greyfurt

pişirilmeden de gayet afiyetle tüketilebilen lezzet abidesidir. (aslında pastırmada bulunan et, onu çevreleyen çemende bulunan acı biber, sarımsak ve diğer katkılarla pişmiştir. çiğ köfte gibi)

yumurtalıda güzel olur, yumurtasızda güzel olur. ekmek arası, ekmek üstü, ekmek yanı her türlü her şekilde güzel olur.

not: yedikten sonra yaşanılan partırma sendromunu’nun baş suçlusu muhteviyatında ki çemendir. sadece çemen yedikten sonrada aynı etkilerin yaşanması buna en büyük delildir.

sonuç olarak yakaladığınız yerde yutun derim.

dört halife’den 3.südür.
diğerleri için: (bkz: hazreti ebu bekir), (bkz: hazreti ömer), (bkz: hazreti ali).

bu dört halifenin kılıçları topkapı sarayında sergilenmektedir. (bu resim en son sergilendikleri yer değil galiba)

yukarıdan aşağıya: hz. ebu bekir, hz. ömer, hz. osman, hz. ali’nin kılıçları.
http://www.limk.com/resim.php?img=http%3a%2f%2fimg168.imageshack.us%2fimg168%2f8875%2fresim0173wj.jpg

not: bu müzede hz. ali efendimize halife olduktan sonra devlet tarafından verilen kılıcı sergilenmektedir. resimdeki zülfikar değildir.

hz. muhammed’in vefatından sonra halifelik yapan dört halifedir.
sırasıyla: hazreti ebu bekir, hazreti ömer, hazreti osman, hazreti ali’dir.

müslümanların dini ve siyasi lideri.

probiyotik yiyecektir. bağısak florasını (bağırsaktaki faydalı bakterileri) arttırırken, zararlı bakterileri azaltır.

en ucuz koruyucu tedavidir. yararlı bakteriler turşuda deaktif vaziyettedir. vücuda alındığı zaman aktif hale geçerler.

uzun ve sağlıklı yaşamın ulaşılması ve uygulanması kolay yiyeceklerindendir. (taze meyve, sebze ile evinizde yapın. endüstriyel ürünlerden hedeflenen fazda pek elde edilemez)

geometrisi gereği en çok su taşıyan turşulardandır. (su çeken değil, su taşıyabilen)

muhteviyatındaki turşu suları fazlaca etrafa akmadan, timsah gibi bir lokmada yutulmalıdır.

atların arpa yemesi gibi katur kutur yenilesi turşu türüdür. (ya ben çok bok boğazım yada cidden herşeyi severek yiyorum)

hedeflerin bulundukları noktada tutunmalarını, mevzi almalarını zorlaştıran bir atış/mevzi disiplinidir.

en bilinen pusu taktiklerindendir(özellikle asimetrik savaşta). hedefler genelde ilk ateşin hangi yönden geldiğini algılamakta güçlük çekerler. karşı ateş şansları pek yoktur. genelde hedeflerin tek şansı daha geri bir noktaya ulaşıp (ulaşabilirlerse), mevzi almaya çalışmaktır. işte amaçta budur zaten. pusu yiyen taraf etkin bir karşı ateş açamadıkları için biraz geride mevzilenmeye çalışırken, pusu atan taraf atış baskısını devam ettirerek daha geriye ulaşmalarına engel olmaya çalışır.

saldıran taraf birbirlerine (yaklaşık-genel eğilim) 90 derecelik 2 ana mevziden ateş açtığı için, dost ateşinden (friendly fire) kaynaklanabilecek kayıp riskini en aza indirir ve düşmanı en avantajlı olduğu noktadan ateş altına alır.

pusu yiyen taraf takviye alsa bile, atış baskısı kendilerinde olduğu için, pusu atan taraf rahatça mevzilerini terkedip gidebilir.

elbetteki sadece gerilla taktiği değildir. nizami birliklerinde uyguladığı taktiktir. kalabalık birliğin bir kısmı atış baskısını devam ettirerek düşmanı yerinde tutmaya çalışırken, bir kısmıda yayılarak düşmanı çapraz ateşe almaya çalışır. (hilal taktiğinin yandan yemişi)

düşmanı topyekun imhaya yönelik bir taktik değildir ve genelliklede topyekun imha ile sonuçlanmaz ama en az zaiyatla, en büyük zararı verecek taktiklerin başında gelir.

not: konvoylara, konvoyların niteliğine, konvoy piyade ayrımına, topçu desteğine, sayısal üstünlüğe ve daha bir çok faktöre göre uygulamada ve önceliklerinde farklılık olur.

iflasın eşiğinde ki bir firmadan beklenilmeyecek kadar kötü reklam serisinin parçasıdır.

bizim millet pek öle arka kapı sohbetlerinden hoşlanmaz ama bakalım ne kadar başarılı olacak bu kampanya?

umarım daha başarılı bir kampanya yaparlar, umarım profilo ayakta kalır.

küçük bir cocukken, şehirler arası otobüs yolculukları sırasında sigara dumanından gözlerim yaşarır,midem bulanır, başıma ağrılar girerdi. (2 saat molasız yolculuk ettiğinizi hayal edin) o kadar feci, o kadar iğrenç bir durumdur ki, anlatırken bile içim sıkıldı. sonra neyse ki yasaklandı. şu anda bu yasaktan tiryakiler bile memnun.

kapalı mekanlarda sigara yasağı ilk uygulanmaya başlandığında üniversite öğrencisiydim. gene "kim takar yasağı. amaan yak bir cugara" şeklinde bakıyorduk ki; yasak uygulandı ve yararlı oldu. (istisnalar her zaman olur) artık elindeki dal kadar sigarayı yere atıp, son dumanlı nefesini sınıfa üfürerek giren öğrenciler pek görünmüyordur her halde?

şimdilerde yasağın genişletildiğini öğrendim ve bir yürüyen baca olarak çok sevindim. sadece sigara içmeyenleri değil, tüm toplumu korumak için çıkartılmış bir yasa bu. bize düşen desteklemek sanırım.

yasakları devlet koyar, uygulamayı başlatır, halk devam ettirir.

(bkz: sanatcıdan simitci polisten sol stoper olmaz)

zifiri karanlıkta ışıldar. (hayvan insanı zenana yazmış ama bir daha yazayım ki; bilmeyenler gecenin kör karanlığında deneysel sidiğe bulansınlar...fosforlu lan işte. sidikliler.)

böyle aptalca bir şeye bu ülkenin ihtiyacı yok ama bir an için olduğunu varsayalım; o zaman bu ülkede ki bazı şeref yoksunları, imam ve hatip karşıtlığını yaratırdı.

olası yazılı/görsel haber başlıkları:
- imamlara nanik yaptı.
- hatipler greve gidiyor.
- dobrovski imamından sert çıkış: "bizi ötekileştirmeyin!".
- dıbırnışka hatibi "imam değil önce adam olun".
- hatiplere ağır itham: "artistik yapmayın uleyn!"

alerji gibi yani. siz kaşıdıkça kaşınır. içten tedavi etmek lazım.

acımaklı not: bu gün yerine, saldıracak birşeyler bulamayıp, sadece birilerinin geçmiş söylemleri eleştirip, tartışıyorsak, türkiye biraz yol almış demektir. allah bozmasın.

+ ne zaman dediniz ?
- cuma, cumartesi bekliyoruz.
+ ama o gün fener-gassaray maçı var?
- sezayi bey manyaklaşmayın. çocukmu önemli maç mı?
+ ama ambülans felanda koyuyolar oraya. bişi olursa hemen inip...
- bakın normalde heyecanlanmanıza izin veremem ama odanızda televizyon var. oradan izlersiniz.
+ ben şimdi maça gidemicem yani?
- oooff of...

terör karşıtı bir müze olması çok anlamlı olur kanaatindeyim.
toplumsal hoş görüyü geliştirecek, acıları tekrar yaşatmayacak ama unutturmayacak, hayatı sienbisi-e penceresinden keşfetmeye çalışan gençlerimizinde faydalanacağını umduğum kampanyadır.

basbaglar katliami gibi konuyla ilintili terör olaylarının da unutturulmayacağı, toplumsal bilincin oluşturulabileceği mekanlardan biri olması dileğiyle.

görceniz siz gibi ağlamaklı versiyonları da vardır.

"muhteşem" ile "berbat" oyları arasında kalan "eh işte" sanırım derdimize çare olacaktır.

sözlüğün oy verme opsiyonu kişisel kanaatimce iyi modellenmiştir. 3 buton ve 4 fonksiyondan oluşmaktadır.(1 muhteşem, 2 eh işte, 3 eh iştenin zıttı/oy vermemek , 4 berbat vs. gibi)

"muhteşem" ve "berbat"ı hepimiz biliyoruz. "eh işte" muhteşem olmayan ama oy verilmeden de es geçilmemesi gereken, üzerinde çalışılmış veya konuya çok başka bir açıdan yaklaşan (artık taktir kısmı bize kalmış-kim nasıl algılıyorsa?) entry’ler için kullanılabilir.

ama en nihayetinde siz emin olduğunuz doğruları yazmaya devam edin. mutlaka bir gün ihtiyacı olan birileri gelip entry’nizi okuyacak ve faydalanacaktır. sanırım en büyük tatminde budur.

bu soruya "evet" diye cevap veren gıcık hocalarda vardı.
amaç sanki bilgiyi ve uygulamayı ölçmek değilmiş gibi birde böyle anlamsız, saçma sapan, moronca angaryalarla öğrencileri yıldırıp, akıllarınca disiplin sağlarlardı.

azdı tabi bunlar. bunları hiç kimse sevmezdi. öğretmen gibi öğretmenleri severdik. (yaram var dokunmayın. ne o elinde ki?...tuzmu?)

genelde uyandırılması gerektiği unutulan insanların sualidir.