(bkz: iwo jima)
(bkz: paradox)
altındaki entryleri okuduktan sonra beni bitiren başlıktır.
işi gücü bırakıp, yaklaşıp 100 entry edecek kadar yazı yazdım, her seferinde sildim ve en sonunda bu satırları kaleme aldım.(kimi çok kırıcı oldu, kimi yasalara aykırı oldu, kiminde de üslup dışına çıktım)
en sonunda belli bir bilgi alt yapisi olmayan insanlara tek bir entryde bir düşünceyi kabul ettirmenin, demokrasiyi özümsetmenin imkansızlığına kanaat getirdiğimdendir ki; bazı entry sahiplerine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağını anlatmak için bazı tavsiyeleri küçük notlar halinde sıraladım.
1- "cumhuriyet’e atılmak istenen gollerden biri" diye düşünenler için ev ödevi;
kurtuluş savaşında bomba taşıyan kadınların görüntüleri 1000er kere izlenmeli. içlerinden en beğenilen kare 70x100 afiş olarak bastırılmalı ve yaşanılan evin mutfak kapısına asılmalı. (o başı kapalı kadınlar olmasaydı o lokmalar gırtlağımızdan geçmezdi)
2-"kafalarından türbanı atsalar bile beyinleri türbanlı kalacak" diye düşünenler için ev ödevi;
"önyargi", "kültürel farkliliklarin zaaf degil zenginlik oluşu", "din ve inanç hürriyeti" hakkında her biri bir birinden bağımsız 1000er adet kompozisyon. (o kadar çok yazacaksınki; ister istemez empati yapacaksın)
3-hala bir şey anlamayıp, aval aval bakan arkadaşlar 1000 kere daha dünyaya gelseler düşünceleri gene aynı olurdu heralde...diyemem. diyemem, çünkü bu ön yargı olur.
not: yazmaktan değil, düşünmekten yoruldum. her entry 2 saat alsa bu sözlük ömür törpüsü olur.
her yazar kırıcı,ön yargılı olmamak için çaba sarfetse cennet olur.
işi gücü bırakıp, yaklaşıp 100 entry edecek kadar yazı yazdım, her seferinde sildim ve en sonunda bu satırları kaleme aldım.(kimi çok kırıcı oldu, kimi yasalara aykırı oldu, kiminde de üslup dışına çıktım)
en sonunda belli bir bilgi alt yapisi olmayan insanlara tek bir entryde bir düşünceyi kabul ettirmenin, demokrasiyi özümsetmenin imkansızlığına kanaat getirdiğimdendir ki; bazı entry sahiplerine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağını anlatmak için bazı tavsiyeleri küçük notlar halinde sıraladım.
1- "cumhuriyet’e atılmak istenen gollerden biri" diye düşünenler için ev ödevi;
kurtuluş savaşında bomba taşıyan kadınların görüntüleri 1000er kere izlenmeli. içlerinden en beğenilen kare 70x100 afiş olarak bastırılmalı ve yaşanılan evin mutfak kapısına asılmalı. (o başı kapalı kadınlar olmasaydı o lokmalar gırtlağımızdan geçmezdi)
2-"kafalarından türbanı atsalar bile beyinleri türbanlı kalacak" diye düşünenler için ev ödevi;
"önyargi", "kültürel farkliliklarin zaaf degil zenginlik oluşu", "din ve inanç hürriyeti" hakkında her biri bir birinden bağımsız 1000er adet kompozisyon. (o kadar çok yazacaksınki; ister istemez empati yapacaksın)
3-hala bir şey anlamayıp, aval aval bakan arkadaşlar 1000 kere daha dünyaya gelseler düşünceleri gene aynı olurdu heralde...diyemem. diyemem, çünkü bu ön yargı olur.
not: yazmaktan değil, düşünmekten yoruldum. her entry 2 saat alsa bu sözlük ömür törpüsü olur.
her yazar kırıcı,ön yargılı olmamak için çaba sarfetse cennet olur.
arıtma tesisleri yönünden zambia ile aynı standartlara sahip oldugumuzdan; mektubu posta yerine elden ulaştırmak gibidir.
uyku özlemi çeken bünyelerin tatli yalanidir.
bir türlü isinamadiğim, çok itici deyimdir. acitir, iter, tiksindirir, korkutur ama ne yazik ki en kisa yoldan anlatir.
izin verilince yaşanan salak olaylardandir. ilk saniyede ket vurulunca işler yolunda gider ve yaşamanız muhtemel olan milyonlarca hüsrandan bir kaçını elemine etmiş olursunuz.
kamp ortamlarında çantamdan çıkarttığım andan itibaren toşhak oğlani edildiğim ancak kampın ilerleyen günlerinde tükenen erzakların ve tatlı krizinin etkisiyle bana yalvarmaktan utanmayan kitleleri melettiğim besin şeysidir.
kampçılar için idealdir. bozulmaz, kokmaz, doyurur, ucuzdur, vitaminlidir, suyla da gayet güzel yenir.
kampçılar için idealdir. bozulmaz, kokmaz, doyurur, ucuzdur, vitaminlidir, suyla da gayet güzel yenir.
şu an olmayan ama umudun kesilmemesi gereken diceydir. sözlükte şu an online olan 37 kişiye inat olsun diye yayin yapmayacak kadar vicdansiz olmayan yüce insandir.(sepul ve goe siralarini savdi. tekrar teşekkürler)
yayina davet edip bizi ihya edecek, mutlu yarinlara zemin hazirlayacak, cocuklarin nese icinde kosturup oyunlar oynadigi, mutlu bir geleceğin mimarı olabilecek insandır.
kendisini sevgi ve saygı ile andığımız gibi, hasretlede bekleriz.
yayina davet edip bizi ihya edecek, mutlu yarinlara zemin hazirlayacak, cocuklarin nese icinde kosturup oyunlar oynadigi, mutlu bir geleceğin mimarı olabilecek insandır.
kendisini sevgi ve saygı ile andığımız gibi, hasretlede bekleriz.
askeri birliklerinin maneviyattan yoksun olmalari, aslinda en son dikkate alınması gereken sebeplerdendir.
mercimek tanesi kadar devletin kuşatmayı ve işgali önleyebilmesi bu günün koşullarında bile çok zordur.
mercimek tanesi kadar devletin kuşatmayı ve işgali önleyebilmesi bu günün koşullarında bile çok zordur.
+ ey ruuh geldiysen masaya 3 kere vuur.
tak tuk sangir
+ ey salak ruuh, rakıları devirdin. sehpaya değil masaya vuur.
-cevat aabi geldi işte. üstelemesek cocuga?
tak tuk sangir
+ ey salak ruuh, rakıları devirdin. sehpaya değil masaya vuur.
-cevat aabi geldi işte. üstelemesek cocuga?
"tehlikenin farkinda olanlar" her şeyi bilirler ama her şeyi. ekonomiyi, milli siyaset belgesini, sosyal gelişmeleri ve değişimleri, dış siyaseti, iç güvenlik konularını, askeri vizyonumuzu, her şeyi ama herşeyi bilirler.
fedakarca biz cahilleri uyarmaya calışırlar ama biz anlayamayız. gözü kapalı ve sürü halinde oy kullaniriz.
yalnız işte "tehlikenin farkında olanlar" bizden bile salak, bizden bile cahil insanlardir. bir köy bakkalı kadar matematik bile bilmezler. 2007 genel seçimlerinde bağımsızların %5,2, genc partinin %3,0, diğer partilerin %4,5, aldığından habersiz; "neyseki %53 hala karşı" diyebilecek kadar tek hücreli beyin yapısına sahiptirler.
bu tip organizmalar seçimler öncesi bir takım kitleleri farklı/haklı bir takım duyarlılıkları kaşıyarak bir araya getirmiş ve sonra utanmadan piyasaya çıkıp üstlerine çöreklendikleri hareketten yola çıkarak "bakın arkamızdaki destegi görün" deme utanmazlığını göstermişlerdir.
aziz milletimiz ise 2007 seçimlerinde bu tip yanar döner siyasetçilerimize arkadan destek vermiştir.
konuyu daha iyi idrak edebilmek açısından;
(bkz: yobaz laikler)
(bkz: empati yoksunlugunun ilacla tedavisi)
(bkz: ölcüsüz eleştirmek)
edit: neyseki %64,9’u da size karsi
fedakarca biz cahilleri uyarmaya calışırlar ama biz anlayamayız. gözü kapalı ve sürü halinde oy kullaniriz.
yalnız işte "tehlikenin farkında olanlar" bizden bile salak, bizden bile cahil insanlardir. bir köy bakkalı kadar matematik bile bilmezler. 2007 genel seçimlerinde bağımsızların %5,2, genc partinin %3,0, diğer partilerin %4,5, aldığından habersiz; "neyseki %53 hala karşı" diyebilecek kadar tek hücreli beyin yapısına sahiptirler.
bu tip organizmalar seçimler öncesi bir takım kitleleri farklı/haklı bir takım duyarlılıkları kaşıyarak bir araya getirmiş ve sonra utanmadan piyasaya çıkıp üstlerine çöreklendikleri hareketten yola çıkarak "bakın arkamızdaki destegi görün" deme utanmazlığını göstermişlerdir.
aziz milletimiz ise 2007 seçimlerinde bu tip yanar döner siyasetçilerimize arkadan destek vermiştir.
konuyu daha iyi idrak edebilmek açısından;
(bkz: yobaz laikler)
(bkz: empati yoksunlugunun ilacla tedavisi)
(bkz: ölcüsüz eleştirmek)
edit: neyseki %64,9’u da size karsi
yukaridaki sig ve tarafli yorumlara bulasmadan asil problemi desifre edeyim;
1- evde kalma kompleksi yasayan tesettürlü kızların cogunlugu kariyer sahibi olanlar. iyi eğitimli ve iyi bir iş sahibi kizlarimiz daha bir problem yaşıyorlar.(artık erkeklerin kesin hakim olma kompleksimi dersiniz ne derseniz deyin. en birinci kitle bunlar)
2- şehirleşme eğiliminin artmasıyla evlenme yaşının yükselmesi ve bu sosyal değişimin farkındalığının bütün kesimlerde aynı hızda ilerlemiyor olması (eskiden olsa evde kaldık demekte haklıydılar ama şu anda aile destegi olmadan evlenebilmek için erkekler en az 30 yaşını beklemek zorunda. bu durumu erkekler kabullendi ama kızlarımız ciddi bir kısmı beyaz atlı prens peşinde)
yazarla ilgili bir kısım giydirmelerimde olacak;
"biz namuslu olduğumuz için evde kaldık. şimdiki erkekler, namus kavramını önemsemeyen kızlardan hoşlanıyor" ibaresi bence yazarın hayal ürünü. bu kadar toplumsal baskıya rağmen büyük fedakarlıkla tesettür kullanan bir insan bu lafı söyleyemez. "evde kalacağıma namussuz olup evlenirim daha iyi" gibi bir anlam çıkıyor. bu lafı hiç bir tesettürlü kızın bilincine vararak ifade edebileceğini sanmıyorum. düşünce üretme özürlü yazarın yumurtladığı bir ifade olarak kabul ediyorum.
yukarıdaki entry’lere bulaşmayacağım dedim ama bunlarıda eklemezsem çatlarım. evet tesettürün namusla direkt olarak bir ilgisi yoktur. namus kavramı vicdan ve mantık birlikteliğini gerektirir. isteği dışında zorla fahişelik yaptırılan insanlarda namusludur. namusun tesettürle direk bağlantısı olmadığı gibi, namussuzluğunda direk bağlantısı yoktur.
1- evde kalma kompleksi yasayan tesettürlü kızların cogunlugu kariyer sahibi olanlar. iyi eğitimli ve iyi bir iş sahibi kizlarimiz daha bir problem yaşıyorlar.(artık erkeklerin kesin hakim olma kompleksimi dersiniz ne derseniz deyin. en birinci kitle bunlar)
2- şehirleşme eğiliminin artmasıyla evlenme yaşının yükselmesi ve bu sosyal değişimin farkındalığının bütün kesimlerde aynı hızda ilerlemiyor olması (eskiden olsa evde kaldık demekte haklıydılar ama şu anda aile destegi olmadan evlenebilmek için erkekler en az 30 yaşını beklemek zorunda. bu durumu erkekler kabullendi ama kızlarımız ciddi bir kısmı beyaz atlı prens peşinde)
yazarla ilgili bir kısım giydirmelerimde olacak;
"biz namuslu olduğumuz için evde kaldık. şimdiki erkekler, namus kavramını önemsemeyen kızlardan hoşlanıyor" ibaresi bence yazarın hayal ürünü. bu kadar toplumsal baskıya rağmen büyük fedakarlıkla tesettür kullanan bir insan bu lafı söyleyemez. "evde kalacağıma namussuz olup evlenirim daha iyi" gibi bir anlam çıkıyor. bu lafı hiç bir tesettürlü kızın bilincine vararak ifade edebileceğini sanmıyorum. düşünce üretme özürlü yazarın yumurtladığı bir ifade olarak kabul ediyorum.
yukarıdaki entry’lere bulaşmayacağım dedim ama bunlarıda eklemezsem çatlarım. evet tesettürün namusla direkt olarak bir ilgisi yoktur. namus kavramı vicdan ve mantık birlikteliğini gerektirir. isteği dışında zorla fahişelik yaptırılan insanlarda namusludur. namusun tesettürle direk bağlantısı olmadığı gibi, namussuzluğunda direk bağlantısı yoktur.
sözkonusu türün (genelde hedeflenen) karakteristik özelliklerini taşıyan canlılar için kullanılır.
(bkz: yaris ati)
kazandırdığı genetik üstünlükler, bir takım eksikliklikleri ve dezavantajlarıda beraberinde getirir.
(bkz: irsi hastaliklar)
(bkz: genetik fakirlik)
(bkz: yaris ati)
kazandırdığı genetik üstünlükler, bir takım eksikliklikleri ve dezavantajlarıda beraberinde getirir.
(bkz: irsi hastaliklar)
(bkz: genetik fakirlik)
- abbas abi acil bi is var. ne kadar verces ??
+ mühteviyat nedir ?
- arkali, önlü
+ öne 25, arkaya 35 alirim
- ama abi arkadan gafil avliyosun. daha az iscilik oluyo. neden 35 aliyosun ?
+ temizlenmesi uzun sürüyo.
- haaaa
+ para pesin, kirmizi mesin.
- abi bence böle salak basliklara sirf espri olsun die, böle salak entryler girmemeliyiz.
+ bencede kocum. gel tövbe edelim.
- tövbe
+ tövbe
+ mühteviyat nedir ?
- arkali, önlü
+ öne 25, arkaya 35 alirim
- ama abi arkadan gafil avliyosun. daha az iscilik oluyo. neden 35 aliyosun ?
+ temizlenmesi uzun sürüyo.
- haaaa
+ para pesin, kirmizi mesin.
- abi bence böle salak basliklara sirf espri olsun die, böle salak entryler girmemeliyiz.
+ bencede kocum. gel tövbe edelim.
- tövbe
+ tövbe
kullananlara "baba" diye hitap edilir.
ihracatı arttırdığı gibi, ithalatıda baskı altına alan müdahaledir. cari aciğin kisa vadedeki bas düsmanidir. dünyanin hic bir ülkesinde kesin cözüm olmamistir. bir cerrah icin ameliyat nasil son care ise, bir ekonomist icinde devalüasyon en son arzulanan müdahalelerdendir.
kesin degil ama gecici cözümdür. devaluasyon sonrasi orta ve uzun vadede gerekli düzenlemeler yapilmazsa çekilen acilar bosa gider ve ekonomi kan kaybetmeye devam eder.
cok cok önemli not: ihracat kalemlerinin en temel girdileri ithal ürünlerine dayali türkiyemizi hangi devalüasyon kurtarir onu bilemem.
kesin degil ama gecici cözümdür. devaluasyon sonrasi orta ve uzun vadede gerekli düzenlemeler yapilmazsa çekilen acilar bosa gider ve ekonomi kan kaybetmeye devam eder.
cok cok önemli not: ihracat kalemlerinin en temel girdileri ithal ürünlerine dayali türkiyemizi hangi devalüasyon kurtarir onu bilemem.
serbest cagrisim olaylari; (bkz: on the road again)
"ölene kadar mokoko"ya davetiye cikarmaktir. münasebetsizliktir. cahilliktir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?