adı gibi komik olaydır. yok öldükten sonra ot yada bok oluyomuşsun, yok çiçekleri kopartmayacakmışız, onlarda bir zamanlar bizim gibi ruhlarmış falan, filan.
yazık yani bunlarla kafayı bozan insanlara.
- muzaffer? muzaffer?
+ miyaovvv
- senmisin?
+ maoovv
- olm bırak numara yapmayı, benim ben.
+ maaaoooovvvv
- öff bu kedilik olayı hiç açmadı beni yaa. arabanın altına falanmı atlasam acaba?
eğer teşvik için kullanılıyorsa; çok kaba ve kırıcı cümledir.
bu cümleyi kullanabilecek kadar düşüncesiz insan "evet" cevabı aldığında suratının şekli nasıl olur merak ediyorum.
bu cümleyi kullanabilecek kadar düşüncesiz insan "evet" cevabı aldığında suratının şekli nasıl olur merak ediyorum.
başlığına tam olarak şu dakikalarda seri eksi oy veren ibne’nin saldırısına uğradığını yazacakken, başlığında okuduğum entry’lerden durumun zaten herkesce bilindiğini anladığım bilgiçtir.
sabır dileyelim kendisine.
edit: saatleri karıştırmışım. 1 saat kadar önce saldırıya maruz kalmış. sanırım seri eksi oy veren ibne mağarasına çekilmiş.
sabır dileyelim kendisine.
edit: saatleri karıştırmışım. 1 saat kadar önce saldırıya maruz kalmış. sanırım seri eksi oy veren ibne mağarasına çekilmiş.
fizyolojik farklılıkları bir kenara bırakırsak; kişiler arasındaki büyük farkı algıda seçicilik yaratır.
ilgili olaraktan; (bkz: illuzyon).
ilgili olaraktan; (bkz: illuzyon).
coğrafi konuma göre "hadi ingilizce konuşalım" dediğinizde; salak salak bakınmaları doğal karşılanmalıdır. yüksek ihtimalle türkçe bilmeyen topluluktur.
bence mantıklı olanı bu eylemi ingilizce teklif etmektir. (zaten anlayan "evet" yada "istemiyoz biz. bik bik bik" şeklinde gidişata yön verir)
bence mantıklı olanı bu eylemi ingilizce teklif etmektir. (zaten anlayan "evet" yada "istemiyoz biz. bik bik bik" şeklinde gidişata yön verir)
en sık printer çıktısı aldığımız kağıttır. filmlerde borsadaki hengamede havada uçuşan kağıtlardır bunlar. "tek yaprak kağıt" düşündüğümüzde ilk aklımıza o gelir.
bir diğer adı dosya kağıdıdır.
210mm x 297mmdir. alan olarak a3ün yarısı, a5in iki katıdır.
6 sayfalı el broşürleri genelde a4tür. (çift kırım, a4)
bir diğer adı dosya kağıdıdır.
210mm x 297mmdir. alan olarak a3ün yarısı, a5in iki katıdır.
6 sayfalı el broşürleri genelde a4tür. (çift kırım, a4)
1) bardak ışığa doğru tutulup, beyazlığın yoğun olup olmadığına bakılır. (eğitimli gözler sert rakıyı bakarakta anlayabilir)
2) bardak hafifce koklanır. (normalin üstünde bir anason kokusu varsa rakı sert olmuş demektir)
3) çok küçük bir yudum alınır. eğer dille ve genizde yanma yapıyorsa, rakı sert olmuş demektir.
not: eğer bu 3 yöntemle bile rakının sertliğini ayırtedemeyecek durumdaysanız;
yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamıştan
ah kalamıştan
yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamıştan
ah kalamıştan...(diye gider bu)
2) bardak hafifce koklanır. (normalin üstünde bir anason kokusu varsa rakı sert olmuş demektir)
3) çok küçük bir yudum alınır. eğer dille ve genizde yanma yapıyorsa, rakı sert olmuş demektir.
not: eğer bu 3 yöntemle bile rakının sertliğini ayırtedemeyecek durumdaysanız;
yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamıştan
ah kalamıştan
yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan
bir tatlı huzur almaya geldik kalamıştan
ah kalamıştan...(diye gider bu)
microsoft ürünlerinin kurulumu, yönetimi ve ihtiyaca uygun olarak özelleştirilmesi gibi nitelikleri kazandıran sertifika programıdır. 4 zorunlu, 3 çoktan seçmeli olmak üzere toplam 7 sınavdan başarılı olanların almayı hakettiği ünvandır. ("3 çoktan seçmeli" diye bahsedilen sınavları biz kendimiz seçiyoruz. sırf mcse olmak için fasafiso sınavları seçmeyin. bu alanda kariyer hedeflediyseniz kritik konuların sınavlarına hazırlanın)
birde mcse olmayı hedefleyen arkadaşlara tavsiyem; mcdbaın zorunlu sınavlarını mcse’nin seçmeli sınavlarında seçerlerse, sadece 10 sınava girerek hem mcse hemde mcdba olabilirler. (bu hiç kolay değil tabi ama böyle bir imkanınızda var. haberiniz olsun)
daha açık bir ifadeyle mcse’nin seçmeli sınavlarında mcdba’nın zorunlularını, mcdba’nın seçmeli sınavlarında da mcse’nin zorunlularını veriyorsunuz.
(bkz: mcdba) (microsoft certified database administrator)
ayrıca meraklıları için faydalı ve ücretsiz bir site:
http://www.mcsenedir.com/
not: bilgilerim güncel değil. fikir vermek için yazdım. konuyla ilgili olanlar arkadaşlar lütfen kontroletsinler. iyi araştırsınlar.
birde mcse olmayı hedefleyen arkadaşlara tavsiyem; mcdbaın zorunlu sınavlarını mcse’nin seçmeli sınavlarında seçerlerse, sadece 10 sınava girerek hem mcse hemde mcdba olabilirler. (bu hiç kolay değil tabi ama böyle bir imkanınızda var. haberiniz olsun)
daha açık bir ifadeyle mcse’nin seçmeli sınavlarında mcdba’nın zorunlularını, mcdba’nın seçmeli sınavlarında da mcse’nin zorunlularını veriyorsunuz.
(bkz: mcdba) (microsoft certified database administrator)
ayrıca meraklıları için faydalı ve ücretsiz bir site:
http://www.mcsenedir.com/
not: bilgilerim güncel değil. fikir vermek için yazdım. konuyla ilgili olanlar arkadaşlar lütfen kontroletsinler. iyi araştırsınlar.
maliyetli yöntemdir. şöyle ki;
- a5, 300 gr, 4 renk, tek kırım, 2000 adet. salı gününe çıksın.
+ kırım memeylemi olsun abi?
- evet
+ zıbırnıtskı lira abi
- aa? niye öyle ?
+ diğer kız izne ayrıldı. tek hatun çalışıyoruz. salıya yetişecekse bunu almam lazım.
- peki peki siz memesiz yapın.
- a5, 300 gr, 4 renk, tek kırım, 2000 adet. salı gününe çıksın.
+ kırım memeylemi olsun abi?
- evet
+ zıbırnıtskı lira abi
- aa? niye öyle ?
+ diğer kız izne ayrıldı. tek hatun çalışıyoruz. salıya yetişecekse bunu almam lazım.
- peki peki siz memesiz yapın.
haluk bey galatasarayın başkanlığına aday olmak için kolları sıvamış. (şenol güneşi de spordan sorumlu devlet bakanı yapın, tam olsun)
kendisi galatasarayın tüm borcunu bir gecede ödeyeceğini iddia etmektedir. eğer başarabilirse (ki ihtimal vermiyorum) gsnin yontma taş devrine dönmesi şaşırtmayacaktır.
(bkz: kabus geri döndü)
kendisi galatasarayın tüm borcunu bir gecede ödeyeceğini iddia etmektedir. eğer başarabilirse (ki ihtimal vermiyorum) gsnin yontma taş devrine dönmesi şaşırtmayacaktır.
(bkz: kabus geri döndü)
sözlükte en çok eksikliğini hissettiğim uygulamalardan biridir. yani yöntem ve kolaylaştırıcı olanaklar varken, hala daha bazı kuş beyinliler okunmamış bir romanı yada izlenmemiş bir filmi berbat etme konusundaki dallamalıklarını devam ettirmektedir.
yani güzel kardeşim şunu yapmak çokmu zor;
-----------------------------spoiler----------------------------:
yorum ve görüşlerini buraya yaz
-----------------------------spoiler----------------------------
bu kadar. evet sadece bu kadar. (senin kadar salak bir insanın bile yapabileceği kadar kolay yani) e bunun yöntemi belliyken, her fırsatta gerek kişisel mesajla, gerekse fırsat buldukça ilgili başlıklardaki entry’lerle bıkıp usanmadan uyarmamıza rağmen hala daha aynı düşüncesizliği yapmakta ısrar eden insanlar görünce cidden cinnet sınırına ulaşıyor insan.
"güzel entry olmuş ama spoiler vermeyi unutmuşsun" şeklinde kibarca uyardığım, "uyardığın için sağol" diye mesaj alıp, entry’sini düzeltmeyen bünyeler var sözlükte.
insan yanlışlıkla başlık açabilir. haddini aşıp birilerini kırabilir. bu tip şeylerin telafisi var ama sen finali anlattığında (yada gelişme bölümünün kritik ayrıntılarını) unutsun diye elektro şokmu vericez adama?
bunu yapanların ne kendisine saygısı var, nede başkalarına. ben izlemediğim bir filmle ilgili, okumadığım bir romanla ilgili başlıkları açmıyorum bile artık. bu raddeye geldi iş artık.
lütfen biraz dikkat. lütfen biraz saygı.
not: daha önceden yaptıysam (ki yapmadığıma eminim) özür dilerim. uyarın düzelteyim.
yani güzel kardeşim şunu yapmak çokmu zor;
-----------------------------spoiler----------------------------:
yorum ve görüşlerini buraya yaz
-----------------------------spoiler----------------------------
bu kadar. evet sadece bu kadar. (senin kadar salak bir insanın bile yapabileceği kadar kolay yani) e bunun yöntemi belliyken, her fırsatta gerek kişisel mesajla, gerekse fırsat buldukça ilgili başlıklardaki entry’lerle bıkıp usanmadan uyarmamıza rağmen hala daha aynı düşüncesizliği yapmakta ısrar eden insanlar görünce cidden cinnet sınırına ulaşıyor insan.
"güzel entry olmuş ama spoiler vermeyi unutmuşsun" şeklinde kibarca uyardığım, "uyardığın için sağol" diye mesaj alıp, entry’sini düzeltmeyen bünyeler var sözlükte.
insan yanlışlıkla başlık açabilir. haddini aşıp birilerini kırabilir. bu tip şeylerin telafisi var ama sen finali anlattığında (yada gelişme bölümünün kritik ayrıntılarını) unutsun diye elektro şokmu vericez adama?
bunu yapanların ne kendisine saygısı var, nede başkalarına. ben izlemediğim bir filmle ilgili, okumadığım bir romanla ilgili başlıkları açmıyorum bile artık. bu raddeye geldi iş artık.
lütfen biraz dikkat. lütfen biraz saygı.
not: daha önceden yaptıysam (ki yapmadığıma eminim) özür dilerim. uyarın düzelteyim.
bonnie and clydeın bonniesiz hali gibi nickli bilgicimiz. hoşgelmiş.
genelde eş, dost, kardeş, komşu kardeş şeklindeki bireyler, camdan bellerine kadar sarkarak "hoşt, hişt, ziktir" şeklinde durumu dengelerler.
sokak hayvanatlarıyla ev hayvanatları arasındaki mücadele böylece sürer gider. (kendimden biliyorum. sokak hayvanlarına hayır. bizim evin hayvanlarına evet)
sokak hayvanatlarıyla ev hayvanatları arasındaki mücadele böylece sürer gider. (kendimden biliyorum. sokak hayvanlarına hayır. bizim evin hayvanlarına evet)
baca temizleyici amcalarımızın kaçınılmak hareketidir. işleri gereği bütün gün kurum, is içinde olduklarından; kaçınılmazdır.
anlayışlı olmak lazımdır.
anlayışlı olmak lazımdır.
yanlızlığa giden kısa yolda hızla yol alan insan modelidir. bir süre sonra ne kendisine saygısı kalır, ne de başkalarından saygı görür.
yalnız kendisini hakeder.
yalnız kendisini hakeder.
eğer sevgilinin zoruyla gidilen salak bir aşk filmiyse; olaya girmek kaçınılmazdır.
hele yan salondaki millet thin red lineı tercih edip zevkle izlemekteyse ve sevgiliye kıldan ince boynunuz bu salak filme doğru büküldüyse, kaçınılmaz ötesidir.
uykudan yeni uyanmış ev arkadaşlarına bile yapılmayacak kadar seviyesiz ve dallamaca espriler her fırsatta yapılır. filmin halk arasındaki tabiriyle "boku çıkartılır". sevgili insanı, gittiğine gideceğine pişman olduğu dikkatini filmden size yöneltir.
sevgililer birbirlerine ket koymasınlar. aşk filmlerinide muntazam izlesinler ama arada sırada yakın mesafeden, yarı otomatik silahla kafatası parçalanıp beyin dokuları kameraya kadar sıçrayan adamların bulunduğu savaş filmlerinede gitsinler. yaşasın fedakarlık. yaşasın aşk.
hele yan salondaki millet thin red lineı tercih edip zevkle izlemekteyse ve sevgiliye kıldan ince boynunuz bu salak filme doğru büküldüyse, kaçınılmaz ötesidir.
uykudan yeni uyanmış ev arkadaşlarına bile yapılmayacak kadar seviyesiz ve dallamaca espriler her fırsatta yapılır. filmin halk arasındaki tabiriyle "boku çıkartılır". sevgili insanı, gittiğine gideceğine pişman olduğu dikkatini filmden size yöneltir.
sevgililer birbirlerine ket koymasınlar. aşk filmlerinide muntazam izlesinler ama arada sırada yakın mesafeden, yarı otomatik silahla kafatası parçalanıp beyin dokuları kameraya kadar sıçrayan adamların bulunduğu savaş filmlerinede gitsinler. yaşasın fedakarlık. yaşasın aşk.
bakımsızlıktan dökülen sözlüğümüzün, tembel yönetimce ne hallere düşürüldüğünün simgesidir.
arızalı banner alelacele, bir elektrik bantıyla özensizce yapıştırılmış ve günlerdir bu halde durmaktadır.
yakında sözlüğün muhtelif yerlerinde vita tenekesi ile kaplamalar, eski lastikten saksılar, bira kasalarından butonlar görürsek şaşırmayalım.
edit: ilahi adalet. rabbim sen nelere kadirsin. böyle uzaktan atıp tutmak kolay tabi.
son iki gündür, kendisini doğaya vermeye karar vermiş bir abimin klübesinin çevre düzenlemesiyle uğraşıyorum.
sadece bu gün 20 teneke kum taşıdım (vita tenekeleri gibi) ve bir sürü ıvır zıvır iş yaptım. klübenin çatısında, rüzgar muşambayı uçurmasın diye atılmış eski lastikler var. (yarın onları alıp, muşambanın kenarlarına çiviler çakacağız)
bir tek bira kasaları eksik (içilen kutu biraların boşlarını ekmek kasası gibi bir kasada biriktiriyoruz-yani kişisel tercih farkı sadece)
sonuç olarak "alma mazlumun ahını....hede hödö" falan işte.
arızalı banner alelacele, bir elektrik bantıyla özensizce yapıştırılmış ve günlerdir bu halde durmaktadır.
yakında sözlüğün muhtelif yerlerinde vita tenekesi ile kaplamalar, eski lastikten saksılar, bira kasalarından butonlar görürsek şaşırmayalım.
edit: ilahi adalet. rabbim sen nelere kadirsin. böyle uzaktan atıp tutmak kolay tabi.
son iki gündür, kendisini doğaya vermeye karar vermiş bir abimin klübesinin çevre düzenlemesiyle uğraşıyorum.
sadece bu gün 20 teneke kum taşıdım (vita tenekeleri gibi) ve bir sürü ıvır zıvır iş yaptım. klübenin çatısında, rüzgar muşambayı uçurmasın diye atılmış eski lastikler var. (yarın onları alıp, muşambanın kenarlarına çiviler çakacağız)
bir tek bira kasaları eksik (içilen kutu biraların boşlarını ekmek kasası gibi bir kasada biriktiriyoruz-yani kişisel tercih farkı sadece)
sonuç olarak "alma mazlumun ahını....hede hödö" falan işte.
kalıcı başarılara giden en kısa yoldur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?