confessions

gerzekparatoneri

- Yazar -

  1. toplam entry 328
  2. takipçi 1
  3. puan 13089

mehmet çetin

gerzekparatoneri
ulan salih
bana kalsa değil bir satırı,
yazmazdım ya sana tek kelime,
yaz diyor, bende yazıyorum işte,
annen,yani makbule teyzenin hatırı,

aslında küfür kafir gelse de dilime ,
bilirsin ;ta okul yıllarından sevmemiştik birbirimizi,
kırgınım sana,hani şimdi tutup,
nereden çıktı demeyesin bu mektup,
selam kelam etmemişsem sebebi malumundur,
ha,sonra biz senin kadar mürekkep yalamadık hani,
lafa nerede başlanır.nerede biter,
bırak mektupta,biz sevdiğimize bile süslü laflar edemedik hiç,
neyse,bilmem haberin var mı ?
memduh amcayı,yani babanı kaybettik,
ne vakit hal hatır sormaya gittiysem size,
hep kapı önünde bulurdum,
karşı yola doğru dururdu öylece solgun yüzü,
gelmez diyordu,gelmez bu dürzü,
senin anlayacağın gözleri açık gitti rahmetlik.

annen sakın duymasın diyorsa da ,salih,
benden söylemesi,annen geçenlerde evi tefeci tahir’e sattı
babanın birikmiş borçlarını öylece kapattı,
hani;doktor,hastahane,ilaç falan,
olsa olsa şimdi kefen parasıdır elinde kalan,
bi ara, bi sor ulan,
bu nasıl bir nefret ki hala bitmedi,
ulan salih,ulan salih,
yoksa ciğerini oralarda itler mi yedi,
bir mektup yaz,bir şeyler karala,
istersen kız bağır,binbir küfür sırala,
ne dersen de işte,
zannedersem,annenin de gözleri açık gidecek bu gidişle.
adresini sarı tijen’den aldım,
önceleri yok,mok dedi,yemin billah,
neyse imana geldi,
bakma sen sarıdır,marıdır,yine de iyidir.
bak salih,lafı fazla uzatmayacağım,
geçenlerde sahilde ki bizim kahvede,
adaşın salih,kirkor amca,kasap nedim,
dört kol pişti atıyorduk ki;
mahalleden bir ufaklık,nefes nefese;
makbule teyze,makbule teyze,
bir koşu vardık ki,
çoktan çapa’ya kaldırmış sarı tijen,
ilaç,serum,oksijen,
korkma,mahalleli aramızda toplayıp masrafları ödedik,
helali hoş olsun,
makbule teyzenin az mı su böreğini yedik.
bir ara doktor dışarı çıkıp,
başını iki yana sallayıp,haber verin dedi,
kimi,kimsesi yok mu ?
hep bir ağızdan var dedik, var biziz kimi kimsesi,,
ulan salih, ulan salih ciğerini yoksa oralarda itler mi yedi?

dün gece sıra bendeydi, bendim başında bekleyen,
bir ara gözlerini açtı,
elini tuttum, gözlerine takılıp kalmış yaşları usulca sildim,
yastığın altından küçük bir torba çıkarıp;
al sende kalsın yavrum, kefen param,
hani,yarın emri hak olursa dedi,
öyle bir sıkmışım ki yumruklarımı,
öyle bir vurmuşum ki duvara,
küfürün adına günah demişler ha,tövbe tövbe,
ulan salih,ulan salih, hani bir elime geçsen kazara.

kış diyor mevsim,gelmeye kalkmasın,
hele bir gelsin bahar yaz,
sen yine de iyi olduğumu yaz,
nasıl da tevekkel,nasıl da teslim kaderine,
o an var ya,o an sanki kör bıçaklar soktular en derine,
yüzünü cama döndü,
biliyordum ki ağlıyordu,
elinin tersiyle yüzünü silerken,
dağlar başına oğul,
gelen yaşıma oğul,
sana umud olanın,
toprak başına oğul,
kış diyor mevsim,gelmeye kalkmasın,
hele bir gelsin bahar yaz,
sen yinede iyi olduğumu yaz,
son kez gözlerini aralayıp,
salih’im dedi, salih’im,
annen sana salih’im dedi de,
sen,bi daha anne diyebilecek misin?
anne ben geldim kapıyı aç,
anne karnım aç,
başım kaşınıyor anne,
başımı kaşı,
anlat diyebilecek misin masal anne,
hani yarım kalmıştı ya dünkü satırlarım;
yok salih yok,
sen,sen bi daha hiç anne diyemeyeceksin !
annen,annen çünkü…

can dündar

gerzekparatoneri
aşki aşagidaki dizelerle ’budur işte’ dedirtecek kadar guzel anlatan gazeteci, yazar.

askın acı hali

tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...
sokağa fırlayacaksın...
sokaklar da dar gelecek...
tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü....
kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak
kadar
küçüleceksin...
birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yaşamak güzel."
"boş ver, her şey unutulur."
sen hiçbirini duymayacaksın...
gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin...
hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...
yalnız kalmak isteyeceksin...
hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
geçmişi düşüneceksin...
neredeyse dakika dakika...
ama kötüleri atlayarak...
onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
gittiğin yerlere gitmek...
bu sana hiç iyi gelmeyecek...
ama bile bile yapacaksın...
biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
herkesi ona benzetip...
kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara sığınacaksın...
birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...
sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
sabahı iple çekeceksin...
bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak
isteyeceksin...
nafile...
düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin...
telefonun çalmasını bekleyeceksin...
aramayacağını bile bile...
her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
yüreğin burkulacak...
canın yanacak...
bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret
edeceksin...
yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
ama bir umut...
onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
gel gitler içinde yaşayacaksın...
buna yaşamak denirse...
razı mısın bütün bunlara...?
hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
o halde aşık olabilirsin ...

azeri sözlüğü

gerzekparatoneri
yaratici baslik ve entrylere sahip sozluk.

baslik: kalin saclar icin sampun.
entry: bu sampunlarin terkibindeki maddeler sizin saclarinizi 1 hefte erzinde tokecek. saclariniz seyrek olacak. eger cok tokulse seyrek saclar ucun sampuna mureciat ede bilersiniz.

akabinde gelen baslik: seyrek saclar ucun sampun
entry: bu sampunlarin terkibinde hususi silikon vardir ki, 1 hefte erzinde sizin saclarinizi hecimli gösterecek.



nevrotik sayıklamalar

gerzekparatoneri
goruyorum ki yavaş yavaş tukenmekte aramizda olan her ne varsa. ya da biz tuketmekteyiz. sorun her neyse iste... bildigim ve ögrendigim en onemli sey, ugruna kaleler yikip saltanatlar devirdigimizi zannettigimiz o sey, her neyse iste, adı muhim degil, aslinda hic olmamis aramizda. garip ama yaralamiyor artik beni. benim tanidigim sen degilsin sanki karsimdaki, yok hayir, olamazsin zaten. onu bana birak ne olur. birak kalsin bende. ben buyuttum onu icimde, o benim hakkim. sen bu karsimdaki seni al git en iyisi. evet, en iyisi bu sanirim. ’kal ne olur. en azindan biraz daha’ demeyi cok isterdim. ama olmuyor iste. zaten sen bizi bir yerlere birakali cok oldu. cok oldu da, ben, ah bu salak ben iste, kiyamadim, konduramadim bir turlu sana. ben de biraktim artik zaten, meraklanma. yani ben de bizi herhangi bir yere bıraktım diyorum. evet evet, bu kez boyle bitmeli zaten. gitmelerin de asaleti olmali. sessizce bitmeli bu kez. madem bitiyor artık, madem gidiyorsun, son bir defa daha tutmaliyim ellerini. sicakliğini omur boyu hatirlayabilmek icin. sonra gidebilirsin. evet gidebilirsin. artik korkmuyorum gitmenden. hazirim buna. ama bir dakika, giden sen degil ben olmaliyim. evet, sen kal. ben gidiyorum. yanima benim olan seni de aliyorum. kalani baskalarina birakiyorum. her neyse iste... bana musade artik. boyle uzun olmamaliydi bu veda aslinda. ama oldu iste, unut gitsin sen bunu. zaten unutmak en iyi yaptıgın seydir senin. bu kez ben de umursamiyorum seni. gidiyorum. yine de mutlu oldugunu gormek istiyorum, gozum arkada kalmasin. her neyse iste.... hoscakal...

çocuklarla girilen komik diyaloglar

gerzekparatoneri
3 yasindaki kuzen bir hata yapilarak beraberinde gezmeye goturulur. gitmeden once ’orada sigara icildigini kimseye soyleme tamam mı? bak sana cikolata alirim’ gibi cici cici konusulur, onay alinir ve gonul rahatligiyla gidilir. fakat unutulan bir sey vardir ki, kuzen bir velede deliler gibi asiktir. veledin adi ahmet’tir ve ahmet denildiginde akan sular durmaktadir. neyse, hos bes eve donulur. iceri girildiginde anneden hemen gunun sorusu gelir. ’kizim, gp ablan sigara icti mi orada?’ gelen cevap tatmin edicidir, ’hayiy teyze, yemin ediyoyum ki icmedi’. bir ’ohh’ cekilir. ardindan bomba tehdit gelir anneden; ’bak dogruyu soyle cabuk, yoksa seni ahmet’e vermem’ ve urkutucu cevapla yuz yuze gelinir; ’yemin billah ediyoyum icti teyze’.

yaran fıkralar

gerzekparatoneri
temel amerika’ya tatile gider. gitmisken de hayvanat bahcesini ziyaret etmek ister. bir papaganin onunden gecerken papagan temel’e ’salak, salak’ diye seslenir. temel sasirir. hemen bir gorevli cagirir ve kusun nasil konustugunu sorar. gorevli onun papagan oldugunu aciklar. temel hemen onu satin almak ister ama gorevli satamayacagini fakat yumurtalarini verebilecegini soyler. temel kabul eder, yumurtalari alir, koye doner. butun koye anlatir yumurtalarin icinden konusan kus cikacagini. tum koy heyecanla yumurtalarin basinda kirilmalarini bekler. sonunda yumurtalar kirilir. fakat hepsinden farkli hayvanlar cikar. bunun uzerine sinirlenen temel hesap sormak icin amerika’ya geri doner. hayvanat bahcesine gider. papaganin onunden gecerken papagan yine temel’e seslenir; ’salak, salak’. temel bir hisim papagana doner ve ’sus ulan. benim salak oldugumu bir sen biliyorsun ama, senin orospu oldugunu tum koy biliyor.’

köpek gibi sevmek

gerzekparatoneri
oyle bir sevmek ki, tek bir nefesi bile onsuz almak istememek ornegin. ya da cilginlar gibi, birbirini parcalarcasina kavga ettikten sonra bile, kendi kalp kiriklarinin ustune basip, gerekirse yine kendi ayagini kanatip ’acaba cok mu uzdum’ diye yasli gozlerle ardina bakmak.karsinda cocuklar gibi simardiginda bile, her seye, olur olmaz her seye ’tamam’ demek. odun vermek kendinden cogu zaman. hatta her zaman. cok, cok sevmek iste. oyle bir sey...

marmaris

gerzekparatoneri
once koca koca daglarin ardinda gorur, hemen oracikta, otobuste yildirim askina tutuluverirsin. oylesine ceker ki kendine seni, sasirirsin. gelirsin, gitmek istemezsin. gidersin, bir an once donmek istersin. cok kereler ozlemimden yeminler ettim ’gittigim an topragi opmek icin’. baska bir cennettir. gidilesi, yasanasi yerdir. tavsiye edilir.

türk beyniyle üretilmiş süper cümleler

gerzekparatoneri
salak olabilirim ama aptal asla.... asena
allahı size emanet ediyorum.... tansu çiller
ismini vermek istemeyen bir izleyici filiz ovar ingiltereden arıyor.... a
takımı
polis yolu az sonra işlenecek bir cinayetin tatbikatı için kapattı....kanal
d ana haber.
fransızlar amma kültürlü ufacık çocukları bile fransızca konuşuyor....izzet
yıldızhan
cumhuriyet 1927 yılıda ilan edildi ......tuğba ozay
atatürk ne demiş yurtta sulh barışta sulh ....nihat doğan

gönül yazar: is the mother boy, you know?
reha muhtar: anliyorum ana kuzusu.
gönül yazar: ana kuzusu...
reha muhtar: evet ana kuzusu...

muhabir: nefise, somali’nin baskenti neresidir?
nefise karatay: bu konuda yorum yapmak istemiyorum!..

b çok önemli bir harftir. b olmasa, bülent’e ülent, bursa’ya ursa derdik!.. mahmut tuncer

yaa sizin de her seyiniz ya uzun ya genis oluyor galiba!..
(hülya avsar, diyarbakirli karpuzcularla konusuyor)

kamyonlari seviyoruz. onlar bizim canimiz...
(müslüm gürses)

diye devam eder... fazla soze gerek yok.


bekaret

gerzekparatoneri
kaybedilir, kimi zaman zorla elinden alinir disi varligin. kimine gore muhafaza edilmesi gereken, kimine gore ise kurtulunmasi gereken bir sey, evet sadece sey... yasanilan toplumun eristigi zihinsel olgunluk ne olursa olsun aslinda yikilmasi en zor tabudur. iste bu sebeple, kisinin (disinin) kendisi, bizzat sahip oldugu bir seyi yitirdigi, yahut isteyerek birisine teslim ettigi icin canindan da olmustur, cevre baskisi yuzunden yerinden yurdundan da.oysa kisi nasil isterse oyle yasar hayatini. kime ne?

ankamall

gerzekparatoneri
iceri girdiginiz anda cileden cikabileceginiz, fast food katinin her daim tıka basa dolu olmasiyla ve asla masa bulamamak gibi bir sorunla yuz yuze gelebileceginiz, maksadiniz alısverisse hic suphesiz maksadiniza erisemeyip, kalabaliktan bunalip ’nerdeyim ben’ diyebileceginiz, ankara’nin en sevimsiz alisveris merkezi.

bırakma beni

gerzekparatoneri
deniz seki makinaya cikip aglar tavirla bu sarkiyi soylediginde, ardindan iki eski sevgilinin oturup bu sozleri birlikte yazdiklarini ogrendigimde, itiraf ediyorum, tuylerim diken diken olmadi degil. insani salya sumuk aglatabilir. destekleyici bir kisim arac ve gerecler (mendil, pecete vs) olmaksizin dinlenirse pek guzel bir manzara olmayacagini dusunmekle birlikte uyarinin yalnizca bayan arkadaslarim icin oldugunu onemle belirtirim.

rakı

gerzekparatoneri
ilk kadeh aci gelir... ikinci kadehten sonrasi serbet misali akar gider insanin bogazindan. yaninda varsa fasil, varsa sohbet ictikce icilesi gelir. bir uyanmasi kotudur. e o kadar kusur kadi kizinda da olur. afiyet olsun efendim...

ben demistim

gerzekparatoneri
aslinda soyleyene degil, insanin kendine kizmasi gereken bir karsi tepkidir. soylenen kisi uyarilmissa ve ayni hatayi inadina yapmissa mustahaktir ona. soyleyiniz efendim. rahatca soyleyiniz. zira bu, hakli olmanin karsi konulmaz gururudur.
13 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol