confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45553

jessica williams

greyfurt
dünyada değişmesi gereken 50 gerçek kitabının yazarı olan, bbc programcısıdır.

dünyada değişmesi gerektiğini iddia ettiği 50 gerçekse şunlar;

bir japon kadını ortalama 84 yıl, bir botswanalı kadın sadece 39 yıl yaşıyor.

rusya’da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucunda hayatını kaybediyor.

15 yaşındaki ingilizlerin yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte biri sigara içiyor.

dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

abd ve ingiltere, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek erken hamilelik oranına sahip.

çin’de 44 milyon kadın kayıp.

brezilya’daki avon kadınlarının sayısı, asker sayısından fazla.

2002’de idamların yüzde 81’i abd, çin ve iran’da gerçekleşti.

ingiliz süpermarketleri, müşterileri hakkında hükümetten daha fazla bilgiye sahip.

ab’deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon, afrika’nın %75’inin günlük geçiminden daha fazla.

70’in üzerindeki ülkede aynı cinsten iki kişinin ilişkisi yasak,9’unda ise cezası ölüm.

dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirle yaşıyor.

1 yılda 13.2 milyon amerikalı, estetik ameliyat yaptırdı.

kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.

hindistan’da 44 milyon çocuk işçi var.

sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.

dünyanın en çok kazanan sporcusu golfçu tiger woods, yılda 78 milyon dolar, yani saniyede 148 dolar kazanıyor.

amerikalı 7 milyon kadın, 1 milyon erkek yeme bozukluğu çekiyor.

washington’daki lobi endüstrisinde 67 bin kişi, her seçilmiş kongre üyesi için
125 kişi çalışıyor.

motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.

1977’den bu yana abd’deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet ve taciz vakası yaşandı.

mc donalds’ın altın kemerini tanıyanların sayısı, hıristiyan tacını tanıyanlardan fazla.

kenya’da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor.

dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.

amerikalıların üçte biri, uzaylıların geldiğine inanıyor.

150’den fazla ülkede işkence var.

her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan aç kalıyor.

amerikalı siyah erkeklerin hapse girme ihtimali, yüzde 33.

dünyanın üçte biri savaş halinde.

petrol rezervleri 2040’da tükenebilir.

sigara içenlerin yüzde 82’si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

dünya nüfusunun yüzde 70’i, bugüne dek hiç çevir sesi duymadı.

silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek için yaşanıyor.

afrika’da 30 milyon kişi aids.

her yıl 10 dil ölüyor.

intiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.

abd’de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.

dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.

her yıl 2 milyon genç kız ve kadın sünnet ediliyor.

silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.

ingiltere’de 2001 seçimlerinde 26 milyon kişi, pop idol’un ilk sezonunda 32 milyon kişi oy kullandı.

abd, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.

abd, "haydut devlet" diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazla askeri harcama yapıyor.

dünyada 27 milyon köle var.

amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üç haftada bir ay’a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.

sıradan bir ingiliz, günde yaklaşık 300 defa kameraya yakalanıyor.

her yıl 120 bin kadın veya genç kız, batı avrupa’ya satılıyor.

yeni zelanda’dan ingiltere’ye uçakla getirilen bir tane kivi, atmosfere kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.

abd’nin, bm’ye 1 milyar dolardan fazla borcu var.

yoksul aile çocuklarının psikolojik sorun yaşama ihtimali, zengin aile çocuklarına göre 3 kat daha fazla...

not1: sözlüğe saygımdan tek tek saydım 50 tane. boşuna kendinizi yormayın.
not2:"mc donalds’ın altın kemerini tanıyanların sayısı, hıristiyan tacını tanıyanlardan fazla" olması durumu beni pek germedi. onun yerine "yalama batı toplumlarının sömürü ve soykırım içeren uygulamalarının sonlandırılmasını/engellenmesini"nin yer almasını tercih ederdim.

google da kendi ismini aratmak

greyfurt
bulunan insanların her zaman beklediğin etkiyi yaratmayabilecekleri eylemdir. cıkan 402 sonuçtan gaza gelerek gerçekleştirilen iritibat kurma girişimleri düş kırıklığıyla sonuçlanmıştır.

ben kendi adıma sahip birini bir "fun list"te bulup msn’e ekledim. bana "sen kimsin?" sorusuna ben "x.x"im die cevap verince şok yaşadı diğerleri. hatta birinin son 10 yıldır okuduğu okulları felan anlattım. iyice kıllandı. beni biraz sorguladıktan sonra ona telefonumu felan verdim. yaşadığı endişe o kadar büyüktü ki; ben bile tedirgin oldum.

sonuç olarak hedeflenen hazzı yaşatması çok çok zor olan eylemdir. google’da kendi isminizi aratın ama çok bir beklentiniz olmasın. sonuçta isim bir etikettir. önemli olan insanın kendisidir.

eskimo

greyfurt
yüzme bilmeyen halktir. (%99,9’u diyelim). zira o su sicakliginda "denizde yaşam süresi" 5-10 dakikadır.

eskimo dilinde kar yağışlarının farklarını tarif etmek için kullanılan yirmiden fazla sözcük vardır.

vücutları bulundukları cografyanin iklimine uyum saglamis, kisa ve kalin yapilariyla isi kaybini en aza indirmiştir.

canavar avcisi lakapli fahri kültür elçimiz sayın saadettin teksoy tarafından ziyaret edildikleri rivayet edilmektedir.
bir diğer rivayete göre sahin k’nın malum organinin geldigi memlekettir.
(bkz: denizin soguk sularindan gelen malum organ)

uyari: asagiyi sadece midesi saglam olanlar okusun lütfen.
"eskimo" kelimesinin "cig et yiyenler" anlamina geliyormuş. ben bir belgeselde izlemiştim. bunlar bir fok avliyorlar. foku hemen oracikta kesik biçiyor adam. taze taze cikardigi karacigerden bir parca kesip sunucuya uzatıyor. "ulan elinde mızrak var. dürter felan. yiicez mecburen" yüz ifadesine bürünen spikerde löp diye yutuyor o parcayi.(buraya kadar olanlar komik kısmı. okumaya devam etmeden önce bir kere daha düşün)
sonra ilerde gene fok avlamış bir grubu gösteriyor. ailecek toplanmislar basina. açık büfe gibi herkes bir parca koparma telaşında. sofra olarak fokun vücudu var sadece. biri fokun midesinden bir hayvan leşini cikartip, bir güzel yemeye basliyor. ben kusmak için banyoya hücum ederken spiker "eskimolarda leş kavrami yoktur. yaşam koşulları buralarda cok zor oldugundan..." gibi bir seyler geveliyordu.

gayrimenkul değerleme uzmanligi

greyfurt
çok çok önemli bir fonksiyonu yerine getiren meslek grubudur.
kredi talep edilen gayrimenkulun degerini öngörerek, haksiz yolla yüksek kredi kullanımına engel olan bir tedbir mekanizmasidir.

yani şöyle ki; ben 100 liralik bir ev alacağim. faizleri daha avantajli ve vadesi daha uzun oldugu için tüketici kredisi yerine satın almak istediğim evin değerini 150 lira göstererek başvuru yapıyorum. 100 lira ile evi alip 50 lira ile yaşam standartlarimi yükseltecek lüks harcamalar yapiyorum yada borc kapatiyorum falan işte...
buraya kadar herşey normal ama gün geliyor kredilerimi geri ödemekte problem yaşıyorum. kredi saglayan kurum evime el koyuyor ve satışa çıkartıyor ama oda ne ? bu evin değeri 100 lira. bense 150 lira kredi çekmişim. kredi sağlayan kurum şimdiden 50 lira içeri girdi bile.

olayın devamında şu şekilde diyaloglar yaşanır;
- e morgage için kredi sağlayan kurumları finanse eden fonların en büyük kozu neydi?
+ garantili yüksek kazanç.
- e garantisi bumuymuş? çekelim paramızı milleti kıllandırmadan.
(tabi bunlar okuyucuyu sıkmamak için benim basitleştirdiğim unsurlar)

sonuç: abd’deki morgage sisteminin (ödenmeyen kredilerle)temelinden sarsilmasi ve abd’den başlayarak tüm dünyada (özellikle avrupa’da) etkisi hissedilen finansal kriz. (son krizin tek sebebi yukarıda okuduklarınız değil tabiki ama işin çıkış noktası ve en önemli nedeni kisaca budur. emlak piyasasındaki durgunluguda eklemek lazim tabi. abd’de konut satışları 2006 eylülüne göre %12,2 gerilemis.)

ara not: morgage krizi ile emlak piyasasındaki durgunluk birbiriyle etkileşimli minör-major faktörler.

yeri gelmişken ülkemizdende bahsedelim. bizdeki morgage sistemi abd’ye göre çok daha sağlam kontrol mekanizmalarıyla denetlendiği için orta ve uzun vadede morgage fonları kaynaklı bu tip bir kriz öngörülmüyor.(bende böyle düşünüyorum. hem zaten türkiye’nin morgage sistemi o kadar derinleşmedi bildiğim kadarıyla)

ancak "amerikaya mal satan avrupanın etkilenmesi demek, avrupaya mal satan türkiye’nin bir süre sonra etkilenebileceği" anlamını taşıyor. şu an herkes beklemede. umarım global bir krizin eşiğinde değilizdir. umarım yerli yabancı kurumlar krizi iyi yönetebilirler.(mb’ler ve diğer finans piyasasi aktörleri)

not: abi başlığa bir daha bakayım dedim. şok oldum. konu nereden nereye gelmiş. neyse işte "gayrimenkul degerleme uzmanligi" yapanların neden çok para kazandıkları hakkında biraz fikir sahibi olduk.

namaz kilan ateist

greyfurt
dünyevi cikarlari icin olmadikca makbuldür. namaz kilarken hissedilenleri (sembolik bile olsa) ancak namaz kilanlar bilir. (ben din ve allah inancindan yoksunken bir cok kez namaz kilarmis gibi yapmak zorunda kaldim)
not: bu entry’nin nick sahibi ile uzaktan yakından alakası yoktur.

halusinasyon

greyfurt
olmayanı algılamaktır. bir veya birden fazla duyu organınca algilanabilir. genelde en beklenmedik zamanlarda ortaya cikarlar. psikolojik sebepleri olabileceği gibi çeşitli kimyasallar (halüsinasyon yan etkisine sahip kimyasallarla gereğinden fazla temas, yanlis ilac kullanimi, ilaclarin kötüye kullanimi, uyuşturucular vb...) , fizyolojik sebepler (hormon dengesizlikleri, kafatası bozuklukları, beyindeki yapısal bozukluklar, tümör vb...) kaynaklı olabilir.

halüsinasyon görme şikayeti olan kişiler ilk olarak bir nörolog’a muayene olmalı, nörolog’un teşhis yada yönlendirmesine göre bir psikiyatrist yada psikolog ile görüşülmelidir.

kamuflaj

greyfurt
farkedilmeme yada daha az farkedilme amaçlı olarak, sözkonusu birimin, bulunduğu ortamın karakteristik özelliklerine bürünmesi yada taklit etmesidir.

doğal yada sonradan ekleme olabilir. (zoolojide "doğal olarak" bir çok canlıda bulunurken, bazı yengeç türlerinde, koalalarda ve diğer az sayıdaki hayvanda "sonradan ekleme olarak" bulunur)
bütünleşik olabildiği gibi (ör: araçlardaki boya) opsiyonelde olabilir.(ör:top bataryalarının üstüne gerilen file)

sadece görselliği kapsamaz. biyolojik (ör: aids) olabildiği gibi, askeri algı sistemlerini (ör: radar, kızılötesi gibi) yanıltıcı-önleyici sistemler gibi (ör: anti-radar sistemleri vb...) biçimleride olabilir.

en genel kullanılan anlamı; kamuflaj denince aklımıza gelen, "askeri" kamuflajdır.
renk seçimi olarak kamuflaj; hemen hemen bütün askeri birimlerce kullanılır. ilk amaç elbetteki daha az farkedilirliktir. farkedilmeyen yada daha geç farkedilen birimlerin düşman birimlere karşı taktik ve stratejik üstünlük elde etmesi amaçlanır. (süpriz atak, yer değiştirme, taktik hedeflere kolay erişim vb...) çarpışma sırasında, öncesinde yada sonrasında söz konusu birime ait gözlemlenebilir/algılanabilir bilgilerin düşman istihbaratınca saptanmasının zorlaştırılmasıda bir diğer sebeptir. (birimin konumu, boyutu, cinsi, hızı, yönü, durumu vb...)

ara not: bu entry bitmeyecek gibi gözüktü bi an. baglayamadim. siz baglarsiniz artik.

velakin kamuflaj yararli bi seydir. severiz kendisini.

son not: bitti cok sukur
81 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol