confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68206

the shining

epikuros
çocuğun 3 tekerli bisikletle koridorlarda dolanması dahi ürkütücü bi öğe olarak kullanılmıştı filmde. türkçeye "deli" "cinnet" gibi isimlerle çevrilmişti film.

torrance’ın oteldeki barmenle arasında geçen diyalogları dinleyince, kubrick’in clockwork orange, full metal jacket, lolita gibi filmlerinde yer alan ortak özellik olarak karakterlerinin dişlerini sıkarak gıcık gıcık konuşan garip aksanlı kaçık karakterler olduğu fark edilir hemen. yani shining’deki barmen loyd, clockwork orange’daki alex, lolita’daki peter sellers’ın canlandırdığı iki tip de hep aynı dille konuşur. kubrick sıradışı gözüken züppe aksanlı karakterleri eksik etmez filmlerinden.

altı kebap üstü şişhane

epikuros
birbiriyle alakasız şeylerin bir araya gelerek oluşturduğu uyumsuz ve alakasız görüntü bu sözü aklıma getirir. takım elbise altına spor ayakkabı giyen birini görsem hemen bu kalıba oturturum onu kalıbını alırım. veya baş örtülü birisi alta da kuntin bir kot pantolon yada diz üstü etek giyse gene aynı farketmez, ne bu ya kırolarına arasına mı düştüm arkadaş? ne yapayım.

deli bokuna mi bastin

epikuros
"kafayı mı yedin" "böyle bi aptallık yaptığına inanamıyorum" demek istenen yerlerde kullanıldığı olur. bi hastanın bi yerine değince hastalığının hastalığın dokunana da bulaştığı gibi burda da delinin bıraktığı bi parçaya basılmasından dolayı deliliğin ona basan kişiye bulaşacağı düşüncesiyle geliştirilmiştir illaki.

bizim bir arkadaş

epikuros
- kız milletine güven olmaz abi, ikinci bi şans vermiycen hayatta.
- he ya, bizim arkadaş anlattı. kız arkadaşı bunu aldatmış, gidip başka birine vermiş. sonra da gelip özür dilemiş barışmışlar. ama kız rahat durmamış yine, geçirmiş boynuzu.
- ya ya onu diyorum işte! çocukta suç. domuz musun kardeşim gurur yok mu ki affediyosun!
-öyle deme abi aşıktır belki lan

bizim bir arkadaş

epikuros
bu köftöorlar sohbet esnasında ya kendi yaptıkları denyokları yada sadece öylesine akıllarına esmiş olmayacak şeyleri hayali bir karakter olan "bir arkadaş"a mal ederler. ben geçen gün salakça bişi yaptım diyemezler de bi arkadaşı bahane edip nabız yoklarlar, gerçekten yapılan şey beğenilirse sohbette "yav aslında o arkadaş bendim ha, ne şebeğim dimi" deyipitirafta da bulunabilirler. ama çoğu kez baştan belli ederler kim kimdir.

- bizim bi arkadaş anlattı, 9 posta atmış bi günde.
- onu bırak da bizim bi arkadaş anlattı, abisi belini büküp kendi çükünü alabiliyomuş ağzına şerefsiz ya, acıyomuş ama.

kendinden vazgeçmek

epikuros
resimlere bak, mektubumla avun şarkılar tut
kendinden vazgeç, yastığına sarıl, korkular tut
dagılsın kalbin, öl hatta orda
lanetler yağdır, beni hatırla

bu şarkının da ana fikridir. olay bunun etrafında gelişiyor, adamdan götü kaybetmesi isteniyor ayşegül aldinç tarafından. adam da.. ya bi film vardı türk filmi midir tam hatırlamıyorum, adamın birine acı biber sokuyolar adamın burnundan duman çıkıyo önce, sonra bi başlıyo koşmaya ki süpermenden hızlı gidiyo. bi vukuat mı oldu? bi tehlike mi var? hemen bu adama sokuyolardı yeşil biberi adam tabanları yağlıyodu ve adamın hızından faydalanarak problemi hallediyorlardı. adam karşıya çıkıyo kıçına biber sokulmasına ama bazen hatır gönül ilişkisi bazen de sevgilisinin ricasını kıramayıp razı oluyordu buna. eğer yerli bi filmse başrolünde kesin sadri alışık yada öztürk serengil olması gerek, yabancı bir filmse herhangi bi fikrim yok

eminem

epikuros
türkiye’de gelmiş geçmiş en çok satış yapan kaset olma özelliği taşiyordu "eminem". o döneme kadar karadeniz müziğinden dişe dokunur bir şarkı çıkmadığından bu şarkı çok tutulmuştu ve yaklaşık 4-5 milyon satmıştı. ülkeler bazında genel istatistikte türkiyede en çok satılan kasetti yani. bu bilgilere dayanarak marshal matters’ın "ulan bu kadar tutulduysa bu şarkıda bi hikmet vardır ben de bunu isim yapayım kendime" şeklinde bir akıl yürütmeye gittiğine dair bir akıl da ben yürütmüştüm ama hayallerim yıkıldı 10’uncu entriyi okuyunca. o günden beri kendimi bir şey sanardim, bu tatavayı bir kaç kişiye bile yutturmuştum. ama yine umudum var, "m in m" işi çok mantikli gelmiyo bana, o zaman minm olmasi gerekirdi.
115 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol