lökosit dediğimiz beyaz küreler granülosit, lenfosit ve monosit denilen hücrelerden oluşur. kronik miyelositer lösemi, granülositlerin kanseridir ve bu hastalıkta granülositlerin sayısı artar. granulositlerin yanısıra trombosit dediğimiz kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücreler de kanda artabilir.
kronik miyelositer lösemi her yaşta görülebilir ancak en sık 40-50 yaşları arasında ortaya çıkar. çocuklarda nadir görülür. kml, kuşaktan kuşağa geçen kalıtsal bir hastalık değildir. her 100 lösemili hastanın 20-30’u kronik myeloid lösemidir. kml erkeklerde bayanlara göre biraz daha sık görülür.
thd.org.tr
(bkz: kronik lenfositer lösemi)
(bkz: kronik myelositer lösemi)
(bkz: akut myeloblastik lösemi)
(bkz: akut lenfoblastik lösemi)
lösemi; akyuvar (=lökosit= beyaz küre) dediğimiz kemik iliğinde yapılan beyaz kan hücrelerinin kanseridir. löseminin akut ve kronik olmak üzere iki ana tipi vardır. akut lösemiler; birden ortaya çıkan, hızla ilerleyen ve hastayı düşkün bırakan lösemiler olup, akut lenfoblastik ve akut myeloblastik olmak üzere iki ana tipten oluşmaktadır. kronik lösemiler ise, daha yavaş seyirli olan, hastayı birden kötüleştirmeyen lösemilerdir. kronik miyelositer ve kronik lenfositer lösemi olmak üzere iki ana tipi içermektdir. akut lösemilerde kanda lökosit sayısı düşük, normal, yüksek olabilirken, kronik lösemilerde kanda lökosit sayısı artmıştır. löseminin hangi tip olduğu, hastanın muayenesinin yanısıra, kan ve kemik iliğindeki hücrelerin mikroskop altında incelenmesi ve bazı özel boyalar ile boyanması, ileri labaratuar incelemelerinin yapılmasiyle hematologlar tarafından konur. her lösemi tipinin kendine özgü birçok alt tipi ve tedavi şekli vardır.
lenfoma lenfositlerin oluşturduğu bir kanser tipidir. lenf dokusunun habis tümörüne verilen genel bir isimdir. kanser ya normal hücrelerin hızla çoğalması veya normal lenfositlere göre daha uzun süre yaşamaları ile oluşur. malign lenfoid hücreler de normal lenfositler gibi lenf düğümü, dalak, kemik iliği, kan ve diğer organlarda çoğalır. lenfoma hodgkin hastalığı ve hodgkin dışı (non hodgkin)lenfoma adı altında iki büyük gruba ayrılır.
(bkz: trombosit)
kan hücrelerinin en küçüğü (pulcuk, ing: platelet) bir yerimiz kesildiğinde pıhtı tıkacı yaparak kanamanın durmasını sağlarlar. elektronik kan sayımı cihazlarının çıktılarında "plt" ya da "platelets" şeklinde belirtilir.
antikor (immünglobülin) yapımı ile görevli hücreler. b lenfositlerden türerler.
tümör bağışıklığında rol oynayan bir tür lenfosit.
bağışıklık sistemini yürüten akyuvarlar. lenfositler b ve t lenfositler ve nk hücreleri olmak üzere üçe ayrılır. plazma hücreleri b lenfositlerden türer.
(bkz: b lenfosit)
(bkz: t lenfosit)
(bkz: natural killer cell)
(bkz: plazma hücresi)
(bkz: b lenfosit)
(bkz: t lenfosit)
(bkz: natural killer cell)
(bkz: plazma hücresi)
akyuvar. vücudumuza giren çeşitli mikroplar ve yabancı maddelerle savaşan kan hücreleri. kan sayımı cihazı çıktılarında "wbc" şeklinde kısaltılmıştır. lökositler farklı görevlere sahip birçok alt gruba ayrılır: nötrofil (granülosit), lenfosit, monosit, eozinofil, bazofil.
kanda ve kaslarda bulunan ve idrarla vücuttan atılan bir madde. böbrekler iyi çalışmadığında, kanda üre gibi yükselir.
(bkz: kök hücre)
kemik iliğinde bulunan tüm kan hücrelerinin ataları olan öncül hücreler. kök hücreler değişik uyaranların etkisiyle farklılaşıp çoğalarak çeşitli kan hücrelerini meydana getirirler. kemik iliği nakli dendiğinde, aslında nakledilen bu kök hücrelerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?