaşım vardır. zevkli bir oyundur.

topla oynanan bir oyundur. oyuncu sayısı farketmez kadardır. isteyen oynayabilir. bunun için bir kale ve bir top gerekmektedir. önce herkes topu sektirir en az sektiren kaleye geçer. kaleye geçmeyen diğer oyuncular bu kaledeki salağa gol atmak niyetindedirler. fakat topa öyle rastgele vurunca gol olmaz. herkesin topa bir kere dokunma hakkı vardır. iki kere dokunan kaleye geçer. auta atan da kaleye geçer. topu eline çarptıranda kaleye geçer. kaleden çıkan çocuk çok sevinir. topa havada istediğiniz kadar dokunma hakkınız vardır. sektirerek atılan goller iki sayıdır. normal yerden atılan goller bir sayıdır. kafa golü üç sayıdır, rövaşata gol 5 sayıdır.
fakat bu golü atmak için götüne güvenen kimse çıkmaz. ilk dokuz golu yiyen anne olur. daha sonra sırasıyla en az gol yiyen babadır. sevinir. anne olanla dalga geçilir oyun sonunda.

nerde o eski günler...

#461304

entry: #523841
meali: sepulturanın hayranı benim olm, zaten nickimden de belli değilmi. gerisi sizi ilgilendirmez. onunla bizim aramızda. yazarım ben yabancıca entryi hiç birinizi alakadar etmez. ben okurum ben anlarım.

kendi ağzından meali: olm onu türkçeye çevirmeye üşendim.

yaşanan yerde boş saha, çimenlik, çayır, bayır gibi top oynamaya elverişli yerler yoksa, top oynanabilecek en güzel yer yoldur. hem yolda oynaması daha zevklidir. her araba geçtiğinde maç bir süre durur. şöyle olaylar gelişebilir.

- goooooooooooooooooolllllll
- ne golü lan araba geçiyodu biz durduk. gol değil.

bir de yol kenarında bahçe, çukur, evlerin arası gibi şeyler daima mevcuttur. bu sebepten topun oyun alanında sürekli kalması mümkün olmayabilir. top sürekli bir yerlere kaçar. topu kaçıran gidip almak zorundadır.

- sen attın olm git al
- hadi lan en son sana çarptı almıyorum.

bu muhabbetler çok olduğundan herkes rahatca dinlenir. çünkü topu alma inadı çok uzun sürebilir. ve genelde o anda topla alakası olmayan bir zavallı gider ve topu getiri.

yoldan geçenleri de unutmamak lazım. sürekli birileri gelip geçiyorsa durursunuz. millete top çarpar kaçarsınız.
bahçeye kaçan toplar bahçe sahibi tarafından kesilme tehlikesi geçiriyordur.

ve en önemlisi kaleler. onlar bizim can alıcı noktalarımız. hiç bir kale maç sonuna kadar yaşamını sürdürememiştir. kale diye taş koyarız. gelip geçen arabalar taşları ezer her defasında. taşlar darma duman olur. ve şunlar çıkar;

- goooooollllll
- direk lan. az önce kale orda değildi araba oynattı.
- düzeltseydiniz gol.

yolda oynanan maçlar genelde bu tarz kavgalarla sonuçlanır.
demekki neymiş
yolda top oynanmazmış.

bahçelerdeki ağaçlardan meyve çalmaktır. genelde komşuların ağaçlarına dalınır. bu komşular genelde en çok kızan ve cimri olandır. aynı ağaçtan kendi bahçesinde de olsa insan gider yan bahçedekine dalar. böyle ayrı bir zevki vardır bu işin.

bunların dışında apayrı zevk ise meyvelerin çeşitleridir. yakalanma heyecanı, pratiklik, hızlılık, gizlilik bu meyvelere göre değişir. şeftali, kayısı, kiraz, dut, incir, vişne, karpuz aşırılıyorsa dikkatli olmakta yarar vardır. yok erikse önemli değildir. ve unutulmaması gereken en önemli şeyler çok cepli üst baş ya da poşettir. poşet güvensiz olduğundan cepler daha elverişlidir.

çocukken oynanan oyunlardandır. önce saymacayla bir aptal seçilir ve o daha neyin ne olduğunun farkına varana kadar kaçılır. bu seçilmiş aptal velet koşarak kaçanlardan birisini yakalar, yakalanan ilk seçilen aptalın yerine geçer.

gürültüsü rahatsız etmeyen seslerdir. daha doğrusu çocukların rahatsız olmadıkları seslerdir.

1. bilyalı araba sesi
2. bisiklet tekerine sokulmuş şaşal sesi
3. kovalamaca oynarken kızların attıkları çığlıklar,
vs..

bisikletin tekerine şaşal sokmaktır.
bu işlem çocuklarda motora biniyormuş hissi yaratır. teker şaşala sürtündükçe rrrrrrrrrrr rrrrrr rrrrrrrr diye sesler çıkartır. bu çıkan sesin bilimsel olarak motor sesine benzediği kesindir. yoksa çocukken aptalmıydık sokalım şaşalları tekere.
bu gürültüler başımızı ağrıtmayan gürültülerdi. severdik.

(bkz: baş ağrıtmayan gürültüler)