köpeklerinin bile havlamayıp;avladığı yöre canlısı
insan yığının elinde bir ötanaziye dönen,mutlaka bilgi ve eğitim gerektiren yönetim şekli
son mu baslangıcmı bilemiyorum,aldıklarıda mühim değil anımız itibariyle,en cok merak edilen olmuş olsada,cevabı olmaması nedeniyle konusmaktan vaz gectiğimiz,onu unutmamızın bir hediye oldugunu düşündüğüm sonu görülmez uçurum
(bkz: siyah giyinmek)
töz;özden değişik olarak insanın sürekli tasıdıgı özellikleri gösterir,değişmez ve sürekliliğini korur,zamanın ve mekanın gerekleri etkilemez
yapımımda demiri cok görmüş...
ondan bu ağrı kolonlardan yana,
kum lazım bana
tersine çevirdiğimde oraya akmalı yavaşça
ağlamalıyım ona bakarken,
sonra büyük sevnçle dolan kısma bakmalıyım
ahh!
çok güzel avunurum bunlarla...
içimi tırmalamalı hisler
sürekli heyecan duymalı yaratmamalı onu!
kendimden yana saygısız olmalıyım
dik durmak umrumda değil
bazen acımalı bana herkes
sıkılıp bırakana kadar ben....
öyle bir daldayım ki,çatlak dolu üstüm başım
düşmekte umurumda değil,zaten belli bu....
vicdanımı ölüme terketmeliyim
bıktım ilaç fayda etmiyor ona
vurmalı onu acı çekmeden
ne geldiyse onun iç gıcırtıcı sesinden...
rollerim canımın istediği kadar
özüm,aslım diye kavramlar heyecanını yitirdi
anımda şu an zoru çekemeyen bir çocuk var
yaratamam zorluğu o halde ama,
biraz sonra onunla yanıp tutuşucam biliyorum
terlemeden çıkılan dağın zevki başka
çok kısa ve inanmayan bakışlarla
ya zorlu etaplara ve düşen çakıl taşlarına karşı olan...
bir şey ki yitirdim onu!
iç çekemem ulaşamadığım aşka artık
ondan yozlaşabilir her an renkli bahçem...
koşmaktan yorulmadım
çok koştuğum söylenemez
eğer yürüyerekte son çizgiye ulaşıyorsam
yürüdüm hep!
bu çok açık ki;
yüksekler kibirime vakıf
bunuda rol bilmeli...
kendimi bu şiirimde bulurum,yazdığımda içine düştüğüm yer de,ya da yazarken içinden cıktığım yer de bu şiirdir
ondan bu ağrı kolonlardan yana,
kum lazım bana
tersine çevirdiğimde oraya akmalı yavaşça
ağlamalıyım ona bakarken,
sonra büyük sevnçle dolan kısma bakmalıyım
ahh!
çok güzel avunurum bunlarla...
içimi tırmalamalı hisler
sürekli heyecan duymalı yaratmamalı onu!
kendimden yana saygısız olmalıyım
dik durmak umrumda değil
bazen acımalı bana herkes
sıkılıp bırakana kadar ben....
öyle bir daldayım ki,çatlak dolu üstüm başım
düşmekte umurumda değil,zaten belli bu....
vicdanımı ölüme terketmeliyim
bıktım ilaç fayda etmiyor ona
vurmalı onu acı çekmeden
ne geldiyse onun iç gıcırtıcı sesinden...
rollerim canımın istediği kadar
özüm,aslım diye kavramlar heyecanını yitirdi
anımda şu an zoru çekemeyen bir çocuk var
yaratamam zorluğu o halde ama,
biraz sonra onunla yanıp tutuşucam biliyorum
terlemeden çıkılan dağın zevki başka
çok kısa ve inanmayan bakışlarla
ya zorlu etaplara ve düşen çakıl taşlarına karşı olan...
bir şey ki yitirdim onu!
iç çekemem ulaşamadığım aşka artık
ondan yozlaşabilir her an renkli bahçem...
koşmaktan yorulmadım
çok koştuğum söylenemez
eğer yürüyerekte son çizgiye ulaşıyorsam
yürüdüm hep!
bu çok açık ki;
yüksekler kibirime vakıf
bunuda rol bilmeli...
kendimi bu şiirimde bulurum,yazdığımda içine düştüğüm yer de,ya da yazarken içinden cıktığım yer de bu şiirdir
askeri yerlerde satılmayan,bana da küçükken neden satılmıyor acaba diye düşündürten,tayyibinde ortak olduğu,reklamını yaptığı marka...
mutluluk bir ihtiyacken aynı zamanda itici bir kavram,yoksa sürdükce bir an önce kurtulma isteğimiz neden?sürekli mutlu olan,gülen insanlara imrenirken gercekten bunu rol bilen bu kişilerin kendi ikiyüzlülükleri bizde saygıdan cok kıskanclık doğurmaz mı?
salak cocuk tribi,küçükken benimde girdiğim bu yolda bir cok böceğin canına kıydığım,ampulu tekrar keşfederken elektriğe carpılmam suretiyle son bulan,genelde sonradan bırakılması gereken kendini cok akıllı sanma olayı
işçi kadınları severim
güzel kadınları da severim
güzel işçi kadınları daha çok severim
o.veli
güzel kadınları da severim
güzel işçi kadınları daha çok severim
o.veli
kanımca en kolayı yapmış;zamanında halkın anlayamayacağı yazıları onların diline indirgeyerek asagı istikamette,dikey bir kültür olusturmustur,bu şiirleri sevenler en azından anlayabilcekleri bir kültür objesi olması hasebiyle bile ona sevgi,saygı beslerler,şiir kitabını okurken zatıma cok kez hayalkırıklıgı yaratan şair
türk şiirinde bir cok yeniliğe katkıda bulunmuş garipçi akımının basta gelen yazarıdır.
aşk yamalarımızı gözler önüne seren acılar nüansıdır.zira acı olmadıkca askta olmaz bu klişe dogru ve gercektir
(bkz: ask acısı)
(bkz: ask acısı)
petere verip vermediğini merak ettiğim,sürekli mutlu hayatın gerceklerini henüz tadmamıs dedesinin de sinir oldugunu tahmin ettiğim çizgi kahramanı uyuz kız
dinlemeye doyamadığım bir dark tranquility parcası,bu sarkıyı dinlemeyen biri güzel sarkının tanımını yapabilceğini sanmıyorum,4/4 lük bir parca
(bkz: lethe)
kendilerine milliyetci diyip milliyetçiliğin tanımını değiştiren ırkcı grup.cogunlugu mafyadır,ülkenin omuzundaki agır yüklerdir bu kişiler...
lombakta mına godumun pamugu diye bagıran aslında onları öyle bilmek istediğim 7 küçük piç
romalı devlet adamı,yazar,bilgindir.mektupları roma tarihini bilmemize önemli katkı saglamıstır.latin şiirine ve hitabet sanatına önemli yenilikler kazandırmıştır
aşk acısı özünde mantık acısıdır...bir acıya sebepse eger mutlu olunası duygu,gerceği değil sanıları irdelemeli ve çözülesi olan bu sorunları çözmede en iyi yöntem silme ve tekrar dogmadır yadalethe nehrine girmek
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?