kimi durumlarda hiç sallanmayacak ama mesaj atılan kişi veya atılan mesaj önemliyse, acele cevap gelmesi bekleniyorsa insanı çileden çıkaracak durum. yok mesajı görmemiştir, yok kontürsüzdür gibi şeylerle sakinleşmeye çalışır insan, keşke mesaj atmsaydım da arasaydım der, ama karşı cinsse mesaj atılan kişi gurur yapılır ve aranmaz noldu neden cevap vermedin diye.
yurdum insanının haklarında yaptıkları yorum yalancılık olan meslek.
kendi normal, aksi anormal olan durum.
4 ayak üzerinde yürüyen,ısıran, koku duyusu fazla gelişmiş, havlayan canlı. sadakatiyle tanınır ama nedense sadakatsiz, adi insanlar için köpek denmesi yaygındır. kimileri ava gitmek için, kimileri yalnızlıklarını paylaşacak dost olsunlar diye, kimileri alanlarına girecek hırsızlar korksun diye besler kimileri de havlıyorlar diye öldürür. baş düşmanları kediler olan bu canlıların bakışları çok anlamlı olur genelde. sizi seviyorsa yanına gidince kuyruğunu sallamaya başlar. tanımak için yanınıza yaklaşır ve koklar. etrafı siyah beyaz gördükleri söylenir.
mobilyalarına düşkün annesi olanların aklından bile geçirmemesi gereken şey. her gün mobilyalara atılan çizikler için vereceğiniz hesapları düşünürsünüz. (hareket imkanı kısıtlı, etrafa zarar vermeyecek küçük hayvanlar dışarıda bırakılarak girilmiş bir entrydir.)
"dancing in the moonlight" adlı, insanın deniz kenarında mehtaplı bir gecede eğlenceli bir partide olasını getiren şarkıyı söyleyen kişi.
"neye gülüyorsun, söyle de biz de gülelim" demek
"ben bunları biliyorum, size anlatıyorum" demek
diğer sınıfın ya da önceki senelerdeki öğrencilerin daha iyi olduğunu söylemek
kendileri öğrenciyken hiç kopya çekmediklerini, çok çalışkan olduklarını söylemek.
"ben bunları biliyorum, size anlatıyorum" demek
diğer sınıfın ya da önceki senelerdeki öğrencilerin daha iyi olduğunu söylemek
kendileri öğrenciyken hiç kopya çekmediklerini, çok çalışkan olduklarını söylemek.
televizyonda ne izlediğinizi sorarlarsa vermenizin ihtimal dahilinde olduğu cevap. çok düzgün programlar olması gerekmez, sadece ingilizcenizi geliştirmek için izliyor olabilirsiniz boş zamanlarınızda. lakin bunu söylediğinizde ukala damgası görürsünüzve bu yüzden bir yerden sonra pek televizyon izlemediğinizi söyleyerek geçiştirebilirsiniz.
değişik işlevlere yarayan, bir sapın ucunda üç ya da dört tane sivri uzantısı olan nesne. asıl kullanım amacı yemek yerken elinizi kirletmeden lokmaları ağzınıza götürebilmektir. ama nefret ettiğiniz birinin gözlerini oymak için de kullanabilirsiniz. belki de kavanozunuzun kağağı açılmıyordur ve size yardımcı olur. pis biriyseniz tırnak aralarınızı temizlemeye yarar. birçok yemeğin yenmesi konusunda kaşığın rakibidir.
bizim evlerimize ağırlıklı olarak batılılaşma çalışmalarıyla birlikte girmiş, sırtınızı dayayabileceğiniz, kollarınızı koyabileceğiniz yanları olan oturmaya yarayan nesne. salondaki koltuklar genelde daha güzelken oturma odalarında güzelliğinden çok rahatlığı tercih edilir. bazı evlerde kirlenmesin, solmasın diye bana hüzün veren bir örtü sererler üstlerine. bazen amacının dışında kullanılır, uyunur üstünde veya üstüne çıkarak perde takılmaya çalışılarbilir. ikilileri, teklileri, üçlüleri, köşeye konan l şeklindekileri, berjerleri, televizyon izlemek için ve çocukların boylarına yetenleri vardır. üzerindeki kumaş eskidikçe değiştirilebilir. otuz kırk yıl öncesine kadar ahşap ağırlıklı, oymalı olanları gözdeyken bugün tamamen kumaş kaplı, düz hatlı yani "modern" olanları tutulur. üstlerinde genelde süs olmaktan başka bir işlevi olmayan küçük yastıklar olur. misafirliğe gittiğinizde oturduğunuz koltuk kadife kaplıysa kadifeyle oynayıp, bir şeyler çizerek vakit geçirebilirsiniz. ayrıca makamlar için de özel olanları vardır ki siyasetçiler genellikle ayrılmamaya çalışır onlardan.
sıçramış, seçilmiş.
orta okul yaşlarında sıradan bir genç kız olmaya çalışırken bunun bir yolunun da genç kız dergilerini okumak olduğuna inandığımdan bir süreliğine aldığım dergi. içinde kızların rezil oluşlarını anlattıkları bir bölüm olurdu. orası eğlenceli gelirdi o zaman, hala öyle gelir mi bilemiyorum. ve tabii bilumum erkek tavlama, tavlayınca da elde tutma taktikleri, makyaj hileleri, ucuz diye tanıtılan pahalı kıyafetler ki yaş kitlesinin ergenlik dönemindekileri kapsadığı düşünülürse yaşın gayet üstünde, kadınsı kıyafetler, cinsellikle ilgili gerekli bilgiler... bazı açıldan iyi olur bu dergiler aslında ama seviye yükseltilmeli biraz. sonuç olarak bu dergiyi okuyarak amacıma ne kadar ulaştım bilmiyorum ama bugün insanların nlpye giderek kazandıkları özgüveni kazanmamda telkinleriyle yararlı olduğunu düşünüyorum. kimi konularda genç kızları bilgilendirmesi iyi aslında ama evden kaçıp dışarı çıkma taktikleri(gerçekten vardı böyle bir yazı), britney spearsın bilmemnesi, ıvız zıvır "acaba sizin için doğru erkek mi, ne zaman evleneceksiniz" testleriyle gibi gereksiz şeylerle kafa doldurmalarına da gerek yok.
eğer direkt söylerse yaşanan şok etkisinden kurtulduktan sonra sindirilebilecek, eğer başka bir şekilde öğrenilirse sevgilisi olmasından ziyade bunun sizden yıllarca gizlenmesinin içinize oturacağı durum.
bursada insana nefes aldıran tek sokak. akşam saatlerinde geçerseniz mis gibi rakı ve balık kokar. dışarıya sıra sıra dizilmiş masalarda çingeneler çalar, millet eğlenir, siz de parasızsanız onları izlersiniz kedinin ciğeri izlediği gibi. özel zamanlarda özel topluluklarla gitmek adettir. öss bitişinde yeniyetmelerle dolar. yerlerinde zeki müren, celal nadir, tanpınar gibi bilumum sanatçıların adının yazılı olduğu tabelalar vardır falan filan... güzeldir, hoştur.
etek kısaysa giydirmeyen erkek modelidir. eğer uzun etek de giydirmiyorsa erkeksi kızlardan hoşlanıyordur, hatta belki derinlerinde bir yerlerde kızsı erkeklerden.
annemin kuzeninin annesinin kardeşinin çocuğu...
evde oturup evlendirilmeyi bekleyen kızların muhtemelen aynı konumdaki ablalarına hitap ediş tarzı. arkasından genelde sokaktan geçen bir adam hakkına gereksiz bir ayrıntı ya da mahalle dedikodusu verilecektir.
bursada santral garaj bölgesi travestilerden, tinercilerden arınsın diye başlayan çalışmaların sonucu kent meydanı olamamış ama kent meydanı adı altında bir alışveriş merkezi olmuş yer. renkli rüzgar gülünden bir amblemi vardır. orta gelir düzeyine hitap edeceği söyleniyordu ama anlaşılan bunu söyleyenlerin orta gelir düzeyinin maddi durumundan pek haberi yok ki bünyesinde sturbucks, gloria jeans gibi kafeler, restoranlar; zara, koton gibi mağazalar... var. ayrıca camdan oluşmuş bu bina estetikten gayet yoksun, göz zevkini bozuyor insanın. o civarda takılan insanların oradan çok alışveriş yapacağını sanmadığımdan ellerinde patlayacağını düşünüyorum. konserler veriyorlar. geçen gece mfö geldi. halk konseriydi. orada sturbucksın olmasının tek iyi yanı konseri abazalara bulaşmadan izleyebilmek olsa gerek.
21-22 gösteriyorsun, 32-33 gösteriyorsun benzeri cevaplar verilen soru. insanların kaç yaşında nasıl gözükeceğine dair standartlar var da benim mi haberim yok? 30lu yaşlarda 40lı yaşlarda denmesini anlarım da 21-22... fazla ayrıntılı. bir de doğru yaş söylenince şaşırılır. "aaa hiç 23 gözükmüyorsun. 21 gibisin." 21 yaşındaki biriyle 23 yaşındaki oldukça farklı mı gözüküyor nedir.
kendisine soldan soldan gelen, benzerlerini çevremizde sıkça görebileceğimiz avrupa yakası karakteri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?