idamını hapishane arkadaşından dinleme şerefine nail oldum son bir kaç yıldır belki de kendimi şanslı olarak gördüğüm yegane olaydır. şöyle kahramanca öldü, böyle yiğitçe gitti yazmayacağım o bana düşmez, o notu tarih düştü zaten bir kenara tekrarlamaya ne hacet!
veysel güney o zaman dönemin en aktif devrimcisiymiş, haşa silahını doğrultmamış halka, zati vurduğunu iddia ettikleri subay solcu kimliğiyle bilinirmiş ve veysel in saklandığı yerden o nu vurması imkansızmış. oradaki faşist polisler öldürdü derler ya neyse...
veysel güney iyi de bir şairmiş ama bütün şiirleri bir anlık bir korkunun kurbanı olmuş, koğuşta veysel güney anması yapılırken askerler doluşmuş içeri, gençten bir devrimci de panik e kapılıp yakalanmasın diye yakmış veysel in emaneti olan şiir defterini. o nu teselli etmek arkadaşlarına düşmüş yine.. ezberlemişler ya bir kaçını 28 sene dile kolay akılda kalanlar da yarım yamalak neden yazmadınız bir kenara dediğimde veysel in arkadaşının acısına bir pişmanlık da benim o sorumun katacağından habersizdim tabii.. akıl edememişler gerçi kolay da değil bunu düşünmek 80 de askeri cezaevlerinde yatanlar için... idama giderken kendi yazdığı bir şiir i okumuş onu da yazayım da tam olsun :
derlenip toparlanıp döneceği er meydanlarına
zaman köhne düzenin cellatlarını affetmeyecek
gerek kalmaz savaş ilanlarına
erlerimiz fazla laf etmeyecek!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?