yaratıcının sanımca tuvaline attığı en heyecanlı renk...
(bkz: acidan kurtulmak) (bkz: aci iyidir)
bir nöbet,belki de sevimsiz bir film gibidir bu.bundan kurtulmakla mutlu olmak arasındaki çizgide sıkılmak yatar
ünlü ögretici acının sözüdür bu!
acıya indiğinde(ki bazen çıkmak gerekir onun için)bunun tadını çıkar:acıda iyidir de!
acı güçtür ve en büyük zevklerin hep ilk adımıdır
acıya indiğinde(ki bazen çıkmak gerekir onun için)bunun tadını çıkar:acıda iyidir de!
acı güçtür ve en büyük zevklerin hep ilk adımıdır
bir bellek yığınıdır.gücünü fazlalığı değil niteliği belirler sanımca.ne kadar cok edinilirse okadar cok acı veren zeki kişilerde izlenilmesi hoş bir tiyatro...
(bkz: kafa ziken bilginler)
(bkz: kafa ziken bilginler)
bilgisiyle sizi sıkan,konustukca kendinizi kitap okuyor sandırtan ampirik insanlar. bukadar fazla söylenen bilgi kişi için gercek bir duvar olur ve parıltı diye gördüğünüz sey bir göz yanılmasıdır.yüksek belleklerle zekayı bir görmeyelim bu kişilerden çıkarılacak en güzel sonuctur
gerçeği bilmeden çözülen sorulardı bu,yaşam.
bilinirliğinin dibi delinen.
baktığında yine gördüğün yer,yine yer
bilinirliğinin dibi delinen.
baktığında yine gördüğün yer,yine yer
doğal ve içten olmaya çoğu zaman aptallık deriz.bir yandan da bu gercekten aptallıktır.
modern az kullanılan herşeye verdiğimiz isim.bazen farklılık dediğimiz bazende parayla ölçtüğümüz ilginç açılım
august strindbergin 15 yıllık evliliğini anlattığı gercek bir yasam öyküsü.kadınlara kan kusar,karısına olan saplantısından dolayı onu bırakamaz,sıkıntı ve azap dolu gecen bu evliliğinde kadınlarla ilgili genellemelere varır.bir cok tepki görür bu kitabından sonra.
-onu kaybetçek kadar çok seviyordum
-güneşin içmek için çiyi sevmesi gibi sevmemek
-fikirlerim bozguncumu? aksine bunlar cok yeni fikirler! ya sizinkiler,geçmiş bir dönemin kalıntıları,gençliğimin beylik sözleri size yeni görünüyorlar!samimi olarak turfanda sebze ve meyve olarak sunmak istediğiniz şeyler,kötü lehimlenmiş kutulardaki konservelerden başka bir şey değiller.’’bunları atın,çünkü kötü kokuyorlar’’özdeyişini bilirsin!..
gibi defterime alıntılar yaptığım,okumaya doyamadığım,bittiğinde üzüldüğüm kitap
-onu kaybetçek kadar çok seviyordum
-güneşin içmek için çiyi sevmesi gibi sevmemek
-fikirlerim bozguncumu? aksine bunlar cok yeni fikirler! ya sizinkiler,geçmiş bir dönemin kalıntıları,gençliğimin beylik sözleri size yeni görünüyorlar!samimi olarak turfanda sebze ve meyve olarak sunmak istediğiniz şeyler,kötü lehimlenmiş kutulardaki konservelerden başka bir şey değiller.’’bunları atın,çünkü kötü kokuyorlar’’özdeyişini bilirsin!..
gibi defterime alıntılar yaptığım,okumaya doyamadığım,bittiğinde üzüldüğüm kitap
bir delinin savunmasıisimli kitabıyla kalbimde taht kurmuş bir deli. modern tiyatroya bir cok örnek vermiştir.çoğunlukla kadın erkek çatışmalarını konu eder.nietzsche ile mektuplasmış büyük yazar.
45 yaslarında bir abiyle konustugumda(eski komünistlerden) aramızda şöyle bir diyalog gecti:
-genc!dinde eşitlik var dimi?
-sanırım var abi...
_komünizmde de var.ikiside aynı seyi savunuyor işte,ondan ben solcu ve komünistim.
işte;halk yıgını tadmadıgı takdirde komünizmi böyle tanımlıyor.
-genc!dinde eşitlik var dimi?
-sanırım var abi...
_komünizmde de var.ikiside aynı seyi savunuyor işte,ondan ben solcu ve komünistim.
işte;halk yıgını tadmadıgı takdirde komünizmi böyle tanımlıyor.
ırkçılık bir kusmadır.çıkışını kalıntılara borçludur.ülkemizin büyük sorunlarından biridir kanımca.her düşünce,inanış,bakış sonunda onun soguk kollarında son bulur.evliliklerde insanların veri olarak topladıkları dogdugu sehir,inandıkları ve parası.bu bozulmuş bakışların verdiği başlar aynı zamanda güdülü birer iç karartıcıdır.ülkemizde hala iç kargasada büyük bir artış yoksa bu insanların ırkcılık düşüncesini aptalca bulmaları ve artık bilgi toplumu olma yolunda olduklarından değil artık bir sey bulamadıklarındandır,kan davasını sürdürebilcek kadar bile doygun olmaması büyük cogunlugun,şansımız bazen.hangisi daha iyi derseniz tabiki koyunlar;hepsi,sevilesi canlılar.
iki felsefe kitabı okuyup tebessümle söylenen söyleyen kişiyle alay etme zorunluluğu hissetiren aptal etkileme savı.ateist akımın tanrı sözünü doldurma cabası.
descartesin kanımca yanlış olan yargısı.zira düşüncenin cogu zaman tekrardan ibaret olduğunu kabul edersek hayatımızda ürettiğimiz yada hiç üretemediğimiz yargılarımızla varlığımızı ya kabul etmiş ya da etmemiş oluruz.halbuki varlık bazen iyi bir taklit ve kabul ediştir.bazen ise hiç bir normu kabul etmeden pineklemek.o anda bile onları dolduran ve bir varlığı işaret eden sadece hacimleri değildir
maxtan sonra igorunda ayrılmasıyla dağılan ve metal severleri üzüntüye boğan tapılası grup
öss ye hazırlandığım yıllarda dinlemeden test çözemediğim grup
teşekkül, teşkilat.aynı amactaki kişilerin olusturdugu ortak payda
(bkz: irtica) özsuyuyla büyümüş bir zamanlar refah olan grubun yanındaki çocukların işi ögrendikten sonra kendilerinin aynı işi devam ettirdikleri (bkz: örgüt)
kaybetmeyen bir kavram.akan ve yok olmayan bir gercek verdiği tek sey baslamaya izi verdiği an bir daha hep alan yaratık.
güzellik bir tercihtir.bugüne kadar bir cok tanımı olmuştur.asla ilk anda anlayabilceğiniz kadar güleryüzlü değildir.güzelliğin zamanla derinliği artar.derinlik farklı ve çeşitli canlı türlerini kulaklarımıza mırıldar gibidir.ah artık o bir sanı değil gördüğümüzde artık o bir anıttır yıllarca konusuruz bu eserleri
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?