gozlerihalacocuk

koçgiri isyanını bastıran kahraman(!), yaptığı katliamlarla bilinir, koçgiri isyanında sakallı nurettin paşa mıydı ismi tam hatırlayamıyorum ama bir kankası vardır ve izmir de kumandanken yanına gelen psikoposu konakın önünde bekleyen halkın önüne atıp linç ettirmiştir. bunlar kahraman olurlar nedenini bilenler çok iyi bilir, bunları kahraman yapanlarsa atatürkçü lerdir (sözüm ona mı demeliydim yoksa bilmiyorum çok kararsızım) ama o atatürk değil miydi? savaştan sonra yunan bayrakını ezip geçmekten imtina ile kaçınan? bırakın kuzum bırakın, toprak ana bile kabullenmemiştir sizin bu kahramanlarınızı, mezarlarında çiçekler bitmemiştir, katildir... katliamcıdır... ilginç olanı ise alevi bir kürt düşmanıdır.

beyoğlunda gezinen tramvay kürtür
deniz görünmez çünkü penceresinden
insanların öldürüldüğü dağlarda
inanıyorum yine de
dikkat ceylan cıkabilir uyarısına
bir orman yolundan geçerken

savaş ki ülkemde
bütün bardakları kırılan
birer sürahi gibi
çocuklarını gözyaşlarıyla bekleyen
nice anneler bırakmaktadır
pencere önlerinde

tutuşunca madımak otelinin perdesi
bir kez daha kundaklandı umudumuz
yürümeyi öğreteceğiz ona
sonra yeniden koşmasını
masal olmadığını söylüyor güzel günlerin
sivas sokaklarında doğuran kül kedisi

denize doğru inen bir sokaktır ülkem
düz değildir taşları
ayakkabılarını bağlamadan
peşinden koşarken bir martının
ipe takılıp düşer
özgürlüğün eve avluya sığmaz çocukları

başımızdaki şapka bireysel
şemsiye sosyalist yanımızdır
ve tek şartı
ters dönen bir şemsiyeyi düzeltmenin
zor da olsa yürümektir
rüzgara karşı

sunay akın

-------------------------------------spoiler------------------------------------:

bir çocuk, laz çocuğu ufacık daha şarkı söyler bir parkta oynarken...
kazım’ın koçari şarkısıdır bu... çocuk bitirir şarkıyı, oradan kazım başlar konser görüntüsünden... sonra kazım bu şarkıyı söylerken öksürür... ekran kararır...

-------------------------------------spoiler-------------------------------------

yeni cıwan haco diye anılan sanatçı sesi gerçekten ortalamanın çok üstündedir. no çı halo adlı şarkısı için :

http://www.kisaca.net/fpgxt

(bkz: devrim)


(bkz: yaratmak)

fransızca : arkadaşın şarkısı.

#782098


anlayabilmek için


#782089

müzik yaptığı 4 ülkenin 4 ün de de yasaklı olan sanatçı.

(bkz: şair ceketli çocuk)

devrimcilik kimsenin tekelinde olmadığı için yüzyıllardan bu yana her devrimci bir diğerini, reformist, oportunist, ajan ve işbirlikçi olarak nitelendiregelmiştir.

ufuk uras sevaplarıyla günahlarıyla türkiye solu için önemli bir insandır, hataları yok mudur? ziyadesiyle vardır. ama bu hatalardan dolayı değil de yaptığı doğrulardan dolayı eleştirilmesi ne yalan söyleyeyim benim bile kanıma dokunuyor.

eleştirilerin bir çoğunun yüksel(til)en ulusalcı dalganın ağızıyla yapılması şaşırtıcı değildir. lakin eşeğin bir tarafına su kaçırmakta sınır tanımıyor bu eleştiri sahipleri. eleştirmesinler demiyorum daha çok eleştirsinler de biraz akıl biraz mantık...


bir siyasetçi kiminle isterse kiminle gerek görürse ittifak yapabilir, doğru bulmak yanlış bulmak herkesin kendi insafına kalmıştır, bağımsız adaylık sürecinde farklı sebeplerden ötürü dtp ittifakına karşı imza toplamış biri olarak diyorum ki ufuk uras dtp yle iş birliği yapmıştır doğru, hata mı? zaman gösterecek, ama mhp yle iş birliği yapmaktan daha ala bir iş yaptığını anlamak için zamana ihtiyaç yok. devrim elbisesini işini gücünü bırakıp devletin gerici statükosunu, gerici laiklikini, akp gericilikine alternatif olarak sunanlar çoktan çıkarmışlardır. öyle ki akp nin neoliberal politikaları hakkında tek kelam etmemişlerdir, edememişlerdir, çünkü onlar aynı yol un yolcusudurlar.

ufuk uras ise akp gericiliğine karşı bir yandan özgürlükçü laiklik i savunurken diğer yandan ssgss ye de karşı çıkmayı ihmal etmemiştir. bunun yanında, dtp’ ye haydi diyarbakır da kahrolsun amerikan emperyalizm i diye miting yapalım diyerek gereken mesajı verirken, trabzon faşisttir faşist kalacak diyenlere de laz uşakı amerikan uşakı olmayacak demeyi de ihmal etmemiştir.

siyaset bütünlüklü yapılan bir şeydir, başını akp nin çektiği sermaye partileriyle mücadele, cumhuriyet in bazı kazanımlarını savunmaktan ibaret değildir, aslolan yoksul halkın hakkını savunabilmek erdemini gösterebilmektedir. bu konu da da kimse ufuk uras a bir zahmet laf etmesin, hele yıllar önce mhp yle yatağa girerken devrimcilik elbisesini çıkaran bir daha da hiç giyin(e)meyen gruplar bir zahmet hiç eleştirmesinler, ufuk uras la savaşsınlar, çünkü asla aynı kulvar da olamayacaklar bir daha.


bir 32. gün programından sonra herkes iyi kıvırıyor demeye başlamış, eğer hatırladığım programsa mhp milletvekilleri " pkk terör örgütü" müdür? diye sormuş, ufuk uras ise yahu terör örgütü denilince problem çözülecek mi diye soruyla hem son yılların en güzel cevabını hem en güzel ayarını vermiştir kanımca. çözülecek mi kürt sorunu pkk terör örgütü dür denilince?

haydi başlayalım öyleyse...

pkk terör örgütüdür,
pkk terör örgütüdür,
pkk terör örgütüdür,

son dakika haberi : bilgi sözlükte gozlerihalacocuk nickli yazarın ard-arda 3 kere pkk terör örgütüdür demesi üzerine ( ki demekle kalmamış yazmıştırda) doğu anadolu da yoksulluk bitmiş, kişi başına düşen milli gelir % 300 artmış, ölmek üzere olan 5 kişi dirilmiş, yurt un çeşitli yerlerinde süren 18 çatışma sona ermiştir, şu an askerlerin yüzbaşlarının denetiminde halay çektiği bilgisi elimize ulaşmıştır. dağdan seri inişler başlamıştır, silahlar hep birlikte davullarla zurnalarla toprağa gömülmektedir.

haydi bu duyarlılığı hepimiz gösterelim!

teşekkürler gözlerihalacocuk,

teşekkürler bilgi sözlük.!

ufuk uras ın, "neden bu kadar sevildiğini anladığımız gün iktidar olacağız" dediği kişi.

türkiye de ki lanetli dil, kimi çıkar kart kurt seslerinden çıktı der, kimi çıkar dildir de türkçeyle eş tutulamaz der, kimi çıkar yasaklar, kimi küçümser ama kimi çıkar roman yazar, türkü söyler, dengbej söyler, destanlar anlatır... kimi konuşanını öz yurdundan kovar, kimi konuşuyor diye bir otogarda gece yarısı linç edilmeye kalkılır, kimi klip yapmak ister çatallar fırlatır bedenine ama daha derinde beynine, kimi linçler eşliğinde 10. yıl marşı söyler sonra asker kaçağı olduğu ortaya çıkar, kimi ucuz kahramanlık yapar, kimi destanı olmayan dil dil olamaz diye yaratıcı bir inkar cümlesi kurar, ama bilmez kürtçe de ki destanların çokluğunu, kimi tahammüllüdür zenginliktir der, kimi tahammülsüzdür tehlikelidir ezilmelidir der, ama kendi ezilmez, kendi yıkılmaz, vatandaş türkçe konuş kampanyalarına direnmiştir, asimilasyona direnmiştir yüz yıllardır. vardı, var, var olacak...

dedim yoldaş gül nedir,
dedi bülbüle yaren,
dedim yoldaş kul nedir,
dedi hükmeder para,
dedim yoldaş hal nedir,
dedi düşmüşüz dara,
dedim yoldaş yol nedir
dedi savaşmak töre!

türkçesi şöyleymiş :


yenik değiliz

yenik değiliz
boşa gitmedi çektiğimiz acılar
ilkyaz yağmuru ile yeşeren tohumlara bak
bir yangın gecesini andıran sesleri dinle
savaş alanlarında çarpışanlar var

yenik değiliz
etseler de bizi ekmeğimizden
çocuklarımızın buğday başağı saçlarından
yardan ayırsalar da bizi
yenik değiliz
kanımızda bir pınar gibi kaynayan hayat
yenik değiliz
torbamız tohum dolu
koşar adım gidiyoruz kavgaya...

bugün anladım ki cesaret istermiş, hele eksi oylardan korkanlara hiç tavsiye edilmezmiş, allahtan ben eksi artı oyu iplemem de yıkılmadım, yahu o kadar fransızca ingilizce başlık açtım bir gün kimse oy kullanmadı, ama kürtçe ye gelince eller gidiyor surat asan tuşa. suratları asıklar, suratı asık oy veriyorlar kürtçe ye. nedendir, hangi paranoya yaptırıyor bunu size? bu nasıl bir ruh halidir? ondan sonra kardeş mardeş, kaşkariko...

bir tahsin saraç şiiri.


asılmış bir al umuttan
karagücün korku dalında
şu can topraktaki üç fidan ölü.
ve artık ölmezliğin son boyutundan
göverir yeşil bahar yağmurlarında
denizgülü, yusufgülü, hüseyingülü.

ölümdür kimileyin kavganın tek ödülü.

kançiçeği sökünü arkalarından...
açmış böğrünü, hepsine ana sıcaklığında
devrimin kankalesi karşıyaka gömütlüğü.
ve gençlik günlerine doymamışlık dağından
bakar, alınlar mavide ve göğüs hep namluda
gezmişgülü, aslangülü, inangülü.

inanç bir deliçay ki yeşertir bir gün çölü.

karşıyakanın üç gülü
yürek dalıma gömülü
karşıyakanın üç gülü
tüm kançiçekleriyle
göz pınarıma gömülü.

ağıt mı desem, türkü mü desem karar veremedim ama çok güzel bir kürtçe eser olduğu güzellik göreceli bir kavram olduğu için en azından bana göre aşikar olan eser. ferhat tunç seslendirmiştir, bir de hozan beşir den dinlemişliğim var. hozan beşir in tarzı biraz farklı olduğu için daha güzel duruyor ama ferhat tunç ta klibinde türkçe alt yazı geçerek bizi çok mutlu etmiştir.

ferhat tunç un klibi aşağıda ki adresten dinlenebilir :

http://www.kisaca.net/do7so

hadi hoşçakal diyerek yuvama

çekip gidince buralardan ben

ve evimi boş bırakınca

ne olur çatıma komşu erik ağacı

her bahar çiçek açmayı unutma!

aşk ilkokula komedi, orta okulda trajedi, lise de dram, imam hatip te haram.

başlıkının altında yine milliyetime yol gösterilen ülkedir. hem de neresidir nedir diye sormadan araştırmadan bilmeden tam da ya sev ya terket çilere yakışır bir şekilde yol gösteriliyor, kin kusuluyor, kim nereye gidiyor bre gafil! kim kimi kovuyor öz yurdundan? ne haddine senin bana yol göstermek sen kimsin!

kürtler adem den bu yan anadolu sofrasında oturuyor, sen kimi nereden kovuyorsun! nereden senin memleketin oluverdi 1000 yıl içinde? sen değil misin orta asya dan buraya destanlar yaza yaza gelen ırk? destanlar mı yalan, tarih mi yalan yoksa anadolu nun senin olduğu mu?

bu memleketten bizi kimse kovamamıştır kovamayacaktır, kimsenin bir yerden ötekini kovmaya da hakkı yoktur zaten ya, dağ dan gelip bağdakini kovan adam özel mülkiyete olan düşmanlığından mı kovdu bu bağ halkındır mı dedi bilinmez ama ben biraz da hayal gücümü kullanarak bunu böyle kabul ettim ama sen dağdan gelen olarak bizi bu zihniyetle kovmadın, sana o yüzden dağdan geldin bağı kamulaştırdın diyemiyorum, sana diyeceğim şu : bu topraklar insanlığındır, kürt ündür, türk ündür, arap ındır, laz ındır, ermeni nindir... uzar gider... ama asla senin değildir, nereden olursan ol senin değildir, diğerini hazmedemeyen, senin değildir. ister türk ol ister kürt ister arap ister laz. "biz"i "biz" olarak yani hepimiz olarak kavrayanlarındır bu memleket, "ben"i biz yapmaya çalışıp, ya "ben" olup bu "biz" in içine girersin ya da siktir olup gidersin diyenler ise orta asya ya ya da neresi yoğunlukla kendi ırkından olan insanlardan oluşuyorsa oraya tarafımdan son model mercedes 403 marka otobüsle, halaylar çekilerek, zılgıtlar çekilerek yollanacaktır. tüm masraflar şahsıma aittir. diğerine tahammülü olmayanları yollarken halay başı olacağımında garantisini vereceğimdir...

(bkz: giderem van a doğru yol um iran a doğru)


önemli not : kendisi zaten kanada da yaşıyormuş, yani bizim yakamızdan düşmüş, bir de çoktan uçmuş, şu an eminim yukarılardan bizi dinliyordur. editörün notu : vatan millet edebiyatı güzel de, oralardan göründüğü gibi değil be nene hatun!

idamını hapishane arkadaşından dinleme şerefine nail oldum son bir kaç yıldır belki de kendimi şanslı olarak gördüğüm yegane olaydır. şöyle kahramanca öldü, böyle yiğitçe gitti yazmayacağım o bana düşmez, o notu tarih düştü zaten bir kenara tekrarlamaya ne hacet!

veysel güney o zaman dönemin en aktif devrimcisiymiş, haşa silahını doğrultmamış halka, zati vurduğunu iddia ettikleri subay solcu kimliğiyle bilinirmiş ve veysel in saklandığı yerden o nu vurması imkansızmış. oradaki faşist polisler öldürdü derler ya neyse...

veysel güney iyi de bir şairmiş ama bütün şiirleri bir anlık bir korkunun kurbanı olmuş, koğuşta veysel güney anması yapılırken askerler doluşmuş içeri, gençten bir devrimci de panik e kapılıp yakalanmasın diye yakmış veysel in emaneti olan şiir defterini. o nu teselli etmek arkadaşlarına düşmüş yine.. ezberlemişler ya bir kaçını 28 sene dile kolay akılda kalanlar da yarım yamalak neden yazmadınız bir kenara dediğimde veysel in arkadaşının acısına bir pişmanlık da benim o sorumun katacağından habersizdim tabii.. akıl edememişler gerçi kolay da değil bunu düşünmek 80 de askeri cezaevlerinde yatanlar için... idama giderken kendi yazdığı bir şiir i okumuş onu da yazayım da tam olsun :

derlenip toparlanıp döneceği er meydanlarına
zaman köhne düzenin cellatlarını affetmeyecek
gerek kalmaz savaş ilanlarına
erlerimiz fazla laf etmeyecek!