(bkz: bayrak)
her seyden urkmek,killanmak.
alakasi olmayan seylerden bile buyuk birseyler beklemek.
(bkz: osuruktan nem kapmak)
sabancinin kisaltmasi.
yemis yemis sicmamis veya sictiklarini geri yemis seklinde daha bir guzel olan soz.
cok hos bir arif nihat asya siiri:
sehitler tepesi bos degil,
biri var bekliyor.
ve bir gogus, nefes almak icin;
ruzgar bekliyor.
turbesi yakismis bu kutlu tepeye;
yattigi toprak belli,
tuttugu bayrak belli,
kim demis mechul asker diye?
destanini yapmis, kasideye kanmis.
bir el ki; ahretten uzanmis,
edeple gelip birer birer opsun diye faniler!
opelim temizse dudaklarimiz,
fakat basmasin topraga, temiz degilse ayaklarimiz.
ruzgarini kesmesin govdeler
sesinden yuksek cikmasin nutuklar, kasideler.
geri gitsin alkislar, geri,
geri gitsin ellerin yapma cicekleri!
ona ogullardan, analardan dilekler yeter,
yazin sari, kisin beyaz cicekler yeter!
soyledi soyleyenler demin,
gel sungulu yigit, alkislasinlar
simdi sen soyle soz senin.
sehitler tepesi bos degil,
topragini kahramanlar bekliyor!
ve bir bayrak dalgalanmak icin;
ruzgar bekliyor!
destani oksuz, sukutu derin mechul askerin;
turbesi yakismis bu kutlu tepeye
yattigi toprak belli,
tuttugu bayrak belli,
kim demis mechul asker diye?..
sehitler tepesi bos degil,
biri var bekliyor.
ve bir gogus, nefes almak icin;
ruzgar bekliyor.
turbesi yakismis bu kutlu tepeye;
yattigi toprak belli,
tuttugu bayrak belli,
kim demis mechul asker diye?
destanini yapmis, kasideye kanmis.
bir el ki; ahretten uzanmis,
edeple gelip birer birer opsun diye faniler!
opelim temizse dudaklarimiz,
fakat basmasin topraga, temiz degilse ayaklarimiz.
ruzgarini kesmesin govdeler
sesinden yuksek cikmasin nutuklar, kasideler.
geri gitsin alkislar, geri,
geri gitsin ellerin yapma cicekleri!
ona ogullardan, analardan dilekler yeter,
yazin sari, kisin beyaz cicekler yeter!
soyledi soyleyenler demin,
gel sungulu yigit, alkislasinlar
simdi sen soyle soz senin.
sehitler tepesi bos degil,
topragini kahramanlar bekliyor!
ve bir bayrak dalgalanmak icin;
ruzgar bekliyor!
destani oksuz, sukutu derin mechul askerin;
turbesi yakismis bu kutlu tepeye
yattigi toprak belli,
tuttugu bayrak belli,
kim demis mechul asker diye?..
hemen her bayramda okunan arif nihat asya siiri:
ey mavi goklerin beyaz ve kizil susu
kizkardesimin gelinligi, sehidimin son ortusu.
isik isik, dalga dalga bayragim,
senin destanini okudum, senin destanini yazacagim.
sana benim gozumle bakmayanin
mezarini kazacagim.
seni selamlamadan ucan kusun
yuvasini bozacagim.
dalgalandigin yerde ne korku ne keder...
golgende bana da, bana da yer ver!
sabah olmasin, gunler dogmasin ne cikar!
yurda, ay-yildizinin isigi yeter.
savas bizi karli daglara goturdugu gun
kizilliginda isindik;
daglardan collere dusurdugu gun
golgene sigindik.
ey simdi suzgun, ruzgarlarda dalgali;
barisin guvercini, savasin kartali...
yuksek yerlerde acan cicegim;
senin altinda dogdum,
senin dibinde olecegim.
tarihim, serefim, siirim, herseyim;
yer yuzunde yer begen:
nereye dikilmek istersen
soyle seni oraya dikeyim!
ey mavi goklerin beyaz ve kizil susu
kizkardesimin gelinligi, sehidimin son ortusu.
isik isik, dalga dalga bayragim,
senin destanini okudum, senin destanini yazacagim.
sana benim gozumle bakmayanin
mezarini kazacagim.
seni selamlamadan ucan kusun
yuvasini bozacagim.
dalgalandigin yerde ne korku ne keder...
golgende bana da, bana da yer ver!
sabah olmasin, gunler dogmasin ne cikar!
yurda, ay-yildizinin isigi yeter.
savas bizi karli daglara goturdugu gun
kizilliginda isindik;
daglardan collere dusurdugu gun
golgene sigindik.
ey simdi suzgun, ruzgarlarda dalgali;
barisin guvercini, savasin kartali...
yuksek yerlerde acan cicegim;
senin altinda dogdum,
senin dibinde olecegim.
tarihim, serefim, siirim, herseyim;
yer yuzunde yer begen:
nereye dikilmek istersen
soyle seni oraya dikeyim!
dizide safak sezer adli oyuncunun canlandirdigi karakter.
cok dogru, yalan soylemeyen manasinda kiz ismi.
(bkz: destan)
seyrani siiri:
asirda acaip isler cogaldi
bilmem bu isleri kimler ediyor
dunyayi hep rezil kopekler aldi
gelen umeraya karsi gidiyor
biraz bahsedeyim ehl-i zamandan
yahsilar asagi dustu yamandan
aralik itleri olmus kumandan
uyuz it kurtlara kumandediyor
bugday unu begenmiyor enikler
iplikten asagi dustu ipekler
hep sedire gecti itler kopekler
hanedan ayakta hizmet ediyor
koltuk kili fark olmuyor sakaldan
tuccarlar asagi indi bakkaldan
aslanlara coban dusmus cakaldan
simdi aslanlari cakal guduyor
mekteple medrese ortadan kalkti
meyhana kerhana meydana cikti
ar namus denen sey ortadan kalkti
simdi kisi bildigine gidiyor
sarhoslar cogaldi kalmadi ayik
bu asir boylece hallere layik
muzevirin adi muhbir-i sadik
simdi kisi bildigine gidiyor
sahinler hurdunu tuttu yarasa
baklava yerine gecti pirasa
simdi ragbet deyyus ile terese
zamane bunlara ragbet ediyor
bey kurkunu begenmiyor kocekler
babasina aklogretir cocuklar
yumurtadan burnu cikan cucukler
horoz oldum diye cik cik ediyor
kucukler buyuge corap geydirir
tatliyi insana aci yedirir
seyrani zamane boyle dedirir
simdi kisi bildigine gidiyor
asirda acaip isler cogaldi
bilmem bu isleri kimler ediyor
dunyayi hep rezil kopekler aldi
gelen umeraya karsi gidiyor
biraz bahsedeyim ehl-i zamandan
yahsilar asagi dustu yamandan
aralik itleri olmus kumandan
uyuz it kurtlara kumandediyor
bugday unu begenmiyor enikler
iplikten asagi dustu ipekler
hep sedire gecti itler kopekler
hanedan ayakta hizmet ediyor
koltuk kili fark olmuyor sakaldan
tuccarlar asagi indi bakkaldan
aslanlara coban dusmus cakaldan
simdi aslanlari cakal guduyor
mekteple medrese ortadan kalkti
meyhana kerhana meydana cikti
ar namus denen sey ortadan kalkti
simdi kisi bildigine gidiyor
sarhoslar cogaldi kalmadi ayik
bu asir boylece hallere layik
muzevirin adi muhbir-i sadik
simdi kisi bildigine gidiyor
sahinler hurdunu tuttu yarasa
baklava yerine gecti pirasa
simdi ragbet deyyus ile terese
zamane bunlara ragbet ediyor
bey kurkunu begenmiyor kocekler
babasina aklogretir cocuklar
yumurtadan burnu cikan cucukler
horoz oldum diye cik cik ediyor
kucukler buyuge corap geydirir
tatliyi insana aci yedirir
seyrani zamane boyle dedirir
simdi kisi bildigine gidiyor
19. yuzyil gizemci halk siirinin buyuk ustasi, kuskusuz, seyranidir. dahasi, yergiciligi taslamaciligi bir bakima, gizemciligini bastiran, haksizliga, rusvete, kiyiciliga, toplumsal dengesizliklere, kaba sofuluga, ahlaksizliga karsi gozunu budaktan esirgemeden, korkmadan, cekinmeden savasim veren, bu arada inancasinin gereklerini de bir yana itmeden, siirsel yapidan, soyleyisten uzaklasmadan, etkin, kalici siirlerini saziyla halk icinde soyleyen guclu bir ozan seyrani.
siirlerinin cogunun bugun de guncelligini yitirmemis olmasi, halk katinda buyuk sayginlik kazanmasi, seyraninin gucunu belirlemesi bakimindan ilginctir.
seyrani, kayserinin simdiki adi develi olan everek ilcesinde dogmus, gene dogdugu yerde olmustur. yoksul bir mahalle imami olan cafer hocanin ogludur. asil adi mehmettir.
bir saptamaya gore, 1807 yilinda dogmus, 1866 yilinda olmustur. ancak, bu tarihlerin dogrulugu uzerinde kuskular da vardir.
medresede birkac yil okuduktan sonra ayrilmis, istanbula gitmistir. istanbulda yedi yil kaldigi anlasiliyor. istanbulda "bilimsel ve kulturel ogrenim" gordugunu siirlerinde soyluyor. bir yandan da alevi-bektasiligi secmis, tekkelere gitmistir.
yergici taslamaci yanini acimasizca kullanmaktan cekinmemistir. anlasilan odur ki seyrani dogasal olarak her turlu yanlisliklara karsi cikmadan, olaylari, kisileri yermeden edememektedir. bu yuzden olacak istanbulda seckinleri yerdigi icin hakkinda kovusturma acilmis, o da bir dostunun yardimiyla istanbuldan kacip develiye gelmis, bir daha da istanbula gitmemistir.
ozellikle orta anadoluda gezdigi anlasilan seyraninin "asik toplantilari"na katildigi, duzenlenen turlu sazli sozlu yarismalarda hep onde gittigi anlasiliyor.
yasaminin sonuna dogru bir sinir hastaligina da tutulan seyraniye son doneminde "deli" dendigi saptaniyor. seyraninin yasami acilarla, yoksulluklarla gecmistir. yasami boyledir de seyrani, butun bunlara karsin yasama sevincini hicbir zaman yitirmemistir. direncini yitirmemistir. yoksullugunu, cektigi acilari, dik kafali bir ozan olusuna baglamak da, pek yanlis olmaz. seyraninin yasadigi donemde ulkede de birtakim degisiklikler, yenilikler baslamistir. cagdas okullar acilmaya, yeni mahkemeler kurulmaya baslamis, ulkeye telgraf gelmis cesitli yenilesme cabalari gozlenir olmustur. butun bunlari seyraninin yakindan izledigini halkin uzerindeki etkileri gozledigini, siirlerinden cikarma olanaklari vardir. bu bakimdan seyrani, kendisinden onceki ozanlar gibi alisilmis konu sinirlarini asan cagdas olaylarin, olusumlarin icine girmeye calisan bunlari elestirel gozle degerlendirmeye yonelen bir ozan olarak ozellikle dikkati cekmektedir.
seyraninin bu yergici, taslamaci yani sira ictenlikli, duyarlilikli bir yani oldugu da goruluyor.
herhalde seyrani, caginin da tum halk siirimizin de uzerinde onemle durulmasi gereken en guclu, en ilginc ozanlarindan biridir. guncelligini yitirmeme basarisini gostererek, diliyle, deyisiyle, konusuyla, deme ustaligiyla guclu, saygin bir ozan seyrani.
siirlerinin cogunun bugun de guncelligini yitirmemis olmasi, halk katinda buyuk sayginlik kazanmasi, seyraninin gucunu belirlemesi bakimindan ilginctir.
seyrani, kayserinin simdiki adi develi olan everek ilcesinde dogmus, gene dogdugu yerde olmustur. yoksul bir mahalle imami olan cafer hocanin ogludur. asil adi mehmettir.
bir saptamaya gore, 1807 yilinda dogmus, 1866 yilinda olmustur. ancak, bu tarihlerin dogrulugu uzerinde kuskular da vardir.
medresede birkac yil okuduktan sonra ayrilmis, istanbula gitmistir. istanbulda yedi yil kaldigi anlasiliyor. istanbulda "bilimsel ve kulturel ogrenim" gordugunu siirlerinde soyluyor. bir yandan da alevi-bektasiligi secmis, tekkelere gitmistir.
yergici taslamaci yanini acimasizca kullanmaktan cekinmemistir. anlasilan odur ki seyrani dogasal olarak her turlu yanlisliklara karsi cikmadan, olaylari, kisileri yermeden edememektedir. bu yuzden olacak istanbulda seckinleri yerdigi icin hakkinda kovusturma acilmis, o da bir dostunun yardimiyla istanbuldan kacip develiye gelmis, bir daha da istanbula gitmemistir.
ozellikle orta anadoluda gezdigi anlasilan seyraninin "asik toplantilari"na katildigi, duzenlenen turlu sazli sozlu yarismalarda hep onde gittigi anlasiliyor.
yasaminin sonuna dogru bir sinir hastaligina da tutulan seyraniye son doneminde "deli" dendigi saptaniyor. seyraninin yasami acilarla, yoksulluklarla gecmistir. yasami boyledir de seyrani, butun bunlara karsin yasama sevincini hicbir zaman yitirmemistir. direncini yitirmemistir. yoksullugunu, cektigi acilari, dik kafali bir ozan olusuna baglamak da, pek yanlis olmaz. seyraninin yasadigi donemde ulkede de birtakim degisiklikler, yenilikler baslamistir. cagdas okullar acilmaya, yeni mahkemeler kurulmaya baslamis, ulkeye telgraf gelmis cesitli yenilesme cabalari gozlenir olmustur. butun bunlari seyraninin yakindan izledigini halkin uzerindeki etkileri gozledigini, siirlerinden cikarma olanaklari vardir. bu bakimdan seyrani, kendisinden onceki ozanlar gibi alisilmis konu sinirlarini asan cagdas olaylarin, olusumlarin icine girmeye calisan bunlari elestirel gozle degerlendirmeye yonelen bir ozan olarak ozellikle dikkati cekmektedir.
seyraninin bu yergici, taslamaci yani sira ictenlikli, duyarlilikli bir yani oldugu da goruluyor.
herhalde seyrani, caginin da tum halk siirimizin de uzerinde onemle durulmasi gereken en guclu, en ilginc ozanlarindan biridir. guncelligini yitirmeme basarisini gostererek, diliyle, deyisiyle, konusuyla, deme ustaligiyla guclu, saygin bir ozan seyrani.
(bkz: kevin moore)
(bkz: fire in the hole)
kadinlarin geldigi dusunulen gezegen.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?