gidenler hep bekle beni derler ve kalanlar hep bekleyeceğine yemin ederler"
her giden ardında bir bekleyen bırakır.
bazen ister bekle beni der, bazen de bekleme hayatına devam et der.
bu bekleme demenin ardında bir beklenme isteği vardır hep...
ve her kalan yüreğindeki acısıyla bekleyeceğim der. dönmeyeceğini bile bile, gelmeyeceğini bile bile,sevmeyeceğini bile bile. ve bekler... yanı başımızdayken fark etmediğimiz bir çok ayrıntı takılır hafızalara. oysa ne güzelmiş yaşanılanlar dersiniz. meğer ne çok sevmişim dersiniz. ve belki de hiç sevilmediğinizi fark edersiniz. en acısı da budur ya zaten...
sevilmeden sevdiğinizi fark ettiğinizde beyninizi yer binlerce soru. başlarsınız cevabı besbelli olan sorulara kendinizce cevap aramaya. ve sorgulama zamanı gelir kendinizce.. oysa unutursunuz bir şeyi.
"aşk
sorgulanmadan yaşanmalıdır."
baktığınız her yer "onda" biter. gördüğünüz her şey de "onu" ararsınız. aynadaki görüntünüzde bir yansıma, sokaktaki köşe başında bir kucaklaşmadır "o". yağan yağmurdur, denizdeki yakamozdur "o", gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "o"...
ve son cümleler dökülür artık dilinizden. "o" mutlu olsun yeter.
diyebileceğiniz bir şey kalmamıştır çünkü. tıpkı yüreğinizi sizden aldığı gibi giderken cümlelerinizi de götürmüştür yanında.
sessizlik kalır geriye biten bir sevgiden. ve ayrılık urganı kalır boynunuzda "yağlı bir ilmek gibi". sanki biri ha çekti ha çekecek. durdu sanırsınız dünyayı ha battı ha batacak. ama ne dünya durur nede o ilmek çekilir. hayat devam ediyordur ve bu çarkın içinde sizi de bilmediğiniz başka diyarlara sürüklüyordur.
bitecek sanırsınız acınızı bitmez. sadece bir yerlere saklanır yüreğinizde. bir şarkıda, bir şiirin içli mısralarında ve belki de bir sözde kanamaya hazır bir yaradır o artık.
"sessizliğin içinde bir çığlık, karanlığın içinde bir işık, yürekte
kapanmaz bir yaradır artık o...
aşk tır o aşk...
bir gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını
seyrediyordu. aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti.
annesine baktı ve merakla sordu, "neden saçında beyazlar var anne?"
annesi yanıtladı, "her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz
ettiğinde,saçlarımdan biri beyazlar"
küçük kız bu cevap üzerinde bir süre düşündü ve sonra sordu, "anne,
anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?"
seyrediyordu. aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti.
annesine baktı ve merakla sordu, "neden saçında beyazlar var anne?"
annesi yanıtladı, "her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz
ettiğinde,saçlarımdan biri beyazlar"
küçük kız bu cevap üzerinde bir süre düşündü ve sonra sordu, "anne,
anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?"
gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses.
uğultu
zaman düşümünün batıklarında
çakıl taşı huzursuzluğum
ve gözlerimin altında
düğüm, düğüm ölü kuşlar suskunluğum.
cevapsız kalıyor bendeki
o dinmeyen uğultu
içinde bulunduğum an
daha düşünmeye başlamadan
gerisinde ölümün.
uğultu
zaman düşümünün batıklarında
çakıl taşı huzursuzluğum
ve gözlerimin altında
düğüm, düğüm ölü kuşlar suskunluğum.
cevapsız kalıyor bendeki
o dinmeyen uğultu
içinde bulunduğum an
daha düşünmeye başlamadan
gerisinde ölümün.
sap
bu ne hal gece gündüz hiç durmadan hep hesap
dünyayı gez, güzel sev, yani güzel bir şey yap
camiye uğramazsın, meyhanede de yoksun
bence senden canlıdır balta ucundaki sap.
bu ne hal gece gündüz hiç durmadan hep hesap
dünyayı gez, güzel sev, yani güzel bir şey yap
camiye uğramazsın, meyhanede de yoksun
bence senden canlıdır balta ucundaki sap.
ben
önce ben
sonra yine ben
bütün sonralardan sonra da
hep ben
hep ben
işte bu yüzden
erken yaşlanır bazı aşklar
biz demeyi öğrenmeden.
yalçın benlican
önce ben
sonra yine ben
bütün sonralardan sonra da
hep ben
hep ben
işte bu yüzden
erken yaşlanır bazı aşklar
biz demeyi öğrenmeden.
yalçın benlican
kuaförden çıktıktan sora 2 ayrı diyalog
önce konunun "kadın" versiyonu:
1. kadın: ah şekerim saçını mı kestirdin? ne kadar güzel olmuşsun!
2. kadın: ay sahi mi söylüyorsun? ben pek emin olamıyorum. ay çok mu kısa oldu acaba?
1. kadın: amaaan ne alakası var. benim yüzüm bu kadar geniş olmasa aynı kesimi ben de denerdim. benim şu saçım klasik oldu artık, yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.
2. kadın: ay yapma allah aşkına nesi varmış yüzünün. bak şööööyle şuralarından kat verdirsen, harika olur! benim de boynum uzun olmasa aynı seninki gibi bir model yaptırırdım.
1. kadın: ah şekerim sen de bir alemsin. keşke benim de boynum seninki gibi olsa. en azından şu çökük omuzlarımın dikkat çekmesini engellemiş olurdum.
2. kadın: ayol sen ne diyosun? senin omuzların gibi omuzları olsun isteyen bir sürü kız var. giydiğin herşey sana öyle yakışıyor ki… bir de benim şu kısa kollarıma bak. omuzlarım seninkiler gibi olsaydı, giydiğim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu?
..virvirvir, dirdirdir...
şimdi de "erkek" versiyonu:
1. adam: saçını mı kestirdin?
2. adam: evet
1. adam: sıhhatler olsun abi!
2. adam: sağol.
önce konunun "kadın" versiyonu:
1. kadın: ah şekerim saçını mı kestirdin? ne kadar güzel olmuşsun!
2. kadın: ay sahi mi söylüyorsun? ben pek emin olamıyorum. ay çok mu kısa oldu acaba?
1. kadın: amaaan ne alakası var. benim yüzüm bu kadar geniş olmasa aynı kesimi ben de denerdim. benim şu saçım klasik oldu artık, yeni bir modele hiç cesaret edemiyorum.
2. kadın: ay yapma allah aşkına nesi varmış yüzünün. bak şööööyle şuralarından kat verdirsen, harika olur! benim de boynum uzun olmasa aynı seninki gibi bir model yaptırırdım.
1. kadın: ah şekerim sen de bir alemsin. keşke benim de boynum seninki gibi olsa. en azından şu çökük omuzlarımın dikkat çekmesini engellemiş olurdum.
2. kadın: ayol sen ne diyosun? senin omuzların gibi omuzları olsun isteyen bir sürü kız var. giydiğin herşey sana öyle yakışıyor ki… bir de benim şu kısa kollarıma bak. omuzlarım seninkiler gibi olsaydı, giydiğim bluzlar üstümde emanet gibi durur muydu?
..virvirvir, dirdirdir...
şimdi de "erkek" versiyonu:
1. adam: saçını mı kestirdin?
2. adam: evet
1. adam: sıhhatler olsun abi!
2. adam: sağol.
- yalnızmıyız?
- sorduğun soruyla çelişme
- nası????
- hem çoğul hem yalnız olamayız dimi ama
- öhmm pardon
- ne o bayım.. zeki mi geldim?
- sorduğun soruyla çelişme
- nası????
- hem çoğul hem yalnız olamayız dimi ama
- öhmm pardon
- ne o bayım.. zeki mi geldim?
-anne ne zaman olacak bu yemek
-ha deyince olmuyo
-o zaman ne deyince oluyosa onude ki olsun
-ha deyince olmuyo
-o zaman ne deyince oluyosa onude ki olsun
yalçın benlicanın satırları;
yaşamak kardeşçe
beyaz bir güvercin süzülüyor
kanatlarının altında izmir
gagasında zeytin dalı
sevgiye ve dostluğa yürüyoruz
bir kolumda karşıyaka
bir kolumda güzelyalı
yaşamak kardeşçe
beyaz bir güvercin süzülüyor
kanatlarının altında izmir
gagasında zeytin dalı
sevgiye ve dostluğa yürüyoruz
bir kolumda karşıyaka
bir kolumda güzelyalı
her mısrada sen yoksan
her mısrada sen yoksan, ya şiir yok, ya da ben
sen deryasın çevremde bir minicik ada ben
dalgaların yıllardır okşar sahillerimi
fakat susuz gibiyim yaşıyorkaen suda ben.
her mısrada sen yoksan, ya şiir yok, ya da ben
sen deryasın çevremde bir minicik ada ben
dalgaların yıllardır okşar sahillerimi
fakat susuz gibiyim yaşıyorkaen suda ben.
msn listesindeki karşı cins sayısını arttırmak amaçlı şöhret olan kişi.
- hamileyim bey
- hami kim la
- hami kim la
alırken bütün gücünü kullanan ve kolaylık gösteren, kimsede parasını bırakmayan; verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse.
(bkz: çocukken verilen hazır cevaplar)
cennetin yolu
hristiyan din adamlarından biri, ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-aferin çocuğum, der. yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim.
çocuk, papazın niyetini sezerek:
- siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
cennetin yolu
hristiyan din adamlarından biri, ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-aferin çocuğum, der. yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim.
çocuk, papazın niyetini sezerek:
- siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
insanlara üçüncü bir şans verme ikide kal.
kız kıza dansetmek.
hüseyin turan - acayip hayvanlara benziyirsen.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?