efsanevi bir atari oyunu..dinazorlar ve tombul adamları bolcana kestiğiniz ve stres attığınız takdirde kahramansınız..çeşitli hareket kabiliyeti sayesinde hastalık derecesindse fan’ları olan oyundur.
bu oyundan sonra haggar’ın papucu dama atılmıştır.çünkü mustafa,haggar’dan daha güzel göt altı çekmektedir.
cebimizde jetonla gezdiğimiz zamanlarda sıkca gördüğümüz cümle insert coin.. okuldan sonra yada okuldan kaçaran kompiye gittiğimizde,makina boşsa vakit kaybetmeden oyuna başlamak için hazırda bulundururduk jetonları.mustafa oynarken üzerinize gelen dinazorların ve döner bıçaklı heriflerin gerdiği bünyenizi başka bir jetonla hemen rahatlatabilirsiniz.double dragona girersiniz.atarici easy e ayarlamışsa çatır çatır yenersiniz adamları keyfiniz yerine gelir.ardından bi tekken,sonra street fighterin türevleri,versiyonları..şimdi tekrar gerilme zamanı..efsane..metal slug.. son olarak dünya kupası oynayıp eve dönmek lazım..hava karardı..evden beklerler..
haklarında başka hiç bir erkeğin yorum yapamayacağı tiplerdir.. yakınlardaki bir hatun "eeeaa...kıskanma hemen..bok atma taş gibi çocuk" nidalarıyla irkilmenize sebep olur.
başka bir theme de açtığımda,sözlükte olduğumu farketmediğim için..alışmış kudurmuştan beterdir felsefesi ile hareket ederek..kullanmaktayız efenim.
simidi masaya vurup,pişti kağıdını ısıran insandır.süperbir kişiliktir..sevilmeli sayılmalıdır..evet
hikâyemiz şöyle başladı...
çok çok uzun yıllar önce şirinlere ait bir köy vardı..kötü kalpli gargamel şirinenin peşini bırakmıyor,en ufak açığında köşeye sıkıştırıyor,bol eteğini yıkarıya kaldırmaya çalışmak suretiyle onu taciz ediyordu.hep bir yolunu bulup kaçan şirine,artık bundan bıkmış ve şirin babaya adak adamaya gitmişti..önce şirin babanın evinin önündeki ağaca çaput bağladı ve etrafında 3 tur döndü..sonra kıbleye yönelerek;"allahım bana da hayırlı bir kısmet eyle de şu gargamel sapığından kurtulayım..zaman kötü sahipsiz kıza asılıyo herkesler.."diyerek yakardı..sonra "destur" diyerek şirin babanın mabedine yaklaştı.."şirin baba izin verirsen ben artık kısmetime kavuşayım,telli duvaklı gelin olayım.beyaz ata binip yüksek yüksek tepelere kurulan evlerden birine gelin gideyim" dedi.. derinlerden bir ses duyuldu.."git kızım..zamanı gelmişti zaten.."
ardından şirine köy meydanına giderek,köyün naçar delikanlılarına şimdiye kadar bakmadığı gözle kesik atmaya başladı..alıcı gözüyle süzdü hepsini şöyle bir.. ne de olsa köyün tek kızıydı..kime göz kırpsa,el etse alıp dünya evine girecekti hemencecik..
önce usta şirini gördü..
çekiçle birşeyler çakıyordu tahtaya..çok çekici görünüyordu..gözlerini alamadı ondan..güneşin altında parlayan mavi deninin üzerinde boncuk boncuk terler vardı..inanılmaz bir görüntüydü bu..
sonra gözüne ressam şirin çarptı..
tuvalini kurmuş dere kıyısında adeta zamanı durdurmuştu..gözlerini kısmış mükemmel doğanın en ince ayrıntısına kadar seçmeye çalışıyordu.."bir şirineyi daha mutlu edebilecek biri olamaz" diye düşünürken,
ordan geçmekte olan güçlü şirini gördü;
her zamanki gibi ağırlık çalışıyordu..sıcak yaz gününde adeta bir kaya gibiydi..izlemesi bile zevkliydi,ona sahip olduğunu düşündü ve çok heyecanlandı..
bu arada burnuna gelen güzel kokular ilgisini çekti..
aşçı şirindi bu..
ondan daha güzel yemek yapan biri olamayacağı kesindi..kendisi bile..düşündü ve gerçekten onun da çok iyi bir eş olacağına karar vermişti..
ama bir türlü aralarında seçim yapamıyordu..çok zordu..hepsi iyi kalpli,hepsi yakışıklı,hepsi yetenekli ve hepsi maviydi..
gözleri doldu bir an.. koşarak akan pınarın yanında bir taşa oturdu..suda yansımasına bakarken,güneşte parlayan sarı saçlarını gördü..çok çekiciydi..
ve sonra kendi kendine düşündü.."neden birini seçerek diğerlerinden vazgeçeyim?"
ardından karar aldı.. hepsine iş atacaktı.. artık köyün fahri fahişesi olacaktı..hem şirinler hem de şirine çok mutlu olacaklardı.. fakat abaza gargamel çıktı ortaya ve azman...dere kenarında ona zorla sahip oldu.. artık kendini şirinlere adayacaktı.. ve amme hizmeti vermeye başladı.. artık köy daha bir neşşeli olmuştu...
ve eğer uslu bir çocuk olursanız belki siz bile şirineye sahip olabilirsiniz..
çok çok uzun yıllar önce şirinlere ait bir köy vardı..kötü kalpli gargamel şirinenin peşini bırakmıyor,en ufak açığında köşeye sıkıştırıyor,bol eteğini yıkarıya kaldırmaya çalışmak suretiyle onu taciz ediyordu.hep bir yolunu bulup kaçan şirine,artık bundan bıkmış ve şirin babaya adak adamaya gitmişti..önce şirin babanın evinin önündeki ağaca çaput bağladı ve etrafında 3 tur döndü..sonra kıbleye yönelerek;"allahım bana da hayırlı bir kısmet eyle de şu gargamel sapığından kurtulayım..zaman kötü sahipsiz kıza asılıyo herkesler.."diyerek yakardı..sonra "destur" diyerek şirin babanın mabedine yaklaştı.."şirin baba izin verirsen ben artık kısmetime kavuşayım,telli duvaklı gelin olayım.beyaz ata binip yüksek yüksek tepelere kurulan evlerden birine gelin gideyim" dedi.. derinlerden bir ses duyuldu.."git kızım..zamanı gelmişti zaten.."
ardından şirine köy meydanına giderek,köyün naçar delikanlılarına şimdiye kadar bakmadığı gözle kesik atmaya başladı..alıcı gözüyle süzdü hepsini şöyle bir.. ne de olsa köyün tek kızıydı..kime göz kırpsa,el etse alıp dünya evine girecekti hemencecik..
önce usta şirini gördü..
çekiçle birşeyler çakıyordu tahtaya..çok çekici görünüyordu..gözlerini alamadı ondan..güneşin altında parlayan mavi deninin üzerinde boncuk boncuk terler vardı..inanılmaz bir görüntüydü bu..
sonra gözüne ressam şirin çarptı..
tuvalini kurmuş dere kıyısında adeta zamanı durdurmuştu..gözlerini kısmış mükemmel doğanın en ince ayrıntısına kadar seçmeye çalışıyordu.."bir şirineyi daha mutlu edebilecek biri olamaz" diye düşünürken,
ordan geçmekte olan güçlü şirini gördü;
her zamanki gibi ağırlık çalışıyordu..sıcak yaz gününde adeta bir kaya gibiydi..izlemesi bile zevkliydi,ona sahip olduğunu düşündü ve çok heyecanlandı..
bu arada burnuna gelen güzel kokular ilgisini çekti..
aşçı şirindi bu..
ondan daha güzel yemek yapan biri olamayacağı kesindi..kendisi bile..düşündü ve gerçekten onun da çok iyi bir eş olacağına karar vermişti..
ama bir türlü aralarında seçim yapamıyordu..çok zordu..hepsi iyi kalpli,hepsi yakışıklı,hepsi yetenekli ve hepsi maviydi..
gözleri doldu bir an.. koşarak akan pınarın yanında bir taşa oturdu..suda yansımasına bakarken,güneşte parlayan sarı saçlarını gördü..çok çekiciydi..
ve sonra kendi kendine düşündü.."neden birini seçerek diğerlerinden vazgeçeyim?"
ardından karar aldı.. hepsine iş atacaktı.. artık köyün fahri fahişesi olacaktı..hem şirinler hem de şirine çok mutlu olacaklardı.. fakat abaza gargamel çıktı ortaya ve azman...dere kenarında ona zorla sahip oldu.. artık kendini şirinlere adayacaktı.. ve amme hizmeti vermeye başladı.. artık köy daha bir neşşeli olmuştu...
ve eğer uslu bir çocuk olursanız belki siz bile şirineye sahip olabilirsiniz..
kanunlarda gözlüklülere torpil geçilmiştir.bu kanunu yazanın gözlüklü olduğundan şüphe etmekteyim.zira zaten gözlüklü adamlar genelde zeki çalışkan,ağır hareket eden,düsturuplu adamlardır ..mesela bana da gözlük verdiler ama takmıyorum..niye,çünkü her an bir kavgaya karışabilirim.yada taksamda kavda anında götüme yada gözüme kaçmasın diyerekten çıkartıyorum..zaten çıkartmayan ya salaktır,yada gözlerini sevmiyodur.böyle inswanları da kanunun koruması haksızlık bence..eşit platformlarda kavga etmek,huzuru bozmak istiyoruz.şurda milenyumu geçmişiz,avrupa birliğine adaylık koyduk..olmazki ama kardeşim..herkesin bi sabrı var..
kameome dalgası vardı bide süperdi..tam öyle mi yazılıyo bilmiyorum ama acaip iyiydi..çok sever,izlerdik kardeşimle..
sen kıza salak salak bakar hayaller kurarsın..kız arada kaçamak bakış atar arayı soğutmaz.bu arada derslerine de çalışır.sen liseyi bitirir mal gibi kalırsın,ardından askerlik..aa bi bakmışsın kız kazanmış üniversiteyi.fakat öyle sadıksındır ki aşkına..o artık "liselim" değil "üniversitelim"dir.hatta kelimedeki ratahsız edici söyleme zorluğu bile yıldıramaz seni.. besteler yapmaya çalışırsın bi türlü kafiye tutmaz.sonra lanet edersin üniversiteye."senin adını koyanı eşşekler kovalası" dersin..
sokak deyimlerinde sıkça rastlamaktayız kendilerine.saygın bir yer edinmiştir halk arasında.
(bkz: göt olmak)
(bkz: göt gibi kalmak)
(bkz: götüm götüm)
(bkz: göte gelmek)
(bkz: götünden uydurmak)
(bkz: göt altına atmak)
(bkz: göt göt konuşmak)
birde tekerlemesi vardır ki akıllara zarar..
eline sözlük,saçına tarak,götüne de öyle bişeydi tam hatırlayamıyorum..
(bkz: göt olmak)
(bkz: göt gibi kalmak)
(bkz: götüm götüm)
(bkz: göte gelmek)
(bkz: götünden uydurmak)
(bkz: göt altına atmak)
(bkz: göt göt konuşmak)
birde tekerlemesi vardır ki akıllara zarar..
eline sözlük,saçına tarak,götüne de öyle bişeydi tam hatırlayamıyorum..
kılkuyruk solistli redd grubunun bir şarkısıdır.
istemiyor artık canım
hiç üzülme umrumda değil hoşçakal derim
benim için artık bittı
görı dönmem umrumda değil, hoşçakal derim
hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
i–nce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın
sonra durdurdun
dünya yeniden dönüyor
telefonda ağlıyorsun
gözyaşların umrumda değil hoşçakal derim
yani birazcık anla canım
kül olsan da umrumda değil hoşçakal derim
hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
i–nce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın
sonra durdurdun
dünya yeniden dönüyor
dön be dünya, dön be dünya
daha hızlı dön
dön, dön
dön be dünya
dünya yeniden dönüyor
istemiyor artık canım
hiç üzülme umrumda değil hoşçakal derim
benim için artık bittı
görı dönmem umrumda değil, hoşçakal derim
hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
i–nce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın
sonra durdurdun
dünya yeniden dönüyor
telefonda ağlıyorsun
gözyaşların umrumda değil hoşçakal derim
yani birazcık anla canım
kül olsan da umrumda değil hoşçakal derim
hiç bu kadar acıtmadı
hiç kimse senin kadar acıtmadı canımı
i–nce gözümü bağladın sonra zamanı yavaşlattın
sonra durdurdun
dünya yeniden dönüyor
dön be dünya, dön be dünya
daha hızlı dön
dön, dön
dön be dünya
dünya yeniden dönüyor
kaliteli bir vokaldir kendileri..kendine özgü yorumlar her zaman özeldir..
(bkz: kurt cobain)
(bkz: bob dylan)
(bkz: nejat yavaşoğulları)
(bkz: tibet agirtan)
(bkz: hakan taşıyan)
(bkz: azer bülbül)
(bkz: kurt cobain)
(bkz: bob dylan)
(bkz: nejat yavaşoğulları)
(bkz: tibet agirtan)
(bkz: hakan taşıyan)
(bkz: azer bülbül)
bunu eleştirmeyi acaip iyi biliyoruz evet.dün izlediğim smallville dizisinde süpermen uzaylıyla konuşuyodu başka bir gezegende,o da ingilizce konuşuyodu ne hikmetse,hatta kötü uzaylı dünyayı laptopla ele geçiriyodu.elin oğlu yapınca karizma oluyo biz yapınca saçma..
bir de türk filmi versiyonu var bunun..
(bkz: kötü adamın otomobil ile at arabasına çarpıp beygiri öldürmesi)
(bkz: kötü adamın otomobil ile at arabasına çarpıp beygiri öldürmesi)
atatürk’de biliyodu elbet türk hekimlerinin yetersiz olduğunu,ama bunun eğitimle aşılacağını,eğitimin hangi konular üzerine eğilmesi gerektiğini de bu tarz sözleriyle beyat etmişti.gerçekten epey ileri görüşlüdür atamız.gerek öğretmenler olsun,doktorlar,çiftciler,üreticiler.. bu konuları kutsal sayıp atılım yapsın istemiştir atamız..kısmen başarılı da olmuştur.sorsanız halâ en saygın mesleklerdir bunlar..fakat,atatürk kadar önmesemiş midir ondan sonra gelen yöneticiler..o kısım muamma..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?